GÜNDEM - 17 Ekim 2020 Cumartesi 13:47

Türkiye’nin dört bir yanından topladı, Japonlar da yapmaya başladı

A
A
A
Türkiye’nin dört bir yanından topladı, Japonlar da yapmaya başladı

Antalya’da yaşayan 56 yaşındaki Japon yazar İkumi Nonaka, Türkiye’nin dört bir yanını gezerek Türk kadınlarından aldığı iğne oyaları, halı, kilim ve antika eşyalardan dev bir koleksiyon oluşturdu. Topladığı koleksiyonu her yıl 2 kez Japonya’da sergileyen Nonaka, Japon kadınların iğne oyası yapmaya başladığını söyledi.

Japon yazar İkumi Nonaka 1992 yılında geldiği Türkiye’ye hayran kaldı. Ardından ülkesine dönen ve Türkçe dil kursu alan Nonaka, 1995 yılında tekrar Türkiye’ye gelerek Antalya’da tanıştığı Türk vatandaşıyla evlendi. Antalya'ya yerleşen 1 çocuk annesi Nonaka, halı dokuma üzerine bir iş yeri açtı. Zamanla Türk kadınlarıyla iç içe olmaya başlayan Nonoka, el emeği, göz nuruyla yapılan yazmalar, halı ve kilimler dikkatini çekti. Türk kültürünün önemli el sanatlarından birisi olan iğne oyasına da merak salan Nonaka, nakış, dantel üzerine de araştırmalar yaptı. Zamanla iğne oyasına olan merakı tutkuya dönüşen Japon yazar, Türkiye’nin tüm bölgelerindeki köylere ziyaretler gerçekleştirerek, buradaki Türk kadınlarından iğne oyalı yazmaları toplamaya başladı. Şu ana kadar 2 binin üzerinde iğne oyalı yazma toplayıp dev bir koleksiyon oluşturan Nonaka, bölgelere göre şekillenen halı, kilim, başörtüsü motiflerini de koleksiyonuna kattı. Oluşturduğu koleksiyonunu Japonya’da yılda iki kez sergileyen Nonaka, Japon ve Türk kadınlarının takdirini kazandı.

“Japonya’da birçok kişi iğne oyası yapmaya başladı”

Satış haricinde 3 bine yakın iğne oyası olduğunu belirten Nonaka, Osmanlı nakışlı olanların kendisinde ayrı bir yer olduğunu dile getirdi. Koleksiyonunun tanıtımı için seminer ve konferanslar düzenlediğini de belirten Nonaka, “Türk kadınlarının duygularını anlatan el sanatlarını çok merak eden oluyor. Japon kadınlar da el işi çok severler. Ne kadar inceyse, o kadar çok seviyorlar. Özellikle iğne oya konusunda çok ince olduğu için, merak ediyorlar. Tanıtım sonrası Japonya’da da birçok kişi iğne oyası yapmaya başladı. Merak edip Türkiye’ye geldiklerinde de satın alıyorlar” dedi.

“Türk gençleri Japon kültürü sanıyor”

Japonların yanı sıra koleksiyonuna Türk gençlerin de ilgi gösterdiğini aktaran Nonaka, "Son günlerde gençler gelmeye başladı. Bana, ‘Bunlar Japonya’daki eski eserler mi?’ diye soruyor. Ben de onlara 'sizin kültürünüz' diyorum. Şaşırıyorlar. Olabilir. Bizim Japonya’daki gençler de kültürünü bilmiyor" dedi.

Suat Metin - Gazi Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.