EKONOMİ - 16 Eylül 2019 Pazartesi 16:46

Sütte yeni dönem başlıyor: Kaçaklar anlık olarak önlenecek

A
A
A
Sütte yeni dönem başlıyor: Kaçaklar anlık olarak önlenecek

Süt Ürünleri Sektörünün Geliştirilmesi Mali Destek Programı kapsamında destek almaya hak kazanan tek proje olan "Süt Birlikleri Dijital Rehabilİte" projesinin uygulama sözleşmesi Tekirdağ'da İmzalandı. Proje kapsamında süt kaçakları önlenecek ve bu projenin tüm Türkiye’de uygulanması için çalışmalar yapılacak.

Hayrabolu Süt Üreticileri Birliği tarafından hazırlanan "Süt Birlikleri Dijital Rehabilite" projesinin uygulama süresi 15 ay, toplam bütçesi 383 bin 211 TL olacak ve bu bütçenin yaklaşık 345 bin TL'si Trakya Kalkınma Ajansı tarafından karşılanacak. Proje sayesinde dijital teknolojiye geçilerek; üretim, hizmet ve pazarlama süreçlerinde ileri teknolojik izlenebilirlik sağlanacak ve bu süreçlerde verimlilik artışı söz konusu olacak. Mevcut durumda sütü getiren çiftçi, sütü kantarlarda tartmakta ve kantarlarda yazan rakam manuel olarak ilgili kişiler tarafından kayda geçiriliyor.

İlgili kişiler çiftçiye getirdiği sütün bedelini yansıtan makbuz/fiş veriyor ve sonrasında da o fişleri ödeme yapılması için listeleyerek elle giriyor. Bu hem işçilik olarak fazla zaman harcanmasına hem de elle girişlerde olası hatalara sebep oluyor. Projenin uygulanmasıyla izlenebilirliğin dijitalleşmesi kapsamında tüm bu sıkıntılar ortadan kalkacak. Proje kapsamında geliştirmesi hedeflenen yazılım ve entegrasyonu sayesinde; her çiftçiye özel tanımlanan bir RFID (radyo frekansı kullanarak nesneleri tekil ve otomatik olarak tanıma yöntemi) kart verilecek.

Akıllı kestirim algoritmaları oluşturması hedefleniyor

Çiftçi sisteme kartını okutup, sütünü süt toplama indikatörünün olduğu kazana boşaltacak ve çiftçi tarafından alman süt miktarı dijital ortamda otomatik olarak belirlenerek, çiftçinin sahip olduğu karta tanımlanacak. Çiftçi ekrana kartı okuttuğunda; çiftçi bilgileri, getirdiği lokasyon ve sütün miktarı vb. bilgiler anlık olarak kaydedilip, istenildiğinde excel ortamında çıktı alınabilecek. Bu sistemin aktif hale gelmesi sayesinde; manuel kayıt sistemindeki fazla ve hatalı işçiliklerin önüne geçilerek, anlık İzlenebilirlik hatasız ve kolay bir şekilde sağlanabilecek. Sistemde çiftçilerin profili, hayvanların sayısı, gelen süt miktarı vb. veriler kayıt altında olacağı için, bu veriler istatistik sunucu yazılımlarında işlenerek süt üretim verimliliğine yönelik akıllı kestirim algoritmaları oluşturması hedefleniyor.

“Herhangi bir kaçak olmayacak”

Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Keskin imza töreninde yaptığı açıklamasında, “Bizim buradaki amacımız sütü anlık olarak kayıt altına alınması. Anlık olarak ta üreticiye, birliğe, sanayiciye ve bakanlığa dolaştırılması. Bu sadece bir Hayrabolu meselesi değildir. Bunun ardından sıra Trakya ve Türkiye’de bu uygulamayı yapacağız. Bu uygulamayı bakan beye de anlattım genel müdürlüğe anlattım onlarında çok hoşuna gitti. Ülkenin menfaati olan bir şey. Üretici, sanayici, birlikler, devlet hepsi iç içe olacaklar ve burada herhangi bir kaçak olmayacak. Anlık olarak örneğin Ersin Bilmeç sütünü döktü sütünde ne var. Yani bir şey yoksa anlık olarak kabul edilecek. Anlık olarak ta Ersin Bilmeç’in cep telefonuna mesaj düşecek. Bu mesaj oraya düştüğü zaman birliğe de düşecek. Bakanlığa ver merkez birliğine de düşecek. Anlık olarak ta kayıt altına almış olacağız. Sütün kalitesiyle birlikte sanayicide bunu bilecek. Ürün kayıt altına alındıktan sonra bunun planlanması da olacak” dedi.

