POLİTİKA - 25 Eylül 2017 Pazartesi 11:27

Türkmenlere yönelik olası saldırılara Başbakan'dan net uyarı!

A
A
A
Türkmenlere yönelik olası saldırılara Başbakan'dan net uyarı!

Başbakan Binali Yıldırım, Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin referandum inadının sıcak çatışmaya zemin hazırladığını söyledi. Yıldırım, Türkmenlere karşı olası bir yok etme hareketine de duyarsız kalınmayacağını ifade etti.

TRT Haber, A Haber, CNN Türk, Habertürk, NTV televizyonunun ortak yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı. Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin referandum kararına ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, "Bu referandum dünyanın tüm uyarılarına rağmen başta komşular İran, Türkiye olmak üzere hemen hemen bütün BM'ye tabii ülkeler bu referanduma karşı görüşlerini ortaya koydular. Ancak, bir inatlaşmaya gitti, bölgesel yönetim. Bu referandumu yapıyor. bu referandum gayri meşrudur. Sonuçları hiçbir şekilde tanınmayacaktır, yok hükmündedir. Barış ve istikrara hiçbir katkısı olmayacak. Var olan kaosu, krizi ve sorunları daha da artıracaktır. bunu maalesef orada yaşayan bütün farklı etnik gruptaki insanların geleceğini düşünmeden dikkate almadan orada Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin kişisel ihtiraslarının sonucu alınmış bir karardır. Herhangi bir umut gelecek vaat eden bir referandum değildir. Türkiye elini kolunu bağlayacak değil. Uyarılarımızın yanı sıra, TBMM'de tezkere oylaması yapmak suretiyle atılacak adımlara esas olacak kararlarımızı verdik. Kararlar esasında 3 grup altında ele alınacak, bir tanesi ekonomik, ikincisi siyasi diplomatik alanda yapılacak çalışmalar, üçüncüsü güvenlik ve askeri boyutta yapacağımız çalışmalar" ifadelerini kullandı.

Yıldırım, "İnatla Kerkük, Musul gibi yani anayasayla tanınmış sınırlar dışında da bu referandumu yapma inadı bir anlamda sıcak bir çatışmaya da zemin hazırlamıştır. Bunun da ederi oradaki günahsız sivil insanlara olacaktır. Bizim bundan sonraki adımlara Irak Merkezi Hükümetini daha fazla muhatap alarak devam edeceğiz" dedi. 

İran'ın duyurduğu notanın aynısının Türkiye'ye de geldiğini anlatan Yıldırım, "Bunun üzerinde arkadaşlarımız bir ekip oluşturdu, Enerji, Gümrük Bakanlığı, Dışişleri, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, bunlardan oluşan bir ekip. Bunların detaylarını çalışıyor. Çok geç olmadan bu adımları atacağız. Gerek hava sahası, gerek sınır kapılarının nasıl yönetileceği konusunda" şeklinde konuştu. 

Irak'la, Bağdat'la daha sıkı bir diyalog içinde olacaklarına dikkati çeken Yıldırım, işlerinin ulusal güvenliğe karşı tehdit olarak görülen referanduma karşı inat edenlerle olduğunu ve Kürtlerle bunların ayrı tutulması gerektiğini dile getirdi. Yıldırım, PKK ile olan mücadeleye işaret ederek, "Bizim milletimizi, ülkemin bir bölgesini bölmeye çalışıyorlar. Bu mücadele bir ülke egemenliğinin korunması, milletin beraber tutulma mücadelesi. O bakımdan bu konuda attığı adımların ne kadar yanlış olacağını, ne kadar büyük bedellere, orada yaşayan insanlara vebali olduğunu görecek" dedi. 

Yaptırımların neler olabileceğine ilişkin konuşan Yıldırım, "Sınır kapıları, petrol boru hattı, iletişim hatları bundan böyle merkezi yönetimin sevk ve idaresindedir. Bizim alacağımız kararlardaki karşımızdaki meşru idare ve otorite, Bağdat'tır, Merkezi hükümettir. Şu anda bu görüşmeler sürüyor. Hangisi en kolay uygulanır, hangisinde sorun var, oluşturduğumuz komite bunları değerlendirir" şeklinde konuştu. 

