MAGAZİN - 25 Mart 2017 Cumartesi 10:16

Ümmiye Teyze: Gerçek mi bu dedim |Ümmiye Koçak, Ronaldo reklamı

A
A
A
Ümmiye Teyze: Gerçek mi bu dedim |Ümmiye Koçak, Ronaldo reklamı

Mersin Arslanköy’de kurduğu kadınlar tiyatro topluluğu ile başladığı sanat yolculuğunda, dünyanın dört bir yanından ödüller alan Ümmiye Koçak, dünya futbolunun yıldızı Ronaldo ile reklam filminde de oynayarak ulaşılmazı başardı. Ümmiye Teyze, “Rüyamda görsem hayra yormazdım. ‘Gerçek mi bu’ dedim. Gerçekten yanımdaydı Ronaldo. O beni evinde ağırladı. Gelsin biz de onu Mersin’de ağırlayalım” dedi.

Mersin’in Toros Dağları’ndaki Arslanköy Mahallesi’nde sadece kadınlardan oluşan bir tiyatro topluluğu kurarak dünyaya sesini duyuran, yazdığı ve yönettiği "Yün Bebek" filmiyle New York Avrasya Film Festivali'nde büyük ödüle layık görülen Ümmiye Koçak, dünyanın en başarılı futbolcularından Cristiano Ronaldo’nun yer aldığı, Türk Telekom’un yeni reklam filminde hem oynadı hem de filmin yönetmenliğini üstlendi. Türk Telekom’un, yıl boyunca Türk toprağından çıkmış gerçek başarı hikayelerini aktaracağı reklam filmlerinden ilkinde yer alarak bir kez daha Türkiye gündemine gelen Ümmiye Teyze, Ronaldo’nun evinde gerçekleştirilen çekimlere hala inanamıyor.

“Bunlar yaşanır, anlatılmaz ki. O kadar mutluyum ki”

Mersin’in merkez Toroslar ilçesi Arpaçsakarlar Mahallesi’nde yaşayan Ümmiye Teyze, evinin kapılarını İHA’ya açarak, duygularını, çekimleri, kamera arkasını ve Ronaldo’yu anlattı. Ronaldo ile aynı reklam filminde oynamasını, “Rüyamda görsem hayra yormazdım” diyerek dile getiren Ümmiye Koçak, “Çok güzel. Bunlar yaşanır, anlatılmaz ki. O kadar mutluyum ki. Bu, parayla satın alınacak bir şey değil, anlatılacak bir şey de değil. Yaşanması lazım. Cenabı Allah herkese kısmet etsin, çünkü çok güzel bir duygu. Takdir ediliyor olmak, emeğinin karşılığını almak, güzel şeylerle anılmak çok güzel bir şey” diye konuştu.

“Rüyamda görsem hayra yormazdım. İlk gördüğümde inanamadım, ‘acaba gerçek mi’ dedim”

Ronaldo ile reklam filminde oynamanın, bunun da ötesinde filmi yönetmenin inanılmaz bir duygu olduğunu vurgulayan Koçak, “Rüyamda görsem hayra yormazdım ama şunun da farkındaydım; kendimi tanıyordum, ne istediğimi de biliyordum. Ağır ağır hedefime ulaşacağımı biliyordum. Ronaldo’yu önceden biliyordum, takip ediyordum, yardımsever birisiydi ama rüyamda görsem hayra yormazdım. Çünkü hiç aklımda değildi. Hayal kuruyordum onunla film çekmek için desem bile, hayal kursam bile kendime itiraf edemeyeceğim bir şeydi. Ama gerçekleşti. Çok güzel” ifadelerini kullandı.

