GÜNDEM - 19 Nisan 2021 Pazartesi 14:38

Ukraynalı Siyaset Bilimci: “Tarafsızlık sona erdi, Moskova memnuniyetsiz”

A
A
A
Ukraynalı Siyaset Bilimci: “Tarafsızlık sona erdi, Moskova memnuniyetsiz”

Rusya, artan Covid-19 vaka sayıları nedeniyle Türkiye'ye seyahati 15 Nisan’dan 1 Haziran’a kadar sınırlandırdı. Alınan kararda Türkiye ile Ukrayna arasındaki artan işbirliğinin etkisi olduğunu ifade eden Ukraynalı Siyaset Bilimci Dr. Viktoriia Demydova, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Moskova'nın Doğu Ukrayna sınırındaki son eylemlerini eleştirmesi tarafsızlığın sona erdiği anlamına gelebilir. Ne yazık ki, bu durum Moskova'nın memnuniyetsizliğine neden oldu” dedi.

 Zelenskiy’nin Türkiye ziyaretinden birkaç gün sonra Moskova’nın Türkiye’ye uçuşları 1 Haziran’a kadar askıya alınmasının 533 bin Rus turistin kaybına yol açtığını ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Ukraynalı Siyaset Bilimci Dr. Viktoriia Demydova, “Bu iptal, Türkiye'deki Covid vaka sayısının yüksek olmasıyla açıklandı. Ancak hemen sonrasında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Zelenskiy’nin Türkiye ziyaretine ilişkin bir açıklama yaptı. Lavrov'a göre, "sorumlu" uluslar, Ukrayna'da "kavgacı duygu" olarak nitelendirdiği atmosferi beslememelidir. Ayrıca Rusya’nın Avrasya Ekonomik Birliği’ndeki müttefiki Kazakistan, Türkiye ile uçuşları azaltmayı düşünüyor. Buradan Moskova'nın Türkiye-Ukrayna işbirliğindeki gelişmeleri yakından takip ettiği ve her iki tarafa da nüfuzunu kullanmaya hazır olduğu sonucuna varılabilir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye Kırım Tatarları için 500 daire inşa edecek”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin ile yapılan telefon görüşmesinde Moskova'nın Doğu Ukrayna sınırındaki son eylemlerini eleştirmesi tarafsızlığın sona erdiği anlamına gelebilir” diyen Dr. Demydova, “Ne yazık ki, bu durum Moskova'nın memnuniyetsizliğine neden oldu. Ardından Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy Türkiye'yi ziyaret etti ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Daha önce, iki lider Ekim 2020'de bir araya gelmişti. Toplantıda, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Zelenskiy'e Ukrayna’nın NATO, Kırım’ın işgalden kurtarılması ve Ukrayna’daki Kırım Tatarlar ile ilgili hedeflerini Türkiye'nin destekleyeceğine dair güvence verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Rusya'nın ilhak ettiği yarımadanın işgalini diplomatik yollarla ortadan kaldırmayı amaçlayan bir girişim olan ve yeni kurulan Kırım Platformu'na katılmaya hazır olduğunu söyledi. Zelenskiy, Türkiye'nin Ukrayna'nın Donbas'ta insan haklarını korumasına ve yasadışı olarak tutulan Kırım Tatarlarını serbest bırakmasına yardım edeceğini söyledi. Türkiye ayrıca ilhaktan sonra evlerini kaybeden Kırım Tatarlara da destek verecek. Zelenskiy, bu destek kapsamında Türkiye’nin Mıkolayiv, Herson ve Kiev'de Kırım Tatarları için 500 daire inşa edeceğini açıkladı” şeklinde konuştu.

