GÜNDEM - 12 Ağustos 2017 Cumartesi 16:28

Suna ninenin yüzü güldü

A
A
A
Suna ninenin yüzü güldü

Adana'da ev kirasını ödeyemedikleri için kızı ve 3 torunuyla evden atılan 70 yaşındaki Suna Şen için Adana Valiliğinin girişimleriyle ev kiralandı

Adana'da ev kirasını ödeyemedikleri için kızı ve 3 torunuyla evden atıldıktan sonra Adana Valisi Mahmut Demirtaş'ın girişimleriyle kendisine ev kiralanan Suna Şen, yaşadığı zorlu süreçte kendisine yardım eden herkese teşekkür etti. 

Seyhan Kaymakamlığı ile Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, ev kiralarını ödeyemedikleri gerekçesiyle kızı ve 3 torunuyla sokağa atılan 70 yaşındaki Suna Şen ile birebir görüşerek, ihtiyaçlarını tespit etti. Yapılan görüşmede Suna Şen’in eşi Ali Şen’in vefat etmesi sonucunda dul maaşıyla geçimini sağlamaya çalıştığı, ev kirasını ise zaman içerisinde artan borçlarından dolayı ödeyemeyecek duruma geldiği, kızı Ayşe Çiftçi’nin ise şiddetli geçimsizlik sonucunda boşandığı ve eşinin de nafaka vermediğinden geçimini sağlayamadığı gibi ev kirasını da ödeyemediği belirlendi.

Seyhan Kaymakamlığı tarafından Ayşe Çiftçi ve annesi Suna Şen'in ikamet etmesi için Seyhan ilçesinde bulunan Meydan Mahallesi’nde yıllık kirası 7 bin 500 TL olan ev kiralandı ve ailenin eşyalarla eve yerleşmesi sağlandı. Ayrıca aynı gün içerisinde Ayşe Çiftçi'ye 500 TL nakdi yardım yapıldı. Ailenin muhtaçlığına istinaden iki ayda bir 500 TL nakdi yardım ve 300 TL Kurban Bayramı yardımı yapılacağı açıklandı.

Ev sorunu çözüldüğü için yüzü gülen Suna Şen, "Allah devletimizden ve halkımızdan razı olsun. Mahallelimiz bizi zor durumda bırakmadı, yemek getirdi, nafaka getirdi. Devletimiz yakında doktora da götürecek beni" diye konuştu. 

