ASAYİŞ - 03 Kasım 2020 Salı 09:32

Torul Baraj Gölü'ndeki kuraklık dikkat çekiyor

A
A
A
Torul Baraj Gölü'ndeki kuraklık dikkat çekiyor

Harşit çayı üzerine enerji üretimi amacıyla kurulan Gümüşhane'deki Torul Barajında su seviyesi elektrik üretiminin artması, yağışların az olması nedeniyle yaklaşık 40 metre çekildi.

Vauk dağından doğarak Gümüşhane kent merkezi, Torul ve Kürtün ilçelerini derin vadilerle aşarak Giresun’un Tirebolu’ ilçesinde Karadeniz’e dökülen ve Türkiye’nin en hızlı akan çaylarından birisi olan 160 kilometre uzunluğundaki Harşit çayı üzerinde enerji üretmek amacıyla yapılan Torul Baraj gölünde su 40 metre çekildi.
Suların çekilmesi sonucu baraj havzasında derin yarıklar ortaya çıkarken, mikroplu tozlar ve pis kokular ise rüzgarlarla ilçeye bağlı Çamlıca ve Köprübaşı Mahallesi sakinlerinin evlerine doluyor, baraj gölünün etrafındaki bahçeler susuzluktan etkileniyor. Baraj gölündeki su seviyesi arttığında su altında kalan tarihi Torul köprüsü de su seviyesinin düşmesinin ardından ortaya çıktı.

Torul Baraj Gölü'ndeki kuraklık dikkat çekiyor

“Burası yemyeşil bağlarla, bahçelerle dolu bir yerdi”

Enerji amaçlı olarak inşa edilen ve 2008 yılından beri faaliyet gösteren Torul Baraj Gölü'nün 3,86 kilometrekarelik yüzeyi seviyenin alçalması sonucu küçülürken, Çamlıca Mahallesi sakinlerinden gazeteci-yazar Turgay Bostan, “Şu anda en 30-40 metre çekilmiştir. Sıfıra inmiş burası. Olur mu bu şekilde? Bütün yetkililer gelsin şu manzaraya güzel derlerse ben susacağım. Burası yemyeşil bağlarla, bahçelerle dolu bir yerdi. Her türlü meyve ağacının olduğu adeta bir cennet bahçesiydi. Şuandaki manzaraya bakın. Biz buradan motorlarla, yukarıdan gelen arklarla bahçeleri sulardık. Şimdi bu pisliğin içine girip su da alınmıyor. Sulama olarak, tarım olarak da çöktü” dedi.

“Firma elektrik üretsin ama bunu çevre felaketi yapmaktan imtina ederek yapsın”

Baraj gölünde su seviyesinin çekilmesi sonucu bölgenin çöl haline getirilip mahalle sakinlerinin de kaderleriyle baş başa bırakıldığını savunan Bostan, “Harşit çayına kanalizasyon akıyor. Kanalizasyon birtakım tortu bırakıyor. Bu tortuların içinde mikroorganizmalar, bakteriler var. Burası rüzgârlı dar bir havza. Buradan toz kalktığında evimizden içeriye giriyor. Burada birtakım bağırsak rahatsızlıkları oluyor insanlarda. Bu kadar çöl halinde bırakılması burasının aslında bir suç, çevre felaketi, umursamazlık var burada. Firma elektrik üretsin ama bunu çevre felaketi yapmaktan imtina ederek yapsın” şeklinde konuştu.

