DÜNYA - 29 Nisan 2025 Salı 23:03 | Son Güncelleme : 29 Nisan 2025 Salı 23:06

Türkiye ve İtalya'dan ortak bildiri

A
A
A
Türkiye ve İtalya'dan ortak bildiri

İtalya’nın başkenti Roma’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni eş başkanlığında düzenlenen Türkiye-İtalya 4. Hükümetlerarası Zirvesi sonrasında yayınlanan ortak bildiride, "NATO Müttefikleri ve G20 ortakları olarak Türkiye ve İtalya, bölgesel ve uluslararası konularda yakın iş birliği ve eşgüdümlerini sürdürmeye devam edecektir" denildi.

İtalya’nın başkenti Roma’daki tarihi Villa Doria Pamphili rezidansında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni eş başkanlığında düzenlenen Türkiye-İtalya 4. Hükümetlerarası Zirvesi sonrasında ortak bildiri yayınlandı.

Ortak bildiride, "NATO Müttefikleri ve G20 ortakları olarak Türkiye ve İtalya, bölgesel ve uluslararası konularda yakın iş birliği ve eşgüdümlerini sürdürmeye devam edecektir. Türkiye ve İtalya, Avrupa ve ötesinde uluslararası barış ve istikrara önemli katkılarda bulunmaktadır. Her düzeyde düzenli istişareler yoluyla iş birliklerini geliştirmeyi hedeflemektedirler" denildi.

Zirve’nin, Ukrayna-Rusya savaşı, Avrupa güvenlik mimarisi ve uluslararası ticarete ilişkin ortaya çıkan tartışmalar, Gazze'deki vahim durum, tutarlı mukabele ve etkili iş birliği gerektiren düzensiz göç ve iklim değişikliği gibi süregelen sınamalarla bölgesel ve küresel ölçekte önemli gelişmelerin meydana geldiği bir dönemde düzenlendiği hatırlatılan bildiride, "Taraflar, Hükümetlerarası Zirve’nin düzenli olarak tertip edilmesi ve beşinci Zirvenin Türkiye'de toplanması hususundaki mutabakatlarını yinelemişlerdir" denildi.

Türkiye-AB ilişkileri

Türkiye'nin tüm Avrupa kıtasının istikrarı ve refahına yaptığı katkıları tarafların kabul ettiği ifade edilen bildiride, "Taraflar, Türkiye'nin aday ülke statüsünü de göz önünde bulundurarak AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin önemini vurgulamışlardır. Taraflar bu doğrultuda, Türkiye-AB Vize Serbestisi Diyaloğunun hızlandırılması, göç konusundaki iş birliğinin yenilenmesi ve terörle mücadele iş birliğinin güçlendirilmesi gibi kilit alanlarda somut sonuçlar elde edilmesine yönelik çabalarını koordine etme hususunda mutabık kalmışlardır. Taraflar ayrıca her iki taraf için potansiyel faydalar sağlayacak olan Türkiye-AB Gümrük Birliği'nin güncellenmesine duyulan acil ihtiyacı da vurgulamışlardır" denildi.

Ekonomi, ticaret ve sanayi

Tarafların, ekonomi ve ticaret konusunda iş birliğini artırma ve bu alanlarda gelişmenin güçlendirilmesini amaçlayan yeni yaklaşımları belirleme ve uygulama hususundaki kararlılıklarını vurguladıkları belirtilen bildiride, "Taraflar, 2024 yılında ikili ticaret hacminin, 30 milyar dolar olan ortak hedeflerini aşmış olmasını memnuniyetle karşılamışlardır. Derinleşen ikili ticari ve ekonomik ilişkileri göz önünde bulundurarak 40 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmaya yönelik yeni bir orta vadeli hedef belirlemişlerdir. Taraflar, bu yeni hedefe ulaşmak için birlikte çalışmaya ve bu doğrultuda Üçüncü Ortak Ekonomi ve Ticaret Komisyonu (JETCO) Toplantısını 2025'in dördüncü çeyreğinde Türkiye'de düzenlemeye karar vermişlerdir. Taraflar ayrıca bugünkü Zirve marjında İş Forumu’nun düzenlenmesini memnuniyetle karşılamışlardır" denildi.