Türkiye’de uygulanabilecek modelin temeli atıldı

Trakya Kalkına Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin ise, “Mali Destek Hizmetleri kapsamında proje desteğine çıkmakta 2010 yılından yaklaşık işte bu sene 2019 yılındayız. 2019 yılına kadar her sene mali destek, hibe desteklerine çıktık. Trakya’nın büyümesi için kalkınması için tarımdan sanayiye, sanayiden sağlığa, bununla birlikte kamunun, özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının birlikle birlikte kalkına bilmesi için proje geliştirmede imkan sağlayacak. Mekanizmalar geliştirdik. Bugün burada bulunmamızın nedeni, Hayrabolu Süt Birliğimizin yapmış olduğu aslında Tevfik Başkanımızın da uzun zamandan beridir yapmaya çalıştığı, denediği nihayetinde bu iş daha kurumsal bir şekilde yapılırsa devlet tarafından da bu iş organize edilirse uzun vadede Hayrabolu’dan başlamak üzere Kırklareli, Tekirdağ, Edirne tüm Trakya’da sonrasında ise tüm Türkiye’de uygulanabilecek bir projenin modelinin temelini burada inşallah atacağız” dedi.

Amaç bu modeli Tüm Türkiye’de uygulamak

Şahin konuşmasının devamında, "Bu anlamda projede aslında bir dijital dönüşüm projesi aslında. Hayatın her alanında dijitalleşme oluyor. Eskiden ne yapardık sütlerimiz, herkes götürürdü. Teslim ederdi oda kaç kilo aldığını elden yazardı. Sonra süreç biraz değişti biraz dijital ortama geçildi. Amacımız bu yöntemle. Sürü üreten çiftçinin, sütü verdiği zaman verdiği ürünün kalitesini görmesi, bu kaliteye göre de fiyatlanmasının yapılması. Sonra hesabına paranın geçilmesi. Böylece elden alışverişin azalması. Bu noktada Hayrabolu’nun sütünü bilirsek, Tekirdağ’ın sütünü bilirsek ve Trakya’daki sütü bilirsek o zaman biz burada kaç hayvanımız var, kaç kilo süt üretiyoruz bunların kaliteleri nelerdir.

Gerçekte kalitede bir sorun varsa, buna yönelik bölgelerimizde bulunan üniversitelerimiz var. Namık Kemal Üniversitesinde Ziraat Fakültesi bölümümüz var. Onlarla işbirliği içerisinde bu sütün kalitesinin artırılması ile ilgili çalışmalar yapabileceğiz. Eğer bu model tüm Türkiye’de uygulanabilirse buna göre ’Evet Türkiye’deki süt oranı bu kadardır. Şu kadar ton üretim yapılmaktadır. Bu ürünün kalite değerleri de bunlardır’ diye buna göre hükümetimize politikalar önermekte çok ciddi yardımcı olacak” diye konuştu.

Konuşmalardan sonra projeye ilişkin Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Keskin ile Trakya Kalkına Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin arasında imzalar atıldı.
Toplantıda projeyi hazırlayan Hayrabolu Süt Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Balkan’da bulundu.

