GÜNDEM - 06 Temmuz 2015 Pazartesi 09:42

Suriyeliler savaşa rağmen ülkelerine dönüyor

A
A
A
Suriyeliler savaşa rağmen ülkelerine dönüyor

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan bazı Suriyeliler, Kilis’in Öncüpınar Sınır Kapısı üzerinden ülkelerine dönüyor.

9 Mart tarihinden itibaren Suriye’nin Halep kenti ve kırsalında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile IŞİD militanları arasında süren çatışmalar ve Halep çevresinde Esad yönetimi tarafından muhaliflere yönelik operasyonların ardından Öncüpınar Sınır Kapısı, Başbakanlığın talimatıyla Suriye’den gelen araç ve yayalara kapatılmıştı. Türkiye’ye girişlerinin yasak olmasına karşın ülkelerine dönmek isteyen ve pasaportu bulunan Suriyelilerin, ülkelerine gitmelerine izin veriliyor. Sabah saatlerinde Öncüpınar Sınır Kapısı’na giden Suriyeliler, ülkelerine döndü.

Öte yandan sivil toplum örgütleri tarafından insanı yardımlar ile ticari amaçlı yük taşıyan TIR ve kamyonlar, Öncüpınar Gümrük sahasında yüklerini Suriyeli plakalı TIR ve kamyonlara aktarma yapıyor.

MEHMET ALİ DAĞ 
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Markus Gisdol: “Taraftarımızın ve şehrin Trabzonspor maçını dört gözle beklediğinin bilincindeyiz” SAMSUN (İHA) – Samsunspor Teknik Direktörü Markus Gisdol, Süper Lig’de en son 12 yıl önce ağırladıkları Trabzonspor ile yeniden karşılaşacak olmanın şehir ve taraftar için önemini bildiklerini söyledi. Samsunspor ile Trabzonspor, Süper Lig’in 35. haftasında 4 Mayıs Cumartesi günü 19 Mayıs Stadyumu’nda karşı karşıya gelecek. Mücadelenin hazırlıklarını sürdüren Samsunspor’da Teknik Direktör Markus Gisdol, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Gisdol, ‘Karadeniz derbisi’ olarak adlandırılan mücadelenin şehir ve camia için önemini bildiklerini ifade ederek, futbolcularının gerekirse sahada hayatlarını ortaya koyacaklarını dile getirdi. “Kulüpteki herkesin ve şehrin bu maçı dört gözle beklediğinin bilincindeyiz” Trabzonspor maçını dört gözle beklediklerini dile getiren Alman teknik adam, “Kulüpteki herkesin ve şehrin bu maçı dört gözle beklediğinin bilincindeyiz. Bu bilinçle tüm hafta çalışmalarımızı sürdürdük. Çok büyük bir maç. Bu maça hazırız. Taraftarlarımız sabırsızlıkla bekliyor. Bu oyunu seviyoruz. Trabzonspor maçından güzel bir oyunla iyi bir sonuç almak istiyoruz. Son 4 maçtan kaç puan alabiliriz bilmiyorum. Toplayabildiğimiz kadarını toplamak istiyoruz. Son 5 maçtır galip gelemiyoruz. Son 4 maçta da 1 mağlubiyetimiz var. Her puan çok önemli. Tüm maçları kazanmak ve puan almak için oynuyoruz ama bunları yaparken de duygumuzu kontrol etmemiz gerekiyor. Bir Almanım, tecrübelerime dayanarak konuşuyorum. Bu durumlarda odağımızı kesinlikle kaybetmemiz gerekiyor. Kalemi alıp puan tablosuna bakıp da bir hesap yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bunu gereksiz de buluyorum. Yapmamız gereken en iyi şekilde odaklanıp, alabildiğimiz kadar puan toplayıp, elimizden gelenin en iyisini yapmak. Benim yapım bu” dedi. “Ligin son 4 maçındayız” Telafisi olmayan haftalara girdiklerine dikkat çeken Markus Gisdol, “Belirli bir kadrom ve kendi takımım var. Onlara odaklanmam gerekiyor. Başarıya odaklanmış durumdayım. Bugüne kadar çok çalışarak geldik. Bazen şanslı bazen de çok iyi oynadığımız maçlar oldu. İlk dakikalarda gol pozisyonlarını değerlendirdiğimiz maçlar da oldu bazen de son maçlarda olduğu gibi şansları değerlendiremedik. Ligin son 4 maçındayız. Her zaman bu maçlar çok özel maçlardır. Bizim ya da başka liglerdeki ilk maçlar ya da ligin ortalarındaki maçlarla kıyas edemeyiz. Şimdi yapmamız gereken maç maç giderek, en iyi