MAGAZİN - 07 Ekim 2021 Perşembe 10:54

Türk Modacı Milano’da Türk ve İtalyan modasını değerlendirdi

A
A
A
Türk Modacı Milano’da Türk ve İtalyan modasını değerlendirdi

Türk ve İtalyan modasını değerlendiren ünlü modacı Siri Canberk Varış, “Her iki moda genel anlamda benzemeseler de aralarında bir paralellik olduğu da bir gerçek” diyerek iki ülkenin moda konusunda ki benzerliklerine değindi.

Yaptığı açıklamalarla hem Türk hem de İtalyan modasını değerlendiren ünlü modacı Siri Canberk Varış, aralarındaki benzerlikleri ve farklılıkları da anlattı. Siri Canberk Varış, “İtalyan modası çok klas denilebilecek şıklık ve estetiğin paralel olduğu bir moda desek yeridir. Çoğu kişi modanın kalbinin Paris’te attığını savunabilir fakat genel anlamda İtalya moda konusunda bana göre daha ileride bir ülkedir. Sadece Milano değil Roma ve Floransa da moda konusunda bayağı ilerlemiş durumda. Türk ve İtalyan modası genel anlamda benzemeseler de aralarında bir paralellik olduğu da bir gerçek” diyerek iki ülkenin moda konusunda benzerliğine değindi.

Siri Canberk Varış, İtalyan ve Türk modası arasındaki farkları, “Örnek verecek olursak salaş ve geniş elbiseler İtalyan modasında çok sık rastlanan parçalardan. Türk modasında daha çok ön plana çıkan soft renkler ve pastel renkler İtalyan modasında yerini daha canlı ve daha cıvıl cıvıl renklere bırakıyor. Özellikle Türk modasında genel olarak sade ve düz kumaşlar tercih edilirken İtalyan modasında daha desenli ve pötikareli kumaşlar tercih edilmektedir. Bence iki ülkenin de kendine has moda anlayışı ve özgün tarzları var elbette. Moda sektöründe İtalya enlerin ülkesi olmasına rağmen Türkiye’nin kendine özgü tarzı ve renklerini bir araya getiren moda anlayışı ön planda tutulmaya layık bir şeydir” şeklindeki sözleri ile dile getirdi.

Varış modanın kalbi Milano’da moda eğitimi almış modacı ve influencer olarak bilinmektedir. İtalya’da moda eğitimi alarak tecrübelerine yenisini eklemek istemiş ve Milano’da bulunan Istituto Europeo di Design’den (Avrupa Tasarım Enstitüsü) moda eğitimi almıştır. Bu eğitimin hemen ardından Milano Fashion Instituto’da (Milano Moda Enstitüsü) yüksek lisansını tamamlamıştır. Yüksek Lisans yaptığı sırada Paul Smith’ten staj davetiyesi alarak stajını tamamlayan Varış, bu staj ve yüksek lisans eğitiminden sonra iş hayatına atılmıştır.