Askeri ayağının ne olabileceğinin sorulması üzerine Yıldırım, "Sıcak takip var. Biz, sınırlarımızın güneyindeki PKK terör kamplarına her zaman hava harekatı yapabiliriz. İşin askeri boyutu, bizim aldığımız bu kararlara karşı, diyelim ki hudut kapısından Bağdat'a geçiş yapacağız, buna karşı engelleme, sıkıntı olursa biz gerekli güvenlik tedbirlerini almak zorundayız. Bunu da Irak merkezi hükümetin koordinasyonu ile yapacağız. Eğer Türkmenlere karşı orada büyük bir kıyım, yok etme hareketi tekrar başlatılırsa buna da duyarsız kalmamamızı kimse beklemesin. Tampon bölgeyi konuşmak için çok erken. Gelişmeleri takip etmekle beraber tedbirlerimizi alıyoruz. Durup dururken bir maceraya girmeyiz. Ülkemizin menfaatlerine helal getirecek tutum olursa gereken karşılığı veririz" açıklamasında bulundu.  

Başbakan Yıldırım’ın bağımsızlık referandumu açıklaması

“Araçlarımıza yönelik bir hareket olursa bize yapılmış olur bizde buna karşılık mutlaka vereceğiz”

Ticari anlamda güzergahı kullanan Türk vatandaşlarına yönelik herhangi bir saldırı olması durumunda Türkiye’nin buna anında karşılık vereceğinin altını çizen Başbakan Yıldırım, “Bugün artık dün yok, her şey değişti. Irak’ın tamamında ulusal meseleler, uluslararası ilişkilerde merkezi hükümet anayasadan doğan haklarını eksiksiz kullanacağını açıkladı. Bu bir çatışma riskini beraberinde getiriyor. Onun birinci derecede kararını verecek olan Bağdat’tır. Bağdat ne kadar uygulamada kararlılık gösterecek? Bizimle ilgili kısmı ne? Biz buradan taşımacılarımız, ithalat, ihracat yapacak vatandaşlarımız girdiler, Bağdat’a, Basra’ya gidecekler diyelim. Bu güzergahta peşmerge unsurları tarafından herhangi bir şekilde saldırıya uğramaması, bir güvenlik zafiyetinin oluşmaması. Oradan giden araçlarımıza yönelik bir hareket olursa bize yapılmış olur biz de buna karşılık mutlaka vereceğiz. Radikal unsurlar, teröristler bu süreç içinde daha da çılgın hareketler yapabilirler, bu konuda da tedbirlerimizi alıyoruz. Güvenliğimizi hedef alan her türlü eylem, kalkışma ister hudutlarımız içinde ister dışında olsun fark etmez, anında karşılığını görecek” diye konuştu.

“Gösterdiğimiz iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil”

"Başika’da Türk askeri sayısı artacak mı, Türk askeri peşmerge eğitimini durduracak mı?" sorusuna cevap veren Başbakan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

“Bunlar yaşandıktan sonra Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetime onların yaşaması için, bütün dünyadan gördükleri izolasyona rağmen oradaki insanların sıkıntılarının giderilmesi için gösterdiğimiz iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil. Bunun bilinmesi lazım. Bu işte inat edenler aslında kendi halklarının geleceğini karartıyorlar. ‘Kürtlerin daha iyi şartlarda yaşamasına Türkiye niye itiraz ediyor?’ deniliyor, böyle bir şey yok, sorun zaten yıllardan beri sıkıntılarla gelmiş bir toplumun daha büyük belalara muhatap olmaması için dostça uyarılarımızı yaptık ama anlayana. Vatandaşlarımıza buralara gidişle ilgili uyarılarımızı yaptık. Genelkurmay Başkanımız Iraklı muhatabını kabul etti. Sahada neler yapılabilir, bizim yaptığımız tatbikata Irak’ta katılma kararı aldı. Detayları burada söylememe gerek yok. Tahran’a bir ziyaret yapacak bugünlerde Genelkurmay Başkanımız. Ardından Cumhurbaşkanımızın bir ziyareti olacak. İran-Türkiye-Irak, bu krizin çözülmesi yönünde bütün gayretimizi göstereceğiz.”
Irak’ın Türkiye’deki tatbikata katılımının nasıl olacağına ilişkin bilgi veren Yıldırım, “Askeri personel, uzman düzeyinde katılım olacağı konusunda bir bilgi var” dedi.

