KÜLTÜR SANAT - 21 Ağustos 2017 Pazartesi 09:16

Türkülerle Amerika’yı fethettiler

A
A
A
Türkülerle Amerika’yı fethettiler

Türk gençleri, Anadolu’nun nağmelerini Amerika’da yükseltiyor. Dünyanın en önemli müzik okullarından biri olan Berklee’de eğitim gören Türk gençleri, Boston’da kurdukları The Çay Party grubu ile Anadolu’nun türkülerini Amerikalılara sevdirmeyi başardı.

Grup üyesi Mersinli genç keman sanatçısı Bengisu Gökçe, “Biz, Anadolu’nun müziklerini, kültürünü Amerika’daki insanlara tanıtmayı kendimize görev biliyoruz” dedi. 

Türkiye’deki müzik eğitimlerinin ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Boston şehrindeki Berklee College Of Music’te öğrencilik hayatlarına devam eden Türk gençleri, farklı ülkelerden genç müzisyenlerle birlikte kurdukları The Çay Party grubu ile Türk müziğinin nağmelerini seslendiriyor. Gerek verdikleri konserlerde gerek sosyal medya ve müzik sitelerinde büyük ilgi gören grup, Türk müziğinin ve Türkiye’nin tanıtımına büyük katkı sağlıyor. Müzik eğitimleri başarılarla dolu, Türkiye’nin parlayan yıldızları Denizlili Mahir Can Küçük ve Mersinli Bengisu Gökçe’nin büyük emekleriyle her geçen gün tanınırlığını artıran The Çay Party, uzak diyarlara türkülerin tadını yaşatıyor.

Genç yaşında birçok başarıya imza attı

Bodrum Müzik Festivali’nde Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın konserine solist olarak davet edilerek Türkiye’ye gelen Mersinli genç keman sanatçısı Bengisu Gökçe, konserin ardından memleketi Mersin’de, İHA muhabirine The Çay Party’i ve hedeflerini anlattı. Genç müzisyen Mahir Can Küçük’ün 2014 yılında kurduğu The Çay Party’e 2016 yılında dahil olan grubun tek kadın üyesi 26 yaşındaki Gökçe, Mersin Üniversitesi (MEÜ) Devlet Konservatuvarı Keman Performans Bölümü mezunu. MEÜ’de henüz 7 yaşında başladığı keman eğitiminde, 4 yıllık üniversite eğitimini 2 yılda büyük bir başarıyla tamamlayan Gökçe, bir yıl MEÜ Devlet Konservatuvarı’nda hocalık yapmasının ardından Almanya Berlin’de Hanns Eisler Müzik Okulu’na kabul edildi. Buradaki bir yıllık eğitimden sonra 2015 yılında Berklee College Of Music sınavlarına giren ve burslu olarak okula kabul edilen Gökçe, halen öğrencilik hayatına burada devam ediyor.

Genç yaşında müzik hayatına birçok başarı sığdıran, katıldığı ulusal ve uluslararası yarışmalardan ödüllerle dönen Gökçe, Türkiye’nin çok büyük orkestraları eşliğinde solist olarak çalma fırsatları yakaladığını, bu anlamda çok şanslı olduğunu söyledi. Berklee’deki ilk yılında okulun konçerto yarışmasını kazanarak okul orkestrasında solist olarak çalma şansı elde ettiğini, aynı yıl yaylı bölümünü kazandığını ifade eden Gökçe, halen çalışmalarına hocalarla konserler vererek ve solo performanslarıyla devam ettiğini belirtti.

“The Çay Party’nin bu kadar ilgi göreceğini düşünmüyorduk”

