GÜNDEM - 26 Temmuz 2017 Çarşamba 09:25

Ulusalcılar hâlâ tehlike

A
A
A
Ulusalcılar hâlâ tehlike

Türkiye Gazetesi yazarı Nuri Elibol bugünkü köşesinde, sivil asker ilişkisi Batı normlarına taşınmazsa bir buçuk iki yıl içinde ordudaki Ulusalcıların yeni bir darbeye kalkışabileceğini kaleme aldı.

İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol, Güvenlik bürokrasimizin ‘ikinci bir darbe olur mu’ sorusuna verdiği cevabı Türkiye gazetesindeki 'Tsunami Sonrası 15 Temmuz Analizi' isimli yazı dizisinin üçüncüsü olan 'Ulusalcılar hâlâ tehlike' başlıklı yazısında kaleme aldı.

İŞTE NURİ ELİBOL'UN O YAZISI

TSUNAMİ SONRASI 15 TEMMUZ ANALİZİ -3-

“Eğer sistem zafiyeti giderilmez ve sivil asker ilişkisi Batı normlarına taşınmazsa bir buçuk iki yıl içinde ordudaki Ulusalcılar yeni bir darbeye kalkışabilir.”

Başarısızlıkla sonuçlanan 15 Temmuz hain darbe girişiminin bize ve hatta dünyaya öğrettiği önemli bir şey oldu. Emir komuta zinciri olmadan bir darbe girişiminin başarılı olması çok zor bir ihtimal.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulûsi Akar paşanın o gece gösterdiği cesaret önemlidir. Kaynaklarımın ortaya koyduğu tablo çok net. YAŞ’ta tasfiye edilmekten korkan FETÖ’cülerin Akar Paşayı etkilemesi ya da yönlendirmesi neredeyse imkânsızdı. Bu nedenle ordu içindeki FETÖ’cülere son çare olarak darbe yapmak kalmıştı.

SİYASİ SUİKASTLER...

Evet, yanlış okumadınız. Güvenlik bürokrasimizin aslında ‘ikinci bir darbe olur mu’ sorusuna cevabı aslında bu satırlarda yer alıyor. FETÖ’nün asker içindeki hareket kabiliyetini kaybettiğini ifade eden kaynaklarım, “Komuta ve birlik komutanlık kademelerinde hiçbir adamları kalmadı. Bir darbenin gerçekleşebilmesi için komuta kademesinde ve birlik komutanı seviyesinde adamların olması lazım. Bu haliyle bir darbe yapmaları mümkün değil ancak siyasi suikastlara kalkışabilirler. Bu nedenle atanan birlik komutanlarının ince elenip sık dokunması gerekiyor” uyarısını yapıyor.

FETÖ’nün asker içinde kalan elamanları ya etkisiz/yetkisiz konumdalar ya da kripto eleman durumundalar. TSK’nın komuta kademesinde ve birlik komutanları içinde FETÖ’cü kalmaması için çok sıkı bir çalışma yapıldı. Helen bu çalışmalara büyük bir titizlikle devam ediliyor. Yeni YAŞ’ta ve atama kararnamesinde bunun etkilerini görürüz. Yani işin özeti FETÖ’nün TSK içinde bir darbe girişiminde bulunma imkân ve kabiliyeti kalmamıştır.

SİSTEM AÇIKLARI GİDERİLMEZSE...

 Ancak, güvenlik bürokrasindeki kaynaklarımla yaptığımız değerlendirmelerde 15 Temmuz ve öncesinde olup bitenleri sorguladığımızda, büyük bir sistem zaafının olduğu gözleniyor. Kaynaklarım buna örnek olarak, 14 Temmuz günü askeri kışlalarda birçok hareketlilik olması, o gün bir çok askerin yer değiştirmesi ama bunu hiç kimsenin fark etmemesini gösteriyor. “Sistemde zafiyet var” yorumunu yapan kaynaklarım, “Bu zafiyet körlük yapmış. Tanklar boğaza yürürken hiçbir polis ‘siz nereye gidiyorsunuz’ diye soramamış, hatta bu hareketliliği bir üst amirine iletme ihtiyacı hissetmemiş” diyerek ivedilikle sistemin açıklarının giderilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

FETÖ’cüler TSK içinde yeni bir darbeye kalkışmasının imkân ve kabiliyeti ortadan kaldırıldığına göre ‘Türkiye’de gelecekte yeni bir darbe tehlikesi var mı’ sorusuna kaynaklarım eminim beni şaşırttığı kadar siz değerli okuyucularımı da şaşırtacak şu cevabı verdiler: “FETÖ’cülerin TSK içinde yapılanmalarını engelleyemeyen, darbe hazırlıklarını tespit edip tedbir alınmasını sağlayamayan bir sistem zafiyeti söz konusu. Eğer bu sistem zafiyeti giderilmezse ve sivil asker ilişkilerini Batı normlarına taşıyacak reformlar ve hukuki düzenlemeler yapılamazsa bir buçuk iki yıl içinde ordudaki Ulusalcılar yeni bir darbeye kalkışabilir. Küresel aktörlerin ve Türkiye karşıtlarının ordu içerisinde darbe yaptıracak birilerini her zaman bulma imkânları vardır. Bu işe engel olmanın yolu kişilere değil sisteme endeksli önleyici tedbirlerin alınmasıdır.”