Halil Dağ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir TED Aliağa Koleji öğretmenlerinden meslektaşlarına destek TED Aliağa Koleji’nde bir öğretmen, iddiaya göre yaşadığı hastalık sebebiyle rapor aldığı için işten çıkartıldı. Olayın ardından aynı kolejde görev yapan öğretmenler, meslektaşlarının işten çıkartılmasını okul önünde protesto etti. TED İzmir Aliağa Koleji’nde iddiaya göre bir grup öğretmen, çeşitli nedenlerden dolayı yaşadıkları stres sebebiyle doktora başvurdu. Olayın ardından bir günlük rapor alan öğretmenler arasından T.S., raporunun ’fenni olarak uygun olmadığı’ gerekçesiyle işten çıkartıldı. Alınan kararın ardından öğretmenler ve veliler, okul yönetimini protesto etmek amacıyla okul önünde basın açıklaması düzenledi. Öğretmenler adına açıklama yapan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Rabia Atbaş, “TED İzmir Aliağa Koleji’nde kurumun maaş politikasına karşı tepkisini dile getiren yaşadıkları stres, sıkıntı ve geçim kaygısı sonucunda farklı sebeplerden hasta olan 22 öğretmen arasında bulunan bir meslektaşımız, okul yönetimin tarafından işten çıkarıldı. Yönetim, bu haksız ve hukuksuz kararı, öğretmenimizin hastaneden aldığı raporun "fenni olarak uygun olmadığı" iddiasıyla gerekçelendirdi” ifadelerine yer verdi. “Öğretmenler mobbinglere ve baskıya maruz kalmıştır” Çalıştıkları kurumların patronlarının sadece kurumlarını ve karlarını düşünen sömürü uygulamalarına maruz kaldıklarının altını çizen Atbaş, "Bizler patronların insafına bırakılmış, asgari ücrete mahkum edilmiş, ailesinin ve kendisinin temel ihtiyaçlarını kısarak geçinmeye çalışan, insanlık dışı şartlarda çok sevdiğimiz mesleğimizi icra eden, özel öğretim kurumlarında görevini yapan öğretmenleriz. Ne yazık ki bunun en acı örneğini Türkiye’de eğitime önem verdiği sanılan TED Aliağa Koleji vermektedir. Bundan 1 buçuk sene önce yıllardır yaşadıkları sıkıntıları TED Vakıf Yönetimine bildiren ve çözüm bulunmasını isteyen öğretmenler çeşitli mobbinglere ve baskıya maruz kalmıştır” şeklinde konuştu. “Öğretmenlerin raporları incelenmek istendi” Hasta olan öğretmenlere gittikleri doktorlar tarafından 16 Nisan Salı günü için bir günlük rapor verildiğini aktaran Atbaş, "Fakat Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Komsuoğlu tarafından öğretmenlerin raporlarının incelenmesi istendiği için öğretmenler tekrar hastaneye gitmek zorunda bırakılmışlardır. Öğretmenlerin okula gelememesi üzerine veliler okul yönetimine baskı uygulamıştır. Vakıf yönetimi velilere çok çirkin davranışlarda bulunmuş ve mesaj atarak öğretmenlerin maaşlarına 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 113 zam yaptığını açıklamıştır. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak velilerin oranlarla kandırılmasına göz yummayarak ve TED adına utanarak öğretmen maaşlarının 18 bin 500 ile 20 bin aralığında olduğunu açıklamak zorunda bırakılmışızdır” cümlelerine yer verdi. “Asıl sebep öğretmenimizin sendikalı olmasıdır” Öğretmenlerin görevlerini aksatacak hiçbir durumda bulunmamalarına rağmen Vakıf Yönetim Kurulu ve idarecileri tarafından mobbinge maruz kalmaya devam ettiklerini vurgulayan Atbaş, şunları kaydetti: “25 Nisan Perşembe günü kurumda görev yapan bir öğretmenimiz işten çıkarılmıştır. Sebep olarak Hakem Hastanenin öğretmenin raporunun fenne uygun olmadığını belirlediği gerekçe gösterilmiştir fakat öğretmenimiz bayılma şikayeti üzerine doktora gitmiş ve önceden yaptırdığı kan testlerine dayanarak raporunda yazılan hastalığından şüphelendikleri belirtilmiştir. Öğretmenimizin dönem ortasında işten çıkarılmasının asıl sebebinin rapor olmadığının hepimiz farkındayız. Asıl sebep öğretmenimizin 1928 yılında Ata’mızın direktifleriyle kurulmuş Türk Eğitim Derneğine ve öğretmenliğe yakışır şekilde bu sömürü düzenine sendikasıyla birlikte karşı çıkmasıdır. Asıl sebep diğer 24 öğretmenin gözünü korkutmak için öğretmen arkadaşımızın işten çıkarılmasıdır. Asıl sebep öğretmenimizin sendikalı olmasıdır.” Öğretmenlerin zarar görmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Atbaş, şunları kaydetti: “Bir an önce TED’i saltanat yönetimi haline getiren iki şahıs TED’den uzaklaştırılmalı ve TED öğretmenlerinin kaybettirilen değerlerinin, meslek onurlarının tekrar kazanılması için çalışmaların başlaması gerekmektedir. Bizler Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak işten çıkarılan öğretmenimizin ve hakkı için direnen tüm öğretmenlerin yanında olduğumuzu, her türlü desteği sağlayacağımızı ve birlikte direnerek zafere ulaşacağımızı buradan tüm kamuoyuna bildiriyoruz.”