GÜNDEM - 28 Mart 2018 Çarşamba 15:36

Tükürülen pizzayı yiyen kişi konuştu

A
A
A
Tükürülen pizzayı yiyen kişi konuştu

Eskişehir’de bir müşteriye götürdüğü pizzaya tükürüp görüntüsünü çeken kuryenin pizza şirketi tarafından 'şantaj' iddiasıyla suçlanmasının ardından kamuoyunda kendisi de şantaj iddialarına maruz kalan müşteri ve avukatı açıklamalarda bulundu.

Eskişehir’de pizza servisi yapan bir kurye, servise gittiği apartmanın içine girdikten sonra pizza kutusunu açarak içine tükürdü. Pizzaya tükürdüğü anları cep telefonu ile de kaydeden kurye, güvenlik kameralarını fark etmedi. Pizzaya tükürme anlarını cep telefonu ile çeken kurye daha sonra pizzayı müşteriye teslim etti. Yaşananlar ise güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. Ortaya çıkan bu olayın sonrasında İHA mikrofonlarına konuşan Hüseyin Alyüz ve Avukatı Kemal Sayılır’dan bir açıklama geldi. Pizzaya tüküren şahsa dava açan Alyüz, yaşanan olayı anlattı.

"Tam üçüncü dilimi ısırdığımda bana mesaj geldi ‘Pizzayı yeme’ diye"

Olayı anlatan mağdur Hüseyin Akyüz, “Bir pizza siparişi verdim gece saat 11.30’da. Telefonla konuştuğum bayan arkadaşla aramada sadece şöyle konuşma geçti, nasıl bir pizza istediğimi söyledim ve kendisi bana adres sordu. Ben yaklaşık7-8 yıldır aynı adreste oturuyorum. Adresi sorması üzerine bende, ‘Hanımefendi benim adresimin orada olması gerekiyor, neden adresim kayıtlı değil’ şeklinde bir soru sordum. Hanımefendi de böyle bir kaydın bulunmadığını, tekrar adresi istediğini söyledi. Benim kendileriyle konuşmam bu kadar. Yaşanılan olay bundan sonrasında başladı. Bizim binamızda her katta güvenlik kamerası var. Bina sahibinin yeğeni zaten binamızda 1’inci katta oturuyor. O arkadaşın dairesinde duruyor güvenlik kameraları. Bir hırsızlık, bir güvenlik zaafı olmaması nedeniyle binada o arkadaşın dairesinde duruyor. Sonra yukarı çıkarken birinci katta duraksamış bu pizzayı getiren kişi. Kameranın da çok yanıp sönmesinden dolayı da bir iki ses de duymuş 1’inci kattaki komşu. Kameraya yaklaştığında bir hareket yaptığını görmüş. Pizzayı açmış, içine tükürdüğünü görmüş. Sonra kapıyı açmış yukarı çıkmaya başlayınca yakalayamamış. Daha sonra arkasından bağırmış ‘Pizza kime geldiyse yemesin’ diye. Böyle bağırınca da ben 5’inci katta oturduğum için kendim duymuyorum. Daha sonra tekrar içeri girip kameradan tespit ediyor hangi kata çıktığını. Bir katta iki kişiyiz zaten önce karşı komşumu arıyor, daha sonra beni arıyor. Bende meşgule attım telefonu çok önemli bir şey olmadığını düşündüğümden. Daha sonra pizzadan 1-2 dilim yedim. Tam üçüncü dilimi ısırdığımda bana mesaj geldi ‘Pizzayı yeme’ diye. Daha sonrasında indim aşağıya hayırdır ne oldu diye, görüntülere baktıktan sonra böyle bir şey ile karşılaştım” ifadelerini kullandı.

