MAGAZİN - 03 Nisan 2018 Salı 16:21

Ufak Tefek Cinayetler 24.bölüm fragmanı... Ufak Tefek Cinayetler izle... 24.bölümde neler olacak?

A
A
A
Ufak Tefek Cinayetler 24.bölüm fragmanı... Ufak Tefek Cinayetler izle... 24.bölümde neler olacak?

Star TV'nin merakla beklenen dizisi Ufak Tefek Cinayetler'de her şey ortaya çıkacak. Merve'nin Serhan'ın odasını izlemesi her şeyi bir bir aydınlatacak. Peki Ufak Tefek Cinayetler dizisini nereden izleriz? Ufak Tefek Cinayetler dizisi canlı nasıl izleriz? Ufak Tefek Cinayetler 24 .bölüm izle... Ufak Tefek Cinayetler yeni fragman... İşte Ufak Tefek Cinayetler dizisi hakkında tüm detaylar...

Reyting rekorları kıran dizide her şey bir bir ortaya çıkıyor. Merve ile Serhan'ın boşanma aşamasında olmasına Merve nasıl engel olacak? Oya ile ilişkilerini iyice ilerleten Serhan, Merve'nin boşanmaması karşısında ne yapacak merak konusu şimdiden oldu. 22.bölümde nefes kesen anlar yaşandı. Burcu adeta köşeye sıkıştı. Eski eşi Arzu'yu özleyen Mehmet ise bundan sonra ne yapacak çok merak ediliyor. Peki Ufak Tefek Cinayetler 23.bölümde neler olacak? Ufak Tefek Cinayetler 24.bölüm fragmanı yayınlandı mı? Ufak Tefek Cinayetler izle... 

UFAK TEFEK CİNAYETLER CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ...

Ufak Tefek Cinayetler 24.bölüm fragmanı... Ufak Tefek Cinayetler izle... 24.bölümde neler olacak?

UFAK TEFEK CİNAYETLERDE GERÇEK ORTAK ÇIKIYOR!

Merve ve Pelin’in başı büyük dertte! Her an kendilerini parmaklıklar arkasında bulabilirler. Büyük bir panik ve yeni yeni kurulan oyunlar. Üstelik ikisi de kendini kurtarmanın peşinde. Pek de açık oynamıyorlar.

Diğer yanda Oya’yla Serhan’ın aşkı dolu dizgin devam ediyor. Başlarına geleceklerden habersizler.

Mehmet, Burcu ilişkisinde sona geliniyor. Marifetli bir oyuncu, oyunu ne zaman kaybettiğini hemen anlar… Bu defa kuyulara düşen Burcu mu olacak? Adalet yerini bulacak…

Ve sonunda Sarmaşık’ın en büyük skandalı patlıyor. Merve, Serhan’ın hayatında biri olduğunu anlıyor. Kim olduğunu tespit etmek için şeytanın aklına gelmeyecek bir plan yapıyor. Oya, kuş gibi düşecek tuzağa!

Ufak Tefek Cinayetler 24.bölüm fragmanı... Ufak Tefek Cinayetler izle... 24.bölümde neler olacak?

22.BÖLÜMDE NELER OLMUŞTU?

Merve uçurumun kenarında!

Sarmaşık şimdi her zamankinden daha zehirli ve tehlikeli. Yalan beyanlar havada uçuşuyor, gerçekler derinlere gömülüyor ve yine kazanan, korkuya yatırım yapan mı olacak? Merve ve Serhan'ın boşanma davası geldi çattı. Aksaklar dağılıyor. Tam Merve sigorta kutusu gibi her şeyi birbirine bağladı derken olaylar beklenmedik bir şekilde gelişiyor ve Merve’yle Pelin kendilerini bir anda ıssız ormanda Tunç’la baş başa buluyor!

UFAK TEFEK CİNAYETLER DİZİSİ OYUNCULARI

OYA (Gökçe Bahadır)

Ünlü dizi ve sinema oyuncusu Gökçe Bahadır, 9 Kasım 1981 tarihinde İstanbul’da doğmuştur.

Akademi İstanbul Radyo Televizyon bölümünden mezun oldu. Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde oyunculuk eğitimi aldı. Akademi'de okurken bir yandan da Fenerbahçe FM'de radyo programı sundu. Okuldan mezun olduktan sonra Best TV'de VJ’lik, ardından Show TV'de Sinyal programının sunuculuğunu yaptı.