Modacı kimliği ile pek çok başarıya imzasını atmış olan Varış, sosyal medyada da pek çok kişi tarafından takip edilmektedir. Yaptığı birçok öneri ve tavsiye ile modaya ilgisi olan olmayan herkesin dikkatini çeken modacı son zamanlarda yaptığı açıklamalar ile moda ile ilgilenenlere ve takipçilerine pek çok tüyo ve bilgi veriyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Gümüşhane’de 54 yılın Nisan ayı sıcaklık rekoru kırıldı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 54 yıllık kayıtlarına göre Gümüşhane’de Nisan ayının en sıcak gün rekoru 30,7 dereceyle 25 Nisan 2024 tarihinde kırıldı. Kurumun 1961 yılından bugüne kadar tuttuğu kayıtlarda Gümüşhane’de Nisan ayındaki en sıcak gün 12 Nisan 1970’de 29 dereceyle kayıt altına alınırken, bu rekor 25 Nisan günü egale edildi. Meteorolojinin kayıtlarına göre 25 Nisan 2024 Perşembe günü Gümüşhane kent merkezinde hava sıcaklığı 30,7 derece olarak ölçüldü ve yeni rekor kayıtlara geçti. Aynı tarihte Kürtün ilçesinde 34,1, Torul ilçesinde 33,5, Şiran ilçesinde 30,7, Kelkit ilçesinde 30,6 ve Köse ilçesinde 26,2 olarak ölçüldü. Yaşanan bu durum vatandaşlar arasında kuraklık endişesini artırırken, Nisan ayında bu sıcaklıklara ulaşan havanın Haziran-Temmuz ve Ağustos aylarında nasıl olacağı merak konusu oldu. “Küresel ısınma tüm şiddetiyle devam ediyor" Yaşanan bu durumu değerlendiren Murat Akçay, “Küresel ısınma tüm şiddetiyle, tüm hızıyla kendini gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde Gümüşhane’de yapılan ölçümlerde yaklaşık 31 derece Nisan ayı itibariyle. Geçmişte bu aylarda Gümüşhane’nin yüksekliğinde görülebilir kar, soğuk mevcuttu. Ama şu anda ortalık yeşillendi, ağaçlar açtı, çağlaya döndü. Küresel ısınmanın tehlikeli boyutları şu anda belki insanların hoşuna gidiyor ama fark edilmiyor, hızla geliyor. Bu her türlü şeye yansıyor. Ben amatör olarak arıcılık da yapmaktayım. Geçen sene bunun sıkıntısını yaşadık. Bir önceki sene kar ve mevsimler normaldi. Her türlü sebze, meyve ve arı bol oldu. Ama geçtiğimiz sene kar az yağdı. Dolayısıyla sıkıntısı bir hayli yansıdı. Bu sene hiç olmadı. Kar çok az. Yağmurda geçen sene vardı. O açığı oradan kapattık ama bu sene yağmur da yağmıyor çok az miktarlarda. Dolayısıyla yazın büyük bir ihtimalle bu kuraklık daha da artacak. Gümüşhane’de 40 dereceleri görür gibi görünüyor şu anda. Bunun yansıması da bütün çevreye fazlasıyla olacak meyvede, sebzede, içme suyunda. Dolayısıyla acil önlemler da alınması lazım. Her köye bir gölet yapılması bu en azından susuzluğu giderecek bir önlem olacak. Çevresel etkileri azaltacak bir önlem olacak. Kuraklığın bu şekilde devam etmesi insanlığın yaşamı açısından da çok büyük tehlikeler arz edecek. Hastalıkların artmasına sebep olacak. Bir başka türü de şu: Sıcaklık arttıkça sadece kuraklık olmuyor. Tropikal iklime de geçiş oluyor. Seller daha iklimsel olaylar. Bunların da tabi bugünden hesaplanıp Türkiye’ye göre önlemlerin alınması lazım. Yoksa ileride bunun sıkıntılarını çok fazla yaşayacağız” dedi. “Gümüşhane o serin havasına, meşhur yayla havasına inşallah tekrardan kavuşur” Gümüşhane’nin son zamanlarda çok sıcak olduğun ve o yayla gibi havasını özlediklerini dile getiren Hasan Can Yavuz ise “Gümüşhane ilimiz son zamanlarda çok sıcak. Normalde, normal mevsimlerde bu kadar sıcak değildi. Önceki yıllarda, Nisan ayında bu kadar sıcaklık ölçülmedi. En son 1970 yılında bir sıcaklık ölçülmüştü. Şimdi Perşembe günü 30,7 ile tekrardan bir ölçüm yapıldı ve bu rekor kırıldı. Normalde biz Haziran, Temmuz aylarında bu sıcaklığa alışkınız. Fakat Nisan ayında görmek açıkçası çok bunaltıcı oldu. Bir de çöl tozları dediğimiz olay da gerçekleşti. İnsanlar