EKONOMİ - 24 Ocak 2018 Çarşamba 14:11

Türkiye nakdi unutuyor

A
A
A
Türkiye nakdi unutuyor

2017 yılında ilk defa banka kartlarıyla yapılan alışveriş adedi, nakit çekim adedini geride bıraktı.

Bankaların ortak platformu Bankalararası Kart Merkezi (BKM), Türkiye’nin 2017 yılına ait kartlı ödeme verilerini açıkladı. 2017 yılında ilk defa banka kartlarıyla yapılan alışveriş adedi nakit çekim adedini geride bıraktı. Artık her 3 kartlı ödemeden 1’inde kullanılan banka kartları, nakit çekimde değil ödemelerde hayatın parçası oldu. İnternetten yapılan kartlı ödemeler yüzde 45 artışla son 5 yılın en büyük büyümesini gösterdi. Ödemelerde dijital dönüşümün öncülüğünü üstleneceklerini belirten BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, Türkiye’deki ödemeler ekosisteminin gücünü vurguladı.

BKM, Türkiye’de kartlı ödemeler ve nakitsiz ödemeler toplumu hedefine yönelik çalışmalar konusunda 2017 yılında yaşanan gelişmeleri, yapılan basın toplantısında değerlendirdi. Değerlendirme toplantısında BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, “BKM verilerine göre 2017 yılında kredi kartı sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 6 artarak 62 milyon 400 bine ulaştı. Bireysel kredi kartı sahibi kişi sayısı ise 2016 yılında 22 milyon 800 bin iken 2017 yılında 24 milyon 500 bine yükseldi. 2016 yılında 117 milyon olan banka kartı adediyse, yüzde 12 artışla 131 milyon 600 bine çıktı” dedi.

Kredi kartı ile ödeme tutarının 2017 yılında yüzde 13 büyüyerek 606 milyar TL’ye, banka kartı ile ödeme tutarının ise yüzde 41 büyüyerek 71 milyar TL’ye ulaştığını belirten Canko, toplam kartlı ödeme tutarının yüzde 15 büyüme ile 677 milyar TL olarak gerçekleştiğini belirtti.

“NAKİTSİZ ÖDEMELER TOPLUMU OLMA HEDEFİNDE TEMPOYU ARTIRDIK”

Kartlı ödemelerde banka kartı kullanımında tüketici alışkanlıklarının değiştiğine vurgu yapan Dr. Soner Canko, “2017 yılında banka kartıyla ödemeler, banka kartıyla nakit çekim işlemlerini geçti. Finansal okuryazarlık oranının da yükselmesiyle beraber Türkiye’nin 2023 yılında nakitsiz ödemeler toplumu olma hedefinde tempoyu arttırdığını görüyoruz. Bugün her 3 kartlı ödemeden 1’i banka kartıyla yapılırken banka kartıyla yapılan alışveriş oranı, banka kartıyla yapılan nakit çekim oranını geride bıraktı. 2017’de banka kartıyla yapılan alışveriş oranı yüzde 53’e çıkarken banka kartıyla yapılan nakit çekim oranı ise yüzde 47 seviyesine geriledi.”

DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN ETKİSİYLE İNTERNETTEN YAPILAN KARTLI ÖDEMELER YÜZDE 45 ARTTI

İnternetten yapılan kartlı ödemelere de değinen Dr. Soner Canko, “2017 yılında internetten yapılan kartlı ödemeler de artışını sürdürdü. 2016 yılında 68 milyar 400 milyon TL olarak gerçekleşen online ödemeler, 2017 yılında son 5 yılın en büyük büyümesini göstererek yüzde 45 arttı ve 99 milyar 100 milyon TL’ye yükseldi. Genç nüfusun artışı ve dijital dönüşümün etkisiyle internetten yapılan kartlı ödemenin toplam içindeki payı ise yüzde 14’ü geçti. Ayrıca 2017 yılında her 5 kredi kartından 2’sinin internet alışverişlerinde kullanıldığını görüyoruz” dedi.

TEMASSIZ ÖDEMELER YÜKSELİŞTE

2016 yılında 31 milyon adet olan temassız özellikli kart sayısının, 2017 yılında yüzde 36 artarak 42 milyon adede yükseldiğini ifade eden Dr. Soner Canko 2017 yılında ülkemizdeki temassız özellikli terminal adedinin 879 bin adede yükseldiğini belirtti. Temassız özellikli terminal adedinin toplam terminal adedi içindeki payının ise yüzde 37 olduğunu söyleyen Canko, sözlerine şöyle devam etti. “2014 yılında temassız özellikli terminal adedi sadece 97 bin adetti. Şimdi bu rakam 879 bin adede yükseldi. Yani 2014’ten bugüne temassız kabul noktasının 9 kat arttığını söyleyebiliriz. Bugün her 3 kart kabul noktasından 1’i temassızı destekliyor durumda.”

