SAĞLIK - 06 Temmuz 2020 Pazartesi 15:37

“Stres, yaşanan olaylardan daha çok kişi tarafından nasıl algılandığıyla ilişkilidir”

A
A
A
“Stres, yaşanan olaylardan daha çok kişi tarafından nasıl algılandığıyla ilişkilidir”

Klinik Psikoloğu Damla Alkan, stresin, günlük yaşantımızın dengesinde bozulmaya neden olan veya bozulma olasılığının olduğu her türlü deneyim olduğunu belirterek, stresli durumlarda, stres dağıtan aktivitelere veya alternatif başka alanlara yönelmeyi önererek, “Stres, yaşanan olaylardan daha çok, kişi tarafından nasıl algılandığıyla ilişkilidir” dedi.

Stresin, günlük yaşantımızın dengesinde bozulmaya yol açan veya bozulma olasılığının olduğu her türlü iç ya da dış etkeni değiştirmeye ve onlara uyum sağlamaya yönelik yaşadığımız olumsuz bir duygusal deneyim olduğunu söyleyen Yakın Doğu Üniversite Hastanesinden Klinik Psikolog Damla Alkan, buna bilişsel, duygusal, davranışsal ve bedensel değişikliklerin eşlik ettiğini belirtti. Kişilerin gündelik yaşamda, okulda, evde, aile arasında ve iş ortamında stres yaşayabileceğini söyleyen Damla Alkan, stresin sadece trafik cezası almak, iş bulmaya çalışmak, ailede ölümle başa çıkmak ve boşanmak gibi olumsuz olaylar karşısında gelişmediğini ifade ettiği açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Stres, tatil için alışveriş yapmak, beklenmedik bir iş tanımı ile karşılaşmak veya evlenmek gibi olumlu yaşam olayları sırasında da ortaya çıkabilir. Stres, yaşanan olayların ne olduğundan çok, olayın kişi tarafından nasıl algılandığıyla ilişkili bir durumdur. Bir başka ifadeyle bir deneyim bazı kişiler için stresli olabilirken diğerleri için olmayabilir. Örneğin bir kişi için iş kaybı son derece stresli olabilirken, bir başkası için yeni bir alan denemek için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Düşük miktarda yaşadığımız stres bizi stres oluşturan olay karşısında koruyucu ya da motive edici bir rol oynarken, stres düzeyimizin yüksek olması yaşam kalitemizi ve günlük işlevselliğimizi bozmaktadır.”

Stresle başa çıkma önerileri

Stresle başa çıkabilmek için önerilerde de bulunan Alkan, stres oluşturan olaylar yaşandığı durumlarda kişilerin olaylara olumlu tarafından yaklaşması gerektiğini belirtti. Her zaman pozitif düşünmek gerektiğini söyleyen Alkan, mutlu olmak ve sevinmek gibi olumlu duygular gibi gergin olmak, öfkelenmek ve sinirlenmek gibi olumsuz duyguların da insana özgü olduğunu belirtti. Alkan sözlerine şöyle devam etti: “Kaç kişide koronavirüsü çıkacağı, Eylül ayında okulların açılıp açılmayacağı gibi kontrol edemediğimiz, stres oluşturan olaylarla daha çok ilgilenmek yerine, işimize gitmek, spor yapmak, arkadaşlarımızla ve ailemizle vakit geçirmek gibi enerjimizi kontrol edebileceğimiz aktivitelere daha çok zaman ayırmak ve yapacağımız işleri bir plana koyarak zamanı etkili bir şekilde kullanmak stres düzeyimizi azaltacaktır.”

