ASAYİŞ - 18 Eylül 2014 Perşembe 11:21

Tanya Su’ya eksik otopsi yapıldığı iddiası

A
A
A
Tanya Su’ya eksik otopsi yapıldığı iddiası

İstanbul Sultanahmet'te kaldığı otelde 4 yaşındaki Tanya Su Yılmaz'ı zehirleyerek öldürdüğü iddia edilen anne Nur Şahin'in yargılanmasına devam edildi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Adli Tıp Kurumu (ATK) eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Oğuz Polat, ATK'nın eksik işlem yaptığını, Tanya Su’nun zehirlenerek değil, boğularak öldüğünü ileri sürdü. İstanbul Sultanahmet'te kaldığı otelde 4 yaşındaki Tanya Su Yılmaz'ı zehirleyerek öldürdüğü iddia edilen anne Nur Şahin'in yargılanmasına devam edildi. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık Nur Şahin, Tanya Su Yılmaz’ın babaannesi Gönül Ateş ve taraf avukatları hazır bulundu.

"KANIN İÇERMEDİĞİ BİR MADDEDEN MEYDANA GELEN HİÇBİR ÖLÜM YOKTUR"
Duruşmada tanık olarak ifadesine başvurulan Adli Tıp Kurumu eski başkanı Oğuz Polat, ATK’nın eksik işlem yaptığını belirterek, "Tanya Su Yılmaz kendi kusmuğunu yutarak boğularak ölmüştür’’ dedi. Polat’ın daha önce olaya ilişkin özel bilirkişi raporu da dosyada yer aldı. Polat, "Kanın içermediği bir maddeden ölümün meydana geleceği hiçbir ölüm yoktur. Olayda çocuğun kendi içeriğini yani kusmuğunu yutarak asfiksi yani boğulma sonucu öldüğü sonucuna ulaşılmaktadır" ifadelerini kullandı.

‘’MORG İHTİSAS DAİRESİ’NİN EKSİK İŞLEMİ GERÇEK ÖLÜM SEBEBİNİN ORTAYA ÇIKMASINI ENGELLEMİŞTİR’’
Morg İhtisas Dairesinde yapılan otopsinin eksik yapıldığını kaydeden Polat, "Yutak ve soluk borusunu da kapsayan mikroskobik bir inceleme yapılmış olsaydı bu durum ortaya çıkacaktı. Morg İhtisas Dairesi'nin eksik işlemi, gerçek ölüm sebebinin ortaya çıkmasını engellemiştir. Zaten ölen çocukta Primolut veya Zofran bulunmuş olsaydı, yapılan otopside, bu ilaçların yan etkileri tespit edilecekti" dedi.
Mahkeme Başkanı, Polat’a, Tanya Su Yılmaz’dan alınan doku örneklerinin imha edilmesi nedeniyle inceleme yapılamadığını yönündeki raporu hatırlatarak, doku örneklerin kaç yıl saklanması gerektiğini sordu. Prof. Dr. Polat "Normalde bunların 5 yıl süre ile bekletilmesi gerekirdi. Herhalde yer sıkıntısı ve olumsuz koşullar nedeniyle imha etmişlerdir" yanıtını verdi.