2001 yılında “Tatlı Hayat”, 2002 yılında “Beşik Kertmesi”, 2003 yılında “Mühürlü Güller” gibi dönemin başarılı dizilerinde bölüm oyunculuğu yaptı. 2003-2005 yılları arasında “Hayat Bilgisi” dizisinde “Törpü” karakterini canlandırdı ve geniş kitlelerce tanındı.

MERVE (Aslıhan Gürbüz)

Aslıhan Gürbüz kimdir, Aslıhan Gürbüz, 16 Şubat 1983 tarihinde Çanakkale‘de doğmuştur. Babası Eskişehir Seyitgazi’lidir. 5 yaşında babasının işi nedeniyle, İstanbul‘dan, Bursa İnegöl‘e taşınmışlar. İnegöl’de ikamet eden babası Turgut Gürbüz vefat etti. Bursa’nın İnegöl İlçesinde Müşerref Muzaffer Samda İlköğretim Okulunda okudu. Meslek lisesinde Bilgisayarlı Muhasebe okuduktan sonra Konya Selçuk Üniversitesi Konservatuar Tiyatro Bölümünden mezun olmuştur. Son sınıfta okurken bir trafik kazası geçirdi, beş ay yatalak yaşadı.

Senaryosu Meral Okay tarafından yazılan Kanal D ekranlarında 2009 yılında yayınlanan, yapımcılığını Timur Savcı‘nın üstlendiği, yönetmenliğini Ulaş İnaç‘ın yaptığı ve “Bir Bulut Olsam” dizisinde, başrollerinde Engin Akyürek, Melisa Sözen, Engin Altan Düzyatan, ve Meral Okay ile birlikte Aslıhan Gürbüz de rol aldı.

PELİN (Bade İşçil)

Bade İşçil, 8 Ağustos 1983 tarihinde İstanbul‘da doğmuştur. Ailesi zamanında Bulgaristan ve Romanya taraflarından göç edip İstanbul’a gelmiş. 1999 da anne babası boşanmış. Annesi Kadriye Hanım’la abisi Nişantaşı’nda oturuyorlar. Cenevre Maratonu’nda 1600 kişi içinden 146’ncı oldu.

Yeditepe Üniversitesi Moda ve Tasarım Bölümünden mezun oldu. Barış Manço‘nun cenazesinde Mahsun Kırmızıgül‘ün onu fark etmesiyle neredeyse beş yıllık bir ilişki de başlamış oldu.

Ekrana profesyonel olarak çıkışı Star’da yayınlanan Evlere Şenlik isimli programı sunarak oldu. Oyunculuğa geçişi ise yönetmen Andaç Haznedaroğlu sayesinde oldu, İlk dizisi “Gülpare” dizisidir. İpek Bilgin ve Ümit Çırak’dan oyunculuk dersleri aldı.

2007 yılında Cine5 kanalında yayınlanan “Metropol Cafe” isimli komedi dizisinde rol aldı.

ARZU (Tülin Özen)

Tülin Özen, 24 Aralık 1980 tarihinde İskenderun’da doğmuştur. Aslen Artvinlidir. Annesi ve babası mühendistir. Bir kız kardeşi vardır. İzmir Bornova Anadolu Lisesi'nden mezun oldu. Lisedeyken fiziği ve kimyası iyi olduğu için İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik mühendisliğini gitmiş. 3.sınıftayken Yeditepe Üniversitesi'nin konservatuar sınavlarına girmiş ve kazanmış ailesine kazandığını söyleyip okulunu 3. sınıfta bırakmış ve Yeditepe Üniversitesi'nde eğitimine devam etmiştir. Okurken devlet tiyatrosunda oyunlarda oynamaya başladı.

2004 yılında Semih Kaplanoğlu’nun yazıp yönettiği “Meleğin Düşüşü” adlı sinema filminde oynadı. Bol ödül alan bu filmde Tülin Özen de En İyi Kadın Oyuncu ödülü almıştır.

SERHAN (Mert Fırat)

Ankara’da, 10 Ocak 1981 yılında dünyaya gelen Mert Fırat, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ni bitirdi. Çok yönlü olmasıyla dikkatleri üstüne çeken ve birçok sinema, tiyatro ve dizide rol almasının yanında senarist olması yönlüyle de oldukça başarılı bir oyuncudur. Mert Fırat, eğitimi boyunca Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Suç ve Ceza (2001-2004), Şeyh Bedrettin (2002-2003), Palyaço Prens (2003-2004), Atları Da Vururlar (2004-2005) gibi toplam 22 oyunda sahne almıştır.