“Türkiye 205 milyon TL sağlama sözü verdi”
Türkiye’nin savunma sanayisinde Ukrayna ile işbirliği içerisinde olduğunu hatırlatan Dr. Demydova, “Erdoğan bu işbirliğinin herhangi bir üçüncü ülkeye karşı olmadığının altını çiziyor. Ekim ayında liderler, AN-178 uçağının ortak üretimi projesi üzerinde tartıştılar. Ayrıca, 2020 yılında imzalanan bir anlaşma uyarınca Türkiye, Ukrayna'nın askeri ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olmak için 205 milyon TL (25,8 milyon $) sağlama sözü verdi. Ukrayna, 2019 yılında Türkiye'den altı Bayraktar TB2 silahlı insansız hava aracı (SİHA) ve üç yer kontrol istasyonu sistemi de satın aldı. Bununla birlikte, Türkiye - Ukrayna işbirliği sadece savunma sanayii ile sınırlı kalmadı. Ekim ayında, iki ülke ikili ticaret hacmini 2019'da kaydedilen 5 milyar dolardan önemli ölçüde daha yüksek olan 10 milyar dolara ve sonrasında da 20 milyar dolara çıkarmayı kabul etti. Liderler ayrıca 2012'den beri devam etmekte olan serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin bu yıl içinde sonuçlandırılması için çağrıda bulundu” dedi.

“ABD, Karadeniz'e iki savaş gemisi gönderme planını iptal etti”
Yeni seçilen ABD Başkanı Joe Biden’ın da Ukrayna'ya desteğini dile getirdiğini belirten Dr. Demydova, “Biden’ın Rusya karşıtı tutumu, muhalif lider Aleksey Navalny’nin serbest bırakılmasını talep etmesi ve Putin’i “katil” olarak adlandırmasıyla biliniyor. Ayrıca, birkaç gün önce Biden, Rusya'ya karşı yeni bir dizi yaptırım ilan etti. Ancak 14 Nisan'da ABD, bölgede tansiyonu düşürmek için Karadeniz'e iki savaş gemisi gönderme planını iptal etti” dedi.

“Türkiye, Kırım’ın ilhakını tanımıyor”
Türkiye’nin 2014'ten sonra zor bir durumda kalmış gibi göründüğünü ifade eden Dr. Demydova, “Bir yandan Ankara, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne verdiği desteği tekrar tekrar beyan ediyor ve Kırım'ın ilhakını tanımıyor. Kırım Tatarları, 1783'te II. Katerina tarafından ele geçirilene kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan yarımadanın Türk nüfusudur. Öte yandan Moskova ile enerji, ticaret ve savunma işbirliğini de dikkate alan Türkiye risk alamıyor ve Kremlin'e karşı harekete geçemiyor. Genel olarak Türkiye, Kırım Tatar Milli Meclisi’nin 2016 yılında Moskova tarafından yasaklanmasına ve aşırılıkla suçlanan Kırım Müslümanlarına yönelik baskılara rağmen 2014 sonrasında tarafsız kalmıştı. Bazen bu tarafsızlık Rusya yanlısı bir duruş olarak görülüyordu. Bu nedenle Ekim 2019'da Kırım Parlamentosu üyesi ve Birleşik Rusya Partisi milletvekilleri Poklonskaya ve Balbek Ankara'yı ziyaret etti. Ukrayna hükümeti, Poklonskaya ve Balbek'in bu ziyaretine olumsuz tepki gösterdi” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstiklal Caddesi bombacısı Ahlam Albashir’e 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 794 yıl hapis cezası İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı terör saldırısına ilişkin aralarında bombayı bırakan Ahlam Albashir’in de bulunduğu 36 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, sanık Albashir’in 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 794 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım 2022 Pazar günü bombalı bir terör saldırısı gerçekleşmiş, olayda 6 kişi yaşamını yitirirken, 99 kişi de yaralanmıştı. Olaya ilişkin davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada aralarında Ahlam Albashir’ın da bulunduğu 5 tutuklu sanık ile sanık avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu sanıklar ise mahkemeye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Mahkeme başkanı, bazı sanıklara ek savunma hakkı tanıdı. Ek savunmalarını yapan sanıklardan daha