Nuri Pir 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da imar krizi büyüyor: Yıkım traktörlerle kurulan barikatla durduruldu Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı Hasköy Mahallesi’nde, Mudanya Belediyesince gerçekleştirilmek istenen yıkım girişimi, mahalle sakinlerinin tepkisi üzerine ertelendi. Yıkımı engellemek isteyen mahalleli, traktörlerle yol kapatarak belediye ekiplerinin geçişine izin vermedi. Edinilen bilgilere göre, Mudanya Belediyesi ekipleri bugün mahallede yıkım işlemi için bölgeye geldi. Bunun üzerine mahalle sakinleri, yıkıma konu olan yapının önüne ve çevresine yaklaşık 30 traktörle barikat kurarak belediye ekiplerinin ilerlemesini engelledi. Kurulan barikat nedeniyle alana giriş yapamayan belediye ekipleri, bir süre bekledikten sonra olay yerinden ayrıldı. Yaşanan gelişmelerin ardından Hasköy Mahallesi Muhtarı Levent Aşçı, mahallede uzun yıllardır devam eden imar sorunlarına dikkat çekti. Aşçı, 2009 yılında yapılan imar planının aradan geçen 16 yıla rağmen uygulanmadığını, bu nedenle vatandaşların ruhsat alamadığını ve yasal yapı başvurusu yapamadığını söyledi. Hasköy’ün 2005 yılında köy statüsünden mahalleye dönüştüğünü hatırlatan muhtar Aşçı, o dönemde köy tüzel kişiliğine ait 150’den fazla arsanın Mudanya Belediyesi’ne geçtiğini, bu arsaların tamamının satıldığını ifade etti. Satışlardan elde edilen gelirle mahalledeki altyapı ve imar sorunlarının çözülebileceğini belirten Aşçı, bugüne kadar somut bir çalışma yapılmadığını dile getirdi. Bugün yıkım kararı alınan yapının, köy yerleşik alanı içerisinde, vatandaşın kendi ihtiyacı için yaptığı bir yapı olduğunu belirten Aşçı, yıkım kararının belediye encümeni tarafından alındığını, ancak henüz mahkeme süreci tamamlanmadan uygulamaya geçilmek istendiğini ifade etti. Yarın görülmesi planlanan dava öncesinde yaşanan gerginliklerin ardından yıkımın pazartesi gününe ertelendiği öğrenildi. Mahallenin nüfusunun yaklaşık bin 300 olduğunu kaydeden muhtar Aşçı, imar uygulamalarının hayata geçirilmemesi nedeniyle vatandaşların kaçak yapılaşmaya mecbur bırakıldığını savundu. Geçmiş yıllarda tarım arazileri ve zeytinlikler üzerine yapılan yapılarla ilgili işlem yapılmadığını, buna rağmen yerleşik alan içerisindeki yapılara yıkım kararı verilmesinin tepkiye neden olduğunu ifade etti. Mahalle sakinleri ise Mudanya Belediyesi’nden imar uygulamalarının acilen hayata geçirilmesini, yıkımların durdurulmasını ve mağduriyetlerin giderilmesini talep etti.
Kayseri Kayseri’deki ’yan bakma’ cinayetine ceza yağdı Kayseri’de 1 kişinin öldüğü 1 kişinin de yaralandığı olayla ilgili görülen duruşmada, cinayet zanlısına müebbet ve 10 yıl hapis cezası verilirken, 5 tutuksuz sanığa da 12 yıl 6 hapis cezası verildi. Kayseri’de 12 Ekim 2024 tarihinde Osman Kavuncu Bulvarı üzerindeki bir restoranda gece yarısı meydana gelen ve iki grubunun karşı karşıya geldiği olayda Ahmet E.Ü. tarafından bıçaklanan Hakan K. hayatını kaybetmiş, K.D. de yaralanmıştı. Tutuklu sanık Ahmet E.Ü.’nün yanı sıra tutuksuz sanıklar A.T., N.B., Ö.F.K., S.E. ve S.E.’nin yargılandığı davanın karar duruşması Kayseri 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Ahmet E.Ü., avukatı ve tutuksuz sanıkların avukatları ile Hakan K.’nın yakınları ve avukatları katıldı. Duruşmada son sözlerini sorulan tutuklu sanık Ahmet E.Ü., annesine ve ablasına yönelik küfürler nedeniyle olayın yaşandığını belirterek, öldürmek kastı olmadığını, Hakan K.’nın yakınlarının yüzüne bakamadığı, kendisini affetmelerini istediğini söyledi. Yapılan yargılama sonunda mahkeme heyetini tutuklu sanık Ahmet. E.Ü.’ye Hakan K.’ya yönelik eyleminden dolayı müebbet hapis cezası verirken, K.D.’ye yönelik eyleminden dolayı da 10 yıl hapis cezasına hükmederek, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti tutuksuz sanıklar A.T., N.B.Y., Ö.F.K., S.E. ve S.E.’ye de Hakan K.’nın ölümüyle ilgili olarak ’öldürmeye yardım’ suçlamasıyla ayrı ayrı 8 yıl 4 ay, K.D.’nin yaralanması eylemi nedeniyle de 4 yıl 2 ay olmak üzere her bir sanığa 12 yıl 6 hapis cezasına hükmederek, yurt dışı yasağının devamına karar verdi. Taraflar birbirine girdi Duruşmanın ardından Hakan K.’nın yakınları tutuklu sanık Ahmet E.Ü.’ye tepki gösterirken, duruşma salonunun bulunduğu koridora alınmayan taraf yakınları arasında kavga çıktı. Çıkan kavga polis ekiplerinin müdahalesiyle büyümeden önlendi.
Samsun Arapçanın evrensel mirası OMÜ’de kutlandı Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) "Dünya Arapça Günü" kapsamında düzenlenen programda, Arapçanın evrensel mirası çeşitli etkinliklerle öğrencilere tanıtıldı. Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünce, "18 Aralık Dünya Arapça Günü" dolayısıyla bir etkinlik gerçekleştirildi. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Mavi Salon’da düzenlenen programa, üniversitenin farklı akademik birimlerinden akademisyenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe İlahiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile Yabancı Diller Yüksekokulu paydaş olarak katkı sundu. Söz konusu birimlerden çok sayıda akademik personel ve öğrenci programda yer aldı. "Arapça, farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kuruyor" Programın açılış konuşmasını yapan Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hasan Selim Kıroğlu, ’18 Aralık Dünya Arapça Günü’nün, Arapçanın evrensel bir dil olarak taşıdığı kültürel, tarihi ve entelektüel mirası hatırlatmak açısından önemli bir gün olduğunu belirtti. Arapçanın yalnızca bir iletişim aracı olmadığını vurgulayan Kıroğlu, bu dilin yüzyıllar boyunca bilim, edebiyat, felsefe ve sanat alanlarında üretilen önemli eserlerin taşıyıcısı olduğunu ifade etti. Kıroğlu, Arapçanın farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kurduğunu belirterek, bu tür etkinliklerin dilin tanıtımına ve öğrencilerin akademik ve kültürel gelişimine katkı sunduğunu söyledi. Etkinlik kapsamında Arapça slayt gösterileri, şiir dinletisi, skeç, şarkı, röportaj ve bilgi yarışması gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Program, katılımcıların ilgiyle takip ettiği gösterilerin ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Demir, OMÜ’de öğrencilerle buluştu Ayrıca İlahiyat Fakültesi tarafından, ’Hitabet ve Mesleki Uygulama’ dersi kapsamında öğrencilere yönelik bir söyleşi programıyla danışman akademisyenlere teşekkür belgesi takdim töreni gerçekleştirildi. Program kapsamında, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet İshak Demir tarafından öğrencilere yönelik bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide, hitabet, mesleki uygulamalar ve din hizmetlerinde sahadaki tecrübelerin önemi üzerine değerlendirmelerde bulunuldu.