Tarafların, iki ülke arasındaki doğrudan yatırımların ekonomik ilişkilerinin önemli bir boyutunu oluşturduğu inandığı vurgulanan bildiride, "Bu nedenle doğrudan yatırımların seviyesini arttırmak amacıyla sanayi iş birliği, karşılıklı mutabık kalınan şartlara dayalı teknoloji transferinin teşvik edilmesi ve kilit teknolojilerin sanayide kullanılmasının desteklenmesi yollarıyla da Türk ve İtalyan yatırımcıları daha fazla teşvik etmeye karar vermişlerdir. Taraflar ayrıca dijital teknolojiler, yapay zekâ ve siber güvenlik alanlarında iş birliğini ilerletme isteklerini ifade etmişlerdir" denildi.

Ulaştırma

Tarafların, ulaştırma koridorlarının hem küresel tedarik zincirlerinin sürdürülmesinde hem de sosyal ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlamadaki hayati rolünü kabul ettikleri belirtilen bildiride, "Taraflar, denizcilik alanındaki mevcut ilişkilerinden duydukları memnuniyeti ifade etmişler ve bunları daha da geliştirmeyi taahhüt etmişlerdir. Karayolu taşımacılığının ticari ilişkilerin artırılmasındaki öneminin altını çizen Taraflar, son Kara Ulaştırması Karma Komisyon toplantısının ulaştığı neticeleri tasdik etmişlerdir. Taraflar, iki ülke arasındaki sivil havacılık ilişkilerinin daha da güçlendirilmesi konusunda mutabakata varmışlardır" denildi.

Savunma

Son NATO Zirvelerinde alınan kararlar ve Stratejik Konsept çerçevesinde, tarafların, başta terörle mücadele olmak üzere bilhassa İttifak’ın Güney Kanadından kaynaklanan tehditler ve çok yönlü sınamalar gibi konularda 360 derecelik yaklaşım temelinde iş birliklerini güçlendirmeye yönelik kararlılıklarını vurguladıkları aktarılan bildiride, "Taraflar, NATO-AB Stratejik Ortaklığını mutabık kalındığı şekilde geliştirme isteklerini ve AB dışındaki Müttefiklerin, bu ortaklığın geliştirilmesi için AB'nin savunma çabalarına muhtemel tam katılımının önemini yeniden teyit etmiştir" denildi.

Savunma sanayi

Tarafların, Türk ve İtalyan savunma sanayi şirketlerinin son yıllarda başarıyla sonuçlanan ortak projelerine ve bu iş birliğini ilerletme yönündeki siyasi iradeye atıfta bulundukları ifade edilen bildiride, "Taraflar, savunma sanayinin hem mevcut hem de gelecekteki ilişkileri açısından kilit bir rol oynadığını ve bu nedenle bu sektördeki diyalog ve iş birliğini güçlendirmeye devam edeceklerini kabul etmişlerdir. Bu anlayış doğrultusunda Taraflar, 2025 yılında 14. Savunma Sanayi İşbirliği Toplantısını düzenlemeye ve ikili savunma ilişkilerinin seviyesini Müttefiklere örnek teşkil edecek şekilde yükseltmek amacıyla karşılıklı olarak üst düzey ziyaretler ve teknik toplantılar düzenlemeye karar vermişlerdir. Taraflar ayrıca NATO içerisinde savunma sanayi iş birliğini geliştirme ve daha güçlü bir Avrupa savunma sanayiine yönelik ortak çabaları destekleme yönündeki taahhütlerini yinelemişlerdir" denildi.

Güvenlik

Tarafların, sınır aşan örgütlü suçlarla mücadelede ikili iş birliğinde kazanılan ivmeyi memnuniyetle karşıladıkları belirtilen bildiride, "Özellikle örgütlü suçlar ile terörizmin finansmanı arasındaki bağlantının ele alınması bakımından iş birliklerini sağlamlaştırmaya yönelik kararlılıklarını yinelemişlerdir. Taraflar, aşağıdaki amaçlarla diyalog ve iş birliklerini güçlendirmeyi kararlaştırmışlardır: Her iki ülkenin güvenliğine yönelik tehditlerin ve ortak zorlukların belirlenmesi ve değerlendirilmesi; Ortak girişimler ve eylemlerin tanımlanması vasıtasıyla stratejik iş birliğini güçlendirmenin gerekli olduğu alanların belirlenmesi; Terörizm, sınır aşan organize suçlar ve siber suçlar dâhil olmak üzere en ciddi suç türlerini önlemek amacıyla yöntemler, iyi uygulamalar ve uzmanlık değişiminin teşvik edilmesi" denildi.

