GÜNDEM - 27 Şubat 2015 Cuma 16:42

Suyla yanan soba

A
A
A
Suyla yanan soba

Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde yaşayan Köksal Yüksel, içindeki hidrojen gazını yakmayı başardığı su ile yanan soba yaptı.

Elbistan’da müzisyenlik yapan 52 yaşındaki Köksal Yüksel, ilginç bir buluşa imza attı. Daha önce de buzdolabından kuluçka makinesi yapan Yüksel, ‘çocukluk hayalimdi’ dediği su ile yanan soba projesini gerçeğe dönüştürdü. Serum yöntemiyle saatte 1 litre su kullanarak evini ısıtmayı başaran Yüksel, 160 liraya mal ettiği soba ile ısınma problemine sudan ucuz bir yöntemle çare bulduğunu kaydetti.

Suyla yanan soba

Köksal Yüksel, bu ilginç projeyi hayata geçirme fikrine okuduğu bir şiirden sonra karar verdiğini anlattı. Dizedeki ‘suyu ıslatmak’ deyimini gören Yüksel, araştırdığında suyu oluşturan hidrojen gazının ıslanmadığını ve ısıya maruz kalınca yanabileceğini gördü. Suyun bu şekilde ısınmada kullanılabileceğini düşünen Yüksel, ilk olarak sistemini kendi tasarladığı sobayı demir-doğramacılık yapan bir arkadaşına 160 liraya yaptırdı. Soba içerisine ilk ateşlemede kullandığı atık yağ ve suyu ileten iki ayrı boru yerleştiren Yüksel, su ve yağı depolamak için de çay makinesi kullanmaya karar verdi. Çay makinesinin bir bölümünü su, diğer bölümünü de atık yağla dolduran, iki ayrı vana ile de sistemi sobaya bağladı. Tanktan su ve yağı sobaya damla damla ulaştırmak için serum yöntemini kullanan Yüksel, birkaç denemenin ardından yıllardır hayalini kurduğu su ile yanan soba fikrini gerçeğe dönüştürmüş oldu.

Çevre kirliliğine yol açmayan ve normal bir soba kadar güvenli olduğunu belirttiği suyla yanan soba hakkında bilgi veren Köksal Yüksel, “Sobamız, suyun içerisindeki hidrojen gazını atık yağların yardımıyla patlatıyor ve ateşi meydana getiriyor. Sistem, hem basit hem de zor. 10 senemi aldı ama sonuçta başardım. İlk olarak sobaya belli miktarda atık yağ akıtıyoruz. Bu atık yağ yanıp belli bir ısı derecesine ulaşınca da sistemimizin diğer borusundan alevlerin üzerine su akıtıyoruz. Burada serum yöntemini kullanıyoruz. Yağı sadece suyu tutuşturmak için kullanıyoruz. İlk etapta 2 damla yağ, 1 damla su veriyoruz. Sobamız da bu sayede 24 saat yanabilecek şekilde. Sobamızdan ayrıca su buharı çıkıyor. Evimizde herhangi bir kirliliğe mahal vermiyor” dedi.

Sistemin tamamen güvenli ve maliyetinin çok düşük olduğunu anlatan Köksal Yüksel, “Sistemimiz bu haliyle 160 liraya mal oldu. Rahatlıkla evde güvenilir bir şekilde kullanılabilir. Bir sobanın güvenliği ne kadarsa ondan da güvenlidir. Herhangi bir zehirlenme olayı yok. Atığı yok. Sobamızda kül diye bir şey yok. Duman, suyun buharıyla bacadan çıkabiliyor. Çevre kirliliğine yol açmıyor. Çevreye duyarlı bir soba. Bu yöntemle kalorifer kazanı yapmayı düşünüyorum. Bu sistemime bir finansör bulabilirsem seri üretime geçmeyi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Sobadan 2-3 bin kalori ısı elde edildiğini belirten Yüksel, “Bu sobadan 2-3 bin kalori elde ediyoruz. Bu ilk denememiz. Fikri ve sistemi tamamen bana ait. Sobamız, serum sistemiyle çalışıyor. İlk başta 2 damla yağ, 1 damla su kullanarak çalıştırdık. Sobamız yeterli ısıya kısa bir sürede ulaşıyor ve yağ-su oranı eşitleniyor. Ben bu fikri çocukluğumda okuduğum bir şiirden etkilenerek icat ettim. Şiirde suyu ıslatmak deyimi vardı. Bu deyimin suyu oluşturan hidrojenin ıslanmadığı ve ısıyla birleştiğinde yandığı anlamına geldiğini öğrenince de bunu ısınmada kullanabileceğimi düşündüm. Çocukluk hayalim suyla yanan soba yapmaktı. Şimdi başardım, mutluyum” şeklinde konuştu. 

Suyla yanan soba

MURAT SÜRÜCÜ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.