SAĞLIK - 21 Ekim 2017 Cumartesi 14:05

Türkiye'de 35 bin yoğun bakım yatağı bulunuyor

A
A
A
Türkiye'de 35 bin yoğun bakım yatağı bulunuyor

Türkiye’de, yoğun bakım yatak sayısı bir çok Avrupa ülkesinin üzerinde. Ancak uygulamada yaşanan sıkıntılar ve bu ünitelerin rasyonel kullanılmaması nedeniyle zaman zaman uygun hasta yatağı bulunamaması ile gündeme geliyor. Türk Yoğun Bakım Derneği de, bu ünitelerin akılcı kullanımı ve hastalara üst düzey fayda sağlamak üzere yaşanan zorlukları masaya yatırdı.

Yoğun bakımlar, yaşamı tehdit eden hastalığı bulanan hastaların yakın gözlem ve yoğun tedavilerinin yapıldığı hayata kurtaran üniteler. Bu servislerde hastaların çoğunluğu ağır travma hastaları, organ nakli veya komplike ameliyat geçirenler, ağır zehirlenmeler ve çok çeşitli nedenlerle organ yetmezliği gelişen ve yaşamsal riski yüksek olan hastalar. Bu kesimde yer alan hastaların erken dönemde organ destek tedavilerinin uygulanması hayati önem taşıyor. Bu noktadan hareket eden Türk Yoğun Bakım Derneği, “Yoğun Bakım Ünitelerinin Akılcı Kullanımı Sempozyumu” ile mevcut durumu ve çözüm önerilerini ele aldı.

Türk Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Uyar, “Ülkemizde bugün için mevcut olan yoğun bakım ünitesi ve hizmet verilen hasta yatağı sayıları birçok gelişmiş Avrupa ülkesinin üzerindedir. Ancak buna rağmen özellikle büyük şehirlerimizde uygun hasta yatağı bulunamamasının çeşitli nedenleri vardır. Yoğun bakım tedavisi tamamlanarak uzun dönem bakım hastasına dönüşen hastalarımız, yoğun bakım tedavisine ihtiyacı olmayan ya da tedaviden yararlanamayacak düzeyde son dönem bakım hastası haline gelmiş ve yaşam sonu bakımına ihtiyaç duyan hastalarımız, evde sağlık hizmeti ya da palyatif bakımlarda sağlık hizmeti alması gereken hastalarımızın yoğun bakım yataklarında olması en önemli nedenler arasında sayılabilir” dedi.

Prof. Dr. Uyar, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı değerlendirmelerde yaklaşık yüzde 20 civarında yoğun bakım hastasının seviyesine uygun olmayan ünitelerde yatışı, yaklaşık yüzde 15 civarında da palyatif bakım hastasının bulunduğu, yani yüzde 35 civarında uygun olmayan hasta yatışı olduğu tespitinin yapıldığını vurguladı.

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Nurullah Okumuş ise ‘Akılcı Yoğun Bakım Kullanımı’nın çok yeni bir kavram olduğunu belirterek, “İhtiyacımızın iki katı yenidoğan yoğun bakım yatağımız var. Yoğun bakım yataklarımızın ve uzman sayımızın yeterli olmasına rağmen zaman zaman hala ‘yoğun bakım yatağı bulunamadığı için öldü’, ‘yoğun bakım yatağı bulunamadığı için sevk edildi’ gibi haberlerle karşı karşıya kalıyoruz. Yeterli yatak var, dünyanın en gelişmiş teknolojileri var, eğitimli uzman ve personel sayısı yeterli ve buna rağmen yetersizlik durumuyla karşı karşıya kalmamız yoğun bakımları akılcı kullanamayışımızın bir sonucu. Bazı hastalar aylarca, yıllarca yoğun bakımda yatar. Prematüre bir bebek gelir ve bir yaşına kadar yoğun bakım ünitesinde kalır. Gereksiz yatışlar, endikasyonsuz yatışlar, uzun süreli yatışlar ve araya giren enfeksiyonlar gibi durumların artık engellenmesi gerekiyor. Bakanlık olarak, yoğun bakımlarda nicelliği en üst seviyeye getirdik. Sağlık Bakanlığı olarak, yoğun bakımların akılcı kullanımı girişiminin sonuna kadar destekçisiyiz. Yoğun bakım bir tedavi yönetimidir ve tedavisi biten hastanın yoğun bakımda tutulması hastaya zarar verir. Yoğun bakıma yatacak olan hastanın yoğun bakım yatışına o servisin hekimi karar vermelidir ve bu konuda hasta yakınları ısrarcı olmamalıdır. Yoğun bakıma yatacak, çıkacak ve tedavisi bitmiş hastanın kararını hekim vermelidir. Evde bakım hizmetlerimiz o kadar gelişti ki, ev tipi ventilatörle evde sağlık hizmetinden faydalanabilecek hastaların gerçek yoğun bakım hastalarını sıkıntıya düşürdüğü durumlar söz konusu olabiliyor. Yoğun bakım tedavisinden sonuç alamayacak durumda olan hastaların ve son dönem bakım hastası olan hastaların yoğun bakımlarda tutulması sadece hekimlerin değil ailelerinde sorumluluğundadır. Bu tek taraflı bir olay değil, çok yönü bir farkındalık gerektiriyor. Yoğun bakımlar bakım evi hizmeti veren üniteler değildir, bunun altını özellikle çizmek istiyoruz” dedi.