Bildiride, "Taraflar ayrıca her iki Devletin de taraf olduğu Avrupa Konseyi Sözleşmeleri çerçevesinde suçluların iadesi, karşılıklı adli yardımlaşma, hükümlülerin nakli ve çocukların korunması konularında adli iş birliğinin güçlendirilmesine yönelik çabalarını koordine etmeyi ve terörizm ve organize suçlarla mücadelede karşılıklı adli yardımlaşmaya öncelik vermeyi kararlaştırmışlardır" ifadeleri kullanıldı.

Tarafların, NATO müttefikleri olarak gittikçe karmaşıklaşan güvenlik ortamında bölgesel ve uluslararası istikrarı arttırmak amacıyla terörizmle mücadele konusunda ikili iş birliklerini güçlendirme taahhütlerini vurguladıkları belirtilen bildiride, "Bu bağlamda Taraflar ayrıca ‘Türkiye-İtalya Terörle Mücadele İstişareleri’nin yeniden başlatılmasının, bu istişarelerin stratejik öneme sahip iki bölgesel aktör arasında güçlü bir ortaklık üzerine inşa edilmiş olması nedeniyle önem arz ettiğini vurgulamışlardır" denildi.

Kültür, bilim, gençlik ve spor

Tarafların, 1951 tarihli Kültür Anlaşması temelinde; kültür, bilim, gençlik, sanat, müzik, koreografi eğitimi, inovasyon ve arşivler alanlarında ikili ve çok taraflı düzeylerde mevcut iş birliğini daha da güçlendirme kararlılıklarını teyit ettikleri ifade edilen bildiride, "Taraflar, sergiler ve ortak projeler yoluyla sanat eserlerinin karşılıklı dolaşımını ve ayrıca somut olmayan kültürel miras alanında ortak çalışmaları teşvik etmeyi kararlaştırmışlardır. Taraflar, engelliler de dahil olmak üzere kişisel gelişim, sosyal uyum ve sürdürülebilir büyümenin desteklenmesinde sporun ve sporda dürüstlüğün teşvik edilmesinin önemli rolünü kabul etmişlerdir. Taraflar, turizmin halklar arasındaki etkileşimi teşvik etmedeki etkisini dikkate alarak tanıtım faaliyetlerini destekleme iradelerinin altını çizmişlerdir" denildi.

Enerji ve çevre

Tarafların, enerji arz güvenliğinin güçlendirilmesi ve kaynakların çeşitlendirilmesi bağlamında Güney Gaz Koridoru’nun stratejik önemini vurguladıkları ve ortaklar olarak sağlam iş birliklerini memnuniyetle karşıladıkları aktarılan bildiride, "Taraflar, enerjinin Akdeniz Bölgesi de dahil olmak üzere ortak büyüme, güvenlik ve refah faktörü olarak kapsayıcı değerini kabul ederek iş birliğini ilerletme taahhütlerini yinelemişlerdir. Taraflar, küresel temiz enerji dönüşümündeki kilit rollerini göz önünde bulundurarak kritik mineraller ve nadir toprak elementleri tedarik zincirlerinin güvenliğinin sağlanması için iş birliğinin güçlendirilmesinin önemini vurgulamışlardır. Taraflar, temiz enerji alanında iş birliğini arttırma potansiyelinin yüksek olduğunu göz önünde bulundurarak yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, hidrojen ve doğal gaz altyapısı alanlarındaki iş birliklerini güçlendirmeyi kararlaştırmışlardır. Taraflar, kendi ülkelerinde ve üçüncü ülkelerde petrol ve gaz sektöründeki ortak projeler de dahil olmak üzere daha fazla iş birliği yapmanın muhtemel yollarını araştırmayı kararlaştırmışlardır" denildi.

