KÜLTÜR SANAT - 22 Haziran 2019 Cumartesi 20:32

Tapulu arazisine 40 yıl önce diktiği kavak ağaçlarına, orman arazisi diye el konuldu

A
A
A
Tapulu arazisine 40 yıl önce diktiği kavak ağaçlarına, orman arazisi diye el konuldu

Kastamonu’nun Cide ilçesinde ikamet eden Feridun Kutu, tapulu arazisine yaklaşık 40 yıl önce diktiği kavak ağaçlarının orman arazisi iddiasıyla elinden alındığını söyledi.

Cide ilçesine bağlı Yenice Köyünde ikamet eden 69 yaşındaki Feridun Kutu, babasından kalma tapulu arazisi üzerine Konya’da ikamet ettiği için kavak ağacı dikti. 40 yıl önce diktiği kavak ağaçları, zamanla büyüdü. Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğü tarafından 2B çalışmaları kapsamında tapulu arazisi üzerinde bulunan kavak ağaçları, orman arazisi üzerine dikildiği gerekçesiyle el konuldu. Kavak ağaçlarını 2B kapsamına aldıramayan Feridun Kutu’nun, kavak ağaçlarına yaş tespiti yaptırmasına rağmen bütün girişimleri sonuçsuz kaldı. Yaşlı ve köyde ikamet ettiği gerekçesiyle hakkını arayamadığını söyleyen Feridun Kutu, devlet büyüklerinden yapılan bu hatanın düzeltilmesini istedi.

“40 yıllık kavak ağacı bahçem, orman arazisi oldu” 

40 yıllık kavak ağacı bahçesinin orman arazisine alındığına işaret eden Feridun Kutu, “Bu tarla önce dedemden babama, babamdan da bana tapuyla intikal etmiş bir yerdir. Anam babam yaşlanmış olduğundan, bundan 40 yıl önce düşündüm buraya ne yapabilirim diye. Konya’da görev yapmış olduğum için uzaktaydım. Bu yüzden kavak ağacı dikmeyi düşündüm. Ben Konya’da çalışırken 1978’de dikmiş olduğum kavakların bir kısmını hayvanlar yemiş olduğundan tekrar yerlerine kavak ağacı diktim. Böylece kademe kademe kavak ağacı dikmiş oldum ve bunların yaş tespitini yaptırdım. Orman İşletme Müdürlüğünde 39 yaşında olduğunun tespiti yapıldı. Köy ihtiyar heyeti 40 sene öncesi mısır, buğday bahçesi olduğunu 40 yıldır da kavak bahçesi olduğunu belgeli olarak bana verdi. Dolayısıyla 2B’den yararlanamadım. 2B orman arazisine kavak dikmişsin diyor. Halbuki ben, 69 yaşındayım köyün en yaşlısı bile burada hiç orman görmemiştir. Atalarımız buradan ekmek yemişler, mısır, buğday ekmişler biçmişler. Hatta kayanın ucundan denize kadar bizimdi, kiremit ocaklarımız vardı. Bu bölgenin kiremidini biz verirdik. Bunların maliye kayıtları da mevcuttur. Belki de yani vergisini vermiştir babam dedem bunların. Yeşil görünüyor diye devlet hep elimizden aldı kiremit ocaklarımızın yeri orada belli. Orman haritasında her gördüğü yeşili orman diyerek elimizden aldılar. Başka yerde de 20-30 dönüm mısır, buğday ektiğimiz tarlamız gitti yeşil görünüyor diye. Bu bir bilimdir orman yeşilimi, mısır yeşilimi, buğday yeşilimi buna hiç bakmadan bizlerin canını yaktılar, şikayetçiyiz, hakkımızı alamıyoruz” dedi.

“Devlet büyüklerimizden hatanın düzeltilmesini istiyoruz” 

Kavak ağacı bahçesinin dışında diğer tapulu arazilerinin de orman hudutları içinde kaldığı gerekçesiyle el konulduğunu anlatan Kutu, “Bunlarda bize geri verilmedi. Kadastro tespitlerinde, hiç olmazsa kavak bahçemiz olsun elimizden alınmasın, biz devletimizi seviyoruz. Türkiye’de Orman Fakülteleri var, yapmayın buralar incelesin burayı kesinlikle o yeşillik orman değildir, vatandaşı İstanbul’a yığıp da bu köyleri boşaltıp da memlekete nasıl bir fayda gelecek, kim ekecek kim biçecek. Hep yerler elimizden alınıyor böyle vatan kalkınmaz. Ben CİMER’e de Tarım ve Orman Bakanlığına da yazı yazdım. Hiç hakkımızı alamıyoruz, bütün köy ses çıkaramıyor, kimi saygıdan, kimi korkudan bazı köylerde camiler, evler ormana gitti ne yazık ki. Ankara’dakilerin bu durumdan haberdar olduğunu sanmıyorum” diye konuştu.

