EĞİTİM - 18 Ocak 2022 Salı 11:35

Tatilde Dünya’yı kurtaralım

A
A
A
Tatilde Dünya’yı kurtaralım

Öğrenci ve öğretmenlerin; okullarda buluştuğu bir dönemin son ders zili çalıyor. Yarıyıl tatilinde kaliteli vakit geçirmenin önemine değinen Barış Sezgin, “Öğrenciler tatilde sevdikleriyle birlikte bol bol doğada vakit geçirebilir. Bunun yanı sıra Dünya’yı koruma bilinciyle atık malzemelerden faydalı ürünler tasarlayabilir, iklim krizi hakkında çalışmalar yapabilir ya da gelecekte seçmeyi hedeflediği meslekle ilgili araştırmalar yapabilir” dedi.

Online eğitimle devam eden 1,5 yıllık sürenin ardından bu yıl okullarda öğretmenleri ve arkadaşları ile buluşan öğrenciler ilk dönemin sonuna geldi. 2021-2022 eğitim öğretim döneminin ilk yarıyılı 21 Ocak Cuma günü sona eriyor. Öğrenciler iki haftalık tatilin ardından 7 Şubat’ta ikinci döneme başlayacak.

Eylül ayında büyük bir sevinçle okullara koşan öğrencilerin güzel bir tatili hak ettiklerini söyleyen Uğur Okulları PDR ve AR-GE’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin “Dijital eğitim platformları sayesinde öğrenciler artık akademik gelişimlerini hem yüz yüze hem de online platformlarda sürdürebiliyorlar. Ancak bu yıl okul ortamında buluşma; öğrencilerin sosyal, duygusal ve fiziksel gelişim alanlarındaki eksikliğin giderilmesi konusunda önemli bir destek oldu. Bazı öğrencilerde akademik anlamda yaşanan eksiklerin de telafisi ile öğrenciler yüz yüze eğitime geçiş sürecini başarıyla tamamlamış oldular. Bu dönemin en önemli kazanımları; öğrencilerin okullarına dönüşleri, oyun oynama isteklerini karşılamaları, evde teknoloji kullanımına sınırlar konulması, eski ders ve okul düzenlerine dönülmesi diyebiliriz. Ayrıca öğrencilerin duygularını paylaşıp akademik yönden gelişmesi motivasyonlarını ve başarı düzeylerini arttırdı. Bu durumu tüm yaş kademelerinde gözlemledik. Öğrenciler tatilde güzelce dinlenip, ikinci döneme daha motive olmuş olarak başlayacaklar” dedi.

Tatilde Dünya’yı kurtaralım

Başarılar motive edilmeli
Bugünün karne günü olarak değil, geri bildirim günü olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Barış Sezgin, "Başarılı ve başarısını geliştirmesi gereken öğrencilerimiz var, mutluluklar ve hüzünler iç içe. Aileler bu duruma olgu olarak bakıp çocuklarına doğru geri bildirimler vermeli. Başarıları motive etmek gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca karneye yaklaşımda, yargılayıcı olmayan bir değerlendirmede bulunulmalıdır. Ebeveyn olarak yaklaşımımız bireyi yaşam hedefine, merak ettiği konulara, güçlü olduğu alanlara yönlendirmektir. Bilmeliyiz ki çocuğumuz o nottan ibaret değildir” diye konuştu.

Yarıyıl tatilinde öğrencilere hem keyifli vakit geçirme hem de zorlandıkları konularda ders tekrarı yapmaları önerisinde bulunan Sezgin “Karne tatilini verimli kılabilmenin birçok yolu var. Henüz okuma ve yazmayı öğrenmemiş olan okul öncesi kademesindeki öğrenciler için harfleri tanıyacakları, kelimelerle tanışacakları çeşitli aktiviteler uygulanabilir. Örneğin; evde hazırlanan oyun hamuru dokunma duyusunu harekete geçirirken, büyüteç ve dürbünler sayesinde görme duyusu ile araştırma becerileri gelişecektir. Tatil boyunca ailelerin çocuklarına kitap okumaları hem bilişsel gelişime hem de dil gelişimine önemli katkılar sağlayacaktır. Çocukların daha çok doğaya döndüğü ve doğa ortamında yapılacak yürüyüşler, at binme gibi etkinliklerle hareket etmeleri de sağlanmalı” dedi.

Lise ve üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler için ise tatillerin hem dinlenmek hem de eksikleri gidermek adına bir fırsat olduğunu ifade eden Sezgin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle sınava hazırlık yılında olan 8. ve 12. sınıf öğrencilerimizin okuldan çok kopmadan ama tatilde de derse yoğunlaşarak sıkılmadan, sakin bir süreç yaşamaları önemli. Sınav hazırlığı sürecinde öğrenciler kendilerini bireysel bir yarış içinde hissettikleri için öğrencinin bireysellikten sıyrılması adına takım çalışmaları yaptırılabilir. Bunun için arkadaşlarıyla ya da ailesiyle kutu oyunları, strateji ve takım oyunları oynama gibi takım bilincini güçlendirecek faaliyetlerde bulunulabilir.”