Kullanıcıların güvenle daha yüksek tutarlı işlemlerde de temassız ödeme yaptığının altını çizen Canko, temassız işlemlerin 2016 yılında 45 milyon adet gerçekleşirken, 2017 yılında bu rakamın yüzde 96 artarak 88 milyon adet olduğunu ifade etti. Temassız kartlarla yapılan ortalama işlem tutarının ise 2014’te 11 TL iken 2017’de 2,5 katına çıkarak 26 TL’ye yükseldiği görülüyor.

2017’DE EN FAZLA ARTIŞ GÖRÜLEN SEKTÖRLERDE HAVAYOLLARI, SEYAHAT VE KONAKLAMA ÖNE ÇIKTI

2017 yılında en fazla kartlı ödeme artışı görülen sektörlere ilişkin bilgi veren Dr. Soner Canko, “2017 yılında havayolları sektörü kartlı ödemelerde en fazla artışı gösteren sektör oldu. Havayolları sektöründe kartlı ödemeler geçen yıl yüzde 32 artarak 14 milyar 300 milyon TL’ye ulaşırken, bu sektörü yüzde 27’lik artış ve 28 milyar 400 milyon TL’lik kartlı ödeme tutarı ile yemek sektörü, yüzde 23’lük artış ve 19 milyar 100 milyon TL’lik kartlı ödeme tutarıyla seyahat acenteleri, yüzde 22’lik artış ve 13 milyar 700 milyon TL’lik kartlı ödeme tutarıyla konaklama ile yüzde 18’lik artış ve 20 milyar 700 milyon TL’lik kartlı ödeme tutarıyla kamu/vergi sektörleri izledi.”

“KAMUDA DAHA ÇOK KART KABULÜ İSTİYORUZ”

2017 yılında kamu/vergi sektörlerinde 20 milyar 700 milyon TL’lik kartlı ödeme yapıldığına dikkat çeken Canko, “Vatandaş, kamu kuruluşlarında kartlı ödeme imkanının yaygınlaşmasını istiyor. Bizim de bunu mümkün kılmamız lazım. Kamuda daha çok kart kabulü istiyoruz” dedi.

En fazla kartlı ödeme yapılan sektörlere ilişkin de bilgi veren Canko, en fazla kartlı ödeme yapılan sektörün 128 milyar 100 milyon TL ile market ve AVM’ler olduğunu, bunu da 61 milyar 400 milyon TL ile akaryakıt ve 55 milyar 600 milyon TL ile giyim sektörlerinin takip ettiğini belirtti.

“NAKİTSİZ ÖDEMELER TOPLUMU OLMA HEDEFİNDE YOLUMUZA HIZLA DEVAM EDİYORUZ”

Dr. Soner Canko, 2017 yılı ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Bankalararası Kart Merkezi olarak yalnızca bankalar arasındaki işlemleri takip eden bir kurum olmaktan çıkarak, ödemeler ekosistemine, güvenli ve hızlı çözümler üreten teknoloji odaklı bir kuruma dönüştük. Girişimciliğe verdiğimiz önem, teknolojiye yaptığımız yatırımlarla Türkiye’nin ödeme sistemlerindeki oyun kurucusu ve inovasyon merkezi konumumuzu sürdürdük ve ortak bir hedefe kanalize olduk. Biz bu hedefi ‘Nakitsiz Ödemeler Toplumu’ olarak tanımlıyoruz. Nakitsiz ödemeler toplumu olma hedefinde yolumuza hızla devam ediyoruz. Bu yolda amacımız nakitsiz ödemelerde geleceğin deneyimini yaşatmak ve ödemeleri kolaylaştıran güvenli çözümler ile Türkiye’ye değer katmak.”

