SAĞLIK - 25 Ekim 2014 Cumartesi 13:55

Türkiye’de MERS riski Ebola'dan daha yüksek

A
A
A
Türkiye’de MERS riski Ebola'dan daha yüksek

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Önder Ergönül, Türkiye için MERS virüsü riskinin Ebola'dan yüksek olduğunu söyledi.

KLİMİK Derneği, son günlerde tartışılan Ebola ve MERS virüsleri ile ilgili bilinçlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Dernek Başkanı Önder Ergönül, Ebola ve MERS virüsünün bulaşması ile ilgili hem Türkiye’de hem de Batı dünyasında bir korku olduğunu kaydetti. Ebola virüsünün kan ve vücut sıvıları ile temas yoluyla bulaştığına dikkat çeken Ergönül, "Eğer önlem alırsanız, Türkiye’ye sokmazsanız, başkasına bulaştırmazsınız.

Ebolalı bir hasta en fazla iki kişiye bulaştırıyor. Burada özellikle sağlık çalışanlarının dikkat etmesi gerekiyor. Onlar daha çok risk altında. Hem çalışanlar hem de hastane için zor. Ebola virüsü çok uzun yaşamıyor. Oda sıcaklığında 6 saat hayatiyetini sürdürüyor. Şunu da söylemek lazım, çamaşır suyu ile ortadan kaldırılabiliyor, el yıkama burada çok çok önemli. Korunmada belki de yapılabilecek en önemli şey. Uçakların dezenfekte edilmesi, temizlenmesi de önemli. Vatandaşları da uyaralım, özellikle riskli bölgelere seyahat edenlerin dezenfektanlı mendil bulundurmaları çok önemli olmaya başladı" diye konuştu.

Prof. Dr. Ergönül, Ebola ile ilgili ilaç geliştirilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Bilim adamları aşı ve ilaç konusunda çalışmaya başladı. Bir virüsün mutasyon hızı, yani değişim hızı fazla ise aşı yapmak da zorlaşıyor. Ebola da, böyle bir virüs. Virüs ne kadar az mutasyona uğruyorsa o kadar kolay sayılabilir aşı geliştirmesi. Şuanda aşı çalışması var ama bu salgına yetişmez. Tarihteki tüm büyük salgınlar gibi bu salgın da bir çan eğrisi çizip düşüşe geçecektir. Bu da böyle olacaktır" ifadelerini kullandı.

Ebola virüsü tespit edilmiş hastalara şuanda sadece destek tedavisi yapıldığını kaydeden Ergönül, "Beyaz küre dediğimiz vücudun savunma hücreleri azalıyor. Kan hücrelerinde azalma olabiliyor. Destek tedaviler uygulanıyor. Kan azaldığında kan veriliyor. İyi beslenme önemli. Bakım, destek önemli. Bu hastaların tedavisinde, Ebola atlatmış birinde serum alınıp, hastalara verildi. Bazı hastalarda başarılı oldu, bazılarında olmadı’’ dedi.

"MERS, EBOLADAN DAHA BULAŞICI"
Prof. Dr. Önder Ergönül, MERS-CoV’un Ebola'dan daha tehlikeli ve bulaşıcı olduğuna dikkat çekerek, "Ebola 40 sene önce, MERS-CoV 2 sene önce tanımlandı. 2012’den bu güne yaklaşık bin vaka ve yüzde 30 ölüm var. Bütün Arap ülkelerinde görülmüş bir hastalık. Batı’ya da Arap Yarımadası’nda giden kişilerden bulaşmış. Bu kez bulaş yolu farklı. Şöyle bir algı oldu toplumda. Ebola ve MERS bu ikisi birlikte anılıyor. İkisi de tehlikeli. Benzer yanı ne derseniz her ikisi de sıkça mutasyon yaptıkları için gündeme geliyorlar. MERS, Ebola’dan farklı olarak solunum yolu ile bulaşıyor.

Yani grip gibi bulaşabilir. Ancak çok hızlı yayılmadığını da söyleyelim. Çok hızlı yayılsaydı binden daha fazla vaka olurdu. İki yıldır tespit edilen vaka sayısı sadece bin. Tespit imkanları ileride daha çok olacaktır. Türkiye’de biz hep şunu söylüyorduk; neden bizde yok. Bizde mutlaka oluyor olmalı diye kendi özeleştirimizi yapıyorduk hekimler olarak. İlk vaka Hatay’da ortaya çıktı. Burada çok dikkatli olmalıyız. MERS riskimiz daha yüksektir. Bu hastalıkta yüksek ateş önemli. Arap ülkeleri hacdan gelenler dikkatli olmalı. Oradan gelen yüksek ateş, öksürük ve solunum sıkıntısı olan kimselerde özellikle aksi ispat edilinceyekadar MERS-CoV düşünmeliyiz. Bu kişiler paniğe kapılmadan hastaneye başvurmalı" diye konuştu.