"Karşı tarafın avukatı bize ulaştı”

Görüntüleri izledikten sonra bunun kesinliğine varılınca, mecburen bir bulaşıcı hastalık olmaması adına bir doktora gittim. Gerekli yapılması gereken bütün testlere girdim, çıktım hepsinden. Doktorun da tespiti, aşırı temizlik titizlik anlamına gelen bir rahatsızlığım varmış. Onunla alakalı görüştük. Normal bir insana göre daha fazla bu konuda etkilenebileceğimi söyledi. Şantaj tamamen bir algı oluşturmak için ortaya atılmış bir şey. Zaten bizim avukatımızın altı kesilmiş, televizyonda şuanda bazı kanallar tarafında hala yayınlanan evrakının şöyle bir durumu var; evrakın üst kısmını zaten yayınlamıyorlar. Ayrıca bu evrak bir evraka karşılık yazılıyor. Yani burada ne var, karşı tarafın avukatı bu evrakın üzerinden bizden özür diliyor, yaptıkları hatanın yanlış olduğunu kabul ediyor. Karşıdaki kişinin yaptığı davranışın utanç verici olduğunu söylüyor. Suçlarını kabul ediyor ve bunun üzerine bana, ‘Sizin durumunuz gerçekten kötü bir durum bununla alakalı maddi ve manevi tazminatınızı, zararınızı karşılamak için bekliyoruz. Sadece bununla alakalı bize rakam belirtin’ şeklinde öncesinde bize karşı tarafın avukatından bir kağıt geliyor” dedi.

"Kendi ihtarnamelerini servis etmeden sadece bizim ihtarnamemizi sundular"

Mağdurun avukatı Kemal Sayılır ise, sadece kendi ihtarnamelerini sunduklarını ve insanlarda yanlış bir kanaat oluşturduklarını ifade ederek, "Karşı taraf bu franchise şirket avukatı şahsımı ve müvekkilimi aradı. Bununla birlikte bizden zarar miktarını belirtmediğimizden dolayı zarar miktarını bildirmemizi istedi. Ancak olanların belirttiği, iddialarında bulunduğu gibi yüksek miktarı, o rakamı söylemedik ve onun üzerine ‘Bize yazılı olarak talebinizi gönderin’ dedi. Bize 28 Aralık 2017 tarihinde bir ihtarname geldi. Bu ihtarnamenin içeriğinde, tüküren şahsı işten çıkarttıklarını, iyi niyet, ahlak kurallarına uymadığını, bunu neden yaptıklarını anlayamadıklarını ve çok üzgün olduklarını, müvekkilimden özür dilediklerini ve zarar miktarının yazılı olarak ivedilikle kendilerine bildirildiklerinde karşılanacağını ilettiler. Biz de bunun üzerine dün haberlerde şantaj iddiası diye verilen ihtarnamenin sadece son kısmı yayınlanmış. İmzamı kısmen gösteren ihtarnameyi gönderdik. Bu ihtarname hukukumuzda uzlaşma ve arabuluculuk denen sistemin bir örneğidir. Şantaj malzemesi değildir. Burada bir algı oluşturdular. Kendi ihtarnamelerini servis etmeden sadece bizim ihtarnamemizi sundular ve insanlarda yanlış bir kanaat oluşturdular. Yine bu karşı taraf bizi ihtarnamelerden sonra ses çıkmayınca, müvekkilimi, görüntüleri izleyen tanığı ve tüküren şahsı örgüt gibi gösterip şantaj ve nitelikli dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulundu. Biz de müvekkilim açısından savunmamızı yaptık. Bu savunmamızda iftira atıldığını ve suç uydurulduğunu söyleyerek kendilerinden şikayetçi olduk. Soruşturma devam ediyor" şeklinde konuştu.

"Biz bunlardan dolayı da muzdarip olduk"

Son olarak sabah programlarında bu olayın şantaj olduğu yönünde insanlarda bir kanı oluşturduğunu söyleyen Avukat Sayılır, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Sabah programlarında gördüğümüz üzere, bizim bu olayın şantaj olduğu yönünde insanlarda bir kanı oluştu. Sabah programlarında bunu dile getirdiler. Müvekkilim, pizzaya tükürülen şahsın kendisidir. Biz kuryenin avukatlığını yapmıyoruz. Biz kuryeye karşı da dava açtık. Bunlar da hala devam ediyor. Orada insanlar, yanlış bilgilerle kamuoyunda yanlış kanı oluşturdu. Biz bunlardan dolayı da muzdarip olduk. Bu konuda da sabah programları, biz hangileri olduğunu yine araştırıyoruz. Bunları düzeltmeleri için kendileriyle iletişime geçeceğiz."  

