GÜNDEM - 08 Nisan 2023 Cumartesi 10:20

Türkiye için çok önemli bir mantar koleksiyonu: 25 yılda doğadan toplandı

A
A
A
Türkiye için çok önemli bir mantar koleksiyonu: 25 yılda doğadan toplandı

Türkiye için çok önemli olan, 25 yılda doğadan toplanan, 1000 çeşit bulunan ve bu büyüklükte Türkiye’de tek olan mantar koleksiyonunun 'sonsuza kadar' saklanabilmesi için 'sıvı azot sistemi'ne ihtiyaç olduğu bildirildi.

Bitki hastalık ve zararlılarının biyolojik mücadelesinden, kanser araştırmalarında, ilaç sanayisinden tarıma kadar birçok alanda kullanılan bazı mantar kültürlerini Türkiye'de bulamayanlar yurt dışından tek bir tür için bile bin dolar gibi bir para ödeyerek getiriyor. Türkiye için önemli bir mantar koleksiyonuna sahip olduklarını söyleyen Prof. Dr. Berna Tunalı, "25 yılda yaklaşık bin kadar mantar türünü doğadaki bitkilerden izole ettik. Araştırmacılara bu fungusları verebiliyoruz. Ancak bu hizmeti yürütebilmemiz için sıvı azotta saklayabileceğimiz bir alt yapı olması gerekmektedir. Sıvı azotun soğukluğu yaklaşık eksi 196 derecedir ve mantarlar sonsuza yakın bir süre sıvı azotta saklanabilir" dedi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berna Tunalı ve öğrencileri Mikoloji Laboratuvarında yaptıkları çalışmalarla bilime ışık tutuyor. 25 yılda doğadaki bitkilerden bin bir zorlukla topladıkları mantarları izole eden, sonrasında bu mantarları bir koleksiyon haline getiren Bitki Koruma Bölümü, yaklaşık bin adet teşhisli mantarı bünyesinde bulunduruyor.

Türkiye için çok önemli bir mantar koleksiyonu: 25 yılda doğadan toplandı

"Türkiye’de böyle bir koleksiyonu yapan kuruluş yok"

Koleksiyon hakkında bilgi veren Prof. Dr. Berna Tunalı, "Mantar koleksiyonumuzu çok uzun yıllardır yapıyoruz. Hatta ben Ankara Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsünde çalışırken bu koleksiyonu yapmaya başladım. Yaklaşık 25 yıldır koleksiyonu yapmaya çalışıyorum. Bu koleksiyonu yapmak kolay bir iş değil ve Türkiye’de böyle bir koleksiyonu yapan kuruluş aslında yok diyebilirim. Çok az sayıda farklı cinslerin saklandığı kurumlar var ancak bizimki oldukça geniş bir koleksiyondur. Mikroorganizmaların koleksiyonunu yapma işi çok önemli olup ülkemizde bir fungus koleksiyon merkezi oluşturması da gereklidir. Biz kısıtlı şartlar içerisinde kendi laboratuvarımızla, kendi imkanlarımızla yapmaya çalışıyoruz. Bir kere koleksiyon yapmak için doğadan bitkileri toplamak gerekiyor. Gerek tarladan gerek bahçeden bitkileri, hatta toprakları laboratuvarımıza getirerek mantarlarımızı izole ediyoruz. İzole ettikten sonra onları geliştiriyoruz ve teşhislerini yapıyoruz. Teşhis yaparken de morfolojik teşhis ile başlıyoruz. Ondan sonra moleküler teşhislerini yapıyoruz. Koleksiyonumuza aldığımız fungusların çoğunu tür düzeyine kadar teşhis etmiş oluyoruz. Artık onlar bizim için koleksiyonun bir materyali oluyor. Bizden bu koleksiyon materyalini almak isteyen kişilere tamamen doğru tür teşhisi yapılmış ve iyi şartlarda saklanmış fungusu vermeye çalışıyoruz. Bu koleksiyon içerisindeki kültürleri çok değişik üniversitelere, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine tezlerinde kullanmaları amacıyla verdiğimiz için çok mutlu oluyorum. Çünkü bunları elde etmeleri gerçekten çok zordur. Elde ettikten sonra teşhis etmeleri de çok zordur. Teşhis edebilecek insan sayısı da çok fazla değildir" diye konuştu.