Bildiride, tarafların, ortak projeler yoluyla iş birliğini geliştirme ve yeşil dönüşüm ve Sıfır Atık gibi alanlarda bilgi alışverişinde bulunma yönündeki arzularını ifade ettiği aktarılarak, "Taraflar ayrıca Paris Anlaşması'nın hedefleri doğrultusunda emisyonların azaltılması ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlanması için yenilikçi çözümler geliştirilmesini taahhüt etmişlerdir" denildi.

Uluslararası forumlarda iş birliği

Tarafların, bölgesel ve uluslararası barış, güvenlik ve istikrarın yanı sıra merkezinde Birleşmiş Milletler (BM) bulunan çok taraflılığa katkıda bulunmak amacıyla düzenli stratejik diyalog sürdürme kararlılıklarını teyit ettikleri ifade edilen bildiride, "Bu bağlamda, Uzlaşı için Birleşme grubu bünyesindeki BM Güvenlik Konseyi reformu da dâhil olmak üzere BM bünyesinde devam eden ikili iş birliğinden duydukları memnuniyeti dile getirmişlerdir. Ayrıca BM sisteminin üç temeli olan barış ve güvenlik, kalkınma ve insan haklarını destekleme sözü vermişlerdir. Taraflar ayrıca devletlerin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı temelinde üçüncü ülkelerde ve bölgelerde barış ve istikrarın desteklenmesinde; iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesinde ve ekonomik kalkınmanın yanı sıra bölgesel bağlantısallığın arttırılmasında iş birliğinin öneminin altını çizmişlerdir" denildi.

Düzensiz göç

Bildiride, tarafların, göç rotaları dahil, düzensiz göçle ilgili mevcut eğilimleri, düzensiz göçle mücadelede iş birliği alanlarını değerlendirdikleri belirtilerek, "Taraflar, düzensiz göçle mücadelede uluslararası iş birliğinin önemini vurgulamışlardır. Taraflar, düzenli göç için kanallar sunar ve çeşitlendirirken, yenilikçi çözümleri göz önünde bulunduran ve aynı zamanda göçün temel nedenlerini ele alan bir yaklaşımın gerekliliği konusunda mutabık kalmışlardır. Taraflar, uluslararası hukuka ve insan onuruna saygılı bir yaklaşımla göçmen kaçakçılığı ve insan kaçakçılığına karşı aralıksız mücadeleye devam etme ve bu mücadeleye katkıda bulunma kararlılıklarını vurgulamışlardır" denildi.

Dini hoşgörüsüzlükle mücadele

Bildiride, "Taraflar, din veya inanca dayalı hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığın tüm şekil ve tezahürleriyle etkin bir şekilde mücadele edilmesi hedefi doğrultusunda iş birliği yapmaya yönelik iradelerini ifade etmişlerdir" ifadelerin kullanıldı.

Doğu Akdeniz Bölgesi

Denize kıyısı olan iki ülke olarak tarafların, çevre sorunları, iklim değişikliği, enerji, güvenlik ve düzensiz göç gibi artan riskler karşısında Akdeniz'de seyrüsefer serbestisini ve kapsayıcı iş birliğini teşvik etme konusunda mutabık kaldıkları belirtilen bildiride, "Taraflar, deniz sınırı uyuşmazlıklarının, hakkaniyet ilkesine dayalı çözümlere ulaşılması amacıyla uluslararası hukuk temelinde, anlaşma yoluyla çözüme kavuşturulmasının önemini yinelemişlerdir. Taraflar, gerekli koşulların sağlanması hâlinde Doğu Akdeniz Çok Taraflı Konferansı’nın düzenlenmesinin bölgede kapsayıcı bir iş birliği mekanizması kurulması için bir fırsat teşkil edeceğini vurgulamışlardır" denildi.

