GÜNDEM - 17 Eylül 2015 Perşembe 09:32

Tek parti dönemi zulmünün ibret vesikaları

A
A
A
Tek parti dönemi zulmünün ibret vesikaları

Eskişehir’in en önemli tarihi yapılarından biri olan 748 yıllık Alaaddin Camii’ndeki restorasyon çalışmaları sırasında, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki zulmün boyutlarını gözler önüne seren bir manzarayla karşılaşıldı.

Camideki Allahü Teala’nın, Peygamber Efendimizin ve Hulefa-i Raşidin’in (dört halife) mübarek isimleri İslam harfleri ile değil, Latin harfleriyle yazılmıştı. İnönü İlçesine bağlı Çarşı Mahallesi’nde bulunan Selçuklu dönemi eseri Alaaddin Camii, Mayıs ayının 20'sinde restorasyon çalışmaları sebebiyle ibadete kapatıldı. Çalışmalar sırasında ise, sıvaların altından duvara Latin harfleriyle yazılmış "Muhamet, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Hüseyin" yazıları çıktı. Durum hemen anlaşıldı. Her camide Arapça olarak gördüğümüz Allah-u Teala, Hazreti Muhammed (SAV) ve sahabelerin isimleri, Alaaddin Camii’nde Latin harfleri kullanılarak yazılmıştı. Ayrıca Hz. Muhammed’in (SAV) ismi de hatalı olarak “Muhamet” şeklinde yazılmıştı. Arapça ezanın yasaklandığı, Kuran-i Kerim okumanın suç sayıldığı 1940’lı yıllardan kalan bu ibret vesikaları, tek parti dönemi zulmünün ne kadar ileri gittiğinin de ispatı niteliğindeydi.

YAŞANANLARI CANLI ŞAHİDİ ANLATTI
Camiye çocukluğundan beri geldiğini anlatan 82 yaşındaki Hüseyin Küçükçiftçi, restorasyon sırasında ortaya çıkan durumla ilgili, "1940'lardan 1950'ye kadar ezan Türkçe okundu. 'Tanrı Uludur, Tanrı Uludur' diye. O zamanlar Arapça yazılar, Türkçe harflerle yazılıydı. 1940'lardan sonra bu cami restore oldu. O zamanlar bu yazılar yazılmıştır. Ezanın Türkçe okutulduğu dönemlere denk geliyor. Ondan evveli zaten hep Arapça’ydı” dedi.

“MİLLETİN SESİ, 1950'DEN SONRA ÇIKTI”
Durumun 1940'lı yıllara kadar her camide aynı olduğunu ifade eden Hüseyin Küçükçiftçi, dindar insanların o dönemlerde birçok zorlukla karşılaştığını kaydederek, "O dönemlerde Kur’an öğrenmek yasaktı. Hatta bizden öncekiler dahi öğrenemediler. Biz işte biraz kaçak maçak, köşelerde orada burada öğrendik. Ancak bizden 3-5 yaş büyük olanlar hiç öğrenemedi, çünkü çok sıkı yasaktı. Kim nerede Kur’an okuyorsa orayı basıyorlardı, cezalandırıyorlardı. Halktan hiç kimse karışamıyordu zaten, devlet öyle istiyordu. Vatandaş da bir şey diyemiyordu. Kim bir şey diyebilirdi ki? O zaman öyleydi. Zaten diyemezdik. Karakola gittiğin zaman sağ çıkamazdın. Sopa yemeden çıkamazdın, öyle olurdu. Onun için kimse bir şey diyemezdi. Milletin sesi, 1950'den sonra çıktı. Yani şimdi 1950'den önceki dönem olsa ben burada konuşamazdım. Size bir şey anlatamazdım, kaçardım" ifadelerini kullandı.

"O DÖNEMLERDE İMAM ÇOCUKLARI CAMİDEN ÇIKARTIRDI"
Çocukluğunda babası ile birlikte bir namaz vaktinde bahse konu camiye geldiklerinden bahseden Küçükçiftçi, küçük olduğu için camiden çıkartıldığını belirtti. Küçükçiftçi o anları şöyle anlattı:
"Ben çocuktum babamla buraya geldik. Babamın da bir oğluydum, beni çok severdi. Abdest aldık, buraya geldik ve camiye girdik. Ramazan'dı galiba. Fakat benim emsalim başka çocuklar da vardı. İmam, ‘çocukları çıkarın, çıkarmazsanız kendi imamınızı bulun’ dedi. Diğer çocuklar çıktı, ben de korktum ve çıkacak oldum, babam sıkıca tuttu beni. Sonra hoca daha fazla diretti. O zaman jandarmanın onbaşısı geldi ve babama, 'Halil Ağa, gitsin çocuk' dedi. Babam da, 'Burası ibadethane, yarın biz gideceğiz, imam da gidecek ve bu gelen nesil camiyi dolduracak. Eğer biz bugün bunları buraya sokmazsak, yarın bu camilere gelen olmaz' dedi. Fakat dinlemediler, beni camiden çıkardılar. Hiç aklımdan gitmez, her vakitte namaza girerken aklıma gelir. Bunu kimseye söylemem. Hatta bazı büyük ağabeylerden falan da çok duydum, konu açıldığı zaman onlar da bu hadiseyi anlatırlar. Böyle böyle olmuştu diye. Bu olaylar 1938'le 1940 yılları arasında yaşandı. Ezanın Türkçe okutulduğu zamanlarda yaşandı." 

