GÜNDEM - 09 Temmuz 2020 Perşembe 09:30

Ünlü oyuncu Umut Oğuz, eşini hastanede ziyaret etti

A
A
A
Ünlü oyuncu Umut Oğuz, eşini hastanede ziyaret etti

Ateşi 38 dereceye çıkan eşini kabul etmeyen özel hastanelere tepki göstererek kendilerini kabul eden Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesine teşekkür eden oyuncu Umut Oğuz yaşadıklarını anlattı.

Şehir hastanesiyle ilgili konuşan Oğuz, “Saçma sapan eleştiriler olduğunu buraya gelince anladım, çok önemli bir servet. İstediğin görüşe oy ver ama Sezar’ın hakkını Sezar’a diyorlar ya, eşimi yatırınca daha iyi anladım” dedi.

Oyuncu Umut Oğuz, eşi ateşlenince ambulans çağırdığını ancak özel hastanelerin eşini kabul etmediğini sosyal medyada yayınladığı video ile açıklamıştı. Ünlü oyuncu, şehir hastanelerine kendisinde ön yargılı olduğunu ifade edip özür dileyerek kendilerini kabul eden şehir hastanesine teşekkür etmişti. Oğuz, yaşananları İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinde gördükleri ilgiden çok memnun olduklarını ifade ederek hastanenin önemli bir yapı olduğunu belirtti. Oğuz’un hastanede hala tedavisi süren eşi Sevilay Oğuz ise hastane bahçesinde eşiyle otururken görüntülendi.

“Acil hayati bir durum olsa bugün perişan vaziyette olacaktık"

Eşi ambulansta beklerken uzun süre kendilerini kabul edecek hastane aradıklarını belirten Oyuncu Umut Oğuz, “Bir an önce hastaneye götüreyim diye çabaladım o da baya sürdü. Bir, bir buçuk saati buldu. Allah korusun acil hayati bir durum olsa bugün perişan vaziyette olacaktık. Şu an aslında bakarsanız bizim durumumuz hala riskli bir durum. Eşim hala hastanede yatıyor böbreğinin alınma riski var. İlk sigortacımı aradım çünkü hiç hastane ihtiyacımız olmamıştı Allah’a şükür. Sigortanın gönderdiği ambulansı bekledik, on dakika içinde geldi. Ambulans nereye gideceğiz dedi. Söyledik, öyle olmuyor oradan birinin size okey vermesi lazım. Orası yatak yokmuş diyor, öteki ateşli hasta alamam demiş. Öteki bilmem ne, bir taraftan da içeri de oğlum var yalnız kaldı. Bu sefer telefon trafiğine başladık. Burada başhekimimle biraz sohbet ettiğimde o özel ambulans bizi buraya getirebilirmiş. Sadece 112’ye ihbar etmesi gerekiyormuş. Ben deseymişim Başakşehir Şehir Hastanesine götürün, götürebilirlermiş ama orada da çok net ‘Ağabey arabanla götür’ dediler" diye konuştu.

"Başhekimimiz ben hemen talimat veriyorum dedi"

Özel hastanelerden olumlu yanıt gelmeyince Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesine yönelen Oğuz, "Biz üçüncü hastaneden artık arabaya bindirip çıkmıştık. Sonra birkaç hastane daha aramışlar. Red cevabı gelmiş, Sağlık Bakanlığı bununla ilgili inceleme başlattı. O konuşmaların hepsi denetleniyor. Kapı açık komşularımız geçenler eşime bakıyor, çok gücüme gitti. Baktım olmuyor olacak gibi değil, telefon açtım bir yerlere. Başhekimimiz ben hemen talimat veriyorum dedi. Geldim acile giriş yaptık hemen aldılar, yatış yaptılar. 3-4 saat sonra ateşi düşüp normale döndüğünde taburcu ettiler. Ertesi gün tekrar kötü olunca biz tekrar hastaneye geldik. Pazartesiden beri yatıyor" ifadelerini kullandı.

"Sezar’ın hakkını Sezar’a diyorlar ya takdir etmek durumundayız"

Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesine yönelik birçok eleştiriyi hastaneye geldikten sonra saçma bulduğunu ve kendisi için yapılan bazı yorumlara üzüldüğünü belirten Oğuz, “ Bununla ilgili kalbimi kıran yorumlar da yapılıyor. Ben hep hak hukuk ne diyorsa adil olmaya çalışırım. Hiç kimsenin hastaneye işi düşmesin ama burada oh be diyorsun. Ülkem tarafından sahiplenildim. Çok güzel bir duygu. Eşimin yaşadığı bir böbrek rahatsızlığı doğuştan geliyor. 3 ay gözlem altında kalacak. Bazı konularda saçma sapan eleştiriler olduğunu buraya gelince anladım. Bu hastane şu an yüzde yüz kapasiteyle çalışmaya başlamamış bir hastane olmasına rağmen götürüyorlar. