DÜNYA - 21 Kasım 2022 Pazartesi 17:01

Stoltenberg: 'Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tahıl anlaşmasını kolaylaştırdıkları için takdir ediyotum'

A
A
A
Stoltenberg: 'Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tahıl anlaşmasını kolaylaştırdıkları için takdir ediyotum'

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO Parlamenterler Asamblesi'nin (NATO PA) 68. Yıllık Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tahıl anlaşmasını kolaylaştırdıkları için takdir ediyorum. Bu çok önemliydi" dedi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İspanya'nın başkenti Madrid'de geçtiğimiz Cuma günü başlayan NATO Parlamenterler Asamblesi'nin yıllık toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşla ilgili konuşan Stoltenberg, Rusya'nın Şubat ayında başlattığı saldırılarla büyük bir hata yaptığını söyledi. Rusya'nın, Ukrayna'nın cesaretini, NATO ve müttefiklerinin ise birliğini hafife aldığını belirten Stoltenberg, "Rusya, Ukrayna'yı birkaç gün içinde yenilgiye uğratacağını düşündü. Fakat, Rusya 9 aydır gerileme ile karşı karşıya. Ukraynalılar, işgal edilen topraklarını özellikle Herson bölgesini geri almaya devam ediyor. Bu durumda kesinlikle Ukrayna'ya uzun vadede destek olmaya devam etmek zorundayız. Bunun bedellerinin olduğunu biliyorum. Ülkelerimizdeki insanlar yaşam maliyetlerinde yaşanan krizle karşı karşıya. Ayrıca, enerji ve gıda fiyatları da artıyor. Fakat, NATO'nun ödediği bedeller parayla ölçülebilir. Ukraynalılar ise bu bedeli kanları ile ödüyor. Eğer Putin'in kazanmasına izin verirsek, hepimiz çok daha büyük bedeller öderiz. Dünyadaki otoriter rejimler, kaba kuvvet ile istediklerini alabileceklerini zannederler" dedi.
Yeni bağımlılıkların oluşmaması konusunda dikkatli olunma çağrısında bulunan Stoltenberg, Çin'e karşı da dikkatli hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çin'in, kritik altyapıları, tedarik zincirini ve önemli endüstriyel sektörleri elinde bulundurduğu vurgulayan Stoltenberg, "Otoriter rejimlere, güvenlik açıklarımızdan faydalanma ve bizleri baltalama şansı veremeyiz" açıklamasında bulundu.

"Boğaz'dan geçen tahıl gemilerini gördüm."

İstanbul'da 22 Temmuz'da Rusya ve Ukrayna arasında Birleşmiş Milletler (BM) ve Türkiye arabuluculuğunda imzalanan tahıl anlaşmasının 120 gün daha uzatılmasına ilişkin kararda Türkiye'nin önemli rolünden bahseden Stoltenberg, "Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tahıl anlaşmasını kolaylaştırdıkları için takdir ediyorum. İstanbul'dayken Boğaz'dan geçen tahıl gemilerini gördüm. Bu, gıda fiyatları ve özellikle dünyadaki yoksul ülkeler için oldukça önemli. Tahıl anlaşmasının çok önemli olduğu kanıtlamıştır ve bunun devamlılığı sağlanmalıdır. Ayrıca, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılması kolaylaştırılan savaş esiri takası da elbette müttefiklerimizce memnuniyetle karşılanmıştır. Fakat biliyorsunuz ki, İstanbul'daki mesajım ile bugün burada verdiğim mesaj aynıdır" sözlerine yer verdi.

"İsveç ve Finlandiya teröre karşı mücadele etmek için garanti sağlamak zorunda"