sonra duruşmanın biteceği belirtilerek son sözlerini söylemeleri istendi. "Vefat edenlerden dolayı bana vereceğiniz herhangi bir hükmü, cezayı kabul ediyorum" Duruşmada son sözü sorulan sanık Ahlam Albashir, "Kendimi savunmayacağım, gerçekleşen patlama ve vefat edenlerden dolayı bana vereceğiniz herhangi bir hükmü, cezayı kabul ediyorum. Ammar’ın hiçbir şeyden haberi yoktur, Ahmet’in de telefonu kırdığında hiçbir şeyden haberi yoktu. Atölyede bayan olduğum için kalmama razı olmadılar, beni misafir ettiler. Bu insanların olayla hiçbir alakası yok. Sayın Başkan ile baş başa konuşmak istiyorum" dedi. Diğer sanıklar ise son sözlerinde suçsuz olduklarını, tahliyeleri ile beraatlarını talep ederken bazı sanıklar olayı gerçekleştiren kim varsa beddua etti. Albashir’e 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ile bin 794 yıl hapis cezası Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Ahlam Albashir’in ’devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçundan 1 kez, ’tasarlayarak, bombalama suretiyle kasten öldürme’ suçundan 6 kez olmak üzere toplamda 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Heyet, sanığı ‘tasarlayarak, bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 99 kez 18 yıl hapis, ‘tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi’ suçundan 12 yıl hapis olmak üzere toplamda bin 794 yıl hapis cezasıyla cezalandırdı. Sanık ayrıca, ‘tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi’ suçundan 22 bin lira adli para cezasına da çarptırılırken, ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına hükmedildi. 2 sanığa bin 35 yıl hapis cezası Mahkeme, sanıklar Fatma Berkel ile Ferhat Habeş’i ’devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’, ’tasarlayarak, bombalama suretiyle kasten öldürmeye yardım’, ‘tasarlayarak, bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürmeye yardım’ ve ‘silah sağlama’ suçlarından toplamda ayrı ayrı bin 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanıklar hakkında ayrıca, ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildi. Mahkeme heyeti, sanıklar Bakar Carkes, Hadir Carkes, Hatice El Kurdi ve Salih Carkes’i ‘suçluyu kayırma’ suçundan ayrı ayrı 4 yıl hapis, sanıklar Hüseyin Güneş, Mahmud El Abid, Mahmud El Yusuf, Süleyman Güder ve Tareq Alkhatib’i ‘göçmen kaçakçılığı’ suçundan ayrı ayrı 6 yıl hapis, sanık Hazni Gölge’yi ‘göçmen kaçakçılığı’ suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırırken, sanıklar hakkındaki ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’, ‘tasarlayarak, bombalama suretiyle kasten öldürme’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlarından kesin ve yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına hükmetti. 2 sanığa 17’şer yıl hapis cezası Mahkeme, sanıklar Ammar Jarkas ile Ahmet Carkes’i ‘göçmen kaçakçılığı’, ‘suçluyu kayırma’ ve ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçlarından toplamda ayrı ayrı 17 yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanıkları ’tasarlayarak, bombalama suretiyle kasten öldürme’, ‘tasarlayarak, bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçlarından ise kesin ve yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına hükmetti. 12 sanığa beraat Öte yandan, 11 sanık ile suça sürüklenen çocuk A.E. hakkında üzerlerine atılı suçlardan kesin ve somut delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına karar verilirken, aralarında Bilal Elhacmaos’un da bulunduğu 10 sanığın ise dosyalarının ayrılmasına hükmedildi. 6 sanığın tutukluluk hali devam, 4 sanığa tahliye Sanıklar Ahlam Albashir, Ahmed Carkes, Ammar Jarkas, Fatma Berkel, Ferhat Habeş ve Hazni Gölge’nin tutukluluk hallerinin devamına hükmedilirken, sanıklar Hüseyin Güneş, Ahmad Alhaj Mwas, Ahmad Haj Hasan, Hasan Ali’nin ise tahliyelerine karar verildi. 1 sanık baygınlık geçirdi: ’’50 sene içeride kalacağım ne için, bunun için mi?’’ Açıklanan kararın ardından sanık Fatma Berkel, mahkeme salonunda baygınlık geçirerek, ‘’Ben ne yapmışım? 50 sene içeride kalacağım ne için, bunun için mi?’’ ifadelerini kullandı. (SD-RU