nefes darlığı çekmeye başladı. Aşırı da sıcak, bizleri bunalttı, artık güneş gözlüğü bile fayda edemez duruma geldi. Tabi bu durum aynı zamanda tarımı da etkiledi. Normalde şu anda artık çiçekler açtı. Belki bir tık erken açmış oldu. Yarın öbür gün soğuyacak olsa havalar don etkisi oluşturacak. Tabi meyve durumunu da etkileyecektir. Umuyoruz en kısa zamanda tekrardan Gümüşhane o serin havasına meşhur yayla havasına inşallah tekrardan kavuşur. Bizler de biraz daha serinler rahat ederiz” diye konuştu. “Artık su savaşları da çıkar mı çıkmaz mı onu da bilemiyorum” Ay itibariyle yağışlı hava beklerken aşırı sıcakla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Hüsamettin Kaya da “Şu anda biz yani yağmurlu hava bekliyorken şu an çok sıcak. Şu an böyleyse Ağustos ayını Temmuz ayını düşünemiyorum. Yani kavurucu sıcaklar, kuraklık her şey olabilir. Yağmur yağmadığı için barajlarımız boşalacak. Boşalmadan dolayı da artık su savaşları da çıkar mı çıkmaz mı onu da bilemiyorum. Ama inşallah yağmur yağar. Bol yağmur yağar, bol bereketli olur. 2024 bize hayırlı uğurlu olur” ifadelerini kullandı. “Bu sıcaklıklar şimdi böyleyse Haziran, Temmuz, Ağustos’ta düşünemiyoruz bile” Esnaflardan Zafer Akyıldız ise “Gümüşhane’de Nisan ayında kar yağmur beklerken bu sıcaklıklara pek alışkın olmadığımız için zor geliyor. Bu sıcaklıklar şimdi böyleyse Haziran, Temmuz, Ağustos’ta düşünemiyoruz bile. Her şey için hayırlısı olsun. Allah yardımcımız olsun” dedi.
Konya Aygırdibi Şelalesi ziyaretçilerini ağırlamaya başladı Konya’nın Bozkır ilçesinde bağlı Karacahisar Mahallesinde bulunan tabii güzellikleriyle ilgi gören Aygırdibi Şelalesi ve mesire alanı ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Bozkır’ın ortasından geçen Çarşamba çayının kaynağını oluşturan Aygır Pınarı, doğasıyla, havasıyla ilgi çekerken, mesire alanı uğrak noktası haline geldi. Aygır Pınarı, ilçe merkezine 13 kilometre mesafede bulunuyor. Aygırdibi Şelalesi olarak tanınan pınar ve mesire alanı güzellikleriyle ilçeden ve ülke genelinden ziyaretçileri ağırlarken, bu sene de yoğun ziyaretçi ağırlayarak sezonu açtı. Aygırdibi Şelalesinden sular akarken, mesire alanına gelen misafirler düzenledikleri etkinliklerle renkli görüntüler oluşturuyor. Aygırdibi Şelalesi ve mesire alanı hakkında bilgi veren Karacahisar Mahalle Muhtarı Numan Şimşek, rağbet gören alanın bu sene de bölgedeki ağaçların yaprak açmasıyla birlikte piknikçiler ve doğa severler için büyük ilgi uyandırdığını belirtti. Muhtar Şimşek, “Her yıl olduğu gibi bu yıl da Aygırdibi yoğun ilgi görmeye başladı. İnşallah bu sezon da güzel geçer. Vatandaşlarımızdan istediğim şu; burayı nasıl bulurlarsa öyle bıraksınlar ve tertemiz bırakıp gitsinler. Yiyip içip çöpüne atmasınlar, çöplerini çöp konteynerine atarak ortalığı temiz bir şekilde bırakıp gitmelerini rica ediyorum” dedi. Konya merkezden 50 kişilik bir ekiple mesire alanına gelen Konya Yürüyüş ve Fotoğraf Grubu Başkanı Salim Erdal da “Biz Aygırdibi Şelalesine daha önce birkaç sefer gelmiştik. Arkadaşlarımız çok istediği için grubumuzla tekrar geldik. Burası çok beğendiğimiz bir yer, turizme açık olması gerekir. Bölgede bakım yapılması lazım, burada ufak tefek bakımlar olursa turizme daha kolay açılabilir. Buraya biraz ve çevre düzenlenmesi gerekiyor ama biz çok memnunuz. Burası Anadolu’nun ve Orta Anadolu’nun Konya’nın gezilip görülecek yerlerinden birisi. Aygırdibi Şelalesine Bozkır’dan Dere’den gelebilirsiniz” şeklinde konuştu. Gezi etkinliğine Beyşehir’den katılan Halil Gümüşel ise, “Bulunduğumuz ortam çok güzel bir doğa harikası, gerçekten imkanı olan gelebilecek herkesin buraya gelip görmesini tavsiye ederim" diye konuştuk.