Ukrayna

Tarafların, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına olan sarsılmaz desteklerini Ukrayna’ya mümkün olan en kısa sürede adil ve kalıcı bir barış getirme çabalarını sürdürme iradelerini teyit ettikleri ifade edilen bildiride, "10-11 Temmuz tarihlerinde Roma'da düzenlenecek Ukrayna'nın Yeniden İnşası Konferansı'na dikkat çekerek ikili yatırımları artırmak ve Ukrayna'nın yeniden inşasında muhtemel karşılıklı yatırım projelerini teşvik etmek için özel sektör temsilcileri ve kamu kurumları arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi hususunda mutabık kalmışlardır" denildi.

Libya

Bildiride, tarafların, Libya'nın güvenlik, istikrar, egemenlik, toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması amacıyla Birleşmiş Milletler’in kolaylaştırıcılığında Libya'nın sahipliğinde ve öncülüğünde yürütülecek bir siyasi süreci destekleme hususundaki kararlılıklarını teyit ettikleri aktarıldı.

Suriye

Tarafların, Suriye'nin toprak bütünlüğü, birliği ve egemenliğine ve Suriye topraklarının bölge ve ötesi için bir tehdit oluşturmamasının temin edilmesi hususundaki kararlılıklarının altını çizdikleri vurgulanan bildiride, "Taraflar, Suriye'deki toplumların her bir üyesinin kendini güvende ve emniyette hissedeceği, anayasal vatandaşlığa dayalı haklarından yararlanacağı bir ülkeyle sonuçlanacak kapsayıcı bir siyasi sürecin önemine vurgu yapmışlardır. Taraflar, yaptırımların mümkün olan en geniş ölçüde hafifletilmesi suretiyle iyileştirilmiş bir iş ve yatırım ortamında Suriye'nin ekonomik toparlanmasını ve yeniden inşasını destekleme ve çabalarını koordine etme konusundaki kararlılıklarını ifade etmişlerdir. Taraflar ayrıca terörizm ve aşırıcılıkla mücadele çabalarında Suriye'ye yardımcı olmak ve UNHCR ve IOM gibi ilgili BM kuruluşları ile iş birliği yaparak Suriyelilerin gönüllü, güvenli, onurlu ve sürdürülebilir geri dönüşlerini kolaylaştırmak için iş birliği yollarını arama konusunda mutabık kalmışlardır. Bu bağlamda, Suriye ile daha fazla çalışılması için uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlardır" denildi.

Orta Doğu

Tarafların, Orta Doğu'da barış ve istikrar için birlikte çalışmaya devam edecekleri aktarılan bildiride, "Taraflar, 2735 Sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararına uygun olarak Gazze'de acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması ve 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkese ve rehine ve tutukluların serbest bırakılmasına/takasına ilişkin anlaşmanın; kan dökülmesine kalıcı olarak son verilmesi, kesintisiz insani yardım sağlanması ve toparlanma ve yeniden yapılanma sürecinin başlatılması amacıyla, tam olarak uygulanması çağrısında bulunmaktadır. Taraflar, ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararlarına uygun olarak İsrail ile barış ve güvenlik içerisinde yan yana yaşayan, bağımsız bir Filistin Devleti ile iki devletli bir çözüme yönelik desteklerini teyit etmektedir" denildi.

Hükümetlerarası zirvede Türkiye’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yer aldı.

İtalya heyetinde ise Başbakan Meloni’nin yanı sıra İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi, Ekonomi ve Maliye Bakanı Giancarlo Giorgetti, İşletmeler ve Made in Italy Bakanı Adolfo Urso, Kültür Bakanı Alessandro Giuli, Spor ve Gençlik Bakanı Andrea Abodi ve Engelliler Bakanı Alessandra Locatelli yer aldı.