Antalya Paramediklerin survivor gibi yarışları nefes kesti Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ev sahipliğinde, Antalya İl Sağlık Müdürlüğü paydaşlığında düzenlenen 16 farklı üniversiteden 26 ekip; 9 farklı etaptan oluşan “VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi"nde kıyasıya yarıştı. Yarışma araç içi trafik kazası, motosiklet kazası, otobüs kazası, yüksekten düşme vakası, KBRN yanığı vakası, ileri yaşam desteği, dar alan (enkaz), bilgi ve taşıma teknikleri etaplarında gerçekleşti. Öğrencilerin zaman, hız, bilgi ve doğru müdahale ile ter döktükleri yarışmayı, katılımcılar ve sağlık sektörünün öncüleri takip etti. Anonslarla birlikte harekete geçen paramedikler, önceden hazırlanan senaryolar ve temsili olaylara hızla müdahale etmek için çabaladılar. Trafik kazalarına yüksekten düşme vakalarına, dar alanlarda sıkışan yaralılara ulaşmak için bile mücadele eden paramedikler, olay yerindeki ilk müdahaleyi de hakemler eşliğinde yapıp puan almaya çalıştılar. Olay ylerinde yapılan ilk müdahalenin ardından sıra yaralıları ambulansa taşımaya geldiğinde ise yarışmacıları yine zor anlar bekledi. İki görevlinin taşıdığı yaralı kimi zaman dar tünellerden geçirilip merdivenlerden indirildi, arazi şarlatına göre uyarlanmış alandan ambulansa ulaştırıldı. 9 etabın her birinde yarışan öğrenciler hünerlerini, uygulamaya dökerek gösterdi. Heyecan dolu yarışmada ekipler gerçeği aratmayan bir mücadele sergiledi. Soluk soluğa geçen yarışmada öğrencilerin etaplarda gösterdikleri performanslar uzman hakemlerce değerlendirildi. “Her an hazırız” Yarışma sonrası ödül töreninde konuşan, aynı zamanda Acil Tıp Uzmanı olan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, Türkiye’de son yıllarda paramedik sayısının hızla arttığından vakalara anında müdahale edildiğine vurgu yaptı. Türkiye’de 1993 yılında 9 Eylül Üniversitesinin girişimiyle paramedik mesleğinin eğitimlerine başlandığını hatırlatan Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, “Günümüzde Sağlık Bakanlığına bağlı 112 acil sağlık hizmetlerimizin ülke genelinde toplam istasyon sayısı 3 bin 402’ye, il sağlık hizmetlerinde kullanılan kara ambulans sayısı ise 5 bin 738’e ulaşmış durumda. Paramedik; dağ, taş, köy, göl, sokak, yol, ev demeden yardım etmeye koşan, işini aşkla heyecanla en iyi şekilde yapmaya çalışan 112 çalışanlarıdır. Vatan için, millet için, bayrak için ve tabii ki sizler için ülkemizin dört bir yanında hep en iyisini yapmayı hedefler. Yılmadan, bıkmadan çalışmaya devam eder. Paramedik siren sesiyle, tepe lambasıyla, vakanın stresiyle yaşamaktan mutludur. İsimsiz kahramanlarımız yerinde, zamanında ve yeterli ekipmanlar ile hizmet vermeye her an hazırdır. Gözünüz arkada kalmasın, acil sağlık hizmetleri paramediklere emanet. Türkiye’nin Acil Sağlık Hizmetlerindeki gücü tartışılmaz. Bu gücün paydaşı olan paramediklerin özverisi hayranlık uyandırıcı. Her biriyle gurur duyuyor, VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi sebebiyle kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Bu vesileyle siz kıymetli öğrencilerimize ve tüm paramediklere başarılar diliyorum” dedi. 9 etabın sonucunda genel derecelendirmede birinci, ikinci ve üçüncü olarak kupa alan üniversiteler törenle kupalarını aldılar.