Recep Ergin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: "Kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir" Dünya İnme Farkındalık Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, "Kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir" dedi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, ’Dünya İnme Farkındalık Günü’ çerçevesinde açıklamalarda bulundu. İnmenin çok hızlı tedavi gerektiren bir durum olduğunu belirten Dr. Sarıkaya, inme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmek olduğunu ve kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demek olduğunu söyledi. İnmenin çok hızlı tedavi gerektirdiği kaydeden Dr. Sarıkaya, "İnme beyin damar hastalıklarının ani olarak ortaya çıkan ve çok hızlı tedavi gerektiren bir durumdur. İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir. İnme sonrasında doktor tarafından talep edilen ileri tetkikler de yaptırılmalıdır. Bu tetkikler, inmenin nedeninin belirlenmesi ve doğru tedavinin planlanması adına gereklidir. İnmeye neden olan risk faktörlerinin bilinmesi, doktorun tavsiyelerine uyulması ve sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve sürdürülmesi çok önemlidir. Bu hususta, yüksek tansiyon hastalarının tansiyonunun kontrol altına alınması, beslenmedeki doymuş yağ miktarı ve kolesterolün azaltılması, sigara kullanımı varsa bırakılması, diyabet yönetimi diyet ve egzersiz ile fazla kiloların verilmesi önemlidir. Bunun yanında meyve sebzeler açısından zengin bir beslenme de bu dönemde alınabilecek önlemler arasındadır. Hareketsiz bir yaşam yerine düzenli bir egzersiz rutini, birçok yönden felç riskini azaltır.Yapılan egzersizle kan basıncı düşürülebilir, kan damarları ve kalp sağlığı iyileştirilebilir. Sağlıklı beslenerek, kilo kontrolü sağlayarak fiziksel aktivite yaparak inme riskinizi azaltın" ifadelerini kullandı.
Muş Kahramanmaraş depremini simülasyon tırında birebir yaşadılar Muş’ta deprem bilincini artırmak ve vatandaşları deprem anında alınması gereken tedbirler konusunda bilinçlendirmek amacıyla kente getirilen deprem simülasyon tırında vatandaşlar, Kahramanmaraş depremini birebir yaşadılar. Muş Afet ve Acil Durum Yönetimi İl Müdürlüğü tarafından Vangölü Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (VEDAŞ) bahçesine getirilen deprem simülasyonu tırında katılımcılar, Kahramanmaraş depremini birebir yaşadılar. Tır içinde deprem öncesi, sırası ve sonrasında neler yapılması gerektiği, doğru davranış şekillerinin neler olduğu AFAD uzmanları tarafından uygulamalı olarak gösterildi. Süreleri farklı olmak üzere 7.8 büyüklüğündeki Kahramanmaraş ve Marmara depremlerini yaşayan katılımcılar, çök-kapan-tutun yöntemiyle kendilerini korumayı öğrendiler. Bu tür etkinliklerin deprem bilincini artırmada önemli bir rol oynadığını belirten VEDAŞ İş Güvenliği Uzmanı Mehmet Salih Timur, simülasyonlar sayesinde deprem anında doğru ve bilinçli bir şekilde hareket etmenin can kayıplarını ve maddi zararları en aza indireceğini vurgulayarak, “Bu uygulamanın amacı, katılımcılara bir deprem deneyimi yaşatmak. Türkiye genelinde AFAD’a ait 4 adet deprem simülasyon tırı bulunmaktadır. VEDAŞ İl Müdürlüğünün talebi üzerine Ankara’dan AFAD’ın göndermiş olduğu deprem simülasyon tırından VEDAŞ İl Müdürlüğü çalışanları, aileleri ve vatandaş yararlandı. Bugün toplamda 100 personelimiz katıldı. 50-60 civarında vatandaş katılımı sağlandı. Bu tür uygulamaların vatandaş üzerinde etkisi büyük. Bir şeyi deneyimlemek her zaman bir sıfır önde başlamak gibidir. VEDAŞ İl Müdürlüğü olarak yılda iki defa acil durum tatbikatları kapsamında deprem, yangın, çığ felaketi eğitimleri vermekteyiz” dedi.
Kayseri Bağırsaklardaki emilim bozukluğunun 4 belirtisi Memorial Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Kaplan, emilim bozukluğu ile ilgili bilgi verdi. Gıdaların içeriğindeki maddelerden birine karşı sindirim sisteminin verdiği reaksiyon veya bazı hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan iltihap nedeniyle gelişen malabsorbsiyon, sindirim sisteminin düzenli çalışmasını engelliyor. Emilim bozukluğu olarak bilinen malabsorbsiyon sendromu, bağırsakların besin bileşenlerini yeterince sindirememesine ya da emilmemesine neden oluyor. Malabsorbsiyon nedeniyle sindirimin bozulması ise daha birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Memorial Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Kaplan, emilim