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği ile ilgili de konuşan Stoltenberg, Finladiya, İsveç ve Türkiye arasında imzalanan üçlü muhtırayı hatırlattı. Muhtıra çerçevesinde iki ülkenin NATO'ya üyelik aşamasında onay sürecine gelindiğinden bahseden Stoltenberg, "Finlandiya ile İsveç, NATO ve Türkiye ile uzun dönemde partnerlik yapmak ve teröre karşı mücadele etmek için garanti sağlamak zorunda. Finladiya ve İsveç, Türkiye ile yakın işbirliği içerisinde teröre karşı gelecekte de çalışmalarını sürdürecek. Biliyorsunuz ki, hiçbir NATO ülkesi terör saldırılarından Türkiye kadar acı çekmedi. Birkaç gün önce İstanbul'da acımasız bir terör saldırısı yaşanmıştı. Müttefiklerde ve özellikle Türkiye'de verilen can kayıpları, terörün acımasızlığı hatırlatıyor" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta Güvenç Apartmanı’nda yakınlarını kaybedenler ’adalet’ istedi Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin ilk saniyelerinde yıkılan ve 97 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi Güvenç Apartmanı’nın ilk duruşması bugün yapılacak. Duruşma öncesinde apartmanda yakınlarını kaybeden vatandaşlar, adliye önünde basın açıklaması yaparak ‘adalet’ çağrısı yaptı. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan, ‘asrın felaketi’ olarak nitelendirilen depremlerin henüz ilk saniyelerinde yıkılan ve 97 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi Güvenç Apartmanı’nın ilk duruşması bugün Kahramanmaraş Adliyesi’nde görülüyor. Duruşma öncesinde Güvenç Apartmanı’nda hayatını kaybedenlerin yakınları, adliye binası önüne gelerek basın açıklamasında bulundu. Yakınlarını kaybeden vatandaşlar, sorumluların gerekli cezaları almaları gerektiğini vurguladı. "Ölene kadar mücadele edeceğim" Depremde annesini ve kardeşlerini kaybeden Emine Biçici, "Annemi ve 3 kardeşimi toprağa verdim, daha ilk duruşmamızı yapacağız. Adalet daha sağlanmadı, ne zaman sağlanır bilmiyorum, dilerim ki ben ölmeden görürüm adaletin sağlandığını. Kalabalık olmadığımız için Kahramanmaraş halkından destek istedik ve maalesef bir kişiyi getirebildik. Biz şehir olarak yalnız kaldık, akrabalarımız yalnız bıraktı. Acıyı sadece çekenler bilir, ateş düştüğü yeri yaktı, maalesef ki hepimiz yaralıyız. Bundan sonra her önüne gelen ev yapmasın, yıkıldığı an ortaya çıktı her şeyin çürük yapıldığı. Ben kardeşlerim için annem için ölene kadar mücadele edeceğim. Adaletimiz er ya da geç sağlanacaktır, bunun için de halktan destek bekliyoruz" dedi. "Bizler geniş ailelerdik ama şimdi bir avuç kaldık" Bir diğer vatandaş Merve Aksu da, "Gözünüzü kapatıp 5 saniye yaşadığınız yerin yerle bir olduğunu düşünün ve ailenizi yataklarında ezilmiş şekilde aldığınızı hayal edin. Biz bu hayalleri yaklaşık 1 buçuk senedir yaşıyoruz ve biz orada 6 Şubat’ta kaldık. Bizler geniş ailelerdik ama şimdi bir avuç kaldık. Eskişehir’den geliyorum buraya artık burada yaşayacağım çünkü davama sahip çıkmam gerekiyordu" diye konuştu. “Bin 400 yaşam 4 saniyede yok oldu” Yakınlarını kaybeden bir diğer vatandaş Tuğçe Demir ise, "Bugün burada Ebrar Sitesi ailelerinin davalarında gelmeyen adaleti kabul etmediğimizi ve vazgeçmeyeceğimizi vurgulamak için buradayız. Ebrar Sitesi’nde bin 400 yaşam 4 saniyede yok oldu. Evim dediğimiz Ebrar Sitelerinde en değerlilerimizi yapılan usulsüzlüklerle kurban verdik. Uygun olmayan bir zemini imara açan, zemine uygun bina yapmayan, denetleyen ve tüm bu olmazlara rağmen ruhsat veren ve imzası bulunan herkesin yargılanmasını istiyoruz. Adil ve etkin bir yargı süreci talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. Davanın Avukatı Mustafa Yıldız ise şunları söyledi: "Güvenç Apartmanı’nda toplam 97 kişi ölmüştür. Dosyanın içerisinde mali hesap ve aynı şekilde statik hesap raporu bulunmamaktadır. Kat izni verilenden daha fazla çıkıp 11 kat olarak dikilmiştir. Dosyamızda şu an tutuklu bulunmamaktadır ve bugün tekrardan tutukluluk talep edeceğiz."