Ali Canberk Özbuğutu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber. Bu yıl 15.’si düzenlenen dünyanın ilk uluslararası Cami Yapı Ekipmanları fuarı dün kapılarını ziyaretçilerine açtı. Yerli ve yabancı çok sayıda katılımcının yer aldığı fuar da en çok ilgiyi ise depremde minare yıkılmalarının önüne geçecek olan çelik konstrüksiyon ve fiber kaplamalı minare görüyor. Türkiye’de yaşanan 6 Şubat depremlerinin ardından 11 ilde birçok cami yıkıldı veya hasar aldı. Bunların birçoğunda minarelerin yıkılması ve camilere hasar vermesi sonucunda gerçekleşti. Ortalama 30 metre yüksekliğinde yapılan betonarme minarelerin ağırlığı takriben 150 ton civarında oluyor. Bu da yıkıldığı esnada hem camilere hem de yakının da bulunan ev ve insanlara zarar veriyor. Konu üzerine araştırma yapan bir firma minare yapımında artık çelik konstrüksiyon üzerine fiberglass kaplama tekniğini kullanıyor. Hem bu şekilde minarelerin muhtemel bir deprem anında yıkılmasının önüne geçiliyor hem de minare ağırlığını 150 tondan 8 tona indiriyor. Konuyla ilgili açıklama yapan firmanın yetkilisi Salih Karadağ, “Biz yaklaşık 20 yıldır betonarme minare yapmaktayız. Son 2 yıldır beton görünümlü fiberglas sistemine geçtik. Depreme daha dayanıklı içinde ki çelik konstrüksiyonun dışında ki görseline varıncaya kadar bu sistemde devam etmekteyiz. Bu sistemin depreme dayanıklı olduğunu belirledik. Betonarme minare ve fiber minare arasında ki en büyük fark ikisi arasında ki ağırlık farkıdır. 30 metre yüksekliğinde bir minarenin ortalama ağırlığı 150 ton civarındayken fiber minare de bu ağırlık 8 ton civarında. Deprem de betonarme minarelerin yıkılmasıyla birlikte camiler yıkıldı veya bu minarelerin üzerlerine düşmesi sonucu insanlarımız da hayatını kaybetmişti. Fiber minaremiz de ise bu olay ortadan kalkmış oluyor. Minarelerimiz çelik olduğu için depremde yıkılmaz en kötü senaryoda üzerine bir şey dahi düşse yıkılmak yerine demiri eğilir. Aynı minare betonarme olarak yıkıldığında 150 ton ile yerde şiddetinde bir deprem etkisi oluştururken bunun kendi ağırlığı 8 ton olduğu için bir sıkıntı oluşturmayacak” açıklamasında bulundu. Hat sanatını ecdadımızın bıraktığı yerden devam ediyor Fuar’da ayrıca hat sanatı noktasında da sergilenen ürünler özellikle yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Hat sanatının camilerin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirten Müslüm Korkutata, “Hat sanatı camilerimizin vazgeçilmez unsuru ecdadımızın bıraktığı yerden bunu geliştirmeye devam ediyoruz. Bu kulvarda çok iyi sanatkarlar yetiştirdi ülkemiz. Hem ülke için de hem de ülke dışında bu konuda çok iddialı durumdayız. Medeniyet eski dönemler de camilerin mabetlerin ekseninde gelişiyordu. Osmanlı İslam’ın uzun süre sancaklığını yaptı bayrağını taşıdı. Camilerimiz bu işin sembolü halindeydi. Günümüzde de camilerimiz aynı fonksiyonda roller üstlenmiş durumda” dedi.
Erzurum Rektör Çomaklı, araştırma üniversiteleri destek programına katıldı Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi Kültür Merkezinde, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın katılımıyla düzenlenen Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP) değerlendirme toplantısına katıldı. Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) 2021’de belirlediği Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programının 23 üniversiteyle başarıyla yürütüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Özvar, program kapsamındaki üniversitelerin performanslarının kurul bünyesinde oluşturulan İzleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından yıllık olarak takip edildiğini hatırlatarak sıralamaların her yıl kasım itibarıyla kamuoyu ile paylaşıldığını dile getirdi. Araştırma üniversiteleri arasında yaşanan tatlı rekabetin uluslararası üniversite derecelendirme kuruluşları tarafından her yıl yayınlanan dünya üniversite sıralamalarına, özellikle son 2 yılda olumlu biçimde yansıdığını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Özvar, bunun için emeği geçenlere teşekkür etti. 12. Kalkınma Planında yer alan yükseköğretimle ilgili hedeflerden birisinin de Dünya Akademik Başarı Sıralamalarında ilk 500’de yer alan üniversite sayısını 2028’de 10’a çıkarmak olduğunu söyleyen