İbrahim Aydoğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Sağlık turizminden 3 milyar dolar gelir elde edildi Ticaret Bakanlığı, sağlık hizmeti ihracatında 2024’te 1,5 milyon sağlık turisti ile 3 milyar dolar gelire ulaşıldığını açıkladı. Ticaret Bakanlığı’nca 2024 yılı hizmetler ihracatı bilançosu açıklandı. Buna göre, 2012-2024 yıllarında tedavi olmak için Türkiye’yi ziyaret eden sağlık turisti sayısı 6 kat artışla 1,5 milyona ulaştı. Sağlık hizmeti ihracat ise aynı yıllar arasında 4 kat artışla 3 milyar dolara yükseldi. Açıklamada, Ticaret Bakanlığı destekleriyle hayata geçirilen ve sağlık turizminin tanıtım stratejisinin görünür yüzü olan "Heal in Türkiye"nin web sitesinde faaliyet gösteren 221 kurumun yer aldığı kaydedildi. Bu çerçevede, "Heal in Türkiye" portalına üye kuruluşlara, 5448 Sayılı Karar kapsamında yapacakları reklam, tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde ilave 10 puan destek sağlanacağı ifade edildi. Anılan portala üye sağlık kuruluşları ve aracı kuruluşlar, söz konusu destek kapsamında hedef ülkeler haricindeki ülkelere yönelik yapacakları faaliyetlerde destekten yüzde 60 yerine yüzde 70, hedef ülkelere yönelik faaliyetleri için ise destekten yüzde 70 yerine yüzde 80 oranında faydalanabilecek. Ticaret Bakanlığı’nca sağlık turizmi sektörüne yönelik uygulanan destek programları kapsamında, 2012-2024 yıllarında 12 yıllık dönemde bin 701 firma desteklerden yararlandı. Diğer taraftan, Türkiye’de küresel markalar oluşturma ve bu markaları dünyaca bilinir hale getirerek güçlü bir Türk malı ve hizmeti imajı oluşturulmasını amaçlayan Markalaşma ve TURQUALITY Programı kapsamında toplam 15 adet sağlık turizmi sektörü markasının desteklendiği de belirtildi. Bunun yanında, 2024’te sağlık turizmine yönelik 213 fuar, Ticaret Bakanlığı’nca desteklendi. İşbirliği kuruluşlarınca geçen yıl düzenlenen 15 sektörel alım ve ticaret heyeti programı desteklenirken sağlık turizmi sektöründe halihazırda 5 adet Hizmet Sektörü Rekabet Gücünün Artırılması (HİSER) projesi sürdürülmeye devam ediyor. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Ülkemiz, medikal turist tercihlerine oldukça pozitif bir katkı sağlayan Joint Commission International (JCI) akreditasyonuna sahip 42 adet sağlık kuruluşu ile bu alanda tüm ülkeler arasında 6. sırada yer almaktadır. Bu doğrultuda, Ticaret Bakanlığı olarak, sürdürülebilir sağlık hizmeti ihracatının sağlanması, ülkemizin küresel sağlık turizmi pazarından aldığı payın ve sahip olduğu katma değerin arttırılması için sağlık turizmi sektörünün ve sağlık hizmeti ihracatçılarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz."
İstanbul Novo Nordisk ’in ‘90-100 Obezite Farkındalık Projesi’ne ödül Danimarka merkezli sağlık firması Novo Nordisk, bu yıl Brandverse Awards ’ta ödüle layık görüldü. Şirketin Dünya Obezite Günü kapsamında hayata geçirdiği ‘90-100 Obezite Farkındalık Kampanyası’, Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik-Sağlıklı Yaşam Kategorisi’nde bronz ödül aldı. Novo Nordisk, reklam, pazarlama ve pazarlama iletişimi dünyasının en saygın organizasyonlarından biri olan Brandverse Awards 2025’te bronz ödül kazandı. Şirket, ‘Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik’ çatısı altındaki ‘Sağlıklı Yaşam’ kategorisinde, obeziteye yönelik farkındalık çalışmalarıyla jüri tarafından ödüle layık bulundu. 