Denizli PAÜ ’Kurumsal Akredite’ olmayı başardı Pamukkale Üniversitesi (PAÜ), Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında yapılan değerlendirme sonucu “Kurumsal Akredite” olmayı başardı. Rektör Kutluhan, PAÜ’nün ‘Kurumsal Akreditasyon’ belgesini YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’ın elinden aldı. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanlığı tarafından yürütülen 2023 Yılı Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında Pamukkale Üniversitesi’ne ‘Kurumsal Akreditasyon’ verilmesine karar verildi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde düzenlenen 2024 YÖKAK – Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı’na PAÜ’yü temsilen Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan başta olmak üzere; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Necip Atar, PAÜ Kalite ve Veri Değerlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAVDEM) Müdürü Prof. Dr. Yıldıray Turhan, KAVDEM Yönetim Kurulu Üyeleri Doç. Dr. Ferda Esin Gülel, Dr. Öğr. Üyesi Senem Pak, Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi (TOHSAM) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Öncü Yanmaz Arpacı katıldı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde düzenlenen 2024 YÖKAK – Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı’nda PAÜ’nün Akreditasyon Belgesi’ni alarak PAÜ ailesi ile yaşadığı mutluluğu paylaşan Rektör Kutluhan: “Üniversitemizin akreditasyon sürecinde emeği geçen akademik ve idari personellerimiz ile öğrencilerimize teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi. “2024 yılında yapılması planlanan akreditasyon değerlendirmesini 2023 yılına alarak bu süreci öne çekmiş olduk” Akreditasyon süreci hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan şunları aktardı; “Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP), yükseköğretim kurumlarının kurumun kalite güvence sistemini, kurumda yürütülen Liderlik, Yönetişim ve Kalite, Eğitim ve Öğretim, Araştırma ve Geliştirme ve Toplumsal Katkı faaliyetlerinin niteliksel ve niceliksel olarak değerlendirmesini amaçlayan bir dış değerlendirme yöntemidir. KAP kapsamında ilgili üniversite, YÖKAK değerlendiricileri tarafından değerlendirme ölçütlerine göre değerlendirilmektedir. Yönetmelik gereği dış değerlendirme geçiren üniversiteler iki yıl sonra izleme değerlendirmesi, 5 yıl sonra da zorunlu akreditasyon değerlendirmesine tabi olmaktadırlar. Üniversitemiz 2018 yılında dış değerlendirme programı geçirmiş olup, 2023 yılında akreditasyon değerlendirmesine dâhil olmak için Üniversite Yönetimi olarak YÖKAK’a niyet beyanında bulunduk. Gönderilen niyet mektubunun YÖKAK tarafından kabul edilmesi ile birlikte Üniversitemiz 2023 yılı akreditasyon değerlendirmesine dâhil edildi. 13 Haziran 2023’te PAÜ Senato Salonunda gerçekleştirdiğimiz Kalite Komisyonu toplantısında Kurumsal Akreditasyon Sözleşmesini imzalayıp YÖKAK’a ileterek süreci başlatmış olduk. 