Hatay Hataylı tır şoförü gerçek aşkı 2 bin 216 km uzaklıktaki Ukrayna’da buldu - Ukraynalı gelin Anastasia Kvasha, "Türkiye ve Hatay çok güzel evlendikten sonra da burada kalmak istiyorum ve burada yaşamak istiyorum" -Tır şoförü, "Kız ist.. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan tır şoförü Fevzi Kalkan, aradığı gerçek aşkı 2 bin 216 km ötedeki Ukraynalı Anastasia Kvasha’nda buldu. İlk görüşte aşık olan çift, depremin vurduğu Hatay’da dünya evine girdi. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan ve tır şoförü olan 29 yaşındaki Fevzi Kalkan, gerçek aşkı mesleği icabı sıklıkla gittiği ülke sınırları dışında buldu. Tır şoförü Kalkan, 2021 yılında Ukrayna’da tanıştığı 30 yaşındaki Anastasia Kvasha’ya ilk görüşte aşık oldu. Ukrayna’nın Odessa kentinde terzilik yapan Kvasha’da gönlünü Hataylı Kalkan’a kaptırdı. Aşkın sınır tanımadığına inanan Kalkan ve Ukraynalı Kvasha, 2 bin 216 km mesafeyi hiçe sayarak gönül ilişkisi yaşamaya başladı. Ailelerinde tanıştığı ilişkide çift, evlenme kararı aldı. Ukraynalı gelini ailesinden istemek için Ukrayna’ya giden Kalkan ailesi, tercüman ve resimler sayesinde kız isteme merasimini gerçekleştirdi. Türkiye ve Hatay’ı çok seven Anastasia, Müslüman oldu ve Hatay’a yerleşme kararı aldı. Ukraynalı gelin Kvasha ve Hataylı tır şoförü Kalkan, Antakya ilçesinde bulunan konteyner evlendirme dairesinde evlenerek resmi olarak hayatlarını birleştirdiler. “Kız isteme merasiminde tercüman sayesinde anlaştık” Aradığı aşkı 2 bin 216 kilometrede bulan Fevzi Kalkan, “Ukrayna’ya gitmiştim, gezmek için şehrin merkezine gittim. Alışveriş yapmak için markete gittim. Markette eşimi Anastasia gördüm. Aylar yıllar geçti. Aileler tanıştı. Bizde evlilik yoluna girdik. Kız isteme merasiminde tercüman sayesinde anlaştık. Kendi geleneklerimizi anlattım. Ben uzun zamandır orada çalıştığım için onların geleneklerini biliyorum” dedi. “Türkiye ve Hatay çok güzel evlendikten sonra da burada kalmak istiyorum ve burada yaşamak istiyorum” Ukraynalı gelin Anastasia Kvasha, Hatay’ın ve Türkiye’nin çok güzel olduğunu söyleyerek “Türkiye ve Hatay çok güzel evlendikten sonra da burada kalmak istiyorum ve burada yaşamak istiyorum. Onu markette gördüğümde etkilendim” şeklinde konuştu. Bir çok ülkeden Hatay’a gelen damat ve gelin adaylarının nikahlarını kıydığını belirten nikah memuru Niyazi Yalçın, “Biz Antakya’da olduğumuz için burası çok milleti barındıran bir kent. Farklı inşaları gördüğümüzde daha mutlu oluyoruz. Ben yabancı evliliklerine tamamen açığım ve daha çok olmasını isterim. Şuana kadar; Ukrayna, Rusya, Hırvatistan, Sırbistan, Almanya, Macaristan, Azerbaycan, Fas, Mısır ve birçok ülkeden bireylerin nikahlarını kıydım” ifadelerini kullandı. (RMZ-
