EKONOMİ - 21 Kasım 2022 Pazartesi 11:37

Temizlik ürünleri üreticilerinden KDV iadelerinde ‘6 ay’ çağrısı

A
A
A
Temizlik ürünleri üreticilerinden KDV iadelerinde ‘6 ay’ çağrısı

Temizlik başta olmak üzere temel ihtiyaç ürünlerinde geçtiğimiz Nisan ayında KDV’nin yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesi tüketicilere nefes aldırdı. Market markalı ürünlere talebin ciddi oranda arttığını hatırlatan PLAT Derneği Başkanı M. İmer Özer, “İki sene önce yüzde 20’nin altında olan oran, şu an cirosal bazda yüzde 28 mertebelerine gelmiş durumda. Yıl sonuna gelindiğinde de bu rakamın yüzde 30’un üzerine çıkacağını bekliyoruz” dedi.

Artan enflasyon nedeniyle ürün fiyatlarındaki yükselişten vatandaşların en az düzeyde etkilenmesi için Nisan ayında Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı ve KDV yönetmeliği ile temel ihtiyaç ürünlerinde uygulanan KDV oranı yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmişti. KDV düzenlemesi sonrasında deterjandan sabuna, tuvalet kâğıdından bebek bezine kadar çok sayıda üründe yaşanan indirim raflara yansıdı. Tüketiciler açısından bu durum olumlu olarak gözlense de üreticiler açısından ürünlerin son kullanıcıya ulaşmasında vazgeçilmez olan yan ürünlerin tedariki sürecinde yüzde 18 KDV uygulaması devam ediyor. Özel markalı ürünlere (Private Label) yönelik üretim yapan ve tüm sektörlerden üreticileri aynı çatı altına toplamak amacıyla kurulan PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği’nin Başkanı M. İmer Özer, KDV indirimleri konusunda açıklamalarda bulundu.

“Enflasyonun düşürülmesine yönelik olumlu karşıladığımız bir çalışma”
Başkan Özer, “Nisan ayında çıkan KDV yönetmeliği ile birlikte temizlik malzemeleri, çocuk bezi, ıslak mendil gibi birçok üründeki KDV yüzde 18’den yüzde 8’e indirildi. Bu tüketici tarafından ve enflasyonun düşürülmesine destek anlamında bizim de çok olumlu karşıladığımız bir çalışma oldu. Devlete ayrıca bunun için de teşekkür ediyoruz. Ancak enflasyonla mücadelede önemli bir yer sahibi olan market markalı ürün üreticileri tarafında da bazı düzenlemeler yapılması gerekiyor” dedi.

“Market markalı ürünlere talebin yüzde 30’a çıkması bekleniyor”
Yıl sonunda market markalı ürünlere talebin yüzde 30’a çıkmasını beklediklerini belirten Başkan Özer, “Şu an yaşanan ülke gündeminde enflasyonun hızlı hareket ettiği ve bütün ülke olarak enflasyonu düşürmek ile ilgili bir seferlik halinde olduğumuz bir dönemde, market markalı ürünlere talep ciddi oranda artıyor. İki sene önce yüzde 20’nin altında olan oran şu an cirosal bazda yüzde 28 mertebelerine gelmiş durumda. Yıl sonuna gelindiğinde de bu rakamın yüzde 30’un üzerine çıkacağını bekliyoruz. Bu değer rakamsal bir değer. Yani satılan ürünün üzerinden yapılan cirosal bir çalışma. Aslında adetsel olarak yapılan çalışmada bunun çok daha üstünde bir oran var” açıklamasında bulundu.

Beklenmedik küresel çaptaki olaylar, enflasyonla mücadele ile bunun gibi daha birçok etkenin yanı sıra üreticilerin KDV eşitsizliği sebebi ve KDV iade süresinin 1 yıl sonra olması nedeniyle finansman zorluklarıyla karşılaştığını belirten Başkan Özer, “Market markalı ürünlere ilgi ve alakanın bu kadar hızlı seyrettiği bir ortamda market markalı ürün üreten üreticilerin de bu ürünleri üretme motivasyonlarını her zaman üst düzeyde tutmamız gerekiyor. KDV’nin yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesiyle bu sektördeki bizim gibi üreticiler girdi maliyetlerini yüzde 18 KDV ile alıp ürünlerini yüzde 8 KDV ile satıyorlar. Bu da her ay yüzde 10’luk KDV alacağının birikmesine sebep oluyor. Bildiğiniz gibi de KDV’lerin iadesi de 1 yıl sonra Mart ayında gerçekleşiyor. Paranın bu kadar değerli olduğu bir ortamda 1 yıl boyunca Türk Lirası bazında bu alacaklarımızın birikmesi sermayemizin tükenmesine ve erimesine sebep oluyor” ifadelerini kullandı.

