GÜNDEM - 14 Şubat 2016 Pazar 08:30

Suriye için de... Bir mazeret bulurlar

A
A
A
Suriye için de... Bir mazeret bulurlar

Ruanda’da 800 bin, Srebrenitsa’da ise 200 bin insanın katledilmesinde ihmali olan BM sekreterleri, “Sorumluluk bizim ama böyle bir şey asla yaşanmayacak” dediler, ancak Suriye’deki trajedi ortada...

Bugüne kadar ihtiyaç duyulduğu hiçbir olaya müdahale etmeyen Birleşmiş Milletler (BM), Ruanda’da 800 bin, Bosna’da ise on binlerce masumun ölümüne göz yumdu. Aynı BM, Suriye’de ise 490 bin kişinin ölümüne 12 milyonun insanın mülteci durumuna düşmesine engel ol(a)madı!

Uluslararası barış ve güvenliği korumak için yola çıkmış olmasına rağmen sadece belli başlı bazı ülkelere hizmet etmekle sınırlı kalan BM, dünya tarihindeki kara lekelerin de müsebbibi.

Hemen yanı başımızda devam eden Suriye’deki katliamlar bunun en açık göstergesi. Cenevre’de yapılan görüşmeler öncesi ortaya çıkan 55.000 kare fotoğrafta, Esad rejiminin ne nedenli büyük bir katliama imza attığı görülmesine, birçok uluslararası kuruluş tarafından belgelenmesine rağmen, BM’nin kazan-kazan mantığına göre çalışan veto yetkisiyle donatılmış Güvenlik Konseyi’ndeki daimi üyelerinin engellemeleri yüzünden Suriye’ye müdahale edilemiyor. Ancak aynı BM çifte standart uygulamaktan da geri durmuyor. Nasıl mı? İşte böyle;

2013 yılının Temmuz ayı içerisinde Mısır’da ordu yönetime el koydu. Mursi, müdahaleyi tanımadığını söyledi. Buna rağmen Mısır’ın ilk demokratik yöntem ile iş başına gelmiş olan Cumhurbaşkanı Mursi görevden alındı. BM örgütü bu noktada harekete geçmedi. Aynı BM, 2004’te darbecilerin Haiti’de hükümeti düşürmesi sonucu 1529 sayılı karar ile Güvenlik Konseyinden müdahale etme kararı çıkardı. Aynı tezatlık Libya ve Suriye’de de yaşandı. Libya’daki Kaddafi rejiminin yıkılması için telaşla müdahalede bulunan Konsey, Suriye için aynı çabayı göstermedi.

BM’nin vukuatları bunlarla da sınırlı değil. 1994 yılında Ruanda’da 800 Tutsi ve ılımlı Hutu’nun Hutular tarafından katledilmesine 2 milyon Ruandalının mülteci durumuna düşmesine müdahale etmeyen BM, Avrupa’nın göbeğinde 200 bin Boşnak’ın Sırplarca katledilmesine de ne yazık ki göz yumdu.
BM’nin bu ülkelerde görevini yapmadığını ise yine BM’nin en üst düzey isimleri dile getirdi. 

İTİRAF ETTİLER AMA...

1994’te gerçekleşen Ruanda soykırımının yıldönümü etkinlikleri için Ruanda’yı ziyaret eden BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, burada yaptığı konuşmada, “Soykırımı engelleyemediğimiz için BM olarak hâlâ utanç içindeyiz. Çok daha fazlasını yapabilirdik. Ruanda’daki askeri birlikler, onlara en çok ihtiyaç duyulduğu anda geri çekildi. Bir sene sonra Srebrenika, BM’nin ‘güvenli’ addettiği topraklar tehlikeli yerler oldu, masum insanlar katledildi. Yaşananların üzerinden bir nesil geçti. Ama bu utanç devam ediyor.” demişti.

Suriye için de... Bir mazeret bulurlar

Saint Benedictine Kilisesi’ne sığınan 7 bin Tutsi’nin katledilmesinden sonra geriye kalan kıyafet ve iskeletler Ruanda’da ‘Soykırım Müzesi’nde sergileniyor.

Ruanda katliamı sırasında yetersiz kalmakla eleştirilen BM’nin 7.nci Genel Sekreteri Ganalı Kofi Annan da yaşanan soykırımla ilgili bir komisyon kurmuş, alınan kararları şu sözlerle ifade etmişti: “BM olarak toplu bir katliamı durdurma konusunda bir daha asla böyle bir başarısızlık sergilemeyeceğiz. Bunu taahhüt ediyoruz.”
Aynı Ban, 2012’de da Srebrenitsa’yı ziyareti sırasında da benzer itiraflarda bulundu, “Keder ve üzüntü içerisindeyim. Srebrenitsa konusunda uluslararası toplum sorumluluklarını yerine getiremedi ve bu soykırıma engel olamadı” dedi.