"Yurt dışında çok büyük paralar ödeniyor"

Eğer bir araştırmacı fungus koleksiyonlarındaki herhangi bir türü yurt dışından almak isterse çok büyük paralar ödendiğini belirten Prof. Dr. Berna Tunalı, "Başka bölümden bir arkadaşımız 3 fungus kültürü satın aldı ve bunlara 4 bin dolar gibi bir ücret ödedi. Bir diğer konuda yurt dışından getirdiğimiz bu materyal ülkemizde olmayan bir hastalık etmeninin farklı bir ırkı ise karantina koşullarında çalışılmadığı takdirde gelişigüzel etrafa yayılabilir. Maalesef bizim karantina tedbirleri uygulanan tarzda laboratuvarlarımız yok. Bu yüzden bunları kullandıktan sonra bir şekilde doğaya karışma riski ile karşı karşıya kalıyoruz. Bizim kendi koleksiyonumuzun olması ve bu koleksiyonlardaki materyallerle araştırıcıların bu çalışmaları yürütmesi daha uygun olacaktır" şeklinde konuştu.

"Sıvı azotla saklayabileceğimiz bir alt yapı olması gerekiyor"

Mantarların eksi 85 derecede derin dondurucuda bile 10-15 yılda öldüğü, sıvı azot sistemi olması halinde sonsuz bir şekilde mantarları saklayabileceklerini belirten Dr. Berna Tunalı, şu bilgileri verdi:
"Yalnızca fakülteler, araştırma enstitüleri değil ilaç firmalarının da bu funguslara ihtiyaçları oluyor. Biz onlara da bu fungusları verebiliyoruz. Dolayısıyla aslında bu bir hizmettir. Ancak bu hizmeti yürütebilmemiz için burada laborantlarımızın, çalışanlarımızın olması, bir de bunları sıvı azotla saklayabileceğimiz bir alt yapı olması gerekmektedir. Sıvı azotun soğukluğu yaklaşık eksi 196 derecedir. Sıvı azotta saklayacak olursak fungusların 132 bin yıl ömrü olduğu söylenmektedir. Tabii, bunu tahminle söylemişler aslında sonsuz diyebiliriz. İnşallah koleksiyonumuz daha fazla gelişir, gerek Tarım ve Orman Bakanlığı olsun gerekse üniversitelerimiz olsun bu çalışmalara katkı sunar. 25 yıl gibi bir sürede bu koleksiyonumuzu topladık. Ancak bu materyaller eksi 85 derece gibi bir derin dondurucuda saklandığında, tekrar dışarı çıkartılması, 6 ayda bir incelenmesi gerekiyor. Bir de biyolojik mücadelede kullandığımız faydalı olan funguslar da vardır. Mesela bizim üzerinde çalıştığımız fungusların bir kısmı tıp alanında da kullanılıyor. Koleksiyonlardaki bazı funguslar ileri ülkelerde olduğu gibi kanser araştırmalarında da kullanılabilir. Örneğin ABD’de kanser araştırma merkezleri de bu fungusları koleksiyon yapıyorlar. Oradan kanser tedavisinde kullanılmak üzere fungusların oluşturduğu bazı metabolitlerin üzerinde çalışıyorlar ve daha sonra kanser tedavisinde kullanılmak üzere bazı ilaçları elde ediyorlar. Yani funguslar sadece zarar yönüyle değil bu tür faydalı yönleri ile de ele alınıyor. Onun dışında sanayide, etil alkol yapımında, penisilin gibi antibiyotiklerin üretiminde pek çok konuda funguslar kullanılabiliyor. Bu saydıklarımız da koleksiyonun önemini sanırım ortaya koymaktadır.”

Kullanım alanları

Bitki Koruma Bölümü doktora öğrencisi Bayram Kansu ise mantarların kullanım alanları ile ilgili şunları söyledi:

"Çoğunlukla zaten çiftçiler bitkiler üzerindeki hastalıklarını bazılarını tanıyorlar. Ama biz daha çok mikroskobik düzeyde hangi fungusun orada hastalık oluşturduğunu, hangisinin etkili olduğunu teşhis ettikten sonra onlara buna uygun çözümlerin ne olabileceği bildiriyoruz. Ayrıca biyolojik mücadele aracı olarak kullanabileceğimiz alternatiflerimiz varsa öncelikle onları da belirliyoruz. Teşhis ettikten sonra uygun saklama koşullarında fungusları saklıyoruz. Çalışmalarımızı doğrudan arazide yapmıyoruz. Biz daha çok kontrollü koşullarda bilimsel aşamalarımızı iklim odasında ya da sera koşullarında yürütüyoruz. Çünkü bunları doğaya gidip de bulaştırdığınızda sizin çalışma alanınızı bulaştırıyorsunuz ama diğer taraftan da çiftçinin arazisini de bulaştırmış oluyorsunuz. O nedenle biraz riskli bir durumdur. Daha kontrollü, daha muhafaza edilmiş izole alanlarda biz bu çalışmaları yürütüyoruz. Bu çalışmalarda kullanılan fungusların ve hastalandırdığımız bitkilerin tabii daha sonrasında imha edilmesi gerekiyor. Doğada bunları başıboş bırakırsak bir taraftan izole edip hastalık etmenini belirleyelim çiftçiye fayda sağlayalım derken öbür taraftan da kendi elimizle doğaya bu hastalıkları bulaştırmış oluruz. O nedenle çalışmalarımız da dikkatli ve tedbirli olmamız gerekiyor. Bu durumlara karşı da iyi yetişmiş elemanlara ihtiyaç olduğunu söyleyebiliriz."