The Çay Party’nin, Berklee’den geçen Mayıs ayında mezun olan müzisyen Mahir Can Küçük tarafından 2014 yılında kurulduğunu aktaran Gökçe, “2016 Ocak ayında Mahir’den aldığım bir teklifle gruba dahil oldum. Ben, Türkiye ve Berlin’deki eğitimim süresince maalesef Türk, Ortadoğu ve dünya müzikleriyle hiç ilgilenme fırsatı bulamamıştım. Boston’da 2016 yılından itibaren çalışmaya başladığım değerli hocam Filistinli Simon Shaheen, bana Türk müziği ile ilgili her şeyi öğretti. Tabi daha öğrenecek çok şey var, fakat öyle bir hocaya sahip olduğum için çok şanslıydım. Mahir’in grubunda yer almak da bana kendi kültürümüz, kendi müziğimizle ilgili çok fazla şey öğretti. Çok şanslıyım, çok mutluyum. Biz hala çalışmalarımıza devam ediyoruz. Biz Türk müziği yapmaya ilk başladığımız zaman bu kadar ilgi göreceğimizi düşünmüyorduk, çünkü Amerikalıların ne kadar Türk müziğini anlayabileceğinden çok emin değildik. Tanıtma amaçlı girdiğimiz bu yolda çok büyük ilgi gördük. Konserlerde türküler, Türkçe pop ve grup üyelerinin eserlerini seslendiriyoruz. Grubumuz 8 kişi ve sadece Mahir ve ben Türk’üm. Grubumuzda Amerikalı, Kanadalı, Filistinli arkadaşlarımız var. Biz, ülkemizin halk müziğini, sanat müziğini, onların da anlayabileceği başka stillerde de birleştirip ama Türk müziğinin özünü koruyarak seslendirdiğimiz için etkileşim çok güzel oldu, Amerikalı ve Avrupalı arkadaşlarımızdan büyük ilgi gördük” diye konuştu.

“Anadolu’nun müziklerini, kültürünü Amerika’da tanıtmayı kendimize görev biliyoruz”

Türk müziklerini, Türk enstrümanları kullanarak, türkülerin melodilerini, söyleme ya da çalma şekillerini muhafaza ederek ve biraz caz, biraz rock ses soundları ekleyerek sunduklarını belirten Gökçe, böylece ilginin çok arttığını söyledi. Sosyal medya ve müzik sitelerinde de popüler olduklarını anlatan Gökçe, “Biz Çay Party olarak, Türkiye’nin, Anadolu’nun müziklerini, tınılarını, kültürünü Amerika’daki insanlara tanıtmayı kendimize bir görev biliyoruz. Bu kadar ilgi aldığımız için aslında şans bize geldi. Biz hiç beklemiyorduk. Bu fırsatı, Türkiye’nin değerlerini orada tanıtmak için kullanmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Türkiye ve dünya müzisyenleri arasında köprü olmak istiyorum”

Berklee’den mezun olduktan sonra Hollywood film endüstrisinin kalbi Los Angeles’e gitmeyi planladığını dile getiren Gökçe, hedeflerini ise şöyle anlattı: “Orada hem filmler için müzikler kaydederken hem dünya müzikleri yaparken hem şarkıcı hem kemancı olarak hayatımı sürdürmek istiyorum. Ayrıca, şu ana kadar aldığım Türk, Ortadoğu ve batı müziklerini birleştirerek, Türk müziğini aynı Çay Party’de yaptığımız gibi farklı kültürlerden insanlara tanıtmayı da çok istiyorum. Ben Berklee’ye gidebilmiş, orada birçok müzisyenle tanışmış ve onlarla konserler verebilmiş bir insan olarak bunu bir şans ve aslında bir görev olarak düşünüyorum. Orada tanıştığım inanılmaz müzisyenler var. O müzisyenleri neden sadece ben tanıyor ve görüyor olayım? Türkiye’nin müzik endüstrisiyle Amerika ve dünyanın başka yerlerindeki müzisyenler arasında bir köprü olmak istiyorum. Orada tanıştığım insanları, orada yaptığım projeleri Türkiye’ye getirmek istiyorum. Bunu kendime misyon olarak belirledim. Bu, uzun soluklu bir proje. O zamana kadar da Türk müziğini oradaki insanlara tanıtmayı amaçlıyorum.” 