Ebola’nın daha çok gençlerde görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Önder Ergönül, MERS virüsünde ise yaşlıların risk altında olduğunu belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dünyanın farklı ülkelerinden mühendis kızlar İstanbul’da buluşacak Limak Şirketler Grubu’nun, STEM alanlarında kadın istihdamını artırmayı amaçlayan ve ülke sınırlarını aşarak küresel bir sosyal etki hareketine dönüşen projesi Global Engineer Girls (GEG) 10-12 Mayıs tarihleri arasında Kosova, Kuzey Makedonya, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen mühendis kızları İstanbul’da ağırlayacak. Limak Vakfı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ortaklığında, 2015 yılından bu yana başarıyla yürütülen ve ülke sınırlarını aşan ‘Türkiye’nin Mühendis Kızları’ Projesi, bugün Global Engineer Girls (GEG) adı altında yeniden tasarlanarak Kosova, Kuzey Makedonya ve Suudi Arabistan’da da faaliyetlerini başarılı bir şekilde sürdürüyor. Kadınların bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarındaki temsilini ve kadın istihdamını artırmayı amaçlayan GEG Projesi; sunduğu eğitim, mentörlük ve kariyer fırsatlarıyla genç kadınların mühendislik alanlarında deneyim kazanmalarına ve kariyer gelişimlerine katkı sağlıyor. Geleneksel buluşma global oldu Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin Mühendis Kızları’nı bir araya getiren ve geleneksel hale gelen buluşmanın bu yıl yedincisi düzenlenecek. Mühendislik öğrencilerini, mezunları, mentörleri ve rol model konuşmacıları bir araya getiren etkinlik, ilk kez uluslararası ölçekte gerçekleşecek. Erkek egemen sektörlerde geleceğin kadın mühendislerine ilham veren GEG Projesi kapsamında farklı ülkelerden mühendis kızlar, 10-12 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da buluşacak. Limak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir’in ev sahipliğinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürü Süreyya Erkan, Kosova Büyükelçisi Agon Vrenezi, Suudi Arabistan Krallığı’nın Ankara Büyükelçisi Fahad Assaad Abualnasr ve pek çok sürpriz ünlü ismin katılımıyla gerçekleşecek ‘Global Engineer Girls 2024 İstanbul Buluşması’na; Limak Şirketler Grubu’nun faaliyet gösterdiği ülkeler olan Kosova, Kuzey Makedonya, Suudi Arabistan’dan ve Türkiye’nin pek çok şehrinden gelen mühendis kızlar katılım sağlayacak. Ünlü ve alanında yetkin konuklar Program boyunca çeşitli atölyeler ve eğitim programları, rol model konuşmacılar ile interaktif söyleşiler ve mentor - mentee görüşmeleri gerçekleştirilecek. Buluşmada akademi, sanat, moda ve müzik camiasından alanlarında fark oluşturan isimler, katılımcılara ilham veren hikâyelerini aktaracak.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Milli takıma en fazla sporcu gönderen kulübüz” Kocasinan Belediyesi Masa Tenisi sporcusu Ayten Ceren Kahraman, Avrupa Şampiyonası öncesi hazırlık kampı için Fransa’ya gitti. Milli sporcuya kampta başarılar dileyen Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, masa tenisinde Milli Takıma en fazla sporcu gönderen kulüp olduklarını söyledi. Kocasinan Belediyesi olarak masa tenisinde büyük başarılara imza attıklarını belirten Başkan Çolakbayrakdar, “Öncelikli olarak Milli Takım sporcularımızı ve Milli Takım Antrenörü Halil Adak ile Kemal Balım’ı kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Sporcularımızın masa tenisinde elde ettiği başarılar Kayseri’nin masa tenisinde çok ileri seviyede olduğunun bir göstergesidir. Kulübümüz sayesinde Kayseri, Masa tenisinde Türkiye sıralamasında en başarılı il unvanını koruyor. Her zaman Milli Takıma en fazla sporcu gönderen takım olarak gururluyuz. Sporcularımız, ay yıldızlı formayı layıkıyla taşıyıp, İstiklal Marşımızı Uluslararası camiada okutturarak, her defasında bizim gururumuz oluyorlar. Ayrıca diğer birçok takım transfer yaparak, liglerde mücadele ederken, bizde ise alt yapımızdan yetişen minik sporcularımız, almış oldukları bayrağı daha üst seviyelere çıkarmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Kendi alt yapımızdan yetişen başarılı sporcularımızı, yetiştirmeye ve her zaman onlara destek vermeye devam edeceğiz. Sporcularımızın daha da önemli dereceler elde edeceklerine inancım sonsuz. Daha büyük başarılar için tüm sporcularımıza her zaman desteklerimizi artırarak sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. Başkan Çolakbayrakdar, Türkiye ve uluslararası müsabakalarda ‘Kocasinan’ adı hızla yükseldiğini sözlerine ekledi.