Aydın Başkan Günel’den Kuşadasıspor taraftarına getirilen yasakla ilgili açıklama İzmir Valiliği, yaptığı İl Spor Güvenlik Kurulu Toplantısı’nda, Kuşadasıspor ile Bornova 1877 arasında bugün oynanacak Play-Off maçına, ‘güvenlik’ gerekçesiyle siyah-beyazlı kulübün taraftarlarının alınmamasına karar verdi. Bunun üzerine bir açıklama yapan Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, “Kuşadasıspor taraftarlarının en doğal sportif hakkının gasp edildiği bu kararın acil olarak geri çekilmesini talep ediyoruz” dedi. Başkan Ömer Günel’in açıklaması şöyle: “Bugün saat 20.00’de Kuşadasıspor ile Bornova 1877 futbol kulüpleri arasında Bornova Aziz Kocaoğlu Stadı’nda oynanacak Play-Off maçına, Kuşadasıspor taraftarlarının alınmayacağını üzülerek öğrendik. İzmir Valiliği İl Spor Güvenlik Kurulu Toplantısı’nda ‘güvenlik sağlanamayacağı’ gerekçesiyle alınan bu yasak, büyük bir hezeyan içinde alınmış yanlış bir karardır. Bu karar centilmence mücadele ederek, kazanma ya da kaybetme şansı elinden alınmak istenen Kuşadasıspor’un peşin mağlubiyetine imza atmaktan öteye geçmeyecektir. Peşin niyet okuyarak güvenlik kaygısı ile alınan ve Kuşadasıspor taraftarının en doğal sportif hakkının gasp edildiği bu kararın acil olarak geri çekilmesini talep ediyoruz. Kuşadasısporlu taraftarlarımızın centilmenlik içinde takımlarını destekleyeceklerinden hiçbir şüphemiz yoktur. İzmir Valiliğimizin, bu konuda alınan yanlış karardan dönmesini ve bu akşamki maçta Kuşadasısporlu taraftarlarımızın tribünlerde hak ettiği yeri almasını bekliyoruz"
İstanbul Kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Mehmet Kamış’ın yargılanmasına devam edildi MİT ve İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nün ortak operasyonuyla yakalanan ve FETÖ’nün sözde üst düzey yöneticileri arasında olduğu iddia edilen kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Mehmet Kamış’ın yargılanmasında devam edildi. Mahkeme, Kamış’ın cezaevi koşullarında kalmasında sakınca olup olmadığına ilişkin rapor aldırılmasına karar verdi. Hakkında yakalama kararı bulunurken Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün ortak operasyonuyla bir rezidansta yakalanan ve FETÖ’nün sözde üst düzey yöneticileri arasında olduğu iddia edilen kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Mehmet Kamış’ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu sanık Mehmet Kamış ile avukatı hazır bulundu. Duruşmaya Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) avukatı da katıldı. "Zaman Gazetesi’ne geçtiğim zaman sanığın idareci olduğunu duymuştum’’ Duruşmada tanık olarak dinlenen Asif Parıldar, sanık Kamış’ı lise yıllarından tanıdığını söyleyerek, "2014 yılında Zaman Gazetesi’ne geçtiğim zaman sanığın idareci olduğunu duymuştum. Ben orada çalışırken sadece ayaküstü selamlaşmıştık, muhabbetimiz oldu. Bunun dışında çok detaylı bir bilgim yok’’ dedi. "Benimle ilgili yakalama kararı da çıktığını duyunca adil yargılanamamaktan ve kötü muameleden korktum’’ Duruşmada savunma yapan sanık Kamış ise, "Ben 2015 yılının Ekim ayında gazeteden ayrıldım. 2009’dan 2015 yılına kadar çıkan gazeteyi denetlemekle görevliydim ben. Çıkardığımız gazeteyi her gün Basın Savcılığına gönderirdim, onlar da denetlerdi. Gazeteden ayrıldıktan sonra yerime hemen birini bulamadıkları için künyede bir süre daha benim ismim geçti. Gazeteciliği bıraktıktan sonra hakkımda dava açıldı. Darbeden sonra ve ortalığın son derece karışık olduğu dönemde hakkımda dava açıldığı için işin doğrusu korktum. Benimle ilgili yakalama kararı da çıktığını duyunca, adil yargılanamamaktan ve kötü muameleden korktum. Bu yüzden hem yakalanmadım hem de teslim olmadım. Hiçbir örgütle, kanun dışı hiçbir oluşumla işim olmadı. Kimseden açık veya kapalı talimat almadım, bütün kutsallarım üzerine yemin ederim’’ şeklinde konuştu. Duruşmada görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. Cezaevi koşullarına uygun olup olmadığına ilişkin rapor alınacak Sanık avukatı ise, müvekkilinin tansiyon rahatsızlığının olduğunu belirterek, tahliyesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın 7 yılı aşkın zamandır yakalamalı olmasını, yakalanış şeklini ve kaçma şüphesini de dikkate alarak tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, sanığın bulunduğu cezaevine yazı yazılarak sanığın en yakın hastaneye sevk edilip, cezaevi koşullarında kalmasında sakınca olup olmadığına ilişkin rapor aldırılmasına hükmederek duruşmayı erteledi.