Suriye’deki katliamlara seyirci kalan dünyaya seslenen Ban, “Srebrenitsa’da dersimizi aldıktan sonra uluslararası toplum, Suriye’deki katliamları derhal durdurmalı. Benden sonra BM genel sekreteri olacakların 20 yıl sonra Suriye’ye gidip müdahale edilemediği için yaşanan olaylardan özür dilemesini istemem” diye konuştu. Ancak, gelinen nokta Ban’ın söylediklerine kendisinin bile inanmadığını gösterdi.
Suriye’deki olaylara müdahale etmek bir yana mültecilere dahi sahip çıkamayan, Avrupa’nın göbeğinde ziynet eşyalarına dahi el konulan mültecilerin haklarını savunamayan BM, şimdilik mültecilere ev sahipliği yapan ülkelere akıl vermekle yetiniyor…

Sonuç olarak; Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin keyfi olarak kullanabildikleri veto yetkisi kısıtlanmadığı, hak ve hürriyetlerin ağır ihlallerinin olduğunun tespiti Genel Kurul’a bırakılmadığı sürece dünya tarihine daha çok Ruanda, Bosna ve Suriyeler eklemeye devam edecek. 

Osman Sağırlı - TÜRKİYE GAZETESİ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nde 225 tıp öğrencisi beyaz önlük giydi Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim alan 225 öğrenci için beyaz önlük giyme töreni düzenlendi. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Şehit Ömer Halisdemir Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Vali Yardımcısı Ahmet Yıldız, Niğde Belediye Başkan Vekili Sebahattin Ecemiş, Rektör Prof. Dr. Hasan Uslu, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alp Özgür Akdemir, akademisyenler, öğrenciler ve veliler katıldı. Programda konuşma yapan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu, ‘’ İnanıyorum ki öğrencilerimiz, hem fiziksel hem de vicdani temizliğin simgesi olan beyaz önlükleriyle çok iyi birer hekim olacaklar ve ülkemizin güçlü sağlık sistemine daha da güç katacaklardır. 2017 yılında öğrenci alarak eğitim öğretime başlayan üniversitemizin gözbebeği Tıp Fakültemiz, geçtiğimiz yıl ilk mezunlarını verdi. Hâlihazırda 700’e yakın öğrencisi ve 100’e yakın öğretim elemanıyla tıp alanındaki bilim ve eğitim öğretim hizmetlerine devam eden fakültemiz, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi aracılığıyla şehrimize ve bölgemize üst düzey sağlık hizmetleri vermeyi de sürdürmektedir. Bu yönüyle hem bir eğitim yuvası hem de ülkemizin sağlık sisteminin güçlü ve önemli bir parçası olan Tıp Fakültemiz, sürekli gelişmeye ve geliştirmeye devam etmektedir. Biz de Üniversite yönetimi olarak fakültemizin sürekli gelişmesi ve büyümesi için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğimizi sizlerin huzurunda ifade etmek istiyorum.’’ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alp Özgür Akdemir, Şehit Ömer Halisdemir Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende, beyaz önlük giymenin ayrıcalık olduğunu söylediği açıklamasında öğrencilere tavsiyelerde bulunarak, "Önlükleriniz beyaz kalsın asla kirletmeyin. Ülkemizde ve dünyada hekim olmak, beyaz önlüğü giymek bir ayrıcalıktır. Bu uğurda yapacağınız fedakarlıklar için hiç bir zaman bıkkınlık göstermeyin. ‘’ dedi. Öğrenciler adına konuşma yapan dönem birincisi Musa Aydın ise konuşmasında hekim olarak insanlığa karşı sorumluluklarının büyük olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından alkışlarla sahneye gelen 225 öğrenciye beyaz önlük giydirildi.