“Kerkük’ün durumu ne olacak?”

Kerkük’ün gelecekteki durumuna ilişkin bilgi veren Yıldırım, “Kerkük’te demografik yapıyı Körfez Savaşı’ndan sonra fiili durum yaparak Bölgesel Kürt Yönetimi değiştirmek için adeta zulüm uyguladı. Kerkük gibi anayasa bakımından Bölgesel Yönetime ait olmayan yerlerin hem referanduma dahil edilmesi hem de oldu bittiye tabi tutulması ihtimaline karşı Irak Merkezi Hükümeti ile koordinasyon halinde bir çalışma içine gireceğiz. Bizim oldu bittiye kayıtsız kalmamız düşünülemez. Bunu Irak ile birlikte yapmamız lazım. Nihayet Irak’ın toprağıdır. Onlar bu konuda bizden destek talebinde bulunursa biz bunu tereddütsüz yerine getiririz. 957 nüfus sayımında Kerkük’teki Türkmen sayısı yüzde 70’ti, şimdi bu oranın yüzde 30’lara kadar gerilediği söyleniyor” ifadelerini kullandı.

“Barzani böyle bir adımı atmakta neden ısrarlı?”

Barzani’nin referandum konusunda neden ısrar ettiği yönündeki soruya ise Yıldırım, “Kendisinin oradaki konumu ile ilgili. Kişisel nedenlerden olduğunu düşünüyorum. Gelecek yıllarda seçimi var. Orada bugüne kadar parlamentoyu toplayamıyor. Otorite ile ilgili sıkıntıları var. Bir konsolidasyon yapma ihtiyacı duyduğunu düşünüyorum. Gaz verenler, gaza getirenler olduğunu düşünüyorum. Unutmasın ki, sırtını sıvazlayanlar işler yolunda gitmezse tanımazlar, yine çalacağı kapı burasıdır” açıklamasında bulundu.

"Arkadaki isimlerden birisi ABD midir? Türkiye için kırmızı çizgi neresidir?" sorusuna Yıldırım, şöyle cevap verdi: 

“Bizim için güney kara hudutlarımızda bir statü değişikliği, yeni bir oluşum, ister Irak’ta, ister Suriye’de kabul edilemez. Bunu biz ulusal güvenliğimize tehdit olarak görüyoruz. Bununla ilgili her türlü müdahale hakkımızı ikili ve uluslararası anlaşmalara bağlı olarak saklı tutuyoruz. Biz bizim için beyan esastır. ABD Başkanı Cumhurbaşkanımızla yaptığı toplantıda bu referandumun yanlış olduğunu, erteleme değil, yapılmaması gerektiğini kamuoyuna açıkladılar. Ama Amerika’daki başka yetkililer daha önceki beyanatlarında ‘bu ertelensin, zamanlaması doğru değil.’ Bizim dediğimiz ne bugün ne sonra. Hiçbir şekilde böyle bir referandum bizim açımızdan meşru değildir, kabul edilemez. İsrail’in kendi hesapları var, iç sorunları var. Oradaki yapılan açıklamalar kuvvetli resmi bir açıklamaya dönüşmedi. Bunda şaşılacak bir şey yok, bölgede İsrail konumunu güçlendirmek, iç sorunlarından kurtulmak için konjonktürel açıklamaları yapıyor. Bu dikkatten kaçmıyor."
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.