Erzurum Erbakan: "Mutlaka bir anayasa değişikliği yapılacaksa, mevcut başkanlık sistemi iyileştirilmelidir” Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, mutlaka bir anayasa değişikliği yapılacaksa mevcut başkanlık sisteminin iyileştirilmesini savunduklarını söyledi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Anadolu’da devam ettirdiği gezi programları çerçevesinde Erzurum’un Horasan, Köprüköy ve Pasinler ilçelerini ziyaret etti. 14 Mayıs seçimlerinde Yeniden Refah Partisi’nden Nevzat Karasu’nun kazandığı Köprüköy Belediyesini ziyaret eden Erbakan, burada gündeme dair açıklamalar yaptı. Erdoğan-Özel görüşmesi İktidarla muhalefet arasındaki görüşmelerin veya diğer siyasi partiler arasındaki görüşmelerin, diyaloğun faydalı olacağını her zaman ifade ettiklerini belirten Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Bu müzakere yolunun karşılıklı fikir alışverişinin, diyalog yolunun her zaman açık tutulması faydalı olur. Bu bakımdan inşallah bu görüşmenin de hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Ancak diğer taraftan tabii bu anayasa konusunun son derece fazla bir şekilde aslında gündemde tutulduğunu da ifade etmek isterim” şeklinde konuştu. “Mevcut anayasa ile de sorunlar çözülebilir” Ülkenin en önemli probleminin yoksulluk ve enflasyon olduğunu vurgulayan Erbakan, “Borç ve faiz ekonomisidir. Ehliyet ve liyakat noktasında yaşanan problemlerdir. Ve aynı zamanda adaletsizliklerdir. Bunların düzeltilmesi için mevcut anayasa bizim elimizi kolumuzu bağlamıyor. Bu mevcut anayasayla da bu problemlerin üstesinden gelecek adımlar atılabilir. Gerekirse anayasa değişmeden gerekli kanunlar düzenlemeler yapılabilir. Ve bu mevcut düzen içerisinde de çok önemli adımlar atılarak millete rahat nefes aldırılabilir. Bunun en güzel örneği 54. hükümette merhum Erbakan Hocamızın başbakanlığı dönemidir. 11 ayda bırakın anayasayı bir kanun bile yapmaya vakit kalmadan neredeyse. Ama Cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümeti oldu. Denk bütçenin yapılması, faizden ülkenin kurtarılması, milletin dar gelirinin alım gücünün, refah seviyesinin arttırılması. Bütün bunlar yine mevcut anayasayla, anayasa değişikliği olmadan da yapılabilir. Bu nedenle bu konunun üzerine çok fazla düşülüyor” diye konuştu. “Demokratikleştirilmiş bir başkanlık sistemine geçilebilir” Mutlaka bir anayasa değişikliği yapılacaksa başkanlık sisteminin, mevcut başkanlık sisteminin iyileştirilmesini savunduklarını anlatan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Gerekli yerlerinin düzeltilmesi ve demokratikleştirilmiş bir başkanlık sistemine geçilmesi, yani meclisin güçlendirildiği ve kuvvetler ayrılığının tahkim edildiği bir yeni anayasa, bir yeni sistem getirilebilir” diye konuştu. “Üretime, istihdama ve ihracata odaklı bir ekonomi” Yeniden Refah Partisi olarak yıllardır söyledikleri borç, faiz, zam, vergi ekonomisi yerine üretime, istihdama, ihracata odaklı bir ekonomi modeline geçilmesini savunduklarını söyleyen Erbakan, sözlerine şöyle devam etti, “Tüm bu şartlar altında anayasa değiştirildiği zaman milletin dertlerine derman olabilecek miyiz? Veya anayasa değiştirmeden de bu dertlere derman olabilir miyiz? Buna geçersek bu milleti kurtarırız. Yani gider kalemleri faiz canavarı olan kur korumalı mevduat canavarı olan kamudaki israf olan ve aynı zamanda imtiyazlı holdinglere haksız kaynak aktarımı olan bu dört tane canavardan kurtulmak ve milli kaynak paketleriyle kaynak üretmek, denk bütçeyle kamuda israfı önleyerek ve kaynak üreterek devleti faiz canavarından kurtarmak, imtiyazlı holdinglere haksız kaynak aktaran hortumları kesmek, paylaşımda adaleti sağlamak ve bütün bu elde edilecek imkanlarla tasarrufla, milli kaynak paketleriyle ya da faizden kurtarılan imkanlarda yine 54. hükümette Milli Görüş’ün yaptığı gibi çiftçimize, köylümüze, küçük esnafımıza, işçiye, memura, emekliye refah seviyesi artışı sağlamak. Alım gücü artışı sağlamak. Asıl uğraşılması gereken, asıl gündemde tutulması gereken konu ve tabii ki asıl acil bir şekilde çözülmesi gereken konuda budur. Paylaşımda adalet sorunudur. Anayasa değişikliğinden önce bizim aslında bu sorunlara çözümler bulmamız lazım.”