Televizyon dizilerinde karizmasıyla boy gösteren oyuncu Bizim Evin Halleri adlı diziyle de izleyenlerin beğenisini kazanmıştır. En çok yükselişini ise Yersiz Yurtsuz dizisindeki Hüseyin karakteriyle yapmıştır.

Binbir Gece adlı diziyle başarılı performans gösteren oyuncu, Kapalı Çarşı dizisinde yüksek performans göstererek, dikkatleri üzerine çekmiştir.

EDİP (Selim Bayraktar)

Selim Bayraktar, 17 Haziran 1975 tarihinde Irak, Kerkük'de doğmuştur. Bir petrol şirketinde çalışmak için Irak'a giden Köyceğiz'li bir baba ile Kerkük'lü Türkmen annenin oğludur. Bir ablası vardır. İlkokulu Kerkük'de okudu. Okuduğu okulu ziyaret eden Saddam Hüseyin tarafından Cumhuriyet Muhafızı askerleri olması için Selim'i de seçince; olmamak için kurşuna dizilmeyi göze alarak ailesiyle Türkiye'ye kaçtı. 12 yaşındayken 17 ağustos 1987 tarihinde Türkiye'ye geldi. Dört yıl Eskişehir'de yaşadı. Ortaokulu Eskişehir'de tamamladı. Sonra Eskişehir soğuk geldiğinden daha sıcak bir yer olan Antalya'ya taşındılar. Lise eğitimini Antalya' da tamamladı. Lisede okurken Tiyatro atölyesinde kurslara katıldı. Sonra Ankara Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünü kazandı ve 2000 yılında mezun olduktan sonra Antalya'da yaşamaya başladı.

TAYLAN (Ferit Aktuğ)

Ferit Aktuğ, 1978 yılında Adana'da doğan Ferit Aktuğ, 9 Eylül Üniversitesi İktisat bölümü mezunudur. Birçok dizi, sinema filmi ve reklam filminde yer almıştır. Koçum Benim dizisi ile kariyerine adım atan Ferit Aktuğ, Kavak Yelleri dizisi ile ekranların tanınan yüzü olmuştur.

Kariyerinde çok sayıda dizi,tiyatro ve sinema filmlerinde rol alan oyuncu Ferit Aktuğ, başarılı performansları ile izleyenlerden her zaman tam not almayı başaran bir oyuncu olmuştur.

MEHMET (Yıldıray Şahinler)

Yıldıray Şahinler, 7 Şubat 1968 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Eğitim konusunda küçük yaşlardan itibaren kendisine has bir tavır takınan ve Suadiye Lisesi mezunu olan Şahinler, zaman içerisinde oyuncu olma merakı ile kendi nezdinde girişimler yapmaya başlamıştır.

İstanbul’da ki tiyatro okullarına başvuran ve ilk aşamada amatör eğitimler alarak kendisini geliştirme yoluna giden Şahinler, zaman içerisinde İstanbul Şehir Tiyatrosu kadrosuna girmeyi başarmıştır. İlk olarak 1988 yılında Turan Oflazoğlu tarafından sahnelenen Genç Osman tiyatrosunda kendisine yer bulmuş ve kariyerine start vermiştir.

Ufak Tefek Cinayetler 24.bölüm fragmanı... Ufak Tefek Cinayetler izle... 24.bölümde neler olacak?

DİZİNİN KONUSU NEDİR?

Dr. Oya’nın Sarmaşık’a dönüşü ile başlıyor. Liseden beri arkadaş olan Merve, Oya, Arzu ve Pelin yeniden birleşiyorlar. Ama ne birleşmek! Aralarında cinayete varan bir hesaplaşma başlıyor.

Geçmiş bu güne yansıdıkça, toprağın altından eski kinler, hırslar çıkıyor ve sonuç felaket oluyor. Cinayet büro başkomiseri Kemal ve komiser yardımcısı Derya, sarmaşık vakasını çözmek için tanıklarla görüşüp, olayı anlamaya çalışıyorlar. Bakalım kadınların bu çetrefil dünyasını aydınlatabilecekler mi?