Tapulu arazisine 40 yıl önce diktiği kavak ağaçlarına, orman arazisi diye el konuldu

“Kavak bahçemin 2B’ye alınmasını istiyorum” 

40 yıldır emek verdiği kavak ağacı bahçesinin orman hudutları içerisine alındığını belirten Kutu, şunları kaydetti: 

“Ben buraya 40 senedir emek verdim ama bence buranın esas önemi atalarımızdan gelen buranın manevi bir değeri var. Ben onların çocukken burada yanlarında iken mısır, buğday ekerken Amasya elmalarımız vardı. Burada dallarında sallandım, onlarla beraber ayran doğraması yedim bunları unutamıyorum, burası benim atamdan gelmiştir. Benim atalarımın kemikleri sızlayacak, ben buraya sahip çıkmak istiyorum devlet büyüklerinden yardım istiyorum. Bu kavak bahçesi 2B’ye alınsın. Burası tarihi bir yerdir, bütün Yenice köyü bilir, buralarda eskiden incirlerimiz vardı, meyvelerimiz vardı, atalarımızdan gelen tapulu bir yerdir, asla orman olmamıştır. Ben buraya şerkte koydum. Burası yol kenarıdır. Bartın-Cide karayolu üzerindedir. Burada tarımda yapılır, her şey yapılır katkıda bulunulur devlete. Memleketimizin tarım sorunu varken, bu tür şeyler ile köylüyü bunaltmanın bir anlamı yoktur. Ben, devlet büyüklerimizin bu işten haberi olmadığına inanıyorum, bunlar aşağıda birkaç kişinin aklı ile oluyor düzeltilmesini istiyorum.”

“Kavak ağaçlarının 39 yaşında olduğu belirlendi” 

Cide Tarım İlçe Müdürlüğüne dilekçe ile başvuruda bulunduğunu anlatan Kutu, şöyle konuştu:
“Cide İlçe Tarım Müdürlüğüne dilekçe ile başvurdum, geldiler 3 tane kavak yıktılar. Bilir kişiler karşısında yer tespiti yaptılar, bu kavağa 40 yaşında rapor verdiler. Ayrıca ben buradan almış olduğum kütüğü Cide Kaymakamlık makamına dilekçe verip havale ettirdim. Cide Orman İşletme Müdürlüğü de 39 yaş tespiti yapıldı. Bu emeklerimi orman benim elimden alıyor. Biz devletimizi seviyoruz, devletimize düşman olmak istemiyoruz, neler oluyor anlamıyorum. Biz vatanın evlatlarıyız, biz buranın çocuklarıyız, yapmasınlar yazıktır, hep ellerimizden aldılar her tarafı. Lütfen büyüklerimden yardım bekliyorum, lütfen bu işe el koysunlar.”
Köy sakinlerinden Şükriye Kutu ise, “Ben çocukluktan beri burada çalıştım, mısır ektim, buğday ektim. Burası 40 yıllık kavaklık belki de daha fazla” dedi. 

Yine köy sakinlerinden Feriha Kocatepe ise, “62 yaşındayım, burada ben orakta biçtim, kazmada kazdım, mısırda belledim hepsini yaptım bu tarlada. Burası hiç orman olmadı, hep tarlaydı” diye konuştu. 

Köy sakinlerinden Mehmet Bara da, “69 yaşındayım. Bu kavaklar 40 sene önce dikilmiş. Bu kavakları orman, hiçbir şey saymadan kendi arazisine katmak istiyor. Burası daha önce de tarlaydı, Feridun Kutu’ya babasından dedesinden kalma tarla mısır, buğday olarak ekiliyordu. 40 sene önce Feridun Kutu’ya geçen bu tarlaya 40 sene önce kavaklar ekilmiş. Devlet büyüklerimizden bu sorunun düzeltilmesini istiyorum, haksızlık oluyor” şeklinde konuştu.  