Furkan Abrek Ünal
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul GSYİAD Yılın Sporcusu ödül töreni yapıldı Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GSYİAD) tarafından her yıl gerçekleşen ’Galatasaray’da Yılın Sporcusu’ ödül töreni yapıldı. Erkekler kategorisinde futbol takımından Dries Mertens ile Barış Alper Yılmaz, kadınlar kategorisinde de voleybol takımından İlkin Aydın ödüle layık görüldü. Futbol Takımı Kaptanı Fernando Muslera’ya da onur ödülü verildi. Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği tarafından gelenekselleşen ’Galatasaray’da Yılın Sporcusu’ ödül töreni, Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park’ta bulunan Özhan Canaydın Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Sportif AŞ Başkan Vekili Erden Timur, yönetim kurulu üyeleri, GSYİAD Başkanı İbrahim Hatipoğlu ve dernek üyeleri, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Fernando Muslera, Barış Alper Yılmaz, Dries Mertens ve İlkin Aydın katıldı. Erkek kategorisinde futbol takımından Barış Alper Yılmaz ile Dries Mertens, kadınlar kategorisinde de voleybol takımından İlkin Aydın ödüle layık görüldü. Galatasaray Futbol Takımı Kaptanı Fernando Muslera’ya da onur ödülü verildi. İbrahim Hatipoğlu: "Övündüğümüz ve onur duyduğumuz bir aktivitemiz" Törende ilk sözü alan GSYİAD Başkanı İbrahim Hatipoğlu, yılın sporcusu ödülünü uzun yıllardır devam ettirdiklerini belirterek, "Son derece övündüğümüz ve onur duyduğumuz bir aktivitemiz. Ne mutlu ki Galatasaraylıyız. Seçimlerimiz yaparken son yıllarda zorlanıyoruz. Üyelerimizle birlikte güzel bu güzel performanslardan etkilenerek içlerinden birilerini bu ödüle layık görmek için seçmeye çalıştık. 2 yıldır iki kategoride yapmaya başladık. Galatasaray Futbol A Takımı son iki yıldır tüm Galatasaraylıların göğsünü kabartan performansını hepimiz alkışlayarak izledik. Okan Buruk hocamıza da ayrı bir teşekkür etmek istiyorum. Dursun Özbek, Erden Timur, Metin Öztürk, tüm yönetim kuruluna, tüm teknik ekibe, tüm oyuncularımıza bizi başı dik yürüttüğü için teşekkür ediyoruz. Onlarla gurur duyuyoruz" diye konuştu. Dursun Özbek: "Futbolda hep saha içinde kalmaya çalıştık, bu duruşumuz devam edecek" GSYİAD’ın Galatasaray’ın önemli bir kurulu olduğunu ifade eden Dursun Özbek, "Her zaman Galatasaray’ın yanında olmuş her zaman Galatasaray’ın dertleriyle dertlenmiş bir kurum. Yaptıkları bu aktiviteler de Galatasaray’ın birlik ve beraberliğine katkı veren aktiviteler. Her sene sportif manada başarılı olan sporcularımıza ödüllere veriyorlar. Bunlar camialar için çok önemli. Onun için GSYİAD’a bu organizasyon için, bugüne kadar Galatasaray’a yaptıkları için teşekkür ediyorum. Galatasaray’ın başarısı demek Galatasaray için formasını terleten sporcularımızın emeğinin ne kadar yüksek olduğunu anlamak demek. Galatasaray başarılıysa büyük pay oyuncuların ve teknik heyetin. Yönetimler de bu sevgiye yol açmak için elinden geleni yapmak zorundadır. Yaklaşık 2 seneyi bulan bir yönetim kuruluyuz. 25 Mayıs’ta seçimimiz var. Yeni bir yönetim iş başında olacak. Bugüne kadar oyuncularımızın önünü açmak için her şeyi yaptığımızı düşünüyorum. Büyük bir teşekkürü de amatör sporcularımıza teşekkür ederim. Çok zor bir sezonu sonlandırmak üzereyiz. Yaklaşık 1 ayımız var. Bazı gruplarda bazı spor dallarında ligler bitti. En önemlisi şimdi futbol. Futbolda hep saha içinde kalmaya çalıştık. Bu duruşumuz aynen devam edecek. GSYİAD ve yönetimine teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Okan Buruk: "İnşallah tekrar bir şampiyonluğu bu statta hep beraber kutlarız" Okan Buruk da, Galatasaray’ın bütün sporcularının değerli olduğunu söyleyerek, "Biz hafta sonu sahada konuşacağız ama burada birkaç kelime etmek isterim tabii. Galatasaray’ın bütün sporlarında bütün oyuncular değerli. Galatasaray formasıyla önemli bir başarı sergiliyorlar. GSYİAD’a teşekkür ederim. Hepimiz için çok önemli, değerli bir forma. Bence Galatasaray’ın her ferdinin bir ödül alması gerekiyor. Saha içi, saha dışında Galatasaray için her kim ne yapıyorsa bunun karşılığını manevi olarak alıyor. Hepsi bu ödüle layık. Bu stadı dolduran herkes aynı şekilde ödüle layık. İnşallah tekrar bir şampiyonluğu bu statta hep beraber kutlarız" ifadelerini kullandı. Yaptıkları işlerin ödüllendirilmesinin kendilerini mutlu ettiğini vurgulayan Fernando Muslera, "Benim ve ailemin bu kulübün zengin tarihinin bir parçası olmak çok gurur verici. 