EĞİTİM - 15 Kasım 2019 Cuma 14:27

Türk öğretim görevlisi CERN’de çalışmaya başladı

A
A
A
Türk öğretim görevlisi CERN’de çalışmaya başladı

Uzm. Öğretim Görevlisi Berna Uzun, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’de bazı fizik olaylarının iyi algılanabilmesini sağlayan ve genel amaçlı bir dedektör olan CMS (Compact Muon Solenoid) grubunda teknik çalışmacı ve araştırmacı olarak çalışmalara başladı.

37 ülkeden yaklaşık 2000 fizikçi ve mühendis katılarak 155 enstitünün katkı verdiği CMS grubunda Berna Uzun, çarpışma sırasında CMS dedektörü tarafından dedekte edilen parçacıkların kaydedilmesine ve elde edilen verilerin işlenmesinde görev alacak.

CMS, Büyük Hadron Çarpıştırıcısının ATLAS, CMS, ALICE ve LHCb isimli 4 büyük dedektörten oluşan en önemli parçalarından biri görevini görüyor. Bu dedektörler hızlandırılan parçacıkların çarpışması esnasında oluşan parçacıkların kaydedilmesini sağlayan binlerce elektronik devreye sahip binlerce karmaşık parçalardan oluşan devasa cihazlardır.