performansımızı ortaya çıkartarak güzel sonuçlar almak. Önümüzdeki Trabzonspor maçına odaklanmış durumdayız” diye konuştu. “Oyuncularım gerekirse de sahada hayatlarını ortaya koyacaklar” Gisdol, tüm güçlerini sahaya yansıtacaklarını vurgulayarak, “Maçtan önce herhangi bir söz vermek istemiyorum. Hoca olarak maçtan belirli bir şeyler hakkında söz verilmesinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Oyuncularım ve biz hocalar Samsun’da yaşayan insanlarımızın, taraftarımızın yıllardır böyle bir maçı beklediğini, böyle bir özlemle bu günlere geldiğini çok çok iyi biliyoruz. En az 11 yıldır böyle bir maç bekliyorlar. Eminim oyuncularım da bu bilinçle oynayıp, en iyi şekilde performans göstereceklerdir. Sizlere belirli şeyler hakkında söz veremem ama şunun sözünü verebilirim ki takım olarak yüzde 100’ümüzden fazlasını sahada ortaya koyacağız. Oyuncularım gerekirse de sahada hayatlarını ortaya koyacaklar” şeklinde konuştu. Ligdeki tek yabancı hoca olmasını “Survivor” olarak değerlendirdi Kendisine ligdeki tek yabancı teknik direktör olmasıyla alakalı gelen bir soruya gülerek cevap veren Samsunspor Teknik Direktörü Markus Gisdol, “Survivor, hayatta kaldığımı söyleyebilirim. Bunu şaka olarak söylüyorum. Çok iyi hissediyorum. Böyle bir durumda olmaktan da mutluyum. Samsun’a geldiğim ilk günden itibaren insanlar bana sıcakkanlılığı ile kendimi çok iyi hissettirdiler. İletişimim çok iyi. Burada olmaktan çok mutluyum. Çünkü biz burada bir aileyiz. Bu şekilde de devam etmesini diliyorum” ifadelerini kullandı.
Samsun OMÜ’nün akreditasyon başarısı: 25 program akredite oldu Araştırma üniversitesi adayı Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) 25 program akredite oldu, 3 program da bu hedefe odaklandı. Araştırma Üniversitesi kulvarında yer almak için kalite odaklı çalışmalarını yoğunlaştıran ve bu doğrultuda mevcut potansiyelini harekete geçiren Ondokuz Mayıs Üniversitesinde toplamda 25 program akreditasyon sürecini başarıyla tamamlarken 3 program için akreditasyon süreci devam ediyor. Türkiye’nin köklü ve önemli üniversitelerinden biri olarak kalite standartlarına ulaşmak için uzun soluklu revizyona gidip bu kapsamda dikkat çekici bir aşama kaydeden OMÜ’de temel hedef, kalite güvencesini ve verimliliği sürdürülebilir ve kalıcı hâle getirmek. Rektör Ünal: “OMÜ, girişimci ve yenilikçi yüzü ile AR-GE potansiyelini göstermeye başladı” OMÜ’nün kalite odaklı çalışmalarından sonuç alındığına ve bunun ilgili kurullar tarafından belgelendirildiğine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Hepimizin bildiği üzere akreditasyon ve kalite süreci, hiç bitmeyen bir yolculuk ve dinamik bir yapıya sahip. Üniversitemiz de kalite odaklı ve araştırma geliştirme öncelikli çalışmalarında çok önemli mesafeler aldı. Zira performans göstergeleri de bu gelişimi ve ilerlemeyi teyit ediyor. Kısacası OMÜ, girişimci ve yenilikçi yüzü ile AR-GE potansiyelini göstermeye başladı. Temel hedefimiz, tüm birimlerde beklenen standartları yakalayarak eğitim-öğretimin niteliğini en üst noktaya taşımak. Bu noktada gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya devam edeceğiz" dedi. “OMÜ mezunu olmakla övünç duyan, yetkin ve nitelikli bireyler yetiştirmek, öncelikli amaçlarımız arasında” OMÜ’deki eğitim faaliyetlerinin kalitesinin tescillenmesi adına akreditasyon ve kalite süreçlerini fazlasıyla önemsediklerini ve benimsediklerini vurgulayan Rektör Ünal, devamında şunları söyledi: “Günümüzde bilgi, teknoloji, dijitalizasyon ve iletişimde yaşanan yeni ve hızlı gelişmeler yükseköğretimdeki rekabeti ve yarışı da hızlandırdı. OMÜ olarak bu yarışın gerisinde kalmamak