bozukluğu ile ilgili bilgi verdi. Besinler tam olarak sindirilemiyor Malabsorbsiyon sendromu, alınan besinlerin vücutta etkili bir şekilde emilmesini engelleyen bir sindirim bozukluğudur. Bu bozukluk nedeniyle besin maddelerinin sindirimi ve emilimi tam olarak gerçekleşmez. İnce bağırsakta besinlerin, vitaminlerin ve eser elementlerin emiliminin bozulması sonucu ortaya çıkmaktadır. Birçok nedeni olan malabsorbsiyon sendromunda emiliminin fazlasının gerçekleştiği ince bağırsağın zarı yani mukozası zarar görür. Malabsorbsiyon, hazımsızlığa ve hatta yetersiz beslenmeye yol açabilmektedir. Yemek yedikten sonraki süreçte vücudun vitamin ve minerallerden fayda sağlaması beklenir. Ancak malabsorpsiyon sendromu varsa, sindirim sürecinin sonunda yenilen besinlerden fayda elde edilmez. Emilemeyen besinler dışkıyla atılır Sindirim sürecinde emilemeyen tüm besinler dışkı yoluyla atılacaktır. Malabsorpsiyon sendromu olanlarda genellikle yan etki olarak görülen ishal, tabloyu daha da kötüleştirmektedir. İshal nedeniyle besinler vücuttan çok kısa sürede dışkıyla atılmaktadır. Kısa vadede malabsorpsiyon nedeniyle belirli yiyeceklerin sindirilememesinden dolayı gastrointestinal rahatsızlıklara yani genelde ishal, gaz, şişkinliğe neden olacaktır. Zamanla, vücutta emilemeyen besinlerin eksikliği birçok soruna yol açacaktır. Makrobesinlerin (protein, yağlar veya karbonhidratlar) herhangi birinin eksikliği, kas kaybı ve bağışıklık sisteminin çökmesine sebep olur. Mikro besinleri (vitaminler ve mineraller) yeterli düzeyde alamamak ise göz, kemik, cilt ve saçları olumsuz etkilemektedir. Belirtiler dikkate alınmalı Malabsorpsiyon sendromu, hazımsızlığın yanı sıra birçok semptom ve şikayetle kendini belli etmektedir. Karın ağrısı. Karın bölgesinde şişkinlik ve aşırı gaz oluşumu. Mide bulantısı ve kusma. İshal ve yağlı dışkılama yani steatore. Belirtilerin ardından zamanla yetersiz beslenmenin bazı sonuçları ortaya çıkmaktadır. Aşırı kilo kaybı olması, kas erimesi, sık tekrarlanan enfeksiyon varlığı, vücutta kolayca oluşabilecek morarmalar, kuru cilt ve cilt lezyonları, saç dökülmesi, ödem yani şişlik, baş dönmesi, sinirlilik, ilgisizlik ve yorgunluk hali, Gece körlüğü (A vitamini eksikliği), Zayıf kemikler ve kemik ağrısı ve kemik kırığı (D vitamini eksikliği), Diş eti kanaması ve burun kanaması (K vitamini eksikliği), Unutkanlık, baş dönmesi, ağız çevresi yaralar (B12 vitamini eksikliği), Çocuklarda ise büyümenin gecikmesi Emilim bozukluğunun nedeni belirlenmeli Birçok hastalık malabsorbsiyon sendromuna yani emilim bozukluğuna neden olabilmektedir. Çölyak hastalığı, crohn hastalığı gibi iltihabi barsak hastalıkları, radyoterapi yani ışın tedavisine bağlı ortaya çıkan bağırsak hastalıkları, whipple hastalığı, kistik fibrozis, pankreas travması veya alkole bağlı pankreas yetmezliği, parazit ya da bağırsak kurdu enfeksiyonları. Kandaki mineral ve vitaminlere bakılmalı Tüm hastalarda tam kan sayımı ve biyokimya testlerinin ardından emilimi bozulan demir, vitamin B12, folik asit ve D vitamininin vücuttaki düzeyleri ölçülür. Yağ malabsorpsiyonu tanısı için dışkıda yağın varlığı aranır. Yine kanda çölyak için testlere bakılabilir. Dışkı incelemesinde pankreas enzim yetersizliği için fekal elastaz ve iltihabi bağırsak hastalığı için fekal kalptrotektin bakılabilir. Gerekirse hastalara endoskopi ve kolonoskopi yapılarak biyopsi de alınabilir. Tedaviye başlamadan emilim bozukluğuna neden olan asıl hastalığın bulunması gerekir. Örneğin bu duruma Crohn hastalığına sebep oluyorsa ve ilaçlarla Crohn hastalığı tedavisi edilirse emilim bozukluğu da düzelir. Benzer şekilde bu tabloya çölyak hastalığı sebep oluyorsa ve diyetten glüten çıkartılırsa sorun çözülür. Bu süreçte hastaya kalsiyum, D vitamini, demir, folik asit ve B12 gibi önemli vitamin ve mineral takviyeleri verilmektedir. Kilo kaybından dolayı hastaya yüksek kalorili diyetler uygulanabilir. Pankreas hasarı olan kişilerde ise pankreastan salgılanan enzimlerin yeterli düzeyde olmaması nedeniyle hastalara pankreas enzimi içeren ilaçlar verilmektedir. Tedavinin yetersiz olduğu durumlarda ise total parenteral nütrisyon (TPN) denilen damardan beslenme yöntemine başvurulmaktadır. Bu yöntem, hastaya damar yoluyla gerekli besinlerin verildiği bir uygulamayı içerir. Serumlar hastaya özel olarak hazırlanmaktadır. Gerekli olan kalori, vitamin ve mineraller hastanın ihtiyacına göre ayarlanmaktadır.