Ümmiye Teyze: Gerçek mi bu dedim |Ümmiye Koçak, Ronaldo reklamı

“Gerçek mi bu dedim. Gerçekten yanımdaydı Ronaldo”

Çekimlerin yapıldığı İspanya’nın başkenti Madrid’e ekiple birlikte çok önceden giderek hazırlık yaptıklarını ifade eden Koçak, Ronaldo’yu ilk gördüğünde ise gerçek olup olmadığına inanamadığını söyledi. Ronaldo ile çekimlerin son gününde bir kez görüştüklerini ve 3 saat bir arada olduklarını belirten Koçak, karşılaşmalarını şöyle anlattı: “İlk gördüğümde inanamadım, ‘acaba gerçek mi’ dedim. Gözümü bir kapattım ‘ben gerçekten şimdi Madrid’de miyim, gerçek mi bu’ dedim. Gerçekten yanımdaydı Ronaldo. Gördüğümde özlediğim oğlumu sanki hissettim. Çok sıcakkanlıydı, çok samimiydi, içtendi. O kadar güzel şeyler oldu ki kamera arkasında. Biz anne-oğul gibiydik, sıcacıktık.”

“O beni evinde ağırladı, gelsin biz de onu Mersin’de ağırlayalım”

Reklam filminin çekimlerine kalabalık bir ekiple hazırlandığını ve ekipteki herkesin kendisine çok büyük destek verdiğini anlatan Koçak, filmi baştan sona kendisinin yönettiğini ifade etti. Filmle ilgili çok geri bildirim aldığını ve çok beğenildiğini vurgulayan Koçak, “Hayal kuramazsam ölürüm. İnsan hayal kurmazsa yaşayabilir mi? Onunla besleneceksin. Hayal kurmak beleş, hayallerinin peşinden koşmaksa insanı motive eder. Azimli olacaksın, çalışacaksın, mücadele edeceksin hayallerine kavuşacaksın” diyerek, Ronaldo’yu tekrar görmeyi, hatta başka bir projede çalışmak istediğini de söyledi.

İHA aracılığıyla Ronaldo’yu Mersin’e de davet eden Ümmiye Teyze, şunları söyledi: “O beni evinde ağırladı, gelsin biz de onu Mersin’de ağırlayalım. Ben seve seve ağırlarım. Sırf bunun için gelsin demem de Türkiye’ye geldiğinde tabi ki karşılaşmak isterim, çünkü çok sıcakkanlı, çok içten.”

“O bana bir sürü şey anlatıyor, ben de ona anlatıyorum. O beni anlamıyor, ben onu anlamıyorum, kahkahalarla gülüştük”

Ronaldo’ya forma imzalatırken yaşadıklarını ve nasıl iletişim kurduklarını da anlatan Ümmiye Teyze, “Herkes sette forma imzalatmak için bekliyordu. Ben de alsam dedim. Bana bir forma verdiler. Gideceğim ama utanıyorum yanına gitmeye, çekiniyorum. Göz göze işaretleştik ‘gel’ dedi, ben gene geri geri duruyorum. Bir daha yaptı ben gene çekindim. Bu sefer menajerine söyledi, menajeri geldi tuttu kolumdan götürdü, imzaladı, sarıldı. İşin en komik tarafı, boyum kısa ya onunki de uzun, millet bir gülüşüyor, koltuğunun altından aşağıda geliyorum. İmzaladı. O kadar güzel ki. Aslında ekranda o kadar sıcak, samimi görünmüyor, ekran arkasında çok sıcakkanlı, samimi. İnsanın içine dokunuyor. Ama televizyonda seyrettiğimde o kadar değil. Kamera arkalarında var. Kahkahalarla gülüştük. O bana bir sürü şey anlatıyor, ben de ona anlatıyorum. O beni anlamıyor, ben onu anlamıyorum, gülüşüyoruz. Gerçekten elimi tutuyor, ben ona ‘kurban olduğum yavrum seni çok seviyorum’ dedim. ‘Hayallerime kavuştum’ diyorum. O bana ne diyor hiç anlamıyorum. Çünkü tercümanı da beklemiyorum. Habire konuşuyorum” dedi.

Kıymet Gökçe - Koray Ünlü

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.