için rekabet gücümüzü ve direncimizi diri tutmak zorundayız. Küreselleşmiş bir dünyada her alanda olduğu gibi yükseköğretimde de kalite standartlarını yakalamak ve bunları istikrarlı bir biçimde korumak kaçınılmaz oldu. Dolayısıyla OMÜ’deki eğitim-öğretim faaliyetlerinin kalite çıtasını belli bir standardın üzerine çıkararak OMÜ mezunu olmakla övünç duyan, yetkin ve nitelikli bireyler yetiştirmek, öncelikli amaçlarımız arasında. Söz konusu programlarımızın yetkili dernek ve kurullarca akredite edilmesi, sunulan eğitim ve hizmetin kalitesinin onaylanması anlamına geliyor. Bu bağlamda Üniversitemizin daha iyiye gitmesi ve geleceğe sağlam adımlarla yürümesi için çalışan, gayret eden ve fedakârlık gösteren herkese şükranlarımı sunuyorum, iyi ki varlar.” Akredite olan lisans programlar İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi: 8 (Arkeoloji, Felsefe, Psikoloji, Sanat Tarihi, Sosyoloji, Coğrafya, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı). Fen Fakültesi: 6 (Biyoloji, Matematik, İstatistik, Fizik, Kimya, Moleküler Biyoloji, Genetik). Eğitim Fakültesi: 4 (İlköğretim Matematik Öğretmenliği, Fen Bilgisi Öğretmenliği, İngilizce Öğretmenliği, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık). Sağlık Bilimleri Fakültesi: 2 (Hemşirelik, Besleme ve Diyetetik). Tıp Fakültesi: 1 (Tıp-İngilizce). Diş Hekimliği Fakültesi: 1 (Diş Hekimliği). Veteriner Fakültesi: 1 (Veteriner Hekimliği). Akredite edilen birimler Karadeniz İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi: 2 Başvuru ve değerlendirme süreci devam lisans programlar İlahiyat Fakültesi: 1 (İlahiyat). Turizm Fakültesi: 1 (Turizm İşletmeciliği). Tıp Fakültesi: 1 (Tıp). OMÜ’deki lisans programları ve birimlerin akreditasyon sürecini ve izlemini yapan dernekler: Diş Hekimliği Eğitimi Programları Akreditasyon Derneği (DEPAD), Öğretmenlik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (EPDAD), Fen, Edebiyat, Fen-Edebiyat, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakülteleri Öğretim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (FEDEK), Hemşirelik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (HEPDAK), Sağlık Bilimleri Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (SABAK), Tıp Eğitimi Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (TEPDAD), Veteriner Hekimliği Eğitim Kurumları ve Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (VEDEK), Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK), İlahiyat Akreditasyon Ajansı (İAA), Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MÜDEK), Turizm Eğitimi Değerlendirme ve Akreditasyon Kurulu (TURAK ).
Malatya Akın: "Asıl amacımız Malatya ve Türkiye’de küçükbaş hayvan sayısının artması" Son dönemlerde hayvancılıkta yaşanan çoban sorununa ilişkin çözüm adına girişimlerin sürdüğünü belirten Malatya İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı İhsan Akın, farklı ülkelerden gelen göçmenlerin üretime yönlendirilmesi adına bir çalışma yapıldığını söyledi. Birlik binasında Malatya’da tarım ve hayvancılık alanında değerlendirmelerde bulunan Malatya İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı İhsan Akın, yetiştiriciler olarak sosyal güvencelerinin olmaması nedeniyle 25 ila 35 bin ücretle çalıştırmak üzere çoban bulunamadığını söyledi. Çobanlığın zor bir iş olduğunu ifade eden Akın, “Yemesi, içmesi ve barınması üretici tarafından karşılanmasına rağmen çoban bulunamamasının yegâne sebebi, sosyal güvencelerinin olmaması ve sosyal ihtiyaçlarının tam anlamıyla karşılanamamasıdır” dedi. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa Dünya Bankası destekli ‘Mera Islah Projesi’nin 30 milyon TL bütçeyle hayata geçirileceğini de ifade eden Akın, “Tarım ve hayvancılığın önemini her gittiğimiz yerde vurguluyoruz. Bürokratlarımıza masa başında değil de sahada alınacak kararların istişare edilmesi gerektiğini anlatıyoruz. Bunun yanında sorun ve taleplerimizi ilettik. Asıl amacımız, Malatya ve Türkiye’de küçükbaş hayvan sayısının artması. Malatya’da yüzde 10, Türkiye genelinde ise yüzde 7,5 küçükbaş hayvancılığın düşmesiyle ilgili problemlerin bir an önce çözülmesini talep ettik. Küçükbaş hayvancılığın meziyetli bir iş olmasından dolayı başta çobanlık olmak üzere sorunların çözülmesi için çalışma bekliyoruz. Malatya’mızda da yerel yöneticilerin özellikle küçükbaş hayvancılığa, tarıma ve diğer konulara destek olmalarını bekliyoruz” ifadelerine yer verdi. Çoban sorununun çözülmesi noktasında mültecilerin üretime yönlendirilmesiyle ilgili bir çalışmanın olduğuna da dikkat çeken Akın, “Farklı ülkelerden gelip, burada yaşayan insanların üretime yönlendirilmesi adına bir çalışma yapıldığı bizlere söylendi. İşletmelerle en az üç yıl sözleşme yapılması planlanıyor. Resmi anlamda yapılacak sözleşmeyle her şey kayıt altında olacak. Bununla ilgili mevzuat çalışmaları yapılıyor. Üreticilerimizin en büyük sorunlarından birisi çoban konusu bu noktada da gerekli çalışma yapılıyor. Çobanların sosyal güvencesinin olmasıyla ilgili de talepte bulunduk. Aile işletmelerindeki kadın çobanlarımıza yönelik sosyal ihtiyaçların karşılanmasını istedik” diye konuştu. Sadece mülteciler değil çobanlık yapmak isteyen herkesin bu işe entegre olabileceğini ifade eden Akın, “Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan ve uyruğu farklı olan vatandaşlar için yasal bir çalışma yapılıyor” dedi.
Gümüşhane İkameti 2 gün eksik olunca muhtarlıktan oldu Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde seçimi kazanan mahalle muhtarının 6 aylık ikamet şartı 2 gün eksik olunca Yüksek Seçim Kurulu (YSK) itiraz üzerine mazbatayı en çok ikinci oy alan adaya verdi. 31 Mart tarihinde yapılan Mahalli İdareler Seçimlerinde Şiran ilçesine bağlı Karaca Mahallesinde ilginç bir olay yaşandı. Karaca Mahallesinin muhtar adayı Lokman Şahin, avukatı aracılığıyla seçimi kazanan aday Volkan Yeniçeri’nin adaylık için seçimden önce en az 6 aydan beri mahallede oturma şartını sağlamadığını ileri sürerek Yüksek Seçim Kurulu’na "Tam kanunsuzluk" durumunun mevcut olduğunu ileri sürerek itiraz etti. Konuyu değerlendiren Yüksek Seçim Kurulu ise seçim sonuçlarına göre en çok oy alarak seçimi kazanan Volkan Yeniçeri’nin 6 aylık ikamet şartını sağlamadığından Şahin’in itirazını kabul ederek Volkan Yeniçeri’nin mazbatasının iptal ederek seçimde en çok ikinci oyu muhtar adayı olan Lokman Şahin’e mazbatanın verilmesine karar verdi. Konuya ilişkin soruları cevaplayan Şahin’in avukatı Emre Balki, 2927 Sayılı Seçim Kanunu’na göre muhtar seçilebilmek için kanunda seçim tarihinden en az 6 aydan beri o mahalle veya köyde oturmak şartının mevcut olduğunu, seçimi kazanan adayın bu şartı 2 gün ile ihlal ettiğini ve bu sebeplerle seçim sonuçlarına itiraz ettiklerini söyledi. YSK’nın 2927 sayılı yasanın 31. maddesine göre itirazlarını kabul ettiğini kaydeden Balki, seçimde en çok oyu alan ikinci aday olan müvekkili Lokman Şahin’in mahallenin yeni muhtarı olmasına karar verildiğini ifade etti. Benzer bir durum 2009 yılında yapılan Mahalli İdareler Seçimlerinde Gümüşhane’nin Merkeze bağlı Dörtkonak köyünde meydana gelmiş, muhtarlık seçimin kazanan adayın ikamet şartını taşımadığından bahisle yapılan itiraz sonucunda 273 geçerli oyun kullanıldığı seçimde 1 oy alan Hüsnü Oğur muhtar olmuştu.