CERN birçok alanda gelişme sağlıyor

Temel bilimlerdeki ilerlemelerin yanı sıra teknolojik gelişmelerin de sağlandığı dünyadaki en önemli merkezlerden biri olan CERN hızlandırıcıları sayesinde günümüzde süper iletken teknolojisinin ilerlemesi, temiz enerji kaynaklarının araştırılması, bilgisayar teknolojisi, yeni elementlerin keşfi, tıpta teşhis ve tedavi, malzeme bilimi, bilişim teknolojisi, nükleer tıp ve radyoterapi, nanobilim, lazer fiziği, plazma fiziği, elektronik, telekomünikasyon ve daha birçok alanda gelişmeler sağlanıyor. Bilgisayar iletişimini sağlayan World Wide Web (www) dünyanın farklı yerlerinde çalışan fizikçilerin birbirleriyle daha hızlı ve kolay iletişim kurmaları amacıyla CERN’de geliştirildi. Evren neyden yapılmıştır? Sorusuna bir cevap bulması amacıyla 1954 yılında İsviçre’de 12 ülkeden araştırmacıların katılımı ile kurulan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN), günümüz şartlarında araştırmacılara temel bilimin en üst aşamasında en son teknolojisi oluşturan ve hala geliştirilen deneysel olanaklardan yararlanarak bilgi üretme ve günümüz problemlerine de çözüm olanakları sunuyor.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çevreci kağıtlara yazılan dilekler Akdeniz’le buluştu Orta Asya’dan Balkanlara insanlığın en renkli geleneklerinden Hıdırellez sabahında Antalyalılar, Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlendiği etkinlikle, tarihi Kaleiçi Yat Limanı’ndan teknelerle denize açıldı ve dileklerini Akdeniz’in masmavi sularına bıraktı. Muratpaşa Belediyesi’nin geleneksel Hıdırellez etkinliğine bu yıl 600 kent sakini katıldı. Antalyalılar, belediyenin dağıttığı suda eriyen kağıtlara yazdıkları dileklerini yanlarına alarak teknelere binmek için gün doğmadan tarihi yat limanına geldi. Başkan Uysal’ın eşi Ümran Uysal’la katıldığı etkinlikte saat 05.30’da tekneler Akdeniz’e açıldı. Güneşin yüzünü göstermesiyle birlikte dilekler Akdeniz’e bırakılırken Başkan Uysal, şunları söyledi: “Bütün doğu coğrafyasında, bütün Asya’da Hıdırellez baharın uyanışı, hayatın devri daimini simgeler. Biz bunu geleneksel hale getirdik. Suda eriyen kağıtlarımıza dileklerimizi yazdık, denize bıraktık. Tabii en genel anlamda ülkemiz için şehrimiz için sağlık, huzur, mutluluk, barış diliyoruz.” Emekli hemşire Hülya Sarı, her yıl arkadaşlarıyla birlikte katılmaya özen gösterdiklerini söyledi. Sarı dileklerin yazılması için dağıtılan çevre dostu suda eriyen kağıtlar için de duyarlılığından dolayı belediyeye ayrıca teşekkür etti. Başkan Uysal Hıdırellez etkinliğinin ardından 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın anısına yapılan Üç Fidan Parkı’nı da ziyaret etti.
İzmir 54 dizi ve 11 film yapan Birol Güven: "Hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam" Uluslararası Turan Film Festivali kapsamında düzenlenen söyleşiye katılan Sinema Genel Müdürü Birol Güven, 54 dizi ve 11 film yaptıklarını ifade ederek, "Hiçbirini seyredemiyorum, hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam. Çok böyle gurur duymuyorum onlarla. O dönem yaptığım her şey o dönemin doğrusuydu; ama bugünün doğrusu değil" dedi. Ege Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen Uluslararası Turan Film Festivali, devam ediyor. Programlar kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, genç iletişimcilerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaştı. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin’in moderatörlüğünü üstlendiği söyleşiye; Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan’ın yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonunda öğrencilerle bir araya gelen film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen Birol Güven, sinema ve dizi sektörüyle ilgili deneyimlerini paylaştı, sinemaseverlerin sorularını yanıtladı. Gündelik hayatı yazmayı ve izlemeyi çok sevdiğini dile getiren Sinema Genel Müdürü Güven, bu doğrultuda geçmişi anlatan “Seksenler” ile bugünü anlatan “Çocuklar Duymasın” projelerinin ortaya çıktığını söyledi. Sinema Genel Müdürü Güven, televizyon kanallarının, gelecekte olacaklara yönelik senaryolar istemediğini ifade etti. "Yapay zekayı çok iyi kullanan birisi işimizi elimizden alacak" İnternetle herkesin bilgiye eşit şekilde ulaşabildiğini belirten Sinema Genel Müdürü Güven, “Sizi yapay zeka tarafına çekmek istiyorum. O kadar büyük bir değişim içindeyiz; fakat bu değişimi yakalayabilen yok, bu çok güzel şey, tren kaçmadı; çünkü tren ortada yok. Yapay zeka işimizi elimizden alacak mı? Hayır almayacak; ama yapay zekayı çok iyi kullanan birisi işimizi elimizden alacak. İnsanlar ikiye ayrılacak; yapay zekayı kullananlar, kullanmayanlar. Yapay zeka bizim bundan sonraki bütün yaşamımızı, sizin de mesleğinizi belirleyecek” diye konuştu. "Hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam" Bugüne kadar 54 dizi ve 11 film yaptıklarını kaydeden Sinema Genel Müdürü Güven, “Hiçbirini seyredemiyorum, hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam. Biliyorsunuz İzmirli filozof Heraklitos diyor ki; ’aynı nehirde iki kere yıkanılmaz.’ Bu değişimi anlatıyor arkadaşlar; diyor ki ’nehre bir daha girdiğinizde o nehir artık o nehir değildir’, siz de o siz değilsinizdir. Ben bugünkü aklımla tekrar dünyaya gelmeyi çok isterdim ve bugünkü aklımla onların hiçbirini yapmazdım. Çok böyle gurur duymuyorum onlarla. O dönem yaptığım her şey o dönemin doğrusuydu; ama bugünün doğrusu değil” dedi.