TANYA SU, BOĞULARAK MI ÖLDÜ?
Sanık Şahin'in avukatı Coşkun Tavukçu ise, "Israrlı talep ve yazılara rağmen Adli Tıp Kurumu ölümü asfiksiden (boğulma) meydana gelip gelmediği konusunda maalesef bir tespitte bulunmamıştır. Bu konuda inceleme yapmamıştır. Bu husustaki konudaki talebimizi tekrarlıyoruz.Adli Tıp Kurumu’na zerre kadar güvenimiz kalmamıştır. Raporun mahkemenizin uygun göreceği herhangi bir hastaneden alınmasını ve müvekkilimizin 2,5 yıldır tutuklu olması nazara alınarak tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.
Sanığın bıraktığı mektup içeriği, müştekilerin beyanlarına göre atılı suçun işlendiği konusunda kuvvetle suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması nediyle Nur Şahin’in tutukluluk halinin devamına karar verildi. Mahkeme heyeti dosyayı, görüşünü açıklaması için duruşma savcısına gönderildi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir TÜBİTAK 100’üncü yıl özel çağrısında Anadolu Üniveristesi akademisyenlerinden başarı TÜBİTAK’ın 100’üncü yıl özel çağrısında ‘1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı’ çerçevesinde açılan ‘Cumhuriyetin 100’üncü Yılı Özel Çağrısı’na sunulan 87 projeden biri de yürütücülüğünü Eskişehir Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken’in yaptığı ‘Cumhuriyetimizin 2’inci Yüzyılında 363 Özel Eğitim Anaokulu Personel Kapasitesi’nin Güçlendirilmesi Projesi’ adlı proje destek almaya hak kazandı. Cumhuriyetin tarihi, kültürel, siyasal, toplumsal ve ekonomik dinamiklerini anlamayı ve gelecek vizyonuna yeni perspektifler sunmayı amaçlayan araştırma projelerini desteklemek üzere; Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülen 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında açılan ‘cumhuriyetin 100’üncü Yılı Özel Çağrısı’na sunulan projelerin bilimsel değerlendirme süreci tamamlandı. “Özel eğitim anaokulunda çalışan eğitimci personelin kapasitesinin güçlendirilmesi hedefleniyor” Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken projenin genel amacının, cumhuriyetin 2’inci yüzyılında ülke genelindeki 363 özel eğitim anaokulunda çalışan eğitimci personelin kapasitesinin güçlendirilmesi’ olduğunu, projenin alt amaçlarının ise özel eğitim anaokulunda yer alan özel eğitim, okulöncesi öğretmenliği mezunu eğitimcilere ve psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerine yönelik öğrencilerin problem davranışları ile baş etme olumlu davranış kazandırma, dil becerilerini destekleme, psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerine yönelik öğrencilerin ebeveynlerinin psikolojik iyi oluşlarını destekleme yönünde ‘Özel Eğitim Anaokulu Çevrimiçi Mesleki Gelişim Programı (ANAÇEM)’ hazırlamak ve etkililiğini sınamak olduğunu ifade etti. Bu projenin sonunda üç temel ürünün elde edilmesini beklendiğini söyleyen Prof. Dr. Diken şunları söyledi: “Kılavuz kitapçıklar, bilgilendirici videolar ve örnek vaka sunumları ve hazırlanan kitapçıklar ve videoları kapsayan modüler mesleki gelişim programına dönüştürülmüş çevrimiçi portal.” “Proje çıktıları diğer eğitim kademelerindeki uygulamalara da uyarlanabilmekte ve model olabilecek bir proje olarak literatüre geçmektedir” Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Diken ayrıca, “32 aylık bu proje özel eğitim anaokullarının yaygınlaştığı ülkemizde literatür ile ortaya konan temel bir soruna yaygın ve erişimi ücretsiz bir çözüm üreten ilk proje olması bakımından oldukça önemlidir. Proje, başarılı özel eğitim uygulamalarında en temel rolü oynayan öğretmenlerin temel ihtiyaçlarına doğrudan çözüm üreten ve mesleki gelişimlerine katkı sunacak yazılı, görsel ve teknoloji tabanlı içeriklere sahip ilk proje olması bakımından da değerlidir. Proje çıktıları diğer eğitim kademelerindeki uygulamalara da uyarlanabilmekte ve model olabilecek bir proje olarak literatüre geçmektedir. Son olarak projemiz eklektik bir yaklaşımla yazılı görsel ve teknoloji tabanlı bilgi sunma ve bilgilerin vaka sunumları ile desteklenmesine dayalı proje çıktılarına sahip olması bakımından da özgündür” ifadelerine yer verdi. Prof. Dr. Diken Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün de projeye resmi destek verdiğini ve proje çıktılarını kurumlarında kullanacağını ifade etti. Dr. Diken, proje ekibinin projeyi başarı ile yürütebilecek disiplinler arası bir ekip anlayışı ile oluşturulduğunu ve proje ekibinde Anadolu Üniversitesinden Prof. Dr. Özlem Diken, Prof. Dr. Ramazan Akdoğan, Doç. Dr. Seçil Çelik, Dr. Öğretim Üyesi Derya Atik Kara, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Özlem Toper, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Gözde Tomris ve Trakya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cem Çuhadar’ın yer aldığını da belirtti.