Bu uyarıyı dikkate alırsak kanaatim odur ki 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce bu reformların ve hukuki düzenlemelerin hızla yapılması kaçınılmazdır.

FETÖ, BATININ TAŞERONU

Bir diğer dikkat çekici değerlendirme ise, FETÖ’nün deşifre olduğu halde uluslararası alanda neden halen himaye gördüğü... Kaynaklarım, “Almanya-ABD ve Batılı güçler FETÖ’yü himaye etmeye devam ediyor. Büyük devletler kendi ulusal çıkarlarına hizmet eden kuklaları, taşeronları hemen satıp ortada bırakmazlar. Çünkü onların yerine ikame edecekleri yeni tetikçiler bulmakta zorlanırlar. Siz işin görüntüsüne bakmayın. Küresel ve bölgesel denklemlerde Almanya, ABD’nin kendisine verdiği rolü oynar. Bu bakımdan FETÖ’yü koruma görevi ABD tarafından Almanya’ya verilmiş durumda” yorumu ile Almanya’nın neden bu kadar çok FETÖ’cüye kucak açtığının cevabını veriyor.

FETÖ MALLARINI DEVREDİYOR 

17/25 Aralık ve sonrasında 15 Temmuz ile sadece “eğitim” alanında faaliyet göstermeyen FETÖ’nün uluslararası ticari networkü de deşifre olmuştu. Güvenlik birimleri FETÖ’nün dünyanın farklı ülkelerindeki faaliyetlerini hâlâ dikkatle takip ediyor. Görüştüğüm kaynaklar, FETÖ dünyanın farklı yerlerindeki faaliyetlerini ve çalışmalarını sürdürdüğünü ifade ediyor. Ancak bana söylenenlere göre örgüt, taşınır ve taşınmaz mallarını o ülkelerin dokunulması zor şahıslarının üzerine devrediyor ya da bazı Avrupalı şirketlerin üzerine devrediyor. Kaynaklarım, yine de Türkiye içinde mali olarak çok zor durumda olduklarını, artık himmet toplayamadıklarını ifade ediyor. Buna rağmen cezaevindeki yandaşlarına hâlâ para göndermeye çalışıyorlar.

ROBOSKİ VE OSLO FETÖ’NÜN İŞİ 

15 Temmuz’un hain kalkışmasının psikolojik izleri hâlâ duruyor. Hatta bu tarihten daha öncesinde yaşadığımız olayların da... Ankara görüşmelerimde önüme çıkan bir başka ilginç olay da Roboski ve Oslo görüşmeleri sürecine dairdi. Roboski olayının amasız ve fakatsız bir şekilde FETÖ işi olduğunu özellikle vurgulayan kaynaklarım, “Başbakanlık konutunda ve Başbakanımızın makamında dinleme cihazları tespit edildi. İdari ve hukuki süreç başlatıldı. Ve bir iki hafta geçmeden Roboski olayı ve 7 Şubat‘ta MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın savcılık tarafından derdest edilip sorgulanması süreci başladı. Bu iki olay da o dönem FETÖ’nün bulunan dinleme cihazlarına karşı bir mesajdı” yorumunu yaptı. Kaynaklarım, Oslo süreci ve sonrasına dair her şeyi FETÖ’nün her fırsatta sabote ettiğini de belirtti. 

