DÜNYA - 14 Mart 2025 Cuma 10:13 | Son Güncelleme : 14 Mart 2025 Cuma 10:19

Türkiye-Ermenistan Normalleşme Süreci Özel Temsilcisi Rubinyan İHA'ya konuştu

A
A
A

 Türkiye-Ermenistan Normalleşme Süreci Özel Temsilcisi ve Ulusal Meclis Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan, İHA'ya yaptığı özel açıklamada, "Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecindeki ilerleme, şüphesiz Ermenistan-Azerbaycan barış sürecini de olumlu etkileyecektir" dedi.

Ermenistan'ın Türkiye ile ilişkilerini normalleştirme sürecinde son dönemde çeşitli adımlar atılıyor. Ermenistan'ın Türkiye ile ilişkilerini geliştirme yönündeki çabalarına dair önemli açıklamalar yapan Ermenistan yetkilileri, iki ülke arasında bazı somut adımların atıldığını belirtiyor. Ermenistan'ın başkenti Erivan'da bulunan Ermenistan Ulusal Meclisi'nde Türk gazetecileri ağırlayan Türkiye-Ermenistan Normalleşme Süreci Özel Temsilcisi ve Ulusal Meclis Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan, Türkiye-Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması ve Ermenistan'ın kara sınırının açılması da dahil olmak üzere Türkiye ile ilişkilerin tamamen normalleşmesinin beklendiğini ifade etti. İHA'nın sorularını yanıtlayan Rubinyan, Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilme sürecinde son dönemlerde somut adımlara yönelik soruya, "Bazı adımlar hayata geçirildi. Örneğin Erivan ile İstanbul arasındaki uçuşların yeniden başlatılması, ülkelerimiz arasında hava taşımacılığı ticaretinin başlaması gibi. Sınırdaki tarihi askeri köprünün yeniden inşa edilmesi gibi hala üzerinde çalıştığımız bazı anlaşmalar var. Ancak şu ana kadar yaptığımız en önemli anlaşma, Ermenistan tarafından üçüncü ülke vatandaşları ve diplomatik pasaport sahiplerine kara sınırının açılması anlaşması oldu. Bunu gerçekleştirebilmek için yapmamız gereken her şeyi yaptık ve kontrol noktasını tamamen yeniledik. Şimdi Türk tarafının da üzerine düşeni yapıp, üç yıl önce yaptığımız bu anlaşmayı hayata geçirmesini bekliyoruz. Ve bunun gerçekleşeceğini umuyoruz" yanıtını verdi.

"Sınırın açılması Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler için de büyük ekonomik fırsatlar doğuracaktır"

Ermenistan-Türkiye sınırının açılmasıyla kaydedilecek ekonomik gelişmelere değinen Rubinyan, "Sınırın açılması sadece Ermenistan için değil, aynı zamanda Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler için de büyük ekonomik fırsatlar doğuracaktır. Çünkü bence açık bir sınırın kapalı bir sınırdan daha iyi olduğu konusunda bir mutabakat var. Bu kadar basit. Bu, sadece ekonomik anlamda değil, bireyler arası temaslar ve diğer birçok alanda da geçerli. Ve bu şüphesiz Ermenistan, Türkiye ve bölgedeki diğer tüm ülkeler ve ötesi için faydalı olacak" ifadelerini kullandı.

"Türkiye ile normalleşme Ermenistan-Azerbaycan barış sürecini olumlu etkileyecektir"

Rubinyan, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesinin Ermenistan'ın bölgedeki diğer ülkelerle, özellikle de Azerbaycan ile ilişkilerini nasıl etkileyeceğine yönelik soruya ise şu yanıtı verdi:
"Bence bu, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri en olumlu şekilde etkileyecektir. Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi sürecindeki ilerleme, şüphesiz Ermenistan-Azerbaycan barış sürecini de olumlu etkileyecektir."

"Ülkelerimiz arasındaki sınır, ayrılığın bir simgesi olmamalı, işbirliğinin bir simgesi haline gelmelidir"

Türk vatandaşlarına seslenen Ruben Rubinyan, "Bence hem Ermenistan halkı hem de Türk halkı, ülkelerimiz arasındaki normal ilişkileri görmeyi hak ediyor. Ülkelerimiz arasındaki sınır, ayrılığın bir simgesi olmamalı, işbirliğinin bir simgesi haline gelmelidir. Bu, hem Ermenistan'ın hem de Türkiye'nin çıkarına olan bir durumdur. Bu yönde çok çalışıyoruz ve ilerleme görmeyi umuyoruz. Bunun büyük ölçüde Türkiye'nin siyasi iradesine bağlı olduğunu da unutmamalıyız" dedi.

Yaprak Mutlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.
Düzce Avrupa’daki okullar arasında işbirliği DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi’nde "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" atölye çalışması gerçekleştirildi. Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi ile İngilizce Topluluğu iş birliğinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) tarafından desteklenen "ELT Days" projesi kapsamında düzenlenen "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" başlıklı atölye çalışması İstiklal Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. "eTwinning: Fikirden Projeye" başlığıyla düzenlenen programa; Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Osman Dülger, Dr. Öğr. Üyesi Ammar Tekin ile çok sayıda öğrenci katılım sağlarken; programda YEĞİTEK Düzce eTwinning Proje Koordinatörü İngilizce Öğretmeni Elif Fergane ile 15 Temmuz Şehitler Ortaokulu İngilizce Öğretmeni Serdar Karadağ eğitmen olarak yer aldı. Programın ilk bölümünde konuşan Elif Fergane, eTwinning platformunun temel yapısı, amaçları ve sunduğu imkanlar hakkında katılımcılara kapsamlı bilgiler aktardı. eTwinning’in, Avrupa’daki okullar arasında iş birliğini teşvik eden, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Ulusal Destek Servisi tarafından denetlenen güvenli bir çevrim içi öğrenme platformu olduğunu ifade eden Elif Fergane, proje tabanlı öğrenme yaklaşımıyla öğretmen ve öğrencilerin aktif etkileşim içinde üretim yapabildiğini ifade etti. Başarılı bir eTwinning projesinin; pedagojik yaklaşım, iş birliği, dijital araçların etkili kullanımı üzerine inşa edildiğini belirten Fergane, bu süreçlerin öğrencilerin dijital yetkinlik, kültürler arası farkındalık ve girişimcilik gibi temel beceriler kazanmasına katkı sunduğunu dile getirerek eTwinning proje yazım sürecini uygulamalı olarak katılımcılara anlattı. Programın ikinci konuşmacısı Serdar Karadağ ise, öğretmenlik kariyerine dair deneyimlerini paylaşarak, kendi öğrencileriyle birlikte hayata geçirdiği "Friends Forever" isimli eTwinning projesini anlattı. Proje sürecinde farklı ülkelerden öğrencilerle yürütülen iş birlikleri, gerçekleştirilen etkinlikler ve elde edilen kazanımlar hakkında bilgiler veren Karadağ, öğrencilerinin proje sürecinde hem akademik hem de sosyal becerilerinin geliştiğini vurguladı. Program, plaket takdimi ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.