Özvar: "Ben inanıyorum ki araştırma üniversitelerimizin tamamı, fiziksel altyapıları ve sahip oldukları akademik insan kaynağı ile önümüzdeki 5 yılda ilk 500 içerisinde yer alma potansiyeline sahiptirler. Son yıllarda artan uluslararası öğrenci hareketliliğinde bu tür değerlendirmelerin fevkalade önemli olduğunu görüyoruz" dedi. Başkan Özvar: "Destek Programı Uygulamasına Israrla Devam Edeceğiz" ADEP kapsamında üniversitelere 2024’te 400 milyon lira ödenek tahsis edildiğini belirten Özvar, üniversitelerin kendi kaynaklarından aktaracakları rakamlarla 327 projeye, 503,9 milyon lira bütçe aktarımı yapılacağını belirtti. Yükseköğretim Kurulu olarak kalite odaklı anlayışı temel misyon edindiklerini ve bu amaçla araştırma üniversitelerine yönelik destek programlarının uygulanmasına ısrarla devam edeceklerinin vurgulayan Özvar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüm üniversitelerimizin araştırma kapasite ve kalitesinin artırılmaya ihtiyacı var. Son 5 yıllık veriler, daha nitelikli yayın sayısında ciddi bir artış olduğunu gösteriyor. Ancak dünyadaki büyük bilim çevreleriyle mukayese edildiğinde hala bilhassa Q1, Q2 yayınları konusunda ciddi mesafe kat etmemiz gerekiyor. Yıllık 45-46 bin düzeyinde olan bilimsel doküman sayısını yayın kalitesinden ödün vermeden biraz daha artırılmasına ihtiyaç vardır. Bunu yapacak kurumların başında araştırma üniversitelerimiz gelmektedir” ifadelerini kullandı. Şenel: "Üniversitelerimizin Ar-Ge Faaliyetlerini Genişletmesini İstiyoruz" ADEP ile araştırma üniversitelerine, yıllık performanslarını dikkate alarak bilimsel araştırma projeleri için kaynak tahsisi yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ise bu çerçevede, araştırma üniversitelerine 2022’de 100 milyon lira olarak tahsis ettikleri ödenek tutarını 2023’te 250 milyon liraya yükselttiklerini belirterek şöyle devam etti: "Bu yıl için bu rakam 400 milyon lira olarak Bütçe Kanunu ile belirlenmiş oldu. Cumhurbaşkanımızın olurlarıyla üniversitelerimizin performansları ve uygulama sonuçlarını dikkate alarak ödenek tahsislerini yakın zamanda gerçekleştirmeyi ve ödeneği üniversitelerimize aktarmayı planlıyoruz. Ödenek artışlarıyla araştırma üniversitelerimizin Ar-Ge faaliyetleri ve nitelikli insan gücü yetiştirmesine yönelik imkanlarını genişletmesini, milli politika ve hedeflerimize hizmet edecek çalışmalarını artırarak sürdürmesini bekliyoruz." Rektör Çomaklı: “Araştırma Üniversitesi Ünvanı ile Çalışmalarımıza Kararlılıkla Devam Ediyoruz” Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise: “Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP), ülkemizin araştırma ve geliştirme potansiyelini artırmayı, bilimsel üretkenliği desteklemeyi ve ulusal ve uluslararası düzeyde rekabetçiliği artırmayı hedefleyen önemli bir girişimdir. Bu kapsamda düzenlenen değerlendirme toplantısı, katılımcı üniversitelerin araştırma alanındaki çalışmalarını değerlendirme ve gelecek stratejilerini belirleme fırsatı sunmaktadır. Atatürk Üniversitesi, bilim ve araştırma alanında ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir kurum olarak, ADEP’in temel amaçlarına uygun şekilde hareket etmekte ve ülkemizin bilimsel gelişimine katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz, geniş kapsamlı araştırma projeleri, uluslararası iş birlikleri ve yenilikçi çalışmalarıyla bilim dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiştir” şeklinde konuştu. Atatürk Üniversitesinin araştırma alanındaki başarılarını vurgulayan Çomaklı: “Üniversitemizin bilimsel üretkenliğini artırmak ve ulusal düzeydeki rekabetçiliğini güçlendirmek için tüm mensuplarımız ile çalışmalarımıza kararlılıkla devam etmekteyiz. Araştırma Üniversitesi statüsünün gerek finansal açıdan gerekse akademik alanda tanımış olduğu haklar bizim daha da geniş bir yelpazede çalışma yapmamıza vesile oluyor. Bu açıdan ADEP Değerlendirme Toplantısında alınan kararlar ve belirlenen stratejiler doğrultusunda, Atatürk Üniversitesi, araştırma alanındaki başarısını daha da ileriye taşıyacak ve ülkemizin bilimsel ve teknolojik kalkınmasına önemli katkılar sunmaya devam edecektir” dedi. Toplantı; katılımcıların, araştırma politikaları ve stratejileri hakkında bilgi paylaşımında bulunmalarıyla sona erdi.