Kayseri Kayseri Model Fabrika genç mühendislere eğitim verecek Kayseri Sanayi Odası (KAYSO), Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN) ve Kayseri Model Fabrika (KMF) arasında “Mühendis Geliştirme Programı” protokolü imzalandı. Protokol kapsamında, hem endüstride iş arayışı içerisinde olan genç mühendislere fırsat tanınması hem de sanayicinin mühendis ihtiyacının karşılanması hedefleniyor. Protokol imza töreninde konuşan KAYSO ve KMF Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, “Bu programda önceliğimiz, vereceğimiz eğitimlerle mezun olmuş endüstri mühendislerimizi geliştirmek, aynı zamanda sanayicilerimizin mühendis ihtiyacını karşılamak olacak. İş arayan genç mühendislerimize Kayseri Model Fabrikamız aracılığı ile 5 gün yalın teknikler, 3 gün de dijitalleşme konularında eğitimler vereceğiz. Daha sonra da sanayideki yalın dönüşüm projelerinde genç mühendislerimize fırsatlar vererek, onların gelişmesine ve istihdam olmalarına destek olacağız” dedi. Başkan Büyüksimitci, eğitim alan genç mühendislerin Kayseri Model Fabrika’nın sanayicilere uyguladığı 5 aylık Yalın Dönüşüm Projelerinde haftada bir görev alarak saha deneyimi kazanacaklarını da söyledi. Projenin hedef kitlesinin tercihen endüstri mühendisleri olduğunu açıklayan Başkan Büyüksimitci, “Bunun yanı sıra üniversitelerimizin makine mühendisliği, bilgisayar mühendisliği veya diğer mühendislik bölümlerinden mezun olmuş ve herhangi bir işletmede çalışmayan gençler programa katılabilecekler. İlgilenen arkadaşlarımız detaylı bilgileri hem Odamızdan hem de model fabrikamızdan alabilirler. Kendini geliştirmek isteyen ve iş arayan gençlerimizi programa katılmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.
Ankara CHP 8. Yargı Paketi’ndeki bazı maddelerin iptali istemiyle AYM’ye başvurdu CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 7499 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da yer alan bazı maddelerin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. CHP Grup Başkanvekili Günaydın, kamuoyunda 8. Yargı Paketi olarak tanımlanan ‘7499 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yasanın iptali ve yürürlüğün durdurulması istemiyle başvuru yaptı. Ardından AYM binasının basın mensuplarına açıklama yaptı. Günaydın, ‘Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12 Mart 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlattı. Günaydın yaptığı açıklamada, ilgili kanunun bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle hazırladıkları dilekçeyi AYM’ye ilettiklerini kaydetti. “Hükmün açıklamasını geriye bırakılması düzenlemesi son derece keyfidir” Günaydın, iptalini istedikleri düzenlemeleri partinin sosyal medya hesaplarından da paylaşacaklarını dile getirirken iptalini istedikleri maddelerin ‘üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım’, ‘tazminat komisyonu’, ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’, ‘kişisel verilerin korunması ve işlenmesi’ olduğunu bildirdi. Günaydın açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Örneğin burada bir anayasal hakkı için protesto gösterisi yapan kişi ve grupların terör örgütüne üye olmamakla birlikte diye başlayan keyfi söz dizimi üzerinden gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olabilir. Dolayısıyla bu düzenlemenin iptalini talep ediyoruz. Daha evvel Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi iptal etmişti ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde maalesef Cumhuriyet İttifakı çoğunluğu Anayasa Mahkemesi kararına uyarlı olmayan bir yeni düzenlemeye imza attı. Dolayısıyla bunun iptalini talep ediyoruz. Bunun dışında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi öncesi kurulan tazminat komisyonu yurttaşın adil başvuru ve etkili başvuru hakkını elinden almaktadır. Biz bunun ihtisas komisyonları, ihtisas mahkemeleri üzerinden sürecin yürütülmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bunun da iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını talep ediyoruz. Hükmün açıklamasını geriye bırakılması düzenlemesi son derece keyfidir. Avukat meslektaşlarımızı müvekkilleri, sanıkları ve hatta hakimleri zor durumda bırakmaktadır. Dolayısıyla daha doğru bir düzenleme yapılmasına imkan tanıyabilmek açısından bunun da iptalini talep ediyoruz. Bunun yanında kişisel verilerin korunması ve işlenmesiyle ilgili son derece sakıncalı hükümler vardır. Kişinin rızası olmaksızın bir kanuni koruma da olmaksızın sağlık verileri, siyasal parti üyelikleri, dernek üyelikleri işlenebilmektedir. Bunun izah edilebilir bir durumu asla söz konusu değildir. Yurttaş güvenliğini tümüyle ihlal eden bu tutum için biz Anayasa Mahkemesi’ne geldik."