Hatay Zorlu mesai, günde 12 saat çalışan tarım işçileri 900 TL yevmiye elde ediyor Şanlıurfa’dan Hatay’ın Kumlu ilçesine gelen mevsimlik işçiler, günde çift vardiya sisteminde 12 saat çalışarak ortalama 900 TL kazanç sağlıyorlar. Hatay’ın bereketli topraklarında bir çok tarım ürünü yetişiyor. Binlerce insana ekmek kapısı olan bereketli topraklara bir çok ilden tarım işçileri geliyor. Baharın gelmesiyle Amik Ovası’nda başlayan soğan hasadı için Şanlıurfa’dan Hatay’ın Kumlu ilçesine de tarım işçileri göç etti. Zorlu şartlarda çalışmasını sürdüren tarım işçileri günde tek vardiya çalışarak 450 TL, çift vardiya sisteminde 12 saat çalışarak 900 TL kazanç sağlıyorlar. Tarım işçilerini en çok zorlayansa Nisan ayı olmasına rağmen 35 dereceyi geçen hava sıcaklığı oluyor. Mevsimlik işçi olarak çalışmanın çok zor olduğunu dile getiren Süleyman Budak, "Biz mevsimlik işçi olarak Kumlu tarafında çalışmaya geliyoruz. Burada biz soğan hasadı yapıyoruz. Günün 12 saatini tarlada geçiriyoruz. Çok zor biz burada ailecek çalışıyoruz. Mevsimlik işçi olarak burada iş çok zor. Hava şimdi güzel serin esiyor ama gün sıcağının olduğu zamanlar çok kötü oluyor. Biz Kumlu’da 2 ay kadar kalıyoruz. Yevmiye soğanın kötü olmasından dolayı biraz düşük, ortalama 450 TL alıyoruz" dedi. Tarlada çalışmanın kadınlar için çok daha zor söyleyen Çiğdem Karaçil, günde 2 vardiya çalışarak 900 TL gelir elde ettiğini belirterek "Soğan zamanı olduğu için Şanlıurfa’dan Kumlu’ya soğan hasat etmeye geldik. Yaklaşık 2 ay burada kalıyoruz. Soğan hasat etmek zor, kadınlar için çok daha zor. Günlük 10 dönüm hasat ediyorum. Bu işi yapıyoruz evde de çamaşır, bulaşık ve evi temizliyoruz. Yani kadınlar için daha zor. Sabah 5’ten gelip akşam 7 gibi gidiyoruz. Günlük yaklaşık 900 TL alıyoruz. Buraya ailecek geliyoruz. Havalar biraz daha ısındığında daha zor oluyor" şeklinde konuştu. 20 yıldır bu işte çalıştığını dile getiren Nusret Karaçil, "Biz Şanlıurfa’dan Kumlu’ya soğan hasadını yapmaya geldik. Bizim için çok zor bir iş yaklaşık 20 yıldır bu işe geliyoruz. Havalar ısındığında baya zorlanıyoruz. 1 ay sonra buradan Bursa’ya gideceğiz. Bursa’dan sonra Eskişehir’e gideceğiz. Aralık ayına kadar dışarıdayız sonra memlekete gidiyoruz. Memlekette 5 ay kalıp bu işe tekrar geliyoruz. Hayatımız artık bu iş oldu. Günlük yevmiye değişiyor, bazen çok az bazen de idare oluyor. Sabit bir yevmiye yok. Soğan hasadı gerçekten meşakkatli bir iş, güneş doğmadan geliyoruz, güneş batana kadar tarlada çalışıyoruz. Kumlu’da en fazla 2 ay kalıyoruz" dedi.