GÜNDEM - 27 Ocak 2018 Cumartesi 09:46

Üç ev hanımı ve bir emekli bir araya geldi tekstil atölyesi açtı

A
A
A
Üç ev hanımı ve bir emekli bir araya geldi tekstil atölyesi açtı

Diyarbakır’da yaşayan Aziz Yaşar ve üç ev hanımı kahvede, evde oturmak yerine bir araya gelip tekstil atölyesi açtı. Şimdilerde kendileri dışında 5 kişiyi de istihdam eden ortakların hedefi, iş yerini büyüterek istihdam sayılarını 50’ye çıkartmak.

Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde yaşayan 58 yaşındaki emekli Aziz Yaşar ve Nebahat Yılmaz, Rojbin Bükün ile Ziynet Dinçer adlı ev hanımları, evde oturmak yerine bir iş kurma fikriyle yola çıktı. 5 yıl önce emekli olmadan önce sürekli iş kurma düşüncesi taşıyan Yaşar, kente dışarıdan gelen çeşitli spor dallarının ürünlerini üretimine karar verdi. Kendi öz sermayesiyle yola çıkan Yaşar, 4 yıl sonra kendisi gibi evde oturmak istemeyen üç ev hanımıyla tanıştı. Ev hanımları Yılmaz, Bükün ve Dinçer ile güçlerini birleştiren Yaşar, şimdilerde hem üretiyor hem de gençleri istihdam ediyor. Ev hanımlarının evde olan bir iki bileziğini satarak ortak oldukları 10 kişinin çalıştığı atölyeden bölge illerine avcılık, atıcılık, dağcılık gibi çeşitli spor dallarının malzemelerini gönderen Yaşar ve ortakları, işlerini geliştirip büyütüp istihdam sayılarını 50’e kadar yükseltmek istediklerini söyledi.

“Emekliler kahvesinde oturmaktansa bir şey yapma arzusuyla başladım”

İşini sevdiğini ve severek yaptığını kaydeden Yaşar, “Kamu emeklisiyim. Emekli olduktan sonra boş vakitlerimi nasıl geçirebileceğimi bütün emeklilerin aklından geçen olay o. Ben emekliler kahvesinde oturmaktansa, vaktimi o şekilde heba etmektense bir şeyler yapma arzusuyla bir ara tanıştığım üç ev hanımıyla arkadaşla, arkadaşların da girişimciliğe dair arzu ve isteklerini görünce oturup konuştuk. ‘Diyarbakır’da ne yapabiliriz kendi kapasitemizde?’düşündük, taşındık. Talep olup da arzı yapılmayan bazı tescil ürünlerini üretmeyi düşündük. Sorduk esnafa kara ve su avcılığı dediğimiz iş alanından tescil ürünlerini üretmeye başladık. Bunlar av tüfekleri kılıfları, avcı yelekleri, avcıların giydiği tescil ürünleri, balıkçılık ilgili arkadaşların kullandığı bazı olta çantaları gibi. Perakendeci arkadaşların bilgilerinden faydalanarak onları üretmeye çalıştık. Akabinde yine sporla alakalı dağcı çantaları sonra talep de gelince seyahat çantaları ürünleri üretmeye başladık. 5 yıldır bu işi yapıyorum” dedi.

“İmkan olsa kapasitemizi 50 kişiye çıkarırız”

Şuanda kendisiyle birlikte 10 kişiye istihdam sağladıklarını kaydeden Yaşar, “Şuan ben, üç bayan arkadaş ve çalışanlarımızla birlikte bir şeyler üretmeye çalışıyoruz. Ama kapasitemizi biraz daha makine aksamlarını ve bazı olanaklara sahip olabilseydik 50 kişiye kadar istihdam edebiliriz. Eğer fiziki yapısı müsaitse emekli olan arkadaşların kahve köşelerinde, dumanlı yerlerde boş boş oturmaktansa üretime yönelik bir şeyler düşünmelerini, hayattan kopmamalarını ve üretime yönelik çabalar içerisine girmelerini tavsiye ederim” diye konuştu.

“Evdeki bir iki bileziği satarak başladık”

Tekstil atölyesinin ortaklarından ev hanımı Nebahat Yılmaz ise, “Dağcı, deniz, av sporlarına yönelik ürünler yapıyoruz. Ev hanımıydım. Çocuklar biraz büyümüştü bir arayış içerisinde buldum kendimi. Bir boşluktaydık, bir şeyler yapma fikri gelişti iki arkadaşımla beraber. Sonra biz önce iki üç tane makine elde ederek küçük küçük nevresim, çarşaf dikmeye başladık. Sonra Aziz bey ile tanıştık. Onun ürün yelpazesi bizimkinden biraz farklıydı ama çok yüreklendirdi bizi. Biz de başladık. Birlikte başladık yaklaşık bir yıldır birlikteyiz. Ev hanımları boş durmasınlar, bir şeyler yapsınlar. Çünkü herhangi bir sermayemiz bizim de yoktu. Kendi öz sermayemizle başladık. Evdeki bir iki bileziğimizi satarak, belki bir altınımızı satarak bir iki makine biraz da kumaş almaya çalıştık. Öyle başladık” ifadelerini kullandı. 

