EĞİTİM - 22 Mayıs 2019 Çarşamba 10:46

Uluslararası Sosyal Araştırmalar ve Davranış Bilimleri Sempozyumu gerçekleşti

A
A
A
Uluslararası Sosyal Araştırmalar ve Davranış Bilimleri Sempozyumu gerçekleşti

Birçok farklı ülkeden çok sayıda bilim insanının katıldığı III. Uluslararası Sosyal Araştırmalar ve Davranış Bilimleri Sempozyum’unda geçmişten bugüne Türk coğrafyaları arasında birçok benzerliğin tespit edildiği çalışmalar sunuldu.


Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Yeniasır ile Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Burak Gökbulut, Bosna Hersek’te Düzenlenen III. Uluslararası Sosyal Araştırmalar ve Davranış Bilimleri Sempozyum’unda iki bildiri sundu.

Türk coğrafyaları arasındaki inanç benzerlikleri

Kazak, Türkmen ve Kıbrıs Türklerinin Halk İnançları ile Âdetlerinin karşılaştırıldığı çalışmada, söz konusu Türk coğrafyaları arasında birçok benzerlikler tespit edildiği ve bu inanışların temelinde de ağırlıklı olarak Türklerin inanmış olduğu eski dinler, inanç sistemleri ve İslamiyet olduğu görüldüğü kaydedildi. Bununla birlikte ortak kültürün doğal bir sonucu olan söz konusu Türk inanışlarının, sosyal hayatın ve kültürün her alanında göstermiş olduğu etkiler de örneklerle ortaya kondu.

İnsanoğlunun temel ihtiyaçlarından birinin inanç olduğunu belirten Doç. Dr. Mustafa Yeniasır ile Doç. Dr. Burak Gökbulut, “Günümüze gelene kadar insanlar, farklı varlıklara, güçlere inanmışlar ve genellikle bunlara bağlı olarak birtakım uygulamalara yönelmişlerdir. İnsanoğlunun doğasında olan inanma duygusu ve insan davranışlarının bir ürünü olarak ortaya çıkan halk inançlarının temelinde geleceği bilme arzusu ile kendini güvene alma ihtiyacı gibi sebepler bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

20 Temmuz 1974 Barış harekâtı ve Türklerin yaşadığı acılar anlatıldı

Özker Yaşın’ın “Girne’den Yol Bağladık” isimli romanının toplumsal eleştiri açısından değerlendirildiği bir diğer bildiride ise romanda Anavatan Türkiye'nin 20 Temmuz 1974 tarihinde adaya düzenlemiş olduğu Barış Harekâtı esnasında Kıbrıslı Türklerin yaşadıkları çarpıcı bir şekilde okuyucuya aktarıldığı belirtildi. Bununla birlikte kitapta, Barış Harekâtı sırasında Rumların Türk köylerine baskınlar düzenleyerek, burada yaşayan vatandaşlara uygulamış oldukları işkencelerin de acı bir gerçek olarak sunulduğu aktarıldı. Türkiye'nin düzenlemiş olduğu ikinci Harekâtla da Rumların evlerini terk etmeleri ve her bir Rum köyünün adının Türkçeleştirilerek bu bölgelere Türklerin yerleştirilmesini yazarın bir sevinç tablosu olarak verdiği anlatıldı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Kuyulu köyünde Çocuk ve Kadın Destek Merkezi kuruldu Adıyaman’ın Kuyulu köyünde kurulan Çocuk ve Kadın Destek Merkezinin açılışı yapıldı. Adıyaman Merkeze bağlı Kuyulu (Turuş) Köyünde, Turuş Köyü Kalkındırma ve Dayanışma Derneği tarafından Çocuk ve Kadın Destek Merkezi kuruldu. Çocuk ve Kadın Destek Merkezi açılış törenine Dernek Başkanı Salih Yıldırım ve köy halkı katıldı. Merkezin hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmalarda bulunan Dernek Başkanı Yıldırım, “Bugün 10 aydır yürüttüğümüz bir çalışmanın ilk aşamasını bitirdik. Köyümüzde kurduğumuz Çocuk ve Kadın Destek Merkezinin açılışını yapıyoruz. Büyük bir emek ve uğraş ile açtığımız destek merkezi köydeki çocukların eğitimine, sosyal ve bilimsel becerisine çok güzel şeyler katacaktır. Özellikle soğuk kış günlerinde ders çalışma ortamı bulamayan çocuklar gidip ders çalışabilecek, kitap okuyabilecekler, sınavlara hazırlanabilecekler. Zamanlarının büyük bir kısmını burada çok güzel değerlendirecekler. Yapılacak atölye çalışmaları ile çocukların becerileri gelişecek ufukları açılacak. Kadınların kendilerine ait bir ortamı oldu. Düşünsenize bir köyde kahvehane yok, erkeklere ait bir mekan yok, ama kadınlara ait bir mekan var. Kadınlar bir araya gelmek istedikleri zaman mekanlarını açıp bir araya gelip konuşabilecekler. Kadınların sorunlarını dinleyecek, sorunlarına çözüm üretecek birileri gelecek. Sağlık, bilimsel, sosyal gelişimleri yönünde eğitimler yapılacak. Kişinin kendini değerli hissettirecek çalışmalar yapılacak. Üretebilmeleri, aile ekonomisine katkı verebilecek çalışmalar yapılacak. Ve bunlar bir köyde, kırsalda başarılıyor. Tabi ki de bu çalışma, bu gelişmeler bir günde olmadı. 10 aydır bu çalışmanın içindeyiz. İlkin bir fikirdi, bu fikir ulusal sınırlar içinde gelişti sonra da uluslararasına ulaştı. Fikrimiz olumlu cevaplar buldu. Adıyaman’ın bir köyünün ismi önce İstanbul’a sonra da İngiltere’ye ulaştı. Bize katkı veren, emek veren kişilere, kurumlara teşekkür ederiz. Köyümüze bölgemize hayırlı olsun” diye konuştu.