Vedat Yunus İkizoğlu - Mehmet Salman

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sarunas Jasikevicius: "Seyircimizin önünde bir şansı kaybettik ama beşinci maç var" Fenerbahçe Beko Başantrenörü Sarunas Jasikevicius, Monaco karşılaşında takım olarak iyi performans gösteremediklerini belirterek, "Seyircimizin önünde bir şansı kaybettik ama beşinci maç var. Video analizde neleri yanlış yaptığımıza bakacağız" dedi. Fenerbahçe Beko, THY Euroleague play-off serisi dördüncü maçında Fransız ekibi Monaco’ya 65-62 mağlup oldu ve seride durum 2-2’ye geldi. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Fenerbahçe Beko Başantrenörü Sarunas Jasikevicius sözlerine Monaco’yu tebrik ederek başladı. Topu gerekli kullanamadıklarını ve fazla hata yaptıklarını belirten Jasikevicius, "Maçın sonunda yaşanan olaylardan dolayı özür dilerim. Bu bizim tablomuz değil. Kendi hatalarımıza bakmamız gerekiyor. Bugünün sorumluluğunu üzerimize almalıyız. Takım olarak iyi bir performans gösteremedik. Topu gerekli şekilde kullanamadık, hücumda iyi değildik. Oyuncular, topu eline alıp problemleri çözmek istedi gibi gözüktü. Bu negatif taraftı. Seyircimizin önünde bir şansı kaybettik ama beşinci maç var. Oyuncularıma, benim kahramanlarım olduklarını söyledim. Şimdi video analizde neleri yanlış yaptığımıza bakacağız” ifadelerini kullandı. Asist sayılarına bakıldığında iyi bir takım oyunu oynamadıklarının net bir şekilde ortaya çıktığını belirten Litvanyalı koç, "Takım gibi oynamadık. Topu çok fazla elimizde tuttuk. Çok iyi mücadele ettik. Bireysel oyunumuz takım oyununa dönemedi. Sabırsız bir oyun ortaya koyduk” şeklinde konuştu.
İstanbul Feyyaz Uçar: "Bize göre iki penaltı pozisyonu var" Beşiktaş Futbol Şube Sorumlusu Feyyaz Uçar, Çaykur Rizespor maçında bekledikleri iki penaltı pozisyonu olduğunu belirterek, "Salı günü çok önemli bir maça çıkacağız. Belki bizim için sezonun en önemli maçı. Bu maçtan önce kimse bize ayar vermeye kalkmasın. Beşiktaş büyük bir camiadır" dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Beşiktaş evinde karşılaştığı Çaykur Rizespor’u 3-2 mağlup etti. Maçın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Beşiktaş Futbol Şube Sorumlusu Feyyaz Uçar, "Hak ettiğimiz bir galibiyet. Oyuncularımızın oyunundan son derece memnunuz. Oyunun son dakikasına kadar bırakmadılar. Skora isyan ettiler. Neticede de son dakikada uzatma golüyle galibiyeti kazandılar. Teknik heyetimizi ve futbolcularımızı kutluyoruz. Masuaku’yu sabah ağrısından dolayı kadrodan çıkarmak zorunda kaldık. Gedson da arka adalesindeki ağrıdan dolayı kadroda yoktu" diye konuştu. "Bize göre iki penaltı pozisyonu var" Karşılaşmada iki penaltılarının verilmediğini söyleyen Uçar, "Biz oyuncularımızın çabasının bugün yanlış kararlarla, yanlış düdüklerle göz ardı edildiğini görüyoruz. Bize göre iki penaltı pozisyonu var. ’Bu da mı değil’ dedirten pozisyonlar. Tartışılacak pozisyonlar. Bize göre ilk pozisyonda destek eli denen şeyin havada olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Yerde olan bir adamın eline çarpan belki destek eli kuralıyla bağdaştığını ama orada oyuncunun eli havada. Bunun penaltı olduğunu düşünüyoruz. Salı günü çok önemli bir maça çıkacağız. Belki bizim için sezonun en önemli maçı. Bu maçtan önce kimse bize ayar vermeye kalkmasın. Beşiktaş büyük bir camiadır. Hepimizin çoluğu çocuğu var. Beşiktaş’a gönül vermiş bir sürü genç var. Bu insanları bu kadar üzmemek, ağlatmamak lazım. Kendi siyasi çıkarları için, kendi seçim propagandaları için Beşiktaş’ımıza kimse ayar vermeye kalkmasın" şeklinde konuştu. "Şimdi birlik zamanıdır" Siyah-beyazlı taraftarları, Ziraat Türkiye Kupası’nda salı günü Tüpraş Stadyumu’nda oynayacakları MKE Ankaragücü maçına davet eden Feyyaz Uçar, "Bütün taraftarımızı salı günkü maça bekliyoruz. Beşiktaş birlik olduğunda neler olduğunu bütün ülkenin bir kez daha şahit olmasını istiyoruz. Bizim için çok önemli bir maç. Şimdi birlik zamanıdır. Çocuklarımızın