Doğayla buluşma ve öz değerlendirme için fırsat
Uğur Okulları eğitim uzmanlarının, keyifli ve verimli bir tatil geçirmek için öğrencilere yönelik hazırladıkları öneriler şöyle sıralanıyor:

Ailenizle birlikte en çok merak ettiğiniz yerleri gezebilir ya da gitme imkanı bulamadığınız yerlere hayali bir yolculuk düzenleyebilirsiniz. Hayal ettiğiniz yerle ilgili araştırma yaparak hem yeni şeyler öğrenip hem de keyifli zaman geçirebilirsiniz.

Dünya’yı koruma bilinciyle evdeki atık malzemelerden faydalı ürünler tasarlayarak içerikleri hem ailenize hem de arkadaşlarınıza anlatabilirsiniz.

Arkadaşlarınız ve ailenizle birlikte doğa yürüyüşü yapabileceğiniz rotalar belirleyebilirsiniz.

Arkadaşlarınızla birlikte fotoğraflı bir tatil günlüğü tutup, yeni dönem başladığında karşılıklı paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Okuduğunuz kitapların ve izlediğiniz filmlerin bir listesini oluşturabilirsiniz. Hatta belki kendinize ait sinema ve kitap blogları hazırlayarak, arkadaşlarınıza önerebilirsiniz.

Ailece yeni bir dil öğrenmeye başlayabilirsiniz.

İklim krizine yönelik yapılan çalışmaları inceleyip arkadaşlarınız ve ailenizin desteği ile siz de eylem planları yapabilirsiniz.

Aile bireylerinin hepsinin bir arada bulunduğu saatlerde tüm teknolojik araç ve gereçlerden uzak bir gün geçirerek geleceğe dair sohbet edebilirsiniz

Arkadaşlarınız veya aile üyeleri ile birlikte yeni mutfak lezzetleri deneyimleyebilirsiniz.

Öz değerlendirme yapabilirsiniz. Derslerde eksik kaldığınız konuları tekrar edip, testler çözebilirsiniz.