Türkiye'de yaklaşık 22 bin erişkin, 12 bin yeni doğan ve bin 500 çocuk yoğun bakım yatağı olmak üzere toplamda 35 bin yoğun bakım yatağı bulunuyor. Erişkin yoğun bakım uzman sayısı yaklaşık 200, çocuk yoğun bakım uzmanı yaklaşık 40 ve yenidoğan yoğun bakım uzmanı yaklaşık 300.

Yoğun bakımların büyük çoğunluğu Anestezi ve Reanimasyon uzmanları tarafından yönetiliyor. Türkiye'de her 10 bin kişiye 2,25 yoğun bakım yatağı düşüyor. Bu noktada ABD ve OECD’nin Avrupa bölgesi ülkeleriyle kıyaslandığında her 10 bin kişiye düşen yatak sayısı: ABD’de eyaletler arası büyük farklıklar olmakla birlikte; 1-4, İsviçre, Fransa, Hollanda ve İspanya; 0,8 - 0,9, Belçika; 2,2, Almanya, 2,5 olarak öne çıkıyor. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bozbey: ‘‘Bursa’nın her yaştan insanı gülümsemeye başladı’’ Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Bursa Gönüllüleri Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Kent gönüllülüğünün önemini vurgulayan Başkan Bozbey, ‘’Başarının mimarları sizlersiniz. Zor olan bir işi kolay kıldınız. Gösterdiğiniz destek ve yapmış olduğunuz organizasyon sonucunda, Bursa’nın her yaştan insanı gülümsemeye başladı.’’ dedi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Koza Salonu’nda düzenlenen Bursa Gönüllüleri Değerlendirme Toplantısı’na Başkan Bozbey’in yanı sıra, CHP İl Yöneticileri, Bursa Gönüllüleri İl Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Can Arslan ve Bursa Gönüllüleri İl Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlatılan değerlendirme toplantısı protokol konuşmalarının ardından Bursa Gönüllüleri üyelerinin tecrübe ve deneyimlerini aktardığı, öneri ve taleplerini ilettiği istişare bölümüyle sona erdi. Bursa Gönüllüleri Değerlendirme Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, dünyanın her yerinde kent gönüllülerinin özel bir görevi ve sorumluluğunun olduğunu belirterek, Bursa’nın gülümsemesine katkı sağlayan Bursa Gönüllülerine teşekkürlerini sundu. Bursa Gönüllüleri oluşumuna, özellikle 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde elde edilen başarılı sonuçla birlikte daha işlevsel, kentine değer katacak proje önerileri sunan, kentin sorunlarını tartışabilen ve fikir üretebilen bir yapı haline dönüştürme önerisinde bulunan Başkan Bozbey, ‘’Bunların kararlarını sizler oluşturacaksınız. Bir çok ülkede bu konuda yoğun çalışmalar olduğunu görüyorum. Kent gönüllüğünün esas alındığı en önemli nokta kent demokrasisi dediğimiz olayı yaşama geçirmek ardından da ülkenin demokratik anlamda gelişimine katkı sunarak demokrasiyi ilerletmektir. Bununla birlikte kentin geleceğine destek veren sizler, inanılmaz bir çalışma gösterdiniz. Bizler size sadece önder olmaya çalıştık. Ancak sizlerin çalışmaları son derece değerliydi. Başarının mimarları sizlersiniz. Zor olan bir işi kolay kıldınız. Gösterdiğiniz destek ve yapmış olduğunuz organizasyon sonucunda, Bursa’nın her yaştan insanı gülümsemeye başladı.’’ şeklinde konuştu. Değerlendirme toplantısının sonunda oluşturulacak raporun kent çalışmaları adına yönlendirici olacağına da dikkat çeken Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ‘’İnanın her şey çok güzel olacak, tekrar sizi kutluyorum, başarı hepimizin. Yürekten teşekkür ediyorum.’’ dedi. ‘‘Bursa’ya baharı getirdik’’ Bursa Gönüllüleri olarak başarılı bir seçim süreci geçirdiklerini belirten Bursa Gönüllüleri İl Koordinatörü Burhan Can Arslan yaptığı konuşmasında, ‘’Siz değerli Bursa Gönüllüleri üyelerimizin sayesinde ve tabii ki Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey’in öncülüğünde Bursa’ya baharı getirdik. Çabalarınız ve sahadaki öz verili çalışmalarınız için hepinize teşekkür ediyorum. Bundan sonraki hedefimiz çoğalarak, çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam etmektir.’’ dedi. Konuşmaların ardından değerlendirme toplantısı, Bursa Gönüllüleri üyelerinin yönetim kurulu ile birlikte gerçekleştirdiği soru-cevap bölümüyle tamamlandı.