1 Nisan 2024 - 15 Nisan 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen projelerin değerlendirildiği Brandverse Awards, sektörün önde gelen isimlerinden oluşan jüri kadrosuyla, yılın en etkili marka çalışmalarını onurlandırdı. Kazananlar, projelerin toplumsal etkisi, üretici yaklaşımı ve iletişim gücü dikkate alınarak belirlendi. Yapılan açıklamaya göre, ‘Obezitede Değişimin Öncülüğü’ mottosuyla her yıl sosyal sorumluluk projelerini destekleyen Novo Nordisk ‘in Türkiye’de obezite farkındalığını artırmak amacıyla başlattığı ‘90-100’ kampanyası, kadınlar için 90 santimetre, erkekler için ise 100 santimetreyi aşan bel çevresi ölçümünün sağlık açısından kritik bir gösterge olduğunu vurguluyor. Türkiye’de 23 milyondan fazla obeziteli birey bulunmakta ve bu değerlerin aşılması, kalp-damar hastalıkları, tip 2 diyabet ve karaciğer yağlanması gibi 200’e yakın ciddi sağlık sorununa neden olabiliyor. Kampanyanın ana mesajı: "Mezurayı Beline Sar, Çözümü Hekime Sor" Kampanyanın merkezinde, ünlü oyuncu Müge Boz’un rol aldığı etkileyici bir film yer alıyor. Film, izleyiciyi önce şık bir moda çekiminin görsel dünyasına davet ederken, hızla sağlık alanının ciddi gerçeklerine geçiş yapıyor ve obezitenin dış görünüşten çok daha öte bir sağlık sorunu olduğunu ortaya koyuyor.
Ankara Ankara’da yapılan su zammına AK Partili milletvekilleri tepki gösterdi Ankara’da su fiyatlarına zam yapılmasının ardından AK Partili milletvekilleri yapılan zammın çok yüksek olduğunu belirterek açıklamalarda bulundu. Ankara’da suya yapılan yüzde 169’luk zamma AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi. Ankara milletvekilleri, Mansur Yavaş’ın seçim öncesi verdiği ‘Sudan para kazanılmaz’ vaadini hatırlatarak, 2019’da 5 lira olan suyun metreküp fiyatının 2025 itibarıyla 156 liraya çıkmasını eleştirdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Haziran ayı Meclis toplantısında alınan kararla, suya zam yapıldı. ASKİ Genel Müdürlüğü’nün sunduğu yeni kademe su tarifesi teklifi, AK Parti ve MHP’li meclis üyelerinin ret oylarına rağmen CHP’li üyelerin oy çokluğuyla kabul edildi. Yeni düzenlemeyle konutlarda kullanılan suyun metreküp fiyatı 58,06 liradan 156,19 liraya çıkarıldı. Bu artış yüzde 169 oranında olurken, 2019 yılında 5 lira olan su fiyatı baz alındığında toplam artış yüzde 3024’e ulaştı. Yapılan zamma AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi. AK Parti Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Leyla Şahin Usta, konu üzerine yaptığı, "’Sosyal belediyecilik’ söylemini dilinden düşürmeyen yönetim anlayışı, bugün vatandaşın en temel hakkı olan suya erişimi neredeyse imkânsız hâle getirmiştir. İddia ettikleri sosyal adalet, 6 yılda su fiyatlarına yapılan toplam yüzde 3024’lük zamda boğulmuştur" dedi. AK Parti Ankara Milletvekili ve Genel Başkan Vekili Yardımcısı Ahmet Fethan Baykoç ise "Son 10 yılda metreküp fiyatını 3,5 TL’den 156 TL’ye çıkartan, Ankaralıya trafikten sonra bir de su zulmünü layık gören, hizmetsizlik anlayışının ve Türkiye’nin en pahalı suyunun Ankara’da olmasının adıdır Mansur Yavaş" dedi. AK Parti Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam da, "Ankara’da musluktan su değil, zam akıyor. 2019’da 5 lira olan suyun metreküpü, 2025’te tam 156 lira ’Sosyal belediyecilik’ söylemini son damlasına kadar kullanan belediyecilik anlayışı suya yüzde 3024 oranında zam yaptı. En temel ihtiyaç olan suya erişim artık lüks" ifadelerine yer verdi. AK Parti Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir ise Yavaş’ın geçmiş açıklamalarını hatırlatarak şunları söyledi: "Mansur Yavaş göreve gelmeden önce ‘Su Allah’ın nimeti, sudan para kazanılmaz’ demişti. Bunu dedikten sonra defalarca kez suya zam yaptı. Son zammın oranı yüzde 169. 2019’da 5 TL olan su fiyatı bugün yüzde 3024 artışla 156 liraya ulaştı. Yavaş’ın yaptığı sosyal belediyecilik değil, sömürge belediyeciliğidir!"