Zonguldak Kafkametler’in kayıp 7 mürettebatını arama çalışmaları 163. günde sürüyor Zonguldak Valiliği, 163 gün önce askeri mendireğe çarptıktan sonra batan Kafkametler’in enkazını çıkartılması çalışmalarında kayıp 7 mürettebatına ilişkin bir bulguya rastlanılmadığını açıkladı. Rusya Temryuk limanından aldığı yükü 12 Türk mürettebatı ile İzmir’in Aliağa limanına götürmek üzere sefere çıkan Kafkametler adlı Türk Bayraklı yük gemisi; 19 Kasım 2023 günü olumsuz hava şartları nedeniyle Karadeniz Ereğli Limanı önünde demirledi. Gemi, askeri mendireğe çarparak 10.24’te battı. Arama- kurtarma çalışmalarının beşinci gününde 5 mürettebatın cansız bedenine ulaşıldı. Kayıp 7 mürettebatı bulmaya yönelik çalışmalar 163. günde de aralıksız olarak devam etti. Arama-kurtarma çalışmaları kapsamında Aras Gemi Kurtarma ve Enkaz Kaldırma Şirketi’nce; kayıp denizcileri arama ve enkaz kaldırma faaliyeti devam ediyor. “Kayıp denizcilere ilişkin bir bulguya rastlanılmadı” Zonguldak Valiliğinden yapılan açıklamada geçen 26 Nisan günü enkazın yaşam mahalli iskele tarafının ikinci katında kırlangıç altından zincir geçilerek kesim işlemi gerçekleştirildiği, böylelikle geminin köprü üstü, kırlangıçlar ve direkleri kesilerek platform üzerine alındığı açıklandı. Yapılan detaylı incelemeler neticesinde, çıkarılan parça içerisinde kayıp denizcilere ilişkin bir bulguya rastlanılmadığı ifade edildi. Enkazın birinci parçasının (kıç) kıç ayna ve iskele tarafı poliple taranarak derinleştirildiği ve diğer parçalarının çıkarılma çalışmasının devam ettiği ifade edildi. Arama çalışmaları gece gündüz devam ediyor Açıklamada olay gününden bugüne kadar tüm imkanlar kullanılarak ilçe sahili bandında, liman içinde-dışında ve batık alanında karadan, denizden, havadan insan ve teknik ekiplerle tüm arama faaliyetlerinin yürütüldüğü; kayıp mürettebata dair herhangi bir emareye rastlanılmadığı kaydedildi. Kıyı tarama çalışmaları kapsamında; İl Jandarma Komutanlığı, İl Emniyet Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı ekiplerin arama çalışmalarını gece gündüz sürdürdüğü ifade edildi. Kayıp mürettebatın bulunmasına yönelik çalışmaların, ilgili kurumların koordinasyon ve iş birliği ile devam ettiği; periyodik gerçekleştirilen istişare toplantıları ile yürütülen çalışmalar ile tüm ihtimallerin hassas bir şekilde değerlendirildiği belirtildi.
Karabük İŞKUR Müdürü Sarıçam iş birliği ziyaretlerini sürdürüyor Karabük İŞKUR İl Müdürü Ferhat Sarıçam, istihdama katkı sunmak ve destekleri yerinde anlatmak amacıyla ziyaretlerini sürdürüyor. Yenice ilçesinde gerçekleştirdiği ziyarette iş gücü piyasasına yönelik teşvik ve desteklerin paylaşılması amacıyla iş arayan ve işveren arasında köprü vazifesi gören İŞKUR ile iş birliğinin artırılması için istişarelerde bulunan Sarıçam, istihdamı arttırmaya ve korumaya yönelik verilen teşvikler hakkında ilgili firma sahiplerine bilgilendirmelerde bulundu. Firmaların üretim süreçleri ve istihdam olanakları hakkında da bilgi alan Sarıçam, “İlk ilçe ziyaretimizi Eskipazarımıza ve orada faaliyet gösteren firmalara yaptık. Şimdi Karabükümüze ekonomik gelişimine katkı sağlayan Yenicemize ve burada faaliyet gösteren işletmeleri yerinde ziyaret ederek yapalım dedik. Programlarımız çerçevesinde tüm ilçe ve işverenlerimizi ziyaret edeceğiz” dedi. “İŞKUR olarak biz sahada olmayı önemsiyoruz” diyen Sarıçam, “Gittiğimiz yerlerde de istişare yapıyoruz. İşgücü piyasasını hareketlendirme adına, kurumumuz hizmetlerini daha etkin ve verimli yürütme adına çalışmalarda bulunuyoruz. Bu çerçevede İŞKUR olarak işe yerleştirme hizmetlerimizi, aktif işgücü programlarımızı ve işbaşı eğitim programlarımız anlatıyoruz. Bu sayede işverenlerimizin ihtiyaç duyduğu işgücüne gerçek ve doğru işsiz vatandaşlarımızı bizden talebi olan işlere yerleştirmeye çalışıyoruz. Ziyaretlerimiz çerçevesinde kurum ve ilgileri arasında inşallah işgücü açısından daha hareketli bir ilişki ve iletişim kanallarını daha etkin ve verimli konuma getirmeye, ilimiz açısından oldukça önemli görüyoruz ve önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.