çok güzel mücadelesi var. Sezonun maçı. Onlara gerçekten ihtiyacımız var. Büyük Beşiktaş taraftarı istediği zaman istediği zaman takıma maç kazandırır. Ben onların sayesinde Beşiktaş formasıyla maç kazandım. Onların gönülden yapacaklarını biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Ankara Emre Belözoğlu: “Bu işin olacağını düşünüyorum ama zor olacak gibi görünüyor” MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, Alanyaspor maçının ardından yaptığı açıklamada, “Bu işin olacağını düşünüyorum ama zor olacak gibi gözüküyor” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında MKE Ankaragücü, sahasında ağırladığı Alanyaspor ile 1-1 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında karşılaşmayı değerlendiren MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Belözoğlu, “Tabii her şeyden önce üzgünüm. İlk yarıdaki oyun ve ikinci yarıdaki oyunla 10 kişi kalmış rakibe karşı bu kadar panik yapan bir oyun. Açıkçası kendi takımlarım arasında düşündüğümde ilk defa böylesine bir senaryo ile karşı karşıya kaldığım bir maç oldu. İkinci yarıdaki performanstan dolayı çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Oyuna hamleler yaptık. Hiçbir karşılığı olmadı. İlk yarıdaki oyunun karşılığı belki 2-0’a getirebilirdik. Orada belki maç kopabilirdi. Alanyaspor iyi bir takım, organizasyonu yüksek. Kazanarak buraya geldiler. Bizim de durumumuzda birazcık herhalde zor gitmek var, zor olması var. Bu işin olacağını düşünüyorum ama zor olacak gibi gözüküyor. Oyuncu arkadaşlarıma yine teşekkür ediyorum. Ellerinden gelen, kendi kalitelerince her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Ama ikinci yarıdaki oyunu kabul etmek mümkün değil. Bundan dolayı üzgünüm” diye konuştu. “Beşiktaş’a karşı oynadığımız iki maçta da takımımın oyun anlamında çok iyi işler yaptığını düşünüyorum” Alanyaspor müsabakasının ardından aldıkları skor için üzgün olduklarını ve Ziraat Türkiye Kupası’nda hedefleri için çalışmalarına devam edeceklerini dile getiren Belözoğlu, “Bu skor moralimizi bozdu, gerçekçi olmak lazım. Soyunma odasında da o havayı hissettim, oyuncularım üzgün. Ben Ankaragücü’ne geldiğimden beri gerçekten çok mesai harcıyorum bir şeyler yapmak için. Oyuncular özelinde değerlendirmeler yapıyoruz. Oyuncularla birebir tesislerde ve dışarıda hep bir şey yapmaya çalışıyorum. Bu kupa hedefini de devam ettirmek adına önümüzde üç günümüz var. Ben Beşiktaş’a karşı oynadığımız iki maçta da takımımın oyun anlamında çok iyi işler yaptığını düşünüyorum. Bunu uygulamada yine tereddüt etmeyeceğiz, ama skorlar gelmiyor. Bu da benim oyuncularımın da pes edeceği anlamına da gelmiyor. Biz sonuna kadar orada bu taraftara yakışır bir şekilde oyuncuların enerjisinin bir an önce yukarıya çekerek İnönü’de bir meydan okumaya gitmek istiyoruz. Kolay bir maç yok. İki takım için de kolay maç olmayacak. Belki bu sene bu yaşadığımız talihsizliklerin hepsini örtbas edecek bir maç oynarız ve bu sefer de bizden yana olur bazı şeyler. Öyle ümit ederek İstanbul’a gitmek istiyorum” dedi. “Hiçbir topluma dünyanın hiçbir yerinde bu kadar zulmedilemez” Müsabakadan önce Ankaragücü tribünlerinden sarkıtılan Filistin koreografisi hakkında, Gazze’de işlenen insanlık suçunun artık dayanılacak noktasının kalmadığını vurgulayan Belözoğlu, “İslam aleminin bu dağınıklığı, Müslüman aleminin bu dağınıklığının çok büyük bir fotoğrafı. Bu orada olanlara hiçbir cevap veremeyen hiçbir aksiyon alamayan bir İslam alemi var. Bence biz kendimize bakmalıyız. Oradaki insanların çektiği acılar, bize sadece bir iki damla gözyaşı olarak geliyor ama baktığınızda İslam alemi kendi haline acımalı, kendimize acımalıyız. Hiçbir topluma dünyanın hiçbir yerinde bu kadar zulmedilemez ve bu kadar uzun süreli zulmedilemez ki dünyada milyarlarca Müslüman var ona rağmen bu yapılıyor. Buna sadece ses çıkararak, lafla karşılık vererek ve ‘İsrail sen teröristsin’ diyerek olmaz. Olmadığını da görüyoruz” ifadelerini kullandı.