 “Gereğinden fazla sorumluluk almak stresi artırıyor”

Gereğinden fazla sorumluluk almanın, insanın kendini daha fazla stresli ve gergin hissetmesine neden olduğunu da ifade eden Alkan, bu nedenle gereğinden fazla sorumluluk alan kişilerin öncelikle sorumluluklarını etrafındaki kişilerle paylaşıp yaşadığı stresi azaltması gerektiğini belirtti. Alkan ayrıca, “Kişiler baş etmekte zorluk yaşadığı durumlar için ebeveynlerinden, kardeşlerinden, akraba veya arkadaşlarından destek almalıdır. Nefes ve gevşeme egzersizleri veya spor gibi kişiyi bedenen ve ruhen rahatlatan aktiviteler yapmalıdır. Bunların yanında kişiler kendilerine duygularını ifade edecek olanaklar sağlamalıdır. Örneğin kişinin etrafında konuşabileceği dertleşebileceği bir arkadaşı varsa onunla dertleşerek duygularını paylaşması, böyle biri yoksa kişinin günlük tutması, şiir yazması, çeşitli sanatsal faaliyetlerle bunu sağlaması faydalı olabilir. Diğer yandan düzenli uyumak, sağlıklı beslenmek gibi alışkanlıklara sahip olmak da stres düzeyini düşürmektedir. Ancak yapılan tüm çabalara rağmen kişiler stresle baş etmekte güçlük çekiyorsa mutlaka uzman yardımı almalıdır” şeklinde konuştu.

“Yapmaktan keyif aldığınız aktivitelere zaman ayırın”

Kişilerin benlik saygısını güçlendirici aktivitelere zaman ayırması gerektiğini de söyleyen Klinik Psikolog Damla Alkan, kişinin kendi için kuaföre gitmesi, cilt bakımı yaptırması, spor yapması, kitap okuması gibi yapmaktan keyif aldığı aktivitelere zaman ayırmasının, benlik saygısının güçlenmesine ve stres düzeyinin düşmesine yardımcı olacağını belirtti. Damla Alkan sözlerine şöyle devam etti: “Ayrıca üzerinde meşgul olduğumuz aktivite veya etkinlik, kendimizi gergin ve stresli hissetmemize neden oluyorsa, dikkatimizi daha çok keyif alacağımız başka bir aktiviteye yönlendirmemiz, stres düzeyimizin azalmasına yardımcı olacaktır. Bunun dışında keyif almadığımız bir aktiviteyi, keyif alacağımız başka bir aktiviteyle birlikte yapmamız da stres düzeyimizin düşmesinde etkili olacaktır. Örneğin hoşlanmadığız bir işle uğraşmak zorunda kalmışsak ve müzik dinlemeyi de çok seviyorsak, iş yaparken müzik dinlemek, yaptığımız işi daha keyifli hale getirerek stres düzeyinin düşmesine yardımcı olacaktır.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kimlik dolandırıcılığı gerçeği trafik cezasından ortaya çıktı Ankara’da yaşayan Rümeysa Sivri Nalbat, hiç gitmediği Bitlis’ten gelen trafik cezası hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara’da ikamet eden ev hanımı Rümeysa Sivri Nalbat’a 34 BEM 307 plakalı otomobilden Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) cezası geldi. Nalbat’ın girişimleri neticesinde aracın kiralık olduğu ortaya çıktı. Adını haritalardan bilen, hayatı boyunca hiç Bitlis’e gitmeyen ve kullanmadığı araç ile kendisine trafik cezası gelmesini şaşkınlıkla karşılayan Nalbat, ceza ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Hayatından hiç Bitlis’e gitmediğini ve araç kiralamadığını söyleyen Rümeysa Sivri Nalbat, "19 Nisan Cuma günü evimize bir ceza geldi. Bitlis’te Güroymak’ta bir ceza yediğim yazıyordu. Cezayı araştırdığımızda benim kimliğim adına bir araç kiralandığı ortaya çıktı. Hayatımda Bitlis’e gitmedim ve böyle bir araç kiralamadım. Onun için de bugün gelip bir suç duyurusunda bulunduk. Benim TC kimlik numaramdan ve ismim adresim yazıyordu. Bitlis’te bir araç kiraladığım yazıyordu. Ceza makbuzuna baktığımızda ceza 9 Mart’ta gelmiş görünüyor ve 9 Mart’ta ben evimdeydim. Ayrıca ben kimliğimi hiçbir zaman kaybetmedim. Kimliğim her zaman yanımdaydı. Hayatımda hiçbir zaman Bitlis’e gitmedim" dedi. Eşi Enes Nalbat ise, eşinin adına gelen ceza hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade ederek, sahte kimliğin herhangi bir olaya karışmadan bu olaydan kurtulmak istediklerini belirtti.