ASAYİŞ - 21 Şubat 2017 Salı 14:17

Suikast timinin ifadelerine öfkelenen şehit ailesi idam talebini yineledi

A
A
A
Suikast timinin ifadelerine öfkelenen şehit ailesi idam talebini yineledi

Cumhurbaşkanına suikast timinin yargılandığı davaya müdahil olarak katılan şehit polis memuru Nedip Cengiz Eker’in ailesi, darbeci askerlerin ifadelerine tepki göstererek idam taleplerini yineledi. Şehitlerin intikamını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alabileceğini kaydeden Eker ailesi, yaşarken suikastçıların öldüğünü görmek istediklerini belirtti.

Şehit polis memuru Nedip Cengiz Eker’in babası Nihat Eker ve annesi Bahar Eker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz gecesi Marmaris’te konakladığı otelde gerçekleşen suikast girişimiyle ilgili olarak FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile birlikte 44’ü tutuklu ve 3 firari 47 şüphelinin yargılandığı davanın dünkü ilk duruşmasına müdahil olarak katıldı. Bugün Aydın'ın Efeler ilçesindeki evlerine geri dönen anne ve baba daha önce gündeme getirdikleri idam taleplerini tekrarladı.

İlk ifadesi alınan iki numaralı sanık Gökhan Şahin Sönmezateş’in söylemlerinden hoşnut kalmadığını belirten baba Nihat Eker, “Sadece ilk başlangıçta söylediği cümle yerine oturdu. Darbe yaptın mı soruruna ‘Darbe yaptım’ diye cevap verdi. Darbe yaptığını inkar etmedi ama suçları hep başkasının üzerine attı. Şükrü Seymen, mahkemede kendisinin vurduğunu inkar etti. Ortada kriminal raporlar var. ‘Ben FETÖ’cü değilim’ diyor. FETÖ’cü değilsen sana kim emir verdi” dedi.

“İntikamımızı alacak olan Cumhurbaşkanımızdır”

Yargılanan askerlerin polislerin paralarını aldıklarını inkar etmediklerine dikkat çeken baba Eker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Paraları almışlar ama ‘Biz onların parasını paylaşmadık, kendi paramızı paylaştık’ diyor. Peki o paralar nerede? Şerefli insan polislerin parasını alır mı? Oğlum dışarıda vurulduğu için onun parasını alamamışlar. Cüzdanındaki 260 TL para, eşyaları ve silahı bize teslim edildi. Oğlum dışarıda vurulmuş, yarım saat ambulansa alınmasına dahi izin vermemişler. En sonunda oğlumu ambulansa almışlar. Biz bunların idamını istiyoruz ama Meclisten idam kararının çıkmayacağı belli. Bu referandumdan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın yetkileri artarsa bunların intikamını alacak olanda Sayın Cumhurbaşkanımdır. Çünkü benim milletimin ahı var. Bu yükün hepsini Sayın Cumhurbaşkanımız taşıyor”

“Bize bakıp sırıttılar”

Yargılanan suikast timinin kendilerine başsağlığı dilemesine tepki gösteren anne Bahar Eker ise, “Onlar adi ve şerefsiz. Sütten çıkmış ak kaşık gibi bir de bize bakıp utanmadan sırıtıyorlar. Beni en çok bu sinirlendirdi. Salonda elim ayağım titredi. Biz bir evlat kaybetmişiz, sanki hiçbir şey yapmamış gibi davranıyorlar. Utanmadan gayet rahat rahat herkes konuşuyor. Bu bayrağın altında kalacaksın, yüksek rütbelere gelip milletin ekmeğini yiyeceksin sonra da kalkıp insan öldüreceksin; böyle bir şey olabilir mi? ‘Biz isteseydik, onların hepsini öldürürdük. Çocuk gibi ağlayacak değilim’ diyor. Ben onlara daha çok şey söyleyecektim ama dışarı atılmamak için sustum. Onlar yapmadıysa bizim çocuklarımızı kim şehit etti” şeklinde konuştu.

“Ölmeden öldüklerini görmek istiyorum”

Duruşmayı takip eden suikast timinin yakınlarının davranışlarının kendilerini çok üzdüğünü ifade eden Bahar Eker, idam talebini şu ifadelerle dile getirdi: “Oraya bir bayan vardı. Anneleri veya hanımları olabilir. Nasıl çocuk büyütmüşlerse birde el sallayıp sırıtıyorlar. Sanki iyi yaptık, oh olsun gibi davranıyorlar. Onların davranışlarından ancak bu çıkar. Utanmaz şerefsiz bir de bana başsağlığı diliyor. ‘Anne bize sitem ediyor’ diyor. Ne konuşuyorsun; sen benden hayatımı çaldın, evladımı aldın. Ben sana sitem etmeyeyim de kime edeyim? Onları hiç konuşturmamak lazım. Onları asıp idam edeceksin ki bütün milletin içi rahat etsin, bizim de içimiz rahat etsin. Ben 7 aydır bu evin içinde ağlıyorum. Onların keyfine bak, rahatlıklarına bak. Birde utanmadan kalem kağıt istiyorlar. Ben idam istiyorum, ben yaşarken onların öldüğünü görmek istiyorum. Ben Cumhurbaşkanıma yalvarıyorum; bu emri kendi çıkarsın. Halktan çıkmazsa, kendi çıkarsın. Ben yavrumu kaybettim. Ömür boyu müebbet diyorlar ama ben idam istiyorum”

Onur Durmuş-İbrahim Kılınç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.