Eskişehir Çocuk korosu dinleyicilerden tam not aldı Odunpazarı Belediyesi Çocuk Korosu, Hamamyolu Caddesi’nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Çocuk Korosu Konseri düzenledi. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Eski Kültür Bakanı Ercan Karataş’ın da dinleyicileri arasında bulunduğu konserde çocuk korosu, bir çok eser seslendirdi. Odunpazarı Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında çok sayı da etkinlik gerçekleştirdi. Belediye, son olarak kutlamalar kapsamında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Çocuk Korosu Konseri düzenledi. Hamamyolu Caddesi’nde gerçekleşen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Çocuk Korosu Konseri’ne, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Eski Kültür Bakını Ercan Karakaş’ın yanı sıra çok sayıda Eskişehirli katıldı. Gönül Onar’ın koro şefliği yaptığı Çocuk Korosu, birbirinden güzel eserleri başarı ile seslendirdi. Çocuk Korosu Konseri, dinleyicilerden tam not alarak, büyük alkış topladı. “Eskişehir kültürde de sanatta da her zaman en önde” Eskişehir Kitap Fuarı için Eskişehir’e geldiklerini belirten Eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, “Başkanımız davet etti, bu güzel toplantıyı duyunca ben de geldim. Gerçekten gençlerimizin, çocuklarımızın ulusal egemenlik görüşüyle burada şarkılarla, türkülerle bir araya gelmeniz çok güzel bir şey. Büyük Atatürk, 23 Nisan’da Ulusal Egemenliği çocuklara atletmiş. Neden, çünkü çocuklar, bugün çocukları yarın büyükleri. Onlar, yaşamı da Türkiye’yi de dünyayı da daha güzel yaparlar diye 23 Nisan’ı çocuklara hediye etmiş. Ve bugün siz de bunun hakkını veriyorsunuz. Hocalarımız, çocuklarımızı çok güzel eğitmişler. Onur, gurur verici bir şey. Zaten Eskişehir kültürde de sanatta da her zaman en önde. Başkanımızı, emeği geçenleri, çocuklarımızı herkesi kutluyorum. Gözlerinden öpüyorum” dedi.
İzmir Her yaştan çocuk, kanser hastası arkadaşları için koştu İzmir’de 4-15 yaş arasında 200 çocuk, ‘koşamayan kardeşlerim için koşuyorum’ sloganıyla hastanede tedavi gören kanser hastası arkadaşları için yarıştı. İzmir’de Hasta Çocuk Evleri Derneği, kanser hastası çocuklar için 23 Nisan çocuk koşusu düzenledi. Karşıyaka ilçesinde bulunan Semra Aksu Atletizm Parkı’nda düzenlenen etkinlikte; 4 ile 15 yaş arasındaki 200 çocuk gruplar halinde, hastanede tedavi gören ve dışarı çıkamayan kanser hastası arkadaşları için yarıştı. ‘Koşamayan kardeşlerim için koşuyorum’ sloganıyla düzenlenen yarışta, dereceye giren koşuculara madalya verildi. “Sağlıklı olduklarını anlatmamız gerekiyordu” Yarış hakkında bilgilendirmede bulunan İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği Başkanı Sevil Ozan, “23 Nisan çocuk koşusunun bu sene 5.’sini gerçekleştirdik. Çocuklar kanser tedavisi gören, hastanede yatan kardeşler için koşuyor. Sloganımız da ‘koşamayan kardeşlerim için koşuyorum.’ Sağlıkları yerinde olmayan çocuklar, hastane ortamlarından dışarıya çıkamıyorlar. Sağlıklı çocuklar koşarak onlara destek oluyor. Bir farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Hem veliye hem çocuğa kendilerinin sağlıklı olduğunu onlara anlatmamız gerekiyordu” ifadelerine yer verdi. Etkinlikte, 3-4, 5-6, 7-8, 9-10, 11-12 ve 15 yaşa kadar çocukların gruplar halinde koştuklarını aktaran Ozan, seslerini duyan herkesin koşuya gelerek kendilerine destek olduğunun altını çizdi. “Amacım kanserli çocukların iyileşmesi” Koşu için İstanbul’dan İzmir’e gelen 10 yaşındaki yarışmacı Levent Tekerciler, “Amacım kanserli çocukların iyileşmesi. Bunun için ben bağış topluyorum. Buraya kazanmaya değil kanserli kardeşlerim, arkadaşlarım adına koşmaya geldim. Umarım hepsi bir an önce iyileşir. Yapılan şey gerçekten çok anlamlı” diye konuştu.