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Ortaya çıkan arşiv Türk Çayı’nın tarihine ışık tutuyor Rize’de çayın tarihinin yıllar sonra ortaya çıkan arşivle daha da eski tarihlere dayandığı ortaya çıktı. Rize’de bilinen tarihi 1938 olan çay üretiminin tarihi, 1934 yılında bugünün Ziraat Bahçesi dönemin ise Fidanlık Merkezi’nde işe Fen Memuru olarak işe başlayan Rauf Başar’ın ortaya çıkan arşivi ile netlik kazandı. İlk yapılan çalışmalardan Rize’nin toprak analizlerine kadar her şeyin yer aldığı arşivde sadece çayın değil birçok ürünün de Fidanlık Merkezi’nde üretildiği yine bu arşiv sayesinde ortaya çıktı. Mandalina, portakal ve limon fidanlarının üretildiği Fidanlık Merkezi’nde bu fidanlar o dönemlerde halka tamamen ücretsiz dağıtılmış. Ayrıca 1 sürgünde çay müstahsillerinden 500 bin tona yakın üretimi olan çayın da ilk yılında 35 kilogram olduğu, dönemin fen memuru Rauf Başar’ın tuttuğu belgelerin ortaya çıkmasıyla kayıtlara geçti. Arşivde en dikkat çekici konu ise o dönemlerde yapılan toprak analizleri sonucunda amonyum sülfat gübrenin bölgeyi sel bölgesi yapacağına dikkat çeken Başar, gübrenin yasaklanması gerektiğini yazmış. Ancak Başar’ın bu tavsiyesi 2019 yılında hayat bulmuş. "Çaya çok emek verdi ama ismi hiç geçmiyor" Çay tarımının ilk yılında sadece 35 kilogram yaş çay elde edildiğini ortaya çıkan arşivler sayesinde öğrendiklerini ifade eden Araştırmacı-Yazar Recep Koyuncu "Çayla ilgili yazılan kitapların büyük bir kısmında 1939 yılında, çok az bir kısmında ise 1938 yılında üretildiği yazar. Bizim elimizde olan bu belgelerin ışığında çayın tarihini 1931 yılına indirmiş oluyoruz. 1931 yılından itibaren Ziraat Çay Bahçesi dediğimiz alanda çay dikim işlemleri yapılmış. Bunlardan bir günlük sayesinde haberimiz oldu. Günlük toplanan yaş yaprak miktarları yazılmış. O dönemlerde çay elle yapılıyordu. O tarihlerde elde çay yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Rauf Başar’ın arşivindeki deftere göre ilk alınan yaş çay 35 kilogram. Fidanlıktan alındığını da bu arşiv sayesinde tespit ediyoruz. Onun da fotoğrafı var. Elle yapılan bu üretimin fotoğrafı çekilmiş. O da Rauf Başar’ın arşivinde yer almış" ifadelerini kullandı. Arşivi ortaya çıkan Fen Memuru Rauf Başar’ın arşivi ortaya çıkmadan önce kendisinin çay tarımına birçok hizmet vermesine rağmen çayın literatüründe adının yer almadığını ifade eden Koyuncu "Rauf Başar aslında bir Rizeli hemşehrimiz. 1934 yılında Ziraat’ta fen memuru olarak işe başlamış. 1942 yılında verem hastalığına yakalanmış ve 1945 yılında vefat etmiş. Kısacık ömrü hayatı boyunca çay tarımına çok önemli hizmetler yaptığını görmekteyiz. Fakat bugüne kadar çayla ilgili olan literatürde maalesef adı hiç geçmemekte" dedi. Araştırmacı Yazar Koyuncu, belgeler ortaya çıkmadan önce 1937 yılında İçişleri Bakanlığı’na sunulmak üzere hazırlanan belgelerin dönemin valisi tarafından hazırlandığının zannedildiğini ifade etti. Koyuncu "1937 yılından itibaren İçişleri Bakanlığı’na sunulan Rize’nin tarımsal yapısı, orman durumu ve üretim miktarlarıyla ilgili raporları biz vali beyin yazdığını düşünüyorduk fakat bu arşiv elimize geçtikten sonra bunları Rauf Başar’ın kendisinin hazırlamış olduğunu gördük. Birer kopyalarını kendi arşivinde saklamış, birer kopyalarını da vali beye sunmuş. Çay yetiştiricilerine pratik rehber adında bir kitapçık hazırlamış. 