Ordu Uzmanından pazartesi sendromu için tüyolar Pazartesi sendromunun üstesinden gelmede etkili 7 yöntem önerisinde bulunan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Günaydın, “Pazartesi sendromunu yenmek için öncelikle pozitif düşünün, uyku düzeninizi koruyun. Fiziksel aktiviteye zaman ayırın, çeşitli zihinsel sağlık pratikleri uygulayın, plan yapın ve hedefler belirleyin” dedi. Pazartesi günü haftanın ilk iş günü olması ve tatilin bitişi nedeniyle olumsuz bir izlenim uyandırır. Pazartesi sendromu, tıpta bir klinik bir hastalık olarak kabul edilmemekle birlikte, özellikle pazar akşamlarından başlayan üzüntü, isteksizlik, sinirlilik, halsizlik, uyku sorunları, motivasyon kaybı ve genel olarak olumsuz duyguların yaşandığı durumu ifade eder. “Olumsuz duyguları deneyimleyebilirler” İnsanların özellikle hafta sonunu dinlenerek geçirdikten sonra, pazartesi günü işe ya da okula geri dönmek zorunda kaldıklarında olumsuz duyguları deneyimleyebileceğinden bahseden Medical Park Ordu Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Günaydın, pazartesi sendromunun üstesinden gelmenin çeşitli yollarını paylaştı. “Pazartesi sendromu ile mücadelede etkili 7 yöntem” Uzm. Dr. Günaydın, pazartesi sendromunun üstesinden gelmede etkili olacak 7 öneride bulundu: Pozitif düşünün: Pazartesi sendromunu olumsuz bir deneyim olarak değil, yeni bir başlangıç olarak görmeye çalışabilirsiniz. Yeni haftanın size getireceği fırsatları düşünerek pozitif bir bakış açısı geliştirebilirsiniz. Uyku düzenini koru: Hafta sonu bile olsa düzenli uyku alışkanlıklarına dikkat etmeliyiz. Yeterli ve kaliteli uyku, pazartesi sendromunun etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir. Fiziksel aktiviteye zaman ayır: Hafta sonu dinlenirken egzersiz yapmayı ihmal etmemeliyiz. Düzenli egzersiz, ruh halini iyileştirebilir ve stresi azaltabilir. Zihinsel sağlık pratikleri uygula: Meditasyon, derin nefes alma egzersizleri veya yoga gibi zihinsel sağlık teknikleri, stresi azaltabilir ve iç huzurunu artırabilir. Plan yap ve hedefler belirle: Pazartesi gününe hazırlıklı olmak için hafta sonu plan yapılabilir. Yapılacaklar listesi oluşturmak, hedefler belirlemek, güne kolay bir görevle başlamak motivasyonunuzu artırabilir. İş ve kişisel yaşam dengesi kur: Hafta sonları sadece işe odaklanmaktan ziyade kişisel zevklerinize ve hobilerinize de zaman ayırmakta fayda vardır. Bu, ruh halini ve motivasyonu olumlu yönde etkileyebilir. Profesyonel destek: Pazartesi sendromunun nedenleri ve etkileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bu durum devam ediyorsa veya kişinin günlük işlevselliğini etkiliyorsa, alanında uzman bir psikiyatrist veya psikologla görüşmek faydalı olabilir. Profesyonel destek, duygusal ve zihinsel olarak destek sağlayabilir.
Gaziantep İspanya üniversiteleri ile GİBTÜ arasında ikili işbirliği protokolleri imzalandı Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, İspanya Üniversiteleri ile Erasmus İkili İşbirliği Anlaşmaları ve Üniversiteler Arası İşbirliği Protokolleri (MOU) İmzaladı. Yapılan anlaşmalar öğrenci ve akademisyen değişimlerini destekleyerek kültürel alışverişi ve akademik işbirliğini güçlendirmeyi amaçlıyor. Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, uluslararası bir marka olma hedefi kapsamında işbirliklerini güçlendirerek yeni adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda, İspanya’nın önde gelen üniversitelerinden Granada, Sevilla ve Cordoba Üniversiteleri ile Erasmus İkili İşbirliği Anlaşmaları ve Üniversiteler Arası İşbirliği Protokolleri (MOU) imzalandı. Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ni temsilen, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Feridun Bilgin, Prof. Dr. Metin Bedir ve Uluslararası İlişkiler ve Erasmus Koordinatörü Öğr. Gör. Kübra Çınar, Granada Üniversitesi, Sevilla Universitesi ve Cordoba Üniversiteleri ile yakın temasta bulunarak akademik işbirliği anlaşmalarına imza attılar. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Feridun Bilgin ve Prof. Dr. Metin Bedir, bu anlaşmaların, GİBTÜ’nün uluslararası alanda prestijini artırarak akademik mükemmeliyeti teşvik etmesinin yanı sıra öğrencilere ve öğretim üyelerine uluslararası öğrenme ve öğretme deneyimleri sunma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Ayrıca, bu işbirliği anlaşmalarının, disiplinler arası işbirliği ve bilimsel araştırma alanlarında ortaklıkların geliştirilmesine yönelik bir zemin oluşturacağını belirttiler. İspanya’nın en büyük 2. devlet üniversitesi olan ve 15. yüzyılda kurulan Sevilla Üniversitesi, Endülüs İslam döneminin önemli eğitim kurumlarından biridir. Aynı şekilde, 16. yüzyıla dayanan köklü tarihiyle İspanya’nın en eski ve en saygın eğitim kurumlarından biri olan ve Avrupa’nın en büyük kampüslerinden birine sahip olan Granada Üniversitesi ile Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi Cordoba şehrinde bulunan, Endülüs İslam döneminde bilim, felsefe ve tıp alanlarında önemli bir merkez olan Cordoba Üniversitesi ile Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi arasında imzalanan Erasmus İkili İşbirliği Anlaşmaları ve Üniversiteler Arası İşbirliği Protokolleri sayesinde bilimsel ve kültürel alışverişin desteklenmesi hedeflenerek, yapılan bu uluslararası anlaşmalar üniversiteler arasındaki işbirliklerinin önemli bir adımını temsil etmektedir. İmzalanan Erasmus İkili İşbirliği Anlaşmaları ve Üniversiteler Arası İşbirliği Protokolleri (MOU) ile Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, uluslararası alanda işbirliği ağını genişleterek öğrencilerine ve akademik personeline daha zengin bir eğitim ve araştırma ortamı sunmaya devam ediyor.