Ejder Ediz Işık

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Bakan Özhaseki: “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem sonrası 76 bin konutun teslim edildiğini belirterek, "Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Hatay’a geldi. İlk olarak Antakya ilçesi EXPO yerleşkesinde bulunan Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden Bakan Özhaseki, şehrin farklı noktalarındaki şantiye alanlarını da ziyaret etti. Çalışmalar hakkında bilgi alan Bakan Özhaseki, ardından Mustafa Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Hatay İl Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Türkiye genelinde bin 240 şantiye alanının olduğunu belirten Bakan Özhaseki, bu zamana kadar yapımı tamamlanan 76 bin konutun da teslim edildiğini söyledi. “Depremden doğrudan ve dolaylı olarak 14 milyon insan etkilendi” Türkiye’nin 15 ay önce büyük bir felaketle karşı karşıya geldiğini hatırlatan Bakan Özhaseki, Hatay’da 9 saat arayla uzun süren iki tane şiddetli deprem olduğuna değinerek, “Bundan dolaylı veya doğrudan etkilenen insan sayısı 14 milyonu buldu. 18 tane şehrimizde de hasar var. Yapılan tespitlerde ara ara bu sayılar düşebilir ama ortalama 850 bin bağımsız birimin zarar gördüğünü biz de tescil etmiş olduk. Ülke olarak çok şükür büyük bir milletiz. Böyle bir milletin ferdi olmak ve üyesi olmak hepimiz için şereftir” dedi. “Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye alanımız var” Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye olduğunu ifade eden Bakan Özhaseki, AFAD’ın deprem bölgelerinde bildirmiş olduğu hak sahipliği sayısının 400 bin civarında konut ve 40 bin civarında da iş yeri olduğunu belirterek, “Mahkemelik durumlar nedeniyle arada sayılar değişiyor veya süreler uzatılıp yeni müracaatlar alınıyor. Bu sayının 500 bine doğru yaklaşacağını kabul ediyoruz. Biz bakanlık olarak 500 bin civarında konut ve iş yeri yapma planlamalarımızı sürdürüyoruz. Ülke genelinde şu anda bin 240 yerde şantiyemiz var. 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz. Genel olarak bin 240 yerde şantiyemiz var. Hatay merkezde bugün arkadaşlarımız 68 yerde şantiyemizin olduğunu söylediler" diye konuştu. “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Köylerde de hasar olduğunu dile getiren Bakan Özhaseki, “Bu köylerde önce normal inşaatlarımız devam ederken, deprem konusundaki uzman hocalarımızın tavsiyesiyle çelik evlere başladık. O çelik evlerimiz de çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Şu ana kadar 76 bin kadar konut teslim ettik. Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız. 400 bin civarında hak sahibinin 395 bin konut için bir ay içerisinde ihalesini yapacağız. Bunlara da en fazla bir yıl gibi bir süre veriyoruz. Ufak tefek aksamalar olabilir ama büyük ihtimalle gelecek sene ortası veya güz ayları gibi bütün konut ve iş yerleri için hak sahiplerinin tamamının haklarını inşallah bitirmiş ve teslim etmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eyüpsultan’da okul müdürünü silahla öldüren zanlı çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi Eyüpsultan’da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurup hayatını kaybetmesine neden olan Y.K. çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.Eyüpsultan’da 7 Mayıs’ta meydana gelen olayda iddiaya göre yabancı uyruklu öğrenci Y.K. (17), okuduğu özel liseden atılmasından sorumlu tuttuğu ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediği okul müdürü İbrahim Oktugan’ı odasında silahla vurarak ağır yaralamıştı. Hastaneye kaldırılan Oktugan hayatını kaybederken, olayın ardından yakalanan Y.K. gözaltına alınmıştı.TutuklandıEmniyetteki işlemleri tamamlanan suça sürüklenen çocuk Y.K., Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Y.K., daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.Hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği belirtildiOlaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükûnete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.’nın eğitimci Oktugan’ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi."Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’Öte yandan suça sürüklenen çocuk Y.K.’nın Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Y.K.’nın ifadesinde, ‘’2023’ün ilk döneminin ortalarında başka bir okuldan bu özel liseye kayıt oldum. Burada çeşitli sebeplerde hakkımda disiplin cezaları yazıldı, ben imzalamak istemedim. Aralık ayında sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan’ın odasına gittim, annemle oturuyorlardı. Anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim sırada müdür, ‘’Burası Türkiye, benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz’ dedi. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Annemin üzerine yürümesi üzerine polisi de aradık, daha sonra okulu terk ettik ve olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Bizden aldıkları parayı da geri vermediler. Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’ dedi.‘’Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu’’Olaydan 1 gün önce aynı okulda okuyan birini gördüğünü ve Aralık ayında yaşadığı olayın aklına geldiğini söyleyen Y.K. ifadesinin devamında, ‘’Tekrar sinir oldum. Müdürün hala okulda olup olmadığını sordum. Hala orada çalıştığını söyleyince 4 Mayıs günü 10 bin lira karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Kapıya geldiğimde selam verdim, bir anda kapı açıldı. Kimseye bir şey söylemeden hızlı bir şekilde müdürün odasına geçtim. Masada oturuyordu, beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. 2 mermim vardı, ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Sonrasında hızlıca odadan çıkıp geldiğim kapıya yöneldim ve silahı yere doğru tutarak ‘peşimden gelmeyin’ dedim. Kapıya koşup kapıyı zorladım, açılmayınca birinden açmasını rica ettim. Bir çocuk da kapıyı açtı. Benim amacım öldürmek değildi, dövmekti. Eve geçtim ve börek götürdüm. Üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra da silahı ve telefonumu Alibeyköy Barajı’na attım’’ ifadelerini kullandı.