Sektörden KDV indirimi ve KDV iadelerinde ‘6 ay’ çağrısı
Sektör temsilcilerinin sürdürülebilir üretimini desteklemek adına bir takım önlemlerin alınması gerektiği çağrısında bulunan Başkan Özer, “Gıda sektöründe olduğu gibi bu ürün sektöründe de KDV ödemelerinin ilk etapta 6 ayda bir yapılması, uzun vadede ise kesinlikle çıkan ürünlerin KDV’sinin yüzde 8 olduğu gibi giren ürünlerin KDV’sinin de yüzde 8 olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuyla ilgili olarak da devletimizin yapacağı çalışmaları hızla ve ivedilikle sektöre bir can suyu olarak vermesini dört gözle bekliyoruz” şeklinde çağrıda bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Engelli tiyatro topluluğundan Maden Müzesi’nde özel oyun Zonguldak’ta engelli tiyatro topluluğu, Müzeler Günü dolayısıyla Zonguldak Maden Müzesi’nde özel gösterimde sahne aldı. Kilimli Gençlik Merkezi özel oyuncular tiyatro topluluğu, Müzeler Günü çerçevesinde Türkiye’nin ilk ve tek müzesi olan Maden Müzesi’nde “Safinaz’ın İzdivacı” oyununu sergiledi. Avrupa Endüstri Mirası Rotası üyesi olan müzedeki ziyaretçilere, engelli tiyatro topluluğunun performansı alkış aldı. Tiyatro yazarı ve yönetmeni Nuray Dibek tarafından oluşturulan topluluk; müzede sahne almanın heyecanını yaşadı. Maden Müzesi’nde oyun sergilemenin farklı bir çalışma olduğunu ve kendilerine katkı sağladığını anlatan Dibek, “Bir Zonguldaklı olarak Maden Müzesi’nde tiyatro gösterisi yaptığımız için çok mutluyuz. Farklı bir çalışma oldu. Farklı çalışmaların bizlere katkısı çok büyük. Kilimli Gençlik Merkezi özel oyuncular tiyatrosu olarak engelli bireylerden oluşan tiyatro ekibiyiz. Ve böylesi günlerde göz önünde olduğumuz zaman farklı çalışmalarla daha çok farkındalık oluşturuyoruz. Bu anlamda etkinlik bize çok katkı sağladı. Umarım sesimizi duyurabilmişizdir. İlgi umduğumuzdan daha iyiydi. Engelliler Haftası’na da denk geldiği için engelli bireylerden oluşan seyircilerimiz de vardı. Üniversite öğrencilerimiz, müzeye gelen ziyaretçilerimiz hep buradaydı. Bu tarz çalışmalarla göz önünde olmak istiyoruz. Ne kadar çok farkındalık oluşturursak engelleri o kadar aşarız diye düşünüyoruz. Git gide bu tür etkinlikler sayesinde toplumda yer aldığımızı düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi. Dibek, müzenin hem Zonguldak hem de Türkiye için büyük bir önem taşıdığını aktararak kendilerine imkan sağlayarak etkinliği gerçekleştirmelerine destek olanlara teşekkür etti.
İstanbul Alibeyköy’de 33 kişinin yaralandığı kazanın olduğu yerde keşif yapıldı Alibeyköy’de 33 kişinin yaralandığı tramvay ile halk otobüsünün çarptığı kazaya ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde olay yerinde keşif yapıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5 Aralık 2022’de Eyüpsultan’da meydana gelen kazaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanmış, 33 kişinin yaralandığı kazaya neden olduğu iddia edilen vatman Semi Özcan hakkında 1 yıldan 6 yıl 9 aya kadar hapis cezası talebiyle dava açılmıştı. Soruşturma çerçevesinde bugün olay yerinde keşif yapıldı. Keşfe hakim, Metro İstanbul’un avukatı, vatman Semi Özcan ile avukatı ve müşteki Hamza Ertürk katıldı. Hakim müşteki Hamza Ertürk’ü vatman Sami Özcan’ı dinledi. Olay yerinde inceleme yapıldı. Şüphelinin yargılanmasına önümüzdeki günlerde İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. “Burada bir îdari hata olabilir diye düşünüyorum” Yaşanan olayda yaralanan Hamza Ertürk, “Şöyle bir şeyde söyleniyordu, sinyalizasyon arızası olduğuna dair bir anormallik var. Normalde sürücüye de kalmadan