TSUNAMİ SONRASI 15 TEMMUZ ANALİZİ - EMNİYET FETÖ'DEN TEMİZLENDİ

TSUNAMİ SONRASI 15 TEMMUZ ANALİZİ - 2 - FIRAT KALKANI 4 YIL GECİKTİ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uğurcan Çakır: "İnşallah finalde Beşiktaş karşısında kupayı almak istiyoruz" Trabzonspor’un kaptanı Uğurcan Çakır, Fatih Karagümrük maçının ardından yaptığı açıklamada, finale kaldıklarını için mutlu olduklarını söyleyerek, “İnşallah finalde Beşiktaş karşısında kupayı almak istiyoruz” dedi. Trabzonspor, Ziraat Türkiye Kupası yarı finalde rövanş maçında Fatih Karagümrük’ü 4-0 mağlup ederek, finale yükseldi. Mücadelenin ardından Trabzonspor Kaptanı Uğurcan Çakır basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İlk yarı tam istediklerini gibi oynayamadıklarını söyleyen Çakır, “İlk yarı tam istediğimiz oyunu oynamasak da çok acelemiz yoktu. Çünkü 1-0 öndeydik. Sonrasında ikinci yarıda gelen gollerde, net bir skorla buradan galibiyetle ayrıldık. Kötü giden bir sezon, hedeflerden uzak aslında ama finalde olmak mutluluk verici oldu” ifadelerini kullandı. “İnşallah finalde Beşiktaş karşısında kupayı almak istiyoruz” Finalde Beşiktaş ile oynayacaklarının hatırlatılması üzerine Uğurcan Çakır, “Finalde rakibimiz Beşiktaş ve kupayı kazanmak istiyoruz. Bu kupayı alırsak 10. olacak. En son aldığımız zaman 2019’da ben ve Hüseyin Türkmen var. İkimiz kaldık. Abdullah Hoca’nın Trabzonspor’da Türkiye Kupası eksik. İnşallah finalde Beşiktaş karşısında kupayı almak istiyoruz” diye konuştu. “Trabzonspor için mücadeleyi her zaman vermeye çalışıyorum” Futbolda inişler ve çıkışların her zaman olduğunu vurgulayan 28 yaşındaki kaleci, “Futbolcu her zaman en yüksek performansı veremeyebiliyor. Ben Trabzonspor için elimden gelen mücadeleyi her zaman vermeye çalışıyorum. Bazen istediğim oluyor, bazen istediğim gibi olmuyor. Ben Trabzonspor için elimden gelen her şeyi her zaman sahada yapmaya çalışıyorum. Finale kaldık mutluyuz, inşallah finali kazanmak istiyoruz. Taraftara teşekkür ediyorum. Uzun zamandır iç sahada taraftar olmadığı için bugün çok güzeldi. Taraftar olmadan çok konsantre olamıyorsunuz. Bugün de yanımızdalardı. Onlara çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
İstanbul Tolunay Kafkas: “Trabzonspor haklı bir galibiyet aldı” Fatih Karagümrük Teknik Direktörü Tolunay Kafkas, Trabzonspor karşısında direnç göstermediklerini belirterek haklı bir galibiyet aldıklarını söyledi. Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final rövanş maçında Fatih Karagümrük, Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nda Trabzonspor’a 4-0 mağlup oldu. Kırmızı-siyahlılar bu sonuçla kupaya veda etti. Fatih Karagümrük Teknik Direktörü Tolunay Kafkas, müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. “Oyun 90 dakikasına baktığımız Trabzonspor haklı bir galibiyet aldı. İkinci devre değişiklikler sonrası takım ileri gideceğine geri gitti. Çıkaracağımız dersler var. İkinciyi yiyorsan üçüncüyü yemeyeceksin. Direnç göstermek lazım” ifadelerini kullandı. “Galatasaray maçında oyunun tamamını oynamanız lazım” Hafta sonu karşılaşacakları Galatasaray maçıyla ilgili de konuşan Kafkas, “İyi takım, iyi oyuncuları var. Oyunun tamamını oynamanız lazım. Taktiksel dayanıklılık içinde kalmanız lazım. Bugün bunu yapamadık. Yoksa sıkıntı bir sonuç bizi bekler” diye konuştu. “Kalan maçlarda puan çıkarırsak bizi kümede tutacak” Kupa maçında rotasyon yapmasıyla ilgili soruya Kafkas şu yanıtı verdi: “22-23 kişilik kadronuz var. Kupada finale çıkmak istiyorduk ama takım bekleneni veremedi. Kayseri’den zorlu bir maçtan çıktık. Hafta sonu daha zorlu maç oynayacağız. Sonra Gaziantep’e gideceğiz. Kalan 3 maçta puan çıkarırsak bizi kümede tutacak. Alt lige düşmek maddi manevi sıkıntı getirir.” “Feghouli’ye verilen ceza doğru karar” Kayserispor maçında gördüğü kırmızı kart sonrası Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’ndan 5 maç ceza alan Sofiane Feghouli ile ilgili Kafkas, “Feghouli’ye verilen karar doğru. Büyük takımların oyuncuları küfür ederken duymazdan gelenler, o standardın içerinde karar versinler. Bizim gibi kulüplere kararlar kolayca veriliyor. Adaletin olmadığı yerde Allah’ın rahmeti ve bereketi de olmuyor. Türk futbolu böyle gerçekten. Feghouli cezası için verilen karar doğrudur ancak muadillerine aynı kararlar verilmiyor” diyerek sözlerini noktaladı.