GÜNDEM - 27 Eylül 2020 Pazar 08:24

Türkiye’nin 3 aşı projesi insan denemeleri aşamasında

A
A
A
Türkiye’nin 3 aşı projesi insan denemeleri aşamasında

Covid-19 ile mücadele kapsamında yerli aşı çalışmaları devam ediyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “3 aşı projemizde insan üzerinde gerçekleşecek klinik aşama çalışmalara geldik diyebiliriz. Bunları Türkiye'de üretebilecek alt yapıya sahip bütün şirketlerimizi geziyoruz. Vetal de önemli bir adayımız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Covid-19 aşısıyla ilgili olarak “Özel sektöre ait bir firmanın alt yapısı aşının üretimine uygun hale getiriliyor” sözlerinin ardından gözler, TÜBİTAK Kovid-19 Türkiye Platformu çerçevesinde yürütülen çalışmalara çevrildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2021’in ilk aylarını işaret ettiği aşı projelerinden birinin Adıyaman’da sürdürüldüğü ortaya çıktı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Adıyaman’da aşı geliştirme çalışmalarının yapıldığı Vetal firmasını ziyaret etti. 2 aşı projesinde hayvan deneylerinin tamamlandığını, Adıyaman’da da hayvan deneylerinde son aşamaya gelindiğini kaydeden Bakan Varank, “Yani 3 aşı projemizde insan üzerinde gerçekleşecek klinik aşama çalışmalara geldik diyebiliriz. Bunları Türkiye'de üretebilecek alt yapıya sahip bütün şirketlerimizi geziyoruz. Vetal de önemli bir adayımız” ifadelerini kullandı.

17 proje var

Türkiye de, tüm dünya gibi Covid-19’a karşı etkili olabilecek aşı konusunda çalışmalarını tüm hızla sürdürüyor. TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında aşı ve ilaç olmak üzere toplam 17 proje üzerinde çalışan bilim insanları, bir an önce sonuç almak için çabalıyor.

Vetal’i ziyaret

Bu çalışmalardan biri de Adıyaman’da yürütülüyor. Bakan Varank, Adıyaman’da aşı üzerine çalışan Vetal A.Ş.’yi ziyaret etti. Türkiye’de en yüksek biyogüvenlik seviyesine sahip olacak BSL-4 laboratuvarının inşaatında incelemelerde bulundu. Bakan Varank'a, ziyaretinde Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, AK Parti Adıyaman milletvekilleri Ahmet Aydın, Halil Fırat, Yakup Taş ile Fatih Toprak ve Adıyaman Üniversitesi Rektörü Mehmet Turgut eşlik etti.

17 laboratuvarı var

Bakan Varank, TÜBİTAK ve VETAL firması iş birliğinde yeni tip korona virüsle (Covid-19) mücadele çerçevesinde çalışmaların yürütüldüğü fabrikadaki incelemelerinin ardından gazetecilere açıklama yaptı.
Veteriner aşıları üretiminde Türkiye'nin en iyi alt yapıya sahip firmalarından birinin Adıyaman'da bulunduğunu belirten Varank, firmanın biyogüvenlikli 17 laboratuvara sahip olduğunu söyledi. Vetal firmasının ürettiği veteriner aşılarını ihraç ettiğini de ifade eden Varank, firmanın ayrıca Adıyaman Üniversitesi ile anti serum çalışmaları yaptığını dile getirdi.

Bilim insanlarının üstün gayreti

Covid-19 Türkiye sınırlarına girmeden önemli tedbirler aldıklarını hatırlatan Varank, bu kapsamda TÜBİTAK bünyesinde Covid-19 Türkiye Platformu'nu oluşturduklarını belirtti.
Aşı projelerinde önemli bir mesafe kat ettiklerini vurgulayan Bakan Varank, "TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında başlatılan aşı ve ilaç geliştirme projelerimiz büyük bir kararlılık ve bilim insanlarımızın üstün gayretleriyle devam ediyor" diye konuştu.

“3 aşı projesinde klinik aşama seviyesine geldik”

Bakan Varank, aşı geliştirme çalışmaları kapsamında 2 projede hayvan deneylerinin tamamlandığını anlatarak, “Selçuk Üniversitesinden Prof. Dr. Osman Erganiş Hocamız da Vetal ile yürüttüğü çalışmada hayvan deneylerinde son noktaya geldi. Sonraki aşamada dosyalarını Sağlık Bakanlığımıza teslim edecek. Böylece platformumuzda yer alan 3 aşı projesinde klinik aşama çalışmalarına geldik” diye konuştu.

"Sağlık Bakanlığı ile görüşüyoruz"

Aşıların geliştirilmesinin yanı sıra seri üretiminin de çok önemli olduğunu belirten Varank, “Bunları Türkiye'de üretebileceğimiz alt yapıya sahip bütün şirketlerimizi geziyoruz. VETAL de önemli bir adayımız. Buradaki tesisimiz Sağlık Bakanlığımızın yetki vermesiyle insan aşısı üretimi için çok rahat kullanılabilecek bir. Sağlık Bakanlığımız ile de görüşmeleri yapıyoruz, ekipleri burayı ziyaret edip inceledi. Sertifikasyon çalışmaları tamamlandıktan sonra, insan üzerinde deneme aşamasına gelen aşılarımızı burada üretip, yeni bir aşamaya geçmek istiyoruz. İnşallah ülkemize şifa olacak aşıları kendimiz üretebilip, vatandaşımızın hizmetine sunacağız" açıklamasında bulundu.

“Kısa bir süre içerisinde Faz-1'e geçeceğimize inanıyoruz”

Aşı çalışmalarında Sağlık Bakanlığı ile koordineli çalıştıklarını belirten Varank, "Hayvan denemeleri tamamlanan aşılarımızın dosyası Sağlık Bakanlığına teslim edildi. Bakanımız öncülüğünde gerekli incelemeler hızlı bir şekilde yapılıyor. Çok kısa bir süre içerisinde Faz-1'e geçeceğimize inanıyoruz, yeter ki mevcut inceleme süreçleri bir an önce tamamlansın. Vetal gibi önemli tesislerde de Faz-1 ve Faz-2 aşamalarında kullanılacak aşılar üretilebilsin. Biz kısa süre içerisinde insan denemelerine başlayabileceğimize inanıyoruz" diye konuştu.

Türkiye’nin tek BSL-4 laboratuvarı

Öte yandan Bakan Varank, halk sağlığını ve çalışanları risk altına sokmaksızın, ölümcül mikropların güvenli bir şekilde araştırılması için geliştirilecek, Türkiye’de en yüksek biyogüvenlik seviyesine sahip olacak BSL-4 laboratuvarının inşaatına ilişkin yetkililerden bilgi aldı.

Utku Şimşek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.