1942 yılında yazmaya başladığı fakat hastalığı döneminde tamamlayamadığı da yine bir kitabı vardı. Bunu yayınlamak da geçen yıl arşivin eline geçmesiyle bizlere nasip oldu" şeklinde konuştu. "Sözleri dikkate alınsaydı Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" Ortaya çıkan belgelerin içerisinde Rauf Başar’ın 1942 yılında Rize’nin sel bölgesi olmaması için amonyum sülfat gübrenin yasaklanması gerektiğini yazdığını ancak gübrenin 2019 yılında yasaklandığına dikkat çeken Koyuncu "Rauf Başar’ın 1942 yılında yapmış olduğu toprak analizleri de bizim bu arşivimizde var. O tarihteki analizleri sonucunda Rize topraklarında amonyum sülfat kesinlikle kullanılmaması gerektiğini, eğer kullanılırsa Rize topraklarını yumuşatacağını, Rize bölgesinde sellerin önüne geçilemeyeceğini o tarihte yazmış. Gübrenin 2019 yılında çay tarımında kullanılması kesinlikle yasaklanmış. Maalesef yaklaşık 70 yıl sonra bu dikkate alınmış. Bu sözleri dikkate alınmış, o gübrenin kullanımı yasaklanmış olsaydı bugün Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" diye konuştu. "Yok etmek çok basit, biz zora talip olduk" Arşiv saklamanın, belgelerin korunmasının tarih için çok önemli olduğunu ifade eden Koyuncu sözlerini şöyle tamamladı: "Elimize ulaşan bu arşivi Rahmetli Rauf Başar’ın ağabeyinin oğlu Tanıl Başar ağabeyimiz bizlere ulaştırdı. Bizde bunları insanların hizmetine sunduk. 1934 ile 1939 yıları arasında yapılan çalışmaların fotoğrafları da bizim elimizde veri yoktu, duyumlar vardı ama belge yoktu. Bizim en çok üzerinde yaptığımız çalışma rahmetli Zihni Derin adıydı. Ama şimdi bu belgelerin içerisinde Zihni Derin’in yaptığı çalışmalar ve talimatnameler de var. Bunların hepsini biz Rauf Başar’ın arşivi sayesinde tedarik ettik."
Gaziantep Kadooğlu Yağ’a Gaziantep’in Yıldızları ödülü Kadooğlu Yağ, ihracat performansı ve uluslararası pazarlardaki istikrarlı büyümesiyle Gaziantep Sanayi Odası tarafından Gaziantep’in Yıldızları Ödül Töreni’nde ödüllendirildi. Yıl boyunca üretim gücü, kalite standartları ve sürdürülebilir ihracat yaklaşımıyla dikkat çeken Kadooğlu Yağ, bu anlamlı ödülle 2025 yılını bir başarıyla daha tamamlamanın gururunu yaşadı. Gaziantep Sanayi Odası’nın en prestijli organizasyonlarından biri olan Gaziantep’in Yıldızları, yıl boyunca çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından bir çok ödüle layık görülen Kadooğlu Yağ için ayrı bir anlam taşıyor. "Bu ödül, emeğimizin ve vizyonumuzun bir yansımasıdır" Kadooğlu Yağ Yönetim Kurulu Üyesi Azime Kadooğlu Akbulut, ödüle ilişkin değerlendirmesinde, "Gaziantep gibi üretim ve ihracat kültürü çok güçlü bir şehirde, Gaziantep Sanayi Odası tarafından böyle kıymetli bir ödüle layık görülmek bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu ödül, sadece ihracat rakamlarımızın değil ekip ruhumuzun, kalite anlayışımızın ve uzun vadeli vizyonumuzun da bir göstergesidir. Yılın son ödülünü almak, bu başarıyı daha da anlamlı kılıyor. Başta çalışanlarımız olmak üzere emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. İhracatta istikrarlı büyüme vurgusu Kadooğlu Yağ, farklı coğrafyalara uzanan ihracat ağı, yüksek üretim kapasitesi ve güçlü tedarik zinciriyle Gaziantep’in ihracat başarısına katkı sunmaya devam ediyor. Firma, önümüzdeki dönemde de katma değerli üretim ve sürdürülebilir büyüme odağıyla uluslararası pazarlardaki etkinliğini artırmayı hedefliyor.