Gelecekte seçmeyi hedeflediğiniz meslekle ilgili araştırmalar yapabilirsiniz.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Çılgın arıcı: Arılara yarı çıplak ve eldivensiz müdahale ediyor Ordu’nun Fatsa ilçesinde arıcılık yapan Abdulkadir Yirmibeşoğlu, maske ve eldiven olmadan yarı çıplak bir vaziyette arı kovanlarını açarak, adeta arılara meydan okuyor. Arılarının kendisini tanıdığını iddia eden Yirmibeşoğlu, tehlikeli olduğu bu işin kuralını bilmeyenlerin denememesi gerektiğini belirtiyor. Fatsa ilçesinde arıcılık yapan, 47 yaşındaki Yirmibeşoğlu, kendi arılarına olan güvenini farklı bir yöntemle sergiliyor. Arılarının kendisini tanıdığını iddia ederek, maske ve eldiven olmadan yarı çıplak kovanlarına arasına giren Yirmibeşoğlu, insanların bunu denememeleri gerektiğini belirtiyor. Yirmibeşoğlu arılarına güvendiğini, günün belirli saatlerinde çıplak da girse arıların bir şey yapmayacağını söyledi. “Arı işi şakaya gelmez” Arıcılığın, kendilerinde 3 kuşaktır devam ettiğini söyleyen Yirmibeşoğlu, yarı çıplak vaziyette arılara girmenin tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, “3 kuşak arıcılık ile uğraşıyoruz. Kimi zaman yarı çıplak videolar çekip sosyal medyama atıyorum. Ben arıların ilmini bildiğim için bana bir şey yapmıyorlar. Arıları kızdırmamak gerekiyor. Kıyafetler temiz olacak, sabun ve parfüm kokusu olmayacak. Güneşin kızdırdığı anda ne yaparsanız yapın arı insana dokunmaz, çünkü yem almaya gidiyor. Tabii, bu oyun değil, bunu bilmeyenler kesinlikle soyunmasın, arı işi şakaya da gelmez, sonuçları ağır olabilir” diye konuştu. “Arılarım beni tanır, ben denemedim kimse denemesin” Arılarının kendisini tanıdığını iddia eden Yirmibeşoğlu, “Arı sokması sonucu komaya girenleri gördüm. Arılar beni tanır, zaten insanları, sahibini tanır. Onlar bizim oyuncağımız gibi oldu, çıplak da girsek bir şey yapmıyor” ifadelerine yer verdi. “Yağmurlu ve bulutlu havalarda kesinlikle arıya girilmez” Arı kovanlarının hava şartları ve günün belirli saatlerine göre açılması gerektiğini anlatan Yirmibeşoğlu, “Gündüz sıcakta saat 12.00-13.00 arasında arıya çıplak girilir ama akşam saatlerinde, yağmurlu ve bulutlu havalarda arıya kesinlikle girilmesin, o zaman çok fena çarpar. Bana ‘arılara üfleyen adam’ da diyorlar” şeklinde konuştu.
Erzurum Masterler Koşu Grubu Kırmızı Periler diyarında Çeşitli mesleklerde çalışan, esnaf, akademisyen, emekli ve yöneticilik yapan 35 ile 70 yaş üzerindeki kişilerin bir araya geldiği Palandöken Masterler Koşu Grubu, bu defa Narmanlı Peri Bacaları’nda koştu. "Çılgın Dadaşlar" olarak nitelendiren grubun koordinatörlüğünü yapan Hikmet Maraşlı, “Her pazar yaptığımız sabah koşumuzu, ekip üyemiz olan Halkbank Bölge Müdürü Yardımcısı Emrullah Okumuş ve Narman Belediye Başkanı Adem Kınalı’nın daveti ile Narman Peri Bacalarında gerçekleştirdik. Amacımız; koşumuzu Peri Bacalarında yaparak, oranın doğal güzelliklerinin daha büyük kitlelere duyurulmasına katkı sağlamaktı. Bunu da gerçekleştirdiğimiz için mutluyuz. Çünkü Peri Bacalarının bulunduğu kanyon gerçekten doğa harikası bir yer.” dedi. Palandöken Masterler Koşu Grubu, Erzurum’dan 25 kişilik bir grup halinde, Narman Peri Bacalarına gitti. Sabah saat 08:00 de başlayan etkinlik, tesislerin bulunduğu alandan, seyir terasının bulunduğu noktaya kanyon içerisinden yürüyerek tırmanan koşu grubu, seyir terası noktasından aşağıya 7 km ‘lik bir koşu gerçekleştirdi. Palandöken Masterler Koşu Grubu daha sonra Narman Belediye Başkanı ile yaşam boyu spor ağırlıklı kısa bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, Narman’da uzun soluklu, gelenekselleştirilecek bir yarı maraton ya da ultra maraton düzenlenmesi konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Hikmet Maraşlı “Bu konuda Belediye Başkanının da olumlu düşünceleri var, kendileri konu üzerinde çalışma yaparak gerektiğinde Palandöken Masterler Koşu grubunuzun da tecrübelerinden faydalanacaklarını anlattılar. Daha sonra Erzurum’a dönüş yaptık. Tüm katılımcı arkadaşlarımızla birlikte, böyle otantik bir ortamda yürüyüş ve koşu yapmanın mutluluğunu yaşamış olduk.” şeklinde konuştu.
