SPOR - 20 Ocak 2021 Çarşamba 13:07

'Ufak değişikliklerle doğurganlık şansınızı artırabilirsiniz'

A
A
A
'Ufak değişikliklerle doğurganlık şansınızı artırabilirsiniz'

Günlük hayatımızda yapacağımız ufak değişikliklerle doğurganlık şansını artırmanın mümkün olduğunu belirten Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Betül Dündar; “proteinden zengin karbonhidrattan fakir bir beslenme programı benimsenmeli, ideal vücut ağırlığının sağlanması için mutlaka egzersiz yapılmalı ve kafein tüketimi sınırlandırılmalı” dedi.

Çocuk sahibi olmayı düşünen çiftlerin birçoğu hayallerine kısa süre içinde ulaşabilirken bazı çiftlerin ise anne-baba olabilmeleri için daha fazla uğraş vermeleri gerekebiliyor. Yaşam şeklimiz, beslenme biçimimiz ve alışkanlıklarımız genel sağlığımızı doğrudan etkileyebildiği gibi üreme sağlığı üzerinde de birtakım etkiler oluşturuyor. Günlük hayatımızda yapacağımız ufak değişikliklerle doğurganlık şansını artırmanın mümkün olduğunu belirten Bahçeci Bursa Tüp Bebek Merkezi doktorlarından Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Betül Dündar; “proteinden zengin karbonhidrattan fakir bir beslenme programı benimsenmeli, ideal vücut ağırlığının sağlanması için mutlaka egzersiz yapılmalı ve kafein tüketimi sınırlandırılmalı” şeklinde uyarılarda bulundu.

“Antioksidan içerikli gıdalar tüketilmeli”
Çocuk sahibi olmaya karar veren bir çiftin planladıkları gebeliğe ulaşmaları her zaman korunma yöntemlerini bırakır bırakmaz mümkün olmayabiliyor. Dengeli ve kaliteli beslenmenin sağlıklı bir beden ve üreme sağlığı için önemi büyüktür. Kendiliğinden veya yardımcı üreme tekniklerinin kullanıldığı tedavi yöntemleri aracılığı ile gebe kalmayı isteyen çiftlerimiz için birtakım önerilerde bulunmak gerekirse şu şekilde sıralayabilirim diyen Doç. Dr. Betül Dündar; “bunlardan ilki antioksidan gıdaların tüketilmesidir; özellikle çiğ sebze ve meyveler, fındık, fıstık ve diğer yağlı tohumlar antioksidan açısından zengindir. Fertilitenin desteklenmesinde kahvaltının önemi büyüktür. Doyurucu ve zengin bir kahvaltı yumurtlama fonksiyonları açısından çok önemlidir. Buna ek olarak dikkat edilmesi gereken bir nokta, öğlen ve akşam öğünlerinin nispeten daha hafif özellikle çiğ ya da az pişmiş sebzelerden zengin ve mutlaka protein içeren, karbonhidrattan fakir gıdalardan oluşması gerektiğidir. Aksi halde sadece doyurucu nitelikte bir kahvaltının kilo alımına da sebep olabileceği unutulmamalıdır” dedi.

“Beslenme programlarında mutlaka zeytinyağı olmalı”
“Doğurganlığı destekleyen beslenme biçiminde yağların da önemi büyüktür. İnsan vücudunun yapıtaşı olan hücrelerin zar yapısında yağların ne kadar önemli bir yere sahip olduğu unutulmamalıdır. Dolayısı ile sağlıklı yağlar hem genel sağlık anlamında hem de fertilitenin desteklenmesi için gereklidir” diyen Doç. Dr. Betül Dündar; “Zeytinyağı çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin beslenmelerinde mutlaka yer almalıdır. Diğer taraftan margarinlerde, kızartmalarda ve işlenmiş gıdalarda bulunan trans yağlar sağlıksız yağlardır ve özellikle insülin duyarlılığını azaltarak polikistik over sendromu gibi durumlarda doğurganlığı olumsuz yönde etkilemektedir. Günlük karbonhidrat tüketiminin azaltılması, günlük kalori ihtiyacının \%45’inden daha azının karbonhidratlardan sağlanması yumurtlama fonksiyonları açısından büyük önem taşır. Yine polikistik over sendromu olgularında bu durum özellikle önemlidir çünkü karbonhidratların azaltılması bu hastalarda kilo kaybını kolaylaştırır, insülin seviyelerinin düşmesini sağlar ve günlük düzenli egzersizlerle desteklendiği durumlarda yağ yakımını hızlandırır. Böylelikle adet düzensizliklerine yol açan yumurtlama fonksiyonlarının önemli ölçüde düzelmesine katkıda bulunur. Karbonhidrat tüketilecekse de rafine halde olan karbonhidratlardan kaçınmak gerekir. Beyaz ekmek, makarna, pirinç, şekerli yiyecek ve içecekler kan şekerini hızlı bir şekilde yükselterek yumurtalıklar üzerinde olumsuz etkiye sebep olurlar” şeklinde belirtti.