KADİR ÇETİN - MEHMET SIDDIK YEŞİLIRMAK 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Minibüs şoförleri özel servis kiralayan üniversite öğrencilerine kızdı, yol keserek darp etti Trabzon’un Sürmene ilçesinde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği öğrencileri tarafından kiralanan öğrenci servisine kızan minibüs şoförleri aracın önüne kesti. Servis sürücüsü ve öğrenciler, ilçe hat minibüsü şoförleri tarafından saldırıya uğrarken, öğrencilerin şikayeti üzerine yapılan çalışmada şüpheli 4 kişiden 2’si gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre ilçenin Çarşı Mahallesi’nde meydana gelen olayda Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü’nde öğrenim gören öğrenciler ulaşım sorunları nedeniyle özel bir servis kiraladı. Üniversite öğrencilerinin servis kiralamasına kızan minibüs şoförleri tarafından araçların önleri kesilerek durduruldu. Okul çıkışında durdurulan servis sürücüleri, öğrenciler ve minibüs şoförleri arasında yaşanan tartışmanın arbedeye dönüşmesiyle bazı öğrencilerin ve servis sürücüsünün saldırıya uğradığı öne sürülürken, öğrencilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Darp raporu alan öğrenciler şikayetçi olurken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 2 kişi gözaltına alındı Trabzon Valiliği tarafından yapılan açıklamada şikayet üzerine 4 kişi hakkında başlatılan tahkikat neticesinde 2 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Açıklamada, "İlimiz Sürmene ilçesindeki KTÜ Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümü öğrencilerinin dolmuşlarda yer bulamadıkları için servis kiraladıkları gerekçesiyle, kiraladıkları özel servisin önü dolmuş şoförleri tarafından kesilerek servis şoförü ve içindeki öğrencilere tehdit ve hakaret edilip darp edildikleri yönünde sosyal medyada yer alan haberlerle ilgili olarak; servis şoförü ve darp edilen öğrencilerin şikayetleri üzerine şüpheliler Ö.D., K.D., H.S., ve S.Y. hakkında cumhuriyet savcısının talimatıyla başlatılan tahkikat neticesinde şüpheliler Ö.D. ve K.D. gözaltına alınmıştır. Mezkur olayla ilgili valiliğimizce de çok yönlü inceleme başlatılmıştır" ifadelerine yer verildi.
Antalya Antalya’da Pakistanlı kadın kanlar içerisinde ölü bulundu, öğretmen oğlu gözaltına alındı Antalya’da 59 yaşındaki Pakistanlı asıllı kadın, yaşadığı evin mutfağında kanlar içerisinde ölü bulundu. Boynunda ve kol kısmında bıçak kesileri bulunan kadının birlikte yaşadığı İngilizce öğretmeni oğlu ise polis tarafından kelepçelenip gözaltına alındı. Olayla ilgili cinayet şüphesi araştırılmaya devam ediliyor. Olay, saat 23.00 sıralarında Kepez ilçesi Ahatlı Mahallesi 3188 Sokak üzerindeki 4 katlı apartmanın giriş katında meydana geldi. Alınan bilgiye göre, İngilizce öğretmenliği yaptığı öğrenilen Pakistan asıllı A. A. Q. (30), eve geldiğinde birlikte yaşadığı annesi Ashfaq Ahmad Qureshi’nin (59) mutfakta kanlar içerisinde olduğunu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin hayatını kaybettiğini belirledi. İngilizce öğretmeni oğlu gözaltına alındı Mutfakta kanlar içerisindeki cesedi inceleyen olay yeri inceleme ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin boynunda ve kol kısmında bıçak kesilerinin olduğunu tespit etti. Ekiplerin, evin mutfağında ve balkon kapısından parmak izleri örnekleri aldığı gözlendi. Olayla ilgili Cinayet Büro Amirliği’ne bağlı ekipler geniş çaplı araştırma başlatırken, sözlü ifadesini alınan kadının oğlu A. A. Q kelepçeleyerek gözaltına alınıp polis merkezine götürüldü. 8 Nisan’da yaşadıkları eve yeni taşındıkları öğrenilen kadının cenazesi savcı incelemesinin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.