İstanbul Dolandırdığı firma sahibinden önce helallik sonra harçlık istedi İstanbul’da bir mobilya firmasının logosunu ve ürünlerini kopyalayarak sosyal medya üzerinden sahte satış yapan dolandırıcılar, vatandaşları yaklaşık 200 bin TL dolandırdı. Dolandırıcılar ile telefonda konuşan firma sahibi, duyduğu sözler karşısında hayatının şokunu yaşadı. Önce helallik isteyen dolandırıcının, “Sen de bu kardeşine bir harçlık gönder. Bu işi para için yapıyoruz” sözleri ‘yüzsüzlüğün de bu kadarı’ dedirtti. İstanbul’da internet üzerinden mobilya eşyalarının satışının yapıldığı bir firmanın logosunu ve ürünlerini kopyalayan dolandırıcılar, sosyal medya üzerinden sahte satış yaptı. Vatandaşlardan yaklaşık 200 bin TL değerinde kaparo topladı. Ürünlerini teslim alamayan müşterilerin ihbarıyla durumu öğrenen firma sahibi Fetullah Yıldırım, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Firma sahibi Fetullah Yıldırım, “E- ticaret üzerinden tüm pazar yerlerine ürün mobilya, ev yaşam kategorisinde ürün tedarik ediyoruz. Mevcut kendi sitemizde olan ürünlerimizi sağlıklı bir şekilde kargoya vermeye çalışıyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın yeni kurduğu, logolu karekodlu sitelerimiz mevcut. Bunu suistimal eden bazı siteler sosyal medyada resimlerimiz ve logolarımızı kullanarak tüketicilerimize sanki bizmiş gibi belirli kaporaları aldıktan sonra müşterilere ürünlerini göndermediklerini tespit ettik. Tespit ettikten sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Kişilerle birebir konuşmamızda ses kayıtlarında bu işi yaptıklarını kendi ağızlarıyla dile getirdiler. Biz de bunu ilgili merciilere bildirdik” dedi. Vatandaşları sosyal medya üzerinden alışveriş yapmamaları konusunda uyaran Yıldırım, “Günde 2-3 defa müşterilerimiz geliyor. Para biriktirip ağlayan kadınlar var. Para gönderip ürünlerini alamadıklarından dolayı mağduriyet yaşıyorlar. Sosyal medyada bu açığı çok güzel kullanıyorlar. Bu işi profesyonelce yapıyorlar” şeklinde konuştu. "İş patlayana kadar devam ediyoruz, patlayınca bırakıyoruz" Yıldırım, toplamda 20 müşterisinin bu şekilde mağduriyet yaşadığını ve yaklaşık 200 bin TL değerinde zararın olduğunu kaydederek, “Biz ilk defa böyle bir şey yaşadık ama dolandırıcılarla konuştuğumuzda bu işi başka firmalar üzerinden de yapmışlar. ‘İş patlayana kadar devam ediyoruz, patlayınca bırakıyoruz’ dediler. Hatta benden para bile istediler. Biz de kabul etmedik, şikayette bulunduk” dedi. “E-ticarette yükseliş artıyor, müşteriler bu işi düzgün yapmamıza rağmen o kişiler yüzünden kesinlikle bize güvenmiyor” diyen Yıldırım, yetkililerden bu durumun kontrol altına alınmasını talep etti. Yüzsüz dolandırıcıdan ’harçlık’ talebi Öte yandan, firma sahibinin dolandırıcılarla konuşmasının yer aldığı ses kaydı dikkat çekti. Suçunu itiraf eden şahsın, “Kusura bakma abi para için yaptım. Benim seninle konuşacak yüzüm yok. Hakkını helal et. Hesabı ben kapatmak isterdim ama 3 kişiyiz. Ben aradan çıksam bile onlar kabul etmez. Sen de bu kardeşine bir harçlık gönder. Bu işi para için yapıyoruz, hiç paramız yok‘ şeklindeki gözleri ‘yüzsüzlüğün de bu kadarı’ dedirtti.