2024 yılında yapılması planlanan akreditasyon değerlendirmesini 2023 yılına alarak bu süreci öne çekmiş olduk. Temmuz 2023’te yapılan Kalite Komisyonu toplantısında, akademik birimlerin mevcut durumları akreditasyon ölçütlerine göre puanlandı ve birimlerin akreditasyon sürecine iyi bir şekilde hazırlanabilmelerine yönelik yol haritası çizildi. PAÜ’nün akreditasyon değerlendirmesine dahil olmasından sonra birçok kez yönetimimiz öncülüğünde Kalite Komisyonu toplantıları gerçekleştirdik.” “Üniversitemiz eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve toplumsal katkı çalışmalarını şekillendirdi” Kurumsal Akreditasyon Programı Değerlendirme Süreci hakkında bilgi vererek sözlerine devam eden Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, “Akreditasyon değerlendirme süreci Kurum İç Değerlendirme Raporu (KİDR) ile Ön Değerlendirme, Ön Ziyaret, Saha Ziyareti ve Ziyaret Sonrası Faaliyetler olmak üzere dört farklı aşamadan oluşmaktadır. Öncelikle YÖKAK’ın kurumsal akreditasyon değerlendirme takımı çevrimiçi olarak bir ön ziyaret gerçekleştirdi. PAÜ üst yönetimimiz, Senato, Kalite Komisyonu, akademik ve idari birim yöneticileri, uygulama ve araştırma merkezleri PAÜ Rektörlük Senato Salonu’nda düzenlenen toplantılarda takım ile bir araya geldi. Bu toplantılarda ilgili konu başlığında üst yönetim ve yöneticiler tarafından yöneltilen sorulara ilişkin PAÜ’nün uygulamaları hakkında takıma bilgiler verildi. Üniversitemiz ‘Üreten Üniversite’, ‘Şehirle Bütünleşen Üniversite’ ve ‘Üniversite Hayatın Rehberidir’ stratejileri çerçevesinde eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve toplumsal katkı çalışmalarını şekillendirdi. Yapılan toplantılar sonrasında saha ziyaretinin planlaması da benim ile YÖKAK Akreditasyon Değerlendirme Takımı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Güden arasında görüşülerek kararlaştırıldı. Bu aşamada Üniversitemiz için planladığımız KAP saha ziyareti, Prof. Dr. Mustafa Güden ve değerlendirme takımı tarafından 10-13 Aralık 2023 tarihlerinde gerçekleştirildi. Değerlendirme süresince, Üniversitemizin Üst Yönetimi, Üniversite Danışma Kurulu, Kalite Komisyonu, İdari Birimlerin yönetici ve personeli, Pamukkale Teknokent ve Üniversitemizde bulunan Uygulama ve Araştırma Merkezleri ile toplantılar yapıldı. Eğitim Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi, Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü, Honaz MYO, Teknik Bilimler MYO yerinde ziyaret edilerek birim yöneticileri, akademik personel ve öğrenciler ile görüşmeler gerçekleştirildi. Görüşmelerde PAÜ kalite güvencesi çalışmalarına ilişkin birimlerdeki yayılımı, süreçlerin Planla, Uygula, Kontrol Et ve Önlem Al (PUKÖ) yaklaşımı kapsamında izleme, değerlendirme ve iyileştirme yöntemlerine ilişkin detaylar hakkında bilgiler alındı. YÖKAK takımının ziyaretleri sonrası, üst yönetimimiz ve ilgili yöneticiler ile değerlendirme toplantısında bir araya gelindi. Saha ziyaretleri sonrasında ise son aşama olarak Kurumsal Akreditasyon Programı Raporu (KAR)’nun YÖKAK tarafından onaylanması sonrası KAR’a istinaden akreditasyon kararı yayınlandı. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanlığı tarafından yürütülen 2023 Yılı Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında Pamukkale Üniversitesi’ne ‘Kurumsal Akreditasyon’ verilmesine karar verildi. Ben bir kez daha Üniversitemizin akreditasyon sürecinde emeği geçen akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimize teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.