500 maç, 17 şampiyonluk olacak inşallah. Burada 14 yılımı verdim, birçok rekor kırdım. Bunlar tabii beklenmedikti ama çok da mutluluk vericiydi" dedi. İlkin Aydın: "Umarım uzun yıllar boyunca başarılarla dolu, güzel anılar biriktiririm" Kendisinin ilk bireysel ödülü aldığını açıklayan İlkin Aydın, "Umarım kulübümle beraber geçireceğim uzun yıllar boyunca başarılarla dolu, güzel anılar biriktiririm. Kaptanı örnek alarak umarım ben de bir gün onur ödülüne layık görülürüm. Beni bu ödüle layık gördüğünüz için teşekkür ederim" değerlendirmesinde bulundu. Barış Alper Yılmaz: "Biz bir takımız, bu ödülü takım için alıyorum" Çok özel duygular yaşadığını belirten Barış Alper Yılmaz, "Bu stadyumda oynamak ve kupa almaktan dolayı çok mutlu oluyorum. Beni layık gördüğünüz için teşekkür ediyorum. Biz bir takımız. Bu ödülü takım için alıyorum. Hepinize teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Dries Mertens’e doğum günü sürprizi Dries Mertens ise ödül için teşekkür ederek, "Ben ve ailem burada çok mutluyuz. Aslında 1 sene için gelmiştim, 2. senemi tamamladım ve kalıp, kalmayacağımı da bilmiyorum. Bana burada evimde gibi hissettirdiniz" diye konuştu. Ödül töreninde ayrıca 6 Mayıs’ta doğum günü olan Mertens için sürpriz doğum günü kutlaması yapıldı ve pasta kesildi. Ödül töreni toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Denizli Pamukkale Belediyesi 1. taksit ödemeleri için uyardı Pamukkale Belediyesi’nde, Emlak, Çevre-Temizlik ve İlan-Reklam Vergisi birinci taksit ödemeleri başladı. Pamukkale Belediyesi’nden yapılan açıklamada, Emlak, Çevre-Temizlik ve İlan-Reklam Vergisi birinci taksit ödemelerinin başladığı bildirildi. Son ödeme tarihinin ise 31 Mayıs 2024 günü olduğunu açıklandı. Pamukkale halkının vergi dönemlerinde, sıkıntı yaşamamaları adına her türlü ödeme kolaylığı sunan Pamukkale Belediyesi, vatandaşların Emlak, Çevre-Temizlik ve İlan-Reklam Vergisi 1.taksit ödemelerinde geç kalmamaları için hatırlatmada bulundu. Açıklamada, “Vergi mükellefi olan vatandaşlarımız için Emlak, Çevre-Temizlik ve İlan-Reklam Vergisi 1.taksit ödemeleri başladı. Ödemeler, hafta içi mesai saatleri içinde, YSE kavşağındaki belediye ana binasında yer alan veznelerin yanı sıra ilçe halkımızın kolay ulaşımla ödemelerini yapabilmesi için Atatürk Caddesi’nde, Deliktaş ek hizmet binasında, Aktepe Sosyal Tesisleri’nde ve Tapu Müdürlüğü’nde bulunan veznelerden yapılabiliyor. Belediye veznelerinden nakit olarak ya da Paraf Karta 3 taksit imkânıyla da ödemelerde kolaylık sağlanırken; Posta Kurumu ve Halkbank Şube ve ATM’lerinden ve www.pamukkale.bel.tr web sitesi e-belediye uygulamasından mükellef sicil numarası veya T.C. numarasıyla vatandaşlarımız kolaylıkla ödemelerini gerçekleştirebilirler” denildi.
Sinop Sinop’ta kayıp sulama boruları bulundu: Özel İdare kesmiş, komşu köy kaldırmış Sinop’ta ortadan kaybolan tarımsal sulama borularını Özel İdarenin kestiği, komşu köyün de kaldırdığı ortaya çıktı. Sinop’un Merkez ilçesine bağlı Çobanlar köyü Muhsinli Göleti’nden, Kılıçlı köyü ovasına giden yaklaşık 200 metrelik metal sulama boruları yerlerinden sökülerek kaldırılmıştı. Mertoğlu Köyü Muhtarı Mustafa Ünal, su borularının ortadan kaldırıldığını ve nerede olduğunu bilmediklerini söylemişti. Sinop Özel İdaresi de konuyla ilgili inceleme başlatmıştı. Yapılan ilk incelemede boruları Özel İdare ekiplerinin kestiği, komşu köylülerin de ormanlık alana taşıdığı belirlendi. “Özel İdare kesti, biz adlık” Çobanlar Köyü Muhtarı Ali Apaydın, boruları Sinop Özel İdare ekiplerinin gelip keserek söktüğünü, kendilerinin de kaldırdığını belirterek, “Borular kayboldu diye bir şey yok. Köprümüzü tehlikeye soktuğundan ve önüne ağaçlar geldiğinden dolayı boruları biz aldık. Ağaçlar da buna engel oluyordu ve çay yatağının farklı yerlere taşmasına sebep oluyordu. Boruları biz adlık. Köyün ormanlık alanına koyduk. Borular burada ve bu konudan Özel İdarenin haberi var. Zaten Özel İdarenin ekipleri kaynak makinesiyle gelip boruları kestiler. Borular köyün emanetinde. Borularda kaybolma gibi bir durum söz konusu değil. Bu borular 7 yıldır zaten hiç kullanılmıyor. Bu boruları besleyen kanallar da lağvoldu zaten, yani kullanılmıyor. Keşke imkanlarımız olsa da o kanallar yapılsa, gerek Kılıçlı köyü, gerek Çobanlar köyü bu hizmetlerden daha iyi yararlansa. Zaten 7 yıldır kullanılmayan atıl durumdaki boruları köprüyü tehlikeye atmasın diye aldık” diye konuştu. Ayrıca, Muhsinli Göleti’nin doluluğu hakkında bilgi veren Apaydın, “Muhsinli Göletimiz dolu. Yıllar önce gölette patlak vardı. Ortasında kara gözüküyordu. Onu da biz yaptırdık. Şu anda barajımız dolu. Fakat kanallarımız çok kötü durumda. Keşke, devletimizin imkanı olsa da kanallar Muhsinli Göleti’nden buraya kadar tekrar yenilense” şeklinde konuştu. Sinop Özel İdaresinin de konuyla ilgili idari soruşturma başlattığı öğrenildi.