GÜNDEM - 24 Eylül 2020 Perşembe 13:43

TSK’da 'düğün ve nikah' uyarısı

A
A
A
TSK’da 'düğün ve nikah' uyarısı

Milli Savunma Bakanlığı, yurt içi ve sınır ötesindeki birlikleri yeni tip korona virüs salgınından uzak tutmaya yönelik hayata geçirdiği uygulamalara bir yenisini daha ekledi. Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin nikah ve düğün gibi virüsün bulaşma riskinin fazla olduğu toplu faaliyetlere katılmamaları konusunda uyarı yapıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri, alınan tedbirler sayesinde dünyada en az yeni tip korona virüs (Covid-19) vakasının görüldüğü ordular arasında yer almayı sürdürüyor. Vaka sayılarının personel mevcudu oranına bakıldığında en az pozitif hastanın olduğu TSK bu başarısıyla ABD, Rusya, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi önemli orduları geride bıraktı.

Alınan tedbirlerle operasyon bölgelerini virüs tehdidinden uzak tutmayı başaran Milli Savunma Bakanlığı bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevlerini, harekat ve faaliyetlerini en az etki edecek şekilde tedbirleri de hayata geçiriyor.

Yurt içi ve sınır ötesindeki birliklerdeki mücadelede "proaktif yaklaşım" esas alınırken, gelişmelere göre alınan her yeni önlemle korona virüsün kışlalardan uzak tutulmasına gayret gösteriliyor.
Edinilen bilgiye göre, bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetlerinde yeni bir uygulamaya daha geçildi.
Bakanlık bünyesinde kurulan Kovid-19 ile Mücadele Merkezi (KOMMER) tarafından ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla yapılan görüşmeler sonucunda alınan tavsiye kararı sonrasında, askeri personelin düğün, nikah gibi etkinliklere katılımlarına yönelik yeni düzenleme yapıldı.

Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin korona virüsün yayılma riskinin yüksek olduğu düğün, nikahlara katılmamaları konusunda uyarı yapıldı. Böylece virüsün kışlalardan uzak tutulmasına yönelik yeni bir tedbir daha hayata geçirilmiş oldu.

KOMMER'den etkili çalışma

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda yurt genelinde alınan önlemlere uyumlu olarak Milli Savunma Bakanlığınca alınan önlemlerin Sağlık Bakanlığı ile koordinasyon içinde planlanması ve harfiyen uygulanması, yaklaşık 500 bin kişilik Türk Silahlı Kuvvetlerinde pozitif vaka sayılarının çok düşük seviyelerde ve kontrol altında tutulmasını sağladı.

Bu kapsamda ilk olarak Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde Kovid-19 ile Mücadele Merkezi (KOMMER) kuruldu. KOMMER, bir zincir halinde Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Ordu Komutanlıkları, donanma ve hava üsleri olmak üzere alt kademelere kadar devam eden bir birim olarak tesis edildi.
Merkezdeki faaliyetlerle, Bakanlık, bağlı birlik, karargah ve kurumlarında salgına karşı gerekli korumanın oluşturulması amaçlandı. Türkiye ve dünyadaki tüm gelişmelerin yakından takip edildiği merkezde takip ve izlemenin yanı sıra planlama, yönetim ve yönlendirme fonksiyonları da yerine getirildi.
TSK'da alınan tedbirlerin uygulanma seviyelerinin izlendiği merkezde, vakalara karşı alınacak tedbirler ve tıbbi planlamalarla muhtemel hal tarzları da geliştirildi. 24 saat esasıyla görev yapılan Merkezden, Kuvvet Komutanlıklarının Harekat Merkezleri ile telekonferans yöntemi ile görüşülerek çalışmalar ve gelişmeler düzenli olarak değerlendirildi. En alttaki üs bölgelerinden, gemilere, filolara kadar süreci başarıyla yöneten KOMMER kaynağa zamanında erişmek maksadıyla filyasyon ekipleri oluşturdu, Vaka Takip Yazılımı ile bilgisayar üzerinden süreci takip etti.

Operasyon bölgelerinde ilave tedbirler

Korona virüsün yanı sıra terörle mücadelesini de aksatmadan sürdüren Türk Silahlı Kuvvetlerinde virüsün operasyon bölgelerine sıçramamasına yönelik de önemli tedbir alındı.

Operasyon bölgelerindeki tüm birliklerde ilave tedbirler uygulanırken Suriye'nin kuzeyinde birliklerin yer aldığı harekat alanlarına giriş ve çıkışlara düzenleme getirildi. Düzenleme kapsamında giriş çıkışlar 2. Ordu Komutanı'nın müsaadesine bağlandı. Zorunlu olmadıkça personel ve birlik hareketleri asgari seviyeye indirildi.
Harekat bölgesinden yurt içine geçecek personelin 14 gün gözetim altında tutulup müteakiben içeriye girmesine ve sağlık kontrolünün yapılmasına yönelik tedbirler alındı. Suriye'den yurt içine ikmal için gelen araçların, römorka monte KBRN temizleme sistemi ile dezenfeksiyonu için KBRN timleri görevlendirildi.

Gemilerde izolasyon yapıldı, pilotlar vardiyalı çalıştı

Bunlarla birlikte Kuvvet Komutanlıkları da bazı özel tedbirleri uygulayarak bu başarıya katkı sağladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca 21 Mart'tan itibaren öncelikle muharip gemiler ana üsleri dışındaki limanlara intikal ettirilerek etkin izolasyon tedbirleri uygulandı.

Kuvvet Komutanlıklarında pilotlar başta olmak üzere kritik personel ve özel ihtisaslı personelin vardiyalar şeklinde görev yapabilmeleri için tedbirler alındı. Harp silah araç ve gereçleri ile personelin temas ettiği yerler ve ortak kullanılan alanlar düzenli olarak dezenfekte edildi.

Tüm bu önlemlerin uygulaması Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele operasyonlarını ve diğer faaliyetlerini aksatmayacak şekilde gerçekleştirildi.

Kışlalar için özel önlem

Bakanlık, bu süreçte vatani görevlerini yerine getiren gençleri de virüsten korumaya yönelik önemli tedbirler aldı.
Yemekhanelerde yoğunluğun azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılırken yatakhaneler ve ortak kullanım alanları seyreltilerek yeniden planlandı. Personelin sosyal mesafe kuralına uygun şekilde buralardan yararlanmalarına yönelik uygulamalar hayata geçirildi.
Terhis olacak gençler kışladan ayrılmadan önce 14 gün gözetim altında tutulurken yeni celplerle gelecek yükümlülere de PCR testi uygulandı.

93 milyon maske, 245 bin litre dezenfektan

Milli Savunma Bakanlığı, bir taraftan kışlaları korona virüs salgınına karşı korurken diğer taraftan da yurt genelindeki mücadeleye katkı sağlamaya yönelik önemli çalışmalar yaptı.
Bu kapsamda Bakanlığa bağlı kurumlarda ve askeri dikimevlerinde koruyucu ve önleyici sağlık malzemelerinin üretimi yönünde önemli adımlar atıldı. Söz konusu tesislerde bugüne kadar 93 milyon maske, 500 bin civarında tulum ve 245 bin litre dezenfektan üretilirken bunlar sadece Mehmetçiğin değil halkın ve sağlık personelinin de kullanımına sunuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.