“Yağsız süt ve süt ürünleri yerine tam yağlı olanlar tercih edilmeli”
“Doğurganlığı destekleyici beslenme biçiminde mutlaka yer alması gereken bir başka besin öğesi de liflerdir. Lifler, fazla şeker ve vücuttan atılması gereken östrojen gibi bazı hormonların fazlasının uzaklaştırılması için son derece önemlidir. Özellikle suda eriyebilen lifler vücuttaki östrojen ve progesteron düzeylerini azaltarak üreme fonksiyonlarının desteklenmesini sağlar” diye belirten Doç. Dr. Betül Dündar; “Bu gıdaların başında avokado, yulaf ve meyveler gelmektedir. Ayrıca tam tahıllı gıdalar, sebzeler ve baklagiller de yüksek lif içeriğine sahip gıdalardır. Hamile kalmayı destekleyici diyetin önemli bir öğesi ise proteinlerdir. Protein kaynaklarının hayvansal olanlar yani et, balık, yumurta yerine bitkisel olanlarla değiştirilmesi doğurganlığın desteklenmesinde önemlidir. Baklagiller, sert kabuklu yemişler ve yağlı tohumlar önemli bitkisel protein kaynaklarıdır. Hayvansal protein kaynaklarından biri olmasına rağmen daha fazla balık tüketiminin özellikle yardımcı üreme tekniklerinin kullanıldığı tedavi yöntemlerinde canlı doğum oranlarını arttırdığı gösterilmiştir. Çoğu zaman uygulananın aksine yağı azaltılmış veya yağsız süt ürünlerinin tüketimi doğurganlığın desteklenmesi anlamında daha yararlı değildir. Bunun yerine tam yağlı süt ve süt ürünlerini tüketmek daha sağlıklıdır. Tüm bu sağlıklı beslenme önerilerine ek olarak özellikle folik asit içeren multivitaminlerin çocuk sahibi olmayı planlayan hastalarda kullanılması önerilmektedir” diye ifade etti.

“Ağır sporlar yerine basit egzersizler yapılmalı”
“Sağlıklı yaşamın bir parçası olması gereken egzersiz ve günlük aktiviteler hem ideal vücut ağırlığının sağlanması için önemlidir hem de genel sağlık durumuna katkı sağlayarak hastanın üreme fonksiyonlarını olumlu yönde etkiler. Egzersiz konusunda unutulmaması gereken nokta vücuttaki enerji dengesinin korunması gerektiğidir çünkü ağır sporlar birtakım hormonal dengesizliklere yol açarak doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebilmektedir” şeklinde uyarılarda bulunan Doç. Dr. Betül Dündar; “Doğurganlık üzerinde olumsuz etkisi olduğuna emin olduğumuz sigara ve alkolün de gebelik planlayan çiftlerde mutlaka bırakılması gerektiği unutulmamalıdır. Çay ve kahvenin de doğurganlığı olumsuz etkileyebileceği özellikle kahve tüketiminin iki fincanı geçmemesi gerektiği akılda tutulmalıdır. Tüm bunlara ek olarak stresin önemi göz ardı edilmemeli ve bu durum kontrol altına alınamıyorsa profesyonel bir destek almaktan çekinilmemeli” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.