Kıymet Gökçe - Koray Ünlü
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Başkan Gürel’den borç açıklaması: “Bu durumu alacağımız tedbirlerle çözeceğiz” Yalova Belediye Başkanı Mehmet Gürel, belediyenin nisan ayı itibarı ile 1 milyar 594 milyon liralık bir borcunun bulunduğunu belirterek, “Bu durumu alacağımız tedbirlerle çözeceğiz” dedi. Yalova Belediye Meclisi Mayıs ayı olağan toplantısı Mehmet Gürel başkanlığında gerçekleştirildi. Raif Dinçkök Kültür Merkezi’ndeki Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleşen birleşimde konuşan Başkan Gürel, Yalova Belediyesi’nin Nisan 2024 itibarı ile net borç dökümünü meclis üyeleri ile paylaştı. Yalova Belediyesi’nin mali durumunun hiç de iç açıcı olmadığını söyleyen Gürel, şöyle konuştu: “Yalova Belediyesi’nin nasıl bir mali tabloda devraldığımızı herkesin doğru bir şekilde bilmesi lazım. O nedenle borçları maddeler halinde sizlerle paylaşacağım. Belediyemizin kısa vadeli banka kredileri 38 milyon 768 milyon TL, uzun vadeli banka kredileri 116 milyon 142 bin TL, bütçe emanetleri 425 milyon TL, 1 Nisan 2024 itibarı ile sisteme girilmemiş fatura tutarları 105 milyon, depozito ve teminatlar 37 milyon, emanetler hesabı 8 milyon 741 bin TL, ödenek ve sosyal vergi fonlar borcu 42milyon 727 bin TL, kamu idareleri ve paylar borcu 113 milyon TL, vadesi geçmiş yapılandırılmış kamu borçları 64 milyon, dış mali borç 594 milyon TL, kısa vadeli faiz giderleri 21milyon, uzun vadeli faiz giderleri 26 milyon TL olmak kaydı ile 01 Nisan 2024 tarihi itibarı ile belediyenin toplam borcu 1 milyar 594 milyon 176 bin TL’dir. Kasamızda 2 milyon nakit para, 108 adet 0,25 gram altın ve 4 adet 1 gram altın bulunuyor.” Başkan Gürel, mali durumunu birlikte alınacak tedbirlerle çözeceklerini belirterek, “O günden sonra her hangi bir ciddi harcamamız yok. Bu 1 milyar 594 milyon borcun 600 milyona yakını ana ishale hattının ödemesidir. Ben bir bilgi kirliliği olmasın ve siyaseten birileri olayı çarpıtmasın diye bunu söylüyorum. Geri kalan cari borcun yaklaşık 800 milyon lirası birliklere, Personel A.Ş’ye, vergi dairesine, SGK’ya ait olan borçlar. Yaklaşık piyasaya da 192 milyon TL borcumuz var. Toplamda birikmiş ve aylık bazda nasıl bir mali durumda olduğumuzu herkesin görmesini istediğim için bunları detaylarıyla açıklıyorum. Bu sorunlu durumu hep birlikte bazı tedbirler alarak ve tasarruflarda bulunarak çözeceğiz” dedi. 104 milyon TL kredi izni Yalova Belediye Meclisi’ndeki bir diğer önemli gündem maddesi ise Yalova Belediyesi’nin cari giderleri ve kamu ödemelerini karşılamak için İller Bankası ya da İller Bankası Teminat Mektubu ile özel ya da kamu bankalarından 104 milyon TL’lik kredi kullanması konusu oldu. Bu krediyi almak zorunda olduklarını ifade eden Gürel, teklifi meclis onayına sundu. Yapılan oylamada Cumhur İttifakının hayır ve CHP’nin evet oyları ile teklif oy çokluğu ile kabul edildi. İshale hattı için 8 milyon Euro kredi çekilecek Yalova Belediye Meclisi yapımı devam eden Ana İshale Hattı çalışmalarının tamamlanabilmesi için ihtiyaç duyulan 8 Milyon Euro için kredi kullanılması için de Gürel’e yetki verdi. Burada konuşan Gürel, “Şehir için doğru yatırım ama şartları riskli bu krediyi almak zorundayız. Kısa vadede aylık 5-6milyon bir KDV yükü getirecek. Belediyenin bozuk olan mali yapısında bu çok riskli. Aylık gelir gider denklemi bozuk.38 milyon İller Bankası olmak üzere gelirlerinin var. 57 milyon net 71 milyon brüt personel giderimiz var. Temmuz ayında toplu sözleşmelerle yüzde 20 artış yaşanacak. Yani personel gideri 90-100 milyona çıkacak. Acilen belediye gelirlerini arttırmak ve gideri azaltacak tedbirler almamız lazım” ifadesini kullandı. Cumhur İttifakı adına söz alan Fatih Şahin ise, “Yalova’daki su sıkıntısının önüne geçmek adına bu proje çok önemlidir. Hatta şehir içi şebekesinin de acilen tamamlanması lazım. Bunlar şehrimiz için olmazsa olmaz yatırımları” dedi.