kavşaklarda otomatik yavaşlama sisteminin olması lazım. Burada bir îdari hata olabilir diye düşünüyorum. Vatmanın bilinci açıktı. Kendisi bizden şöyle bir şey talep etti. Hemşire hanım kalkalım dedi. Vatman durdurdu, ’telefonumu bulmam lazım’ dedi. Hemşire hanım ’telefonunuzu nasıl bulalım. Sizi bir an önce hastaneye götürmemiz lazım’ dedi. O ısrarla telefonunun bulunmasını istedi. Ben de bunun üzerine ’telefon numaranı hatırlıyorsan söyle arayalım, en azından birinin dikkatini çeker’ dedim. Telefon numarasını hatırladı, bu da bilincinin açık olduğunun göstergesi. Ben omzumdan yaralandım, ameliyat geçirdim oraya platin takıldı. 7 ay süren bir fizik tedavi sürecim oldu. Hala tam olarak iyileşmedi, kolumu tam kapasite kullanamıyorum. Bu tarz her gün yüzlerde insanı taşıyan İstanbul gibi metropol bir şehirde insan canı bu kadar ucuz olmamalı. Burada bir sinyalizasyon hatası varsa çözülmeli. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı” şeklinde konuştu.
Sivas Uzmanından sürü köpekleri için kene uyarısı Uzman Kangal köpeği yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, köpeklere uygulanan kene ilacına ilişkin bilgiler verdi. Yanlış uygulamaların köpekler üzerinde travmalara neden olduğunu söyleyen Yıldız, kene ilacının uygulama şeklini anlattı. İlkbaharın gelmesiyle birlikte artan kene popülasyonu, hayvanlarda da etkili olmaya başlıyor. Küçükbaş, büyükbaş ve köpeklere de tutunan keneler, tutunduğu bölgede kan emerek hayatını sürdürüyor. Tutunduğu hayvanın direncini oldukça düşüren keneler için, uzmanlar ilaç uyarısında bulunuyor. Sürü köpeklerinin mutlaka ilaçlanması gerektiğini söyleyen uzman Kangal köpeği yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, “Köpeklerde kene taraması yapılmaya başlandı. Özellikle bu mevsimde tarama yapılmadığı zaman kene ile ilerde mücadele etmek zorlaşabilir” dedi. İlkbahar aylarında kenelerin oldukça arttığını söyleyen Hüseyin Yıldız, “Bahar dönemi; kenelerin hayat bulduğu, bitkilerin fazlalaştığı ve kenelerin tutunduğu bir yer. Bunlar hayvanlara da maalesef sirayet ediyor. Bu mevsimde korunmadığı sürece etkinliğini artırır. Keneler hayvanlardan kan emer. Tedirgin eder, rahatsız olurlar. Köpeklerde kene taraması yapılmaya başlandı. Özellikle bu mevsimde tarama yapılmadığı zaman kene ile ilerde mücadele etmek zorlaşabilir. Kene, tutunduğu bölgede kan emerek büyüyor. Hayvan da bundan rahatsız olduğu için mücadeleyi bir insan bilinciyle yapmıyor. Ayaklarıyla vuruyor, dişi ile almaya çalışıyor. Aldığı zaman da hayvanda travma geliştiriyor. Hem de kenenin yapıştığı ve hayvan tarafından uzaklaştırıldığı bölgede yaralar meydana gelebiliyor. Bu yaralar, lokal antibiyotik gerektiren yaralara meydan veriyor. Hayvanın vücut ısısı artıyor ve titremeler meydana geliyor. Özellikle beyinde hasara neden olma durumu söz konusu olabiliyor. Çok rahatsız edici bir durumla karşı karşıya olduğu için müdahaleyi çok erken yapmak gerekiyor” dedi. Hayvanlara kene tutunmadan önce önlem alınması gerektiğine dikkat çeken Yıldız, şu ifadelere yer verdi, “Mevsiminde tarama ve uygulama çok önemli. Bu tür çözeltiler mevsiminde yapılmazsa çözeltinin etkinliğini kaybettirir. Güneş ışığına çok fazla maruz kalan hayvanlarda yaralara neden olabilir. Bu çözeltilerin uygulandığı mevsim önemlidir. Daha karanlık, yağmurlu ve serin bir havada yapılmalı. Tüy dökme döneminde, soğuk havada, mevsimin tam netleşmediği uygulamak çok önemli. Mevsimin netleşmediği dönem bu uygulama yapılırsa netleşmeyen haşere grubunu da engellemiş oluyorsunuz. Bu aslında bir önlemdir.”