Antalya Arıcıların yeni favorisi avokado ve muz balı İlkbahar aylarının gelmesiyle beraber Antalya’nın Alanya ilçesinin yüksek kesimlerimde arı kovanı bakımı dönemi başladı. Kovanlardaki petekleri yenilemeye başlayan arı yetiştiricileri yeterli balın olmadığını kontrol ettikten sonra faaliyetlerine başlıyor. 436 tane arıcının olduğu öğrenilen Alanya’ya ilçe dışından da gezginci arıcılar gelirken, bahar döneminde ilçede konakladıktan sonra dönem sonunda ayrılıyorlar. Zengin bir floraya sahip Alanya’da arı yetiştiricileri tarafından toplanan yayla, püren, badem, dağ çileği balının yanı sıra bu dönem avokado ve muz balı ön plana çıkıyor. Avokado ve muz balının Türkiye’de çoğunlukla Alanya’da olduğunu belirten arı yetiştiricileri bu bal türleri üzerinde çalışmalar yapıldığını dile getirdi. “Zirai ilaçlama arıcılar için çok büyük tehlike” Alanya İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Rüzgar ve Antalya Arıcılar Birliği Danışmanı Kemal Öztürk, ilkbahar arı kovanı bakımı hakkında bilgiler verdi. İlçe Tarım ve Orman Müdürü Rüzgar, Alanya’daki arıcı sayısı ve ilçeye dışardan gelen arıcılar ile ilgili konuşarak, “Alanya gerek bitki örtüsü gerekse atmosfer olsun ciddi anlamda arıların ve arıcıların konakladığı, arıcılık üretiminin yapıldığı bir yer. Alanya’da 436 tane arıcı var. Bunlar 100 kovan ve üzeri olan arıcılar. Diğer illerden 500’e yakın gezginci arıcı geliyor. Bunlar da Alanya’da konaklayıp, kendi bölgelerine dönüyorlar. Bahar dönemine de girdiğimiz için arıcılar hem kovanlarının hem ekipmanlarının bakımlarını yapıyorlar. Biz de bu konuda teknik sağlıyoruz. Ekiplerimiz sürekli arıcıların yanında. Kovanların, arıların bakımlarını gerçekleştiriyorlar. Arıcılar bitki florasından yararlandığı için özellikle bahçe, tarla, sera olduğu bölgelerde zirai ilaçlama yapıyorlar. Bu arıcılar için çok büyük tehlike. Bitkisel üretim yapan üreticileri uyardık. İlaçlama yaparken gerekli tedbirleri alarak ilaçlama yapılması konusunda bilgilendirdik” dedi. "Kovanlara petek vererek arıları ilave hasat yöntemiyle geliştiriyoruz” Demirtaş Mahallesi’nde arı yetiştiriciliği işiyle uğraşan Antalya Arıcılar Birliği Danışmanı ve Selçuk Üniversitesi Hadim Meslek Yüksekokulu Mezunu Arıcılık Teknikeri Kemal Öztürk, ilkbahar aylarının gelmesiyle kovan bakımlarının başladığını belirtti. Bu dönemde arıların güçlenip kovanlarında bal yapacak düzeye geldiğini ifade eden Öztürk, avokado ve muz balının Türkiye’de Alanya bölgesinde bulunduğuna dikkat çekti. Kovan bakımıyla ilgili konuşan Öztürk, “Kovan bakımının ilk döneminde ana arı balı var mı yok mu kovanın yeterli besin stoku olup olmadığı kontrol edildikten sonra arılarımız destekleme şuruplarıyla beraber faaliyetlerini artırıyorlar. 10’lu kovanlar doldukça petek istedikçe kovanlara petek vererek arılarımızı ilave dediğimiz hasat yöntemiyle geliştirmeye çalışıyoruz” dedi. “Arılar güçlenip kovanlar bal yapacak düzeye geliyor” “Bu yılki bahar çalışmalarımıza başladık. Şimdi zaman itibarıyla yayla hazırlığına başlıyoruz. Ocak ayının 10’u gibi çalışmalarımız başlıyor” diyerek sözlerine devam eden Öztürk, “Bizler de ana arı kontrolümüzden sonra kovanlarımızda yeterli bal olup olmadığını kontrol edip yılın ilk aracılık faaliyetine başlıyoruz. Alanya’da ilk çiçeklenme Ocak ayının 20’si itibariyle badem ağaçlarının çiçek açmasıyla başladı. Arılarımız da yılın ilk yavrulama dönemine başlıyor. Böylece arılarımız güçlenip, kovanlarımız bal yapacak düzeye geliyor. Bu dönemde badem ağacından sonra avokado, narenciye, yaban bitkisi olarak sandal ya da dağ çileği olarak da bilinen ağaçların çiçek açmasıyla nektar verimi zirveye çıkıyor ve arılarımız çok güzel bir gelişmeyle beraber yıla hazırlanır. Nisan ayının gelmesiyle yayla hazırlığına arıcılarımız başladı. Daha yüksek baharın erken geldiği bölgelere göç edip arılarını geliştirmeye çalışıyorlar” diye konuştu. “Avokado ve muz balının üretilebileceği alanlarda çalışma başladı” Alanya’da son dönemde avokado bahçelerinin yapılmasıyla ve muz yetiştiriciliğiyle beraber avokado ve muz balının yetiştiğini de vurgu yapan Öztürk, Muz balı üzerinde Arıcılar Birliği’nin çalışmalar yaptığını ifade etti. Öztürk, "Anadolu balları arasında sıralamaya girmeye başladı. Son yıllarda geniş alanlara avokado ve muzun ekilmesiyle avokado ve muz balının üretilebileceği alanlar başladı. Alanya’da halk arasında dağ çileği olarak da bilinen sandal balı yetiştiriliyor. Arı yetiştiriciliği ve bal konusunda zengin bir flora çeşitliliği var. Aynı zamanda ikliminde ılıman geçmesinden dolayı 12 ay aracılık faaliyeti yapılabilecek bir bölge. Muz balı henüz yeni yetiştiriciliğine başlandığı için arıcılar birliği bu konuda gereken çalışmayı yapıyor. Muz meyvesinin sağlık açısından zenginliği herkes tarafından biliniyor. Bir muz meyvesini andıran lezzet aroması olan bir bal. Ilıman bir iklime sahip olduğu için Anadolu’nun diğer bölgelerinden de göçer arıcıların kış bakımı amacıyla yoğun olarak geldiği bir bölge. Yerli arıcılar olarak 40 bin civarında koloni var. Anadolu’nun diğer illerinden gelen arıcılarla beraber 70-80 bin dolayına yükseliyor” şeklinde konuştu.