ASAYİŞ - 23 Ekim 2017 Pazartesi 16:10

TÜRKSAT baskını davasında karar! 13 sanığa ağırlaştırılmış müebbet

A
A
A
TÜRKSAT baskını davasında karar! 13 sanığa ağırlaştırılmış müebbet

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'a giderek yayınları kesmeye çalışan 5'i sivil 17 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı.

 Mahkeme heyeti, 13 sanığın tamamına 1 er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verirken, asker 8 sanık için ayrıca 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile bin 463'er yıl hapis cezası verilmesine hükmetti. Firari durumdaki 4 sanığın dosyasının ayrılması kararlaştırıldı.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın karar duruşmasına tutuklu sanıklar, sanık yakınları ve taraf avukatları katıldı. Kimlik tespitlerinin tamamlanmasının ardından sanıkların son sözleri soruldu. Sanık eski Yarbay Eray Uçkun, kendisine verilen emirler doğrultusunda hareket ettiğini, yaşananlardan dolayı üzgün olduğunu ancak vicdanının rahat olduğunu söyledi. Gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkacağını ifade eden Uçkun, "Mahkemenizden adil davranmanızı istiyorum" dedi.

Eski ÖKK personeli sanık Fatih Aslan, "15 Temmuz günü bu kulaklar kahraman dendiğini de duydu, hain dendiğini de duydu. Birilerinin bunu planlayıp askerlikteki emir komutayı kullanıp alt kadroya bunu mal ettiği için vicdanım acıyor. TÜRKSAT için vicdanım çok rahat bunu herkes bilsin. Ben devletime her zaman saygı duydum, size de saygı duyuyorum. Verdiğiniz karar devlet için olacak" diye konuştu.

Sanıklardan tehdit gibi sözler: "Mahkeme-i Kübra'da görüşeceğiz"

Sanık Mustafa Altunay, vicdanının rahat olduğunu belirterek, "Adil karar vereceğinize zerre kadar inancım yok. Mahkeme-i Kübra'da görüşeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Büyük mahkemede tekrardan buluşmak dileğiyle"

Sanık Mesut Sancak, "Kıyamet çok uzak değil. Bu dünyada ne söylesek bir yerde kifayetsiz kalıyor. Elbet bu dünya son bulacaktır. Büyük mahkemede tekrardan buluşmak dileğiyle" şeklinde konuştu.

"Bundan sonra herkes beklesin ve görsün"

Sanık Osman Kemal Küçük ise "İllaaki kul şaşabilir. Ancak hakkın adaleti şaşmaz biliyorum. Benim vicdanım rahat, yattığımda rahat uyuyabiliyorum. Yaptıklarından rahat uyuyamayanlar düşünsün. İlla siz bir karar vereceksiniz. Vereceğiniz karar asla bir son değildir. Vereceğiniz karar belki bir başlangıçtır. Bundan sonra herkes beklesin ve görsün" dedi.

Mahkeme heyeti kararını açıkladı

Sanıkların son sözlerinin tamamlanmasının ardından karar açıklanmak üzere duruşmaya yarım saatlik ara verildi. Aranın bitmesinin ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, 13 sanığa "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Heyet, TÜRKSAT personelleri Ahmet Özsoy ile Ali Karslı'nın şehit edilmesi nedeniyle asker 8 sanığa 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini kararlaştırdı.
Mahkeme ayrıca, asker 8 sanığa "Öldürmeye teşebbüsten" 333'er yıl hapis cezası, "Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçundan 540'ar yıl, "Yağma" suçundan 580'er yıl, "Mala zarar verme" suçundan 6'şar yıl ve "Kamu malına zarar verme"den 4 yıl 6'şar ay hapis cezası verilmesini kararlaştırdı. Böylece asker 8 sanığa ayrıca bin 463 yıl 6'şar ay hapis cezası verildi.

Heyet ayrıca, firari sanıklar Ergün Özyurt, İbrahim Yılmazbaş, İsmail Donat ve Tayfun Karaöz'ün dosyalarının ayrılmasına hükmetti. 

Abdullah Sarica

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.