ASAYİŞ - 23 Ocak 2022 Pazar 15:13

Terör örgütü PKK’nın 35 yıl önce katlettiği 7’si çocuk 10 kişinin acısı hala hafızalarda

A
A
A
Terör örgütü PKK’nın 35 yıl önce katlettiği 7’si çocuk 10 kişinin acısı hala hafızalarda

Mardin'de PKK terör örgütünün 7'si çocuk 10 kişiyi katlettiği saldırının üzerinden 35 yıl geçerken, yaşanan acı hala hafızalarda tazeliğini koruyor.

Midyat ilçesine bağlı Başyurt köyünün Efeler mezrasında 23 Ocak 1987 tarihinde PKK terör örgütü mensupları, girdiği evlerde 1’i bebek, 6’sı çocuk, biri 70 yaşında olan 10 kişiyi katletti. PKK terör örgütünün bebek katliamı olarak anılan “Efeler katliamı”nda vatandaşlar üzerlerine benzin dökülüp yakıldı. Katliamın acısı 35 yıldır dinmiyor.

Bundan 35 yıl önce PKK terör örgütünün Efeler mezrasında 7'si çocuk 10 sivil vatandaşı şehit ettiğini belirten Mardin Terör Mağdurları Derneği Başkanı Hatice Turan Kandemir, "Burada PKK terör örgütünün kanlı ve çirkin yüzünü, acımasızlığını, gaddarlığını tekrardan görüyoruz. Olay PKK terör örgütünün köye baskın yapması ile gerçekleşti. PKK terör örgütü hamile bir bayanı bile katlettiği bir katliam yaptı o gece. PKK terör örgütü acımasızca yıllar boyu çocuklarımıza, kadınlarımıza, yaşlılarımıza zulmetti. Çünkü şehitlerimizin arasında 2 yaşındaki bir çocuğumuz, bir bebeğimiz ve 70 yaşında yaşlı bir amcamız vardı. Şehitlerimizi hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Biz bugünlere şehitlerimizin sayesinde geldik. PKK terör örgütü hiçbir zaman biz bölge halkının, Kürt halkının temsilcisi değildir" dedi.

"Bu katliam, PKK terör örgütünün tarihte yaptığı ilk bebek katliamıdır"

PKK terör örgütünün "bebek, kadın, yaşlı katili" olduğuna vurgu yapan Kandemir, "PKK terör örgütü halkımıza, vatandaşlarımıza, bölge halkımıza zarardan başka bir işe yaramamıştır. PKK terör örgütüne ben buradan sesleniyorum. İnlerde yaşamaktan, mağarada yaşamaktan insanlıktan çıkmış bir haldesiniz. Silahlarınızı bırakın ve devletimize sığının. Çünkü sonunuz yok sizin" diye konuştu.

Efeler mezrasında ailesinden 5 kişiyi şehit veren Mehmet Şirin Akçay ise, "Malum 23 Ocak 1987 yılında terör örgütünün katliamına, vahşetine maruz kaldık. Bu şehitlikte yatan bebekler benim kardeşlerim. En küçüğü 1 buçuk yaşında, en büyüğü 7 yaşında. 23 Ocak'ta ne oldu? Bu köy nasıl bir vahşete maruz kaldı. PKK terör örgütü tarafından evimiz basıldığı zaman annemle babam evde değildi. Akşam saatlerinde caniler evi bastılar. Kardeşlerimi de annem banyolarını yaptırmıştı, uyuyorlardı" dedi.

"Kardeşlerimi şehit ettikleri yetmedi, üstüne benzin döküp yaktılar"

1991 yılında babasının da şehit olduğunu belirten Akçay, "Lakin mücadelemiz bitmedi. Mücadeleye biz devam ettik, bayrağı devraldık. Allah'a hamdolsun. Şimdi şunu söylemek isterim. Selahattin Demirtaş'ın hakkını savunan Avrupa İnsan Hakları bu bebeklerin hakkını niye savunmuyor. Bugüne kadar PKK terör örgütüdür diyeni hiç duymadık. Şurada gördüklerinizin hepsi bebekler ve hepsi PKK terör örgütü tarafından vahşi bir şekilde katledildiler. Biz bölgenin insanına şunu anlatmaya çalışıyoruz. PKK terör örgütü hiçbir zaman Kürtlerin hakkını savunmamıştır. Kürtler için bir mücadeleye girişmemiştir. Zira Kürtlerin hakkını savunan zaten Türkiye Cumhuriyetimiz var, Allah'a hamdolsun. PKK terör örgütü çıktığından beri 700'e yakın Kürt çocuğu katletmiştir" şeklinde konuştu.

Kübra Nur Atik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.