Burak Tekin - Mustafa Kaplan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Çeşme’de turizm sezonu öncesi altyapı atağı İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, yaz aylarında nüfusu 1 milyonu aşan Çeşme’nin altyapısını turizm sezonuna hazırlıyor. İlçede ekipler kanalizasyon hatlarında kapsamlı temizlik çalışması yürütüyor. 6 ekibin eş zamanlı olarak sahada görev aldığı çalışmalarla, bölgedeki taşkın riski ve koku oluşumunun önüne geçiliyor. İZSU Genel Müdürlüğü ekipleri, Çeşme’de turizm sezonu hazırlıkları kapsamında Musalla Mahallesi’ndeki kanalizasyon hatlarında temizlik çalışması yürütüyor. Çeşme Marina olarak bilinen ve ilçenin ana arterlerinden olan bölgede, temizliğin kısa sürede tamamlanması ve trafiğin sekteye uğramaması için 6 ekip eş zamanlı olarak 7 gün 24 saat çalışıyor. “Taşkın ve kokunun önüne geçeceğiz” Çalışmalara ilişkin bilgi veren İZSU Çeşme Teknik Birimi Amiri Turgay Toksoy, “Musalla, İnönü, Dalyan, 16 Eylül ve Sakarya mahallelerimizin atık sularını terfi istasyonuna ileten kanalizasyon hattında temizlik yapıyoruz. Çalışmalarımızın amacı, taşkın ve kokunun önüne geçmek. Çeşme Marina bölgesi, işletmelerin yoğun olduğu, dolayısıyla evsel atığın da fazla olduğu bir bölge. Burada yürüttüğümüz temizlik çalışmalarımızla, hat içerisinde biriken evsel atıkları bertaraf ediyoruz” dedi. Trafiğin aksamaması ve vatandaşların mağduriyet yaşamaması için 6 ekiple yoğun mesai yaptıklarını belirten Toksoy, “Çeşme, yaz aylarında nüfus artışının yoğun olduğu bir ilçemiz. İZSU olarak, vatandaşlarımıza dört mevsim konforlu yaşam alanları sunmak için gayret ediyor; buradaki çalışmaları çok önemsiyoruz” diye konuştu. Musalla Mahallesi Muhtarı Önder Soma, “Mahallemiz Çeşme’nin en eski yerleşim bölgesidir ve nüfusun en yoğun olduğu mahalledir. Marina bölgesi ve civarı bu sebeple çok önemli bir alan. Mahallemizin nüfusu, yaz aylarında oldukça artıyor. Bu yüzden kanalizasyon hattında temizlik çalışmasının yapılması bizim için çok önemliydi. Mahallem adına İZSU’yu kutluyorum” ifadelerine yer verdi.
İzmir 20 yıldır biriktirdiği 10 bini aşkın kasetle nostalji keyfi yaşıyor İzmir’de güvenlik görevlisi Burak Mısırlı’nın evinde biriktirdiği 10 binden fazla kasetten oluşan koleksiyonu görenlerin ilgisini çekiyor. İçerisinde nadir eserlerin de yer aldığı koleksiyona yeni kasetleri eklemeye devam edeceğini söyleyen Mısırlı, “Bırakacağım diyorum bırakamıyorum, benim için bir bağımlılık” dedi. İzmir’in Karabağlar ilçesinde 20 yıldır biriktirdiği 10 binden fazla kaseti evinde saklayan 36 yaşındaki Burak Mısırlı, izinde olduğu zamanlar teybinden yükselen türkü ve şarkılarla nostalji keyfi yapıyor. İzmir Diş Hastanesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan ve eski zaman müziklerine merakıyla tanınan Mısırlı, ilk kasetini 16 yaşındayken satın aldı. Zaman içerisinde dinlediği kasetleri hobi olarak biriktirmeye başlayan Mısırlı’nın koleksiyonunda, 70’li yıllardan bugüne Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Anadolu Rock, özgün müzik ve arabesk sanatçıların yanı sıra yerel sanatçıların kasetleri bulunuyor. Kaset dışında CD ve plaka da merakı olan Mısırlı, koleksiyonuna çeşitli nostaljik ürünleri eklemeyi sürdürüyor. İnternet ortamındaki kayıtların kötü olması sebebiyle kasete yöneldiğini belirten Burak Mısırlı, 90’lı yıllardan çıkamadığını, ilerleyen süreçte bu durumu hobiye çevirdiğini ve Alman, Nora baskısı gibi çeşitli türlerde kasetleri koleksiyonuna kazandırdığını aktardı. Kasetleri bazen yurt dışından bazen internet ortamından temin ediyor Zaman zaman kendisinde olmayan ve daha temiz kasetleri gördükçe aldığını vurgulayan Mısırlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ferdi Tayfur ve Erkin Koray’ın Avrupa baskıları, Ozan Arif, Cem Karaca gibi çeşitli sanatçıların nadir kasetlerini buldukça hep alıyorum. Kasetleri bazen yurt dışından getiren kişilerden bazen de internet siteleri ve sosyal medya gruplarından alıyoruz. Fuarları geziyoruz ya da gezdiğimiz şehirlerde dolaşıyoruz, sahaflarda buluyoruz. Kasetler maddi açıdan biraz masraflı oluyor.” Mısırlı, 20 yıl önce satın aldığı ilk kasetin Özgün Müzik sanatçılarından Fatih Kısaparmak’a ait olduğunu dile getirdi. “Eşim de yavaş yavaş alıştı” Kaset biriktirdiği sırada eşinin de ilk aşamada biraz kızdığını anlatan Mısırlı, “Eşim yavaş yavaş bu duruma alıştı. Evde yer kalmayınca kasetlerin bir kısmını da annemlerin evine götürdüm. Orada büyük bir kitaplık yaptık. Çünkü kasetler çok olduğu için saklayacak yer sıkıntısı oluyor. Değişik kasetler gördükçe insan heves ediyor, bir heyecan oluşuyor. Bu yüzden tekrar tekrar alıyorum” diye konuştu. Evine gelen misafirler nostalji keyfi yaşıyor Kasetlerin dışında plak ve kaset çalarlara da merak sardığını ifade eden Mısırlı, “Kaset çalarların tamiri zor oluyor. Yapmasını bileni bulmak zor. Birkaç tane güzel, nadir cihaz bulduk. Tamirini ve bakımını yaptırdık. Biraz da cihaz koleksiyonumuz oldu. Elimde 45’lik olarak geçen nadir plaklar var. Onları toplamaya başladım. Ara ara dinliyorum ve burada nostalji keyfi yaşıyorum. Evime gelen arkadaşlar eşler, dostlar da merak ediyor. Kasetler ve cihazlarla fotoğraf çekiliyorlar” ifadelerini kullandı. “Bırakacağım diyorum bırakamıyorum” Kaset işinin sonu olmadığını vurgulayan Mısırlı, şunları kaydetti: “Kaset işi dipsiz kuyu gibi. Mutlaka cazip gelen bir şey çıkıyor ve heyecan oluşturuyor. Şimdilik işin sonu yok gibi. Bırakacağım diyorum ama bırakamıyorum, bağımlılık olmuş. Bulamadığım kasetler var. Çünkü kimisi ölmüş, kimisi yurt dışına gitmiş gelmemiş, kimisi kaybolmuş. Elinde nadir eser olan ve satmak isteyen olursa bana ulaşabilir.”
Antalya Bahar alerjisine karşı Anadolu propolisi önerisi Bahar alerjisi ile birlikte kendini gösteren boğaz kaşıntısının giderilmesinde, en önemli tedavi yöntemlerinden birinin Anadolu propolisi olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Pınar Çakır, "Boğaz kaşıntısı için Anadolu propolisli ham ballı spreyler ile boğaz kaşıntısının hafifletilmesine ve boğazın yumuşatılmasına yardımcı olmak mümkün" dedi. Mevsim değişikliklerinin getirdiği zorluklar arasında, bahar alerjisi ile başa çıkmak yer alıyor. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte, bahar alerjisi yaşayan birçok insan için doğal yöntemlerle alerji semptomlarını hafifletmek, tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Bahar alerjisi, alerjik reaksiyonlarla kendini gösteriyor ve burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma ve gözlerde kaşıntı gibi belirtiler gösteriyor. "Propolis, bağışıklık sistemini dengelemeye yardımcı oluyor" Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Pınar Çakır, "Bahar aylarında görülen alerjik semptomlar, alerjenlerin etkisiyle ortaya çıkar ve burun akıntısı, boğazda ve gözlerde kaşıntı, hapşırma ve burun tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösterir. Buna karşılık propolis, bağışıklık sistemini dengeleyici etkisi ile mevsimsel alerji ve alerjik rinit belirtilerinin hafifletilmesinde etkilidir. Boğaz kaşıntısı için Anadolu propolisli ham ballı spreyler ile boğaz kaşıntısının hafifletilmesine ve boğazın yumuşatılmasına yardımcı olmak mümkün" ifadelerine yer verdi. "Alerjik rinite karşı etkili" Özellikle bahar alerjileri döneminde, uzun süreli kullanım imkânı sunan, ilaç içermeyen doğal burun spreylerine ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Arı Ürünleri Uzmanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, geliştirdiği Anadolu propolisi ve deniz tuzlu su içeren burun spreyinin, mevsimsel geçiş dönemlerinde sık görülen alerjik rinite karşı etkili olduğunu belirtti. Formülün geliştiricisi BEE’O Propolis Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, "2024 yılında ENT Journal’de yayınlanan bilimsel çalışmamız, prospektif, çok merkezli bir çalışma olarak yürütülmüş ve çalışmaya 10 bin alerjik rinit hastası katılmıştır. Katılımcılara, 3 hafta boyunca Anadolu Propolisli Burun Spreyi uygulanmıştır. Çalışmanın verilerine göre spreyin, alerjik rinit semptomlarını hafifletmede ve yaşam kalitesini artırmada önemli ölçüde etkili olduğu tespit edilmiştir" dedi.
İstanbul Türk şirketlerin Körfez ülkeleriyle iş birlikleri devam ediyor King Royal Holding, Birleşik Arap Emirlikleri’nde inşaat anlaşmaları imzaladığını ve anlaşmaların 200 milyon doların üzerinde olduğunu açıkladı. King Royal Holding, Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Süleyman Çınar önderliğinde Abu Dhabi’de Kraliyet ailesinden Nahyan bin Mubarak Al Nahyan’ın misafirliğinde Büyük Kraliyet Salonu’nda toplantı düzenlendiğini duyurdu. Yapılan açıklama göre, toplantı sonrası İsveçli, Azerbaycanlı ve Türk iş insanları, Dubai ve Abu Dhabi de çeşitli yerler için inşaat anlaşması imzalandı. 200 milyon doların üzerinde anlaşmalar yapıldı. Bu anlaşmayla Türkiye’ye döviz girişi sağlandı. Holding aracılığıyla Türk iş insanları önemli bir ihale almış oldu. Ankara merkezli, Abu Dhabi başta olmak üzere birçok ülkede faal ofisleriyle Yatırım Danışmanlığı sektöründe hizmet veren King Royal Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ferhat Süleyman Çınar, ’’Özellikle Körfez ülkeleri başta olmak üzere Avrupa ve Asya pazarlarında Türk iş insanlarının yurt dışındaki faaliyetlerini destekleyen bir köprü oluşturarak öncülük ediyoruz. Ticari fırsatların yalnızca yerel pazarda değil, aynı zamanda uluslararası alanda da olduğunu göstererek, Türk iş insanlarının uluslararası arenada büyük projeler yapabilmesi için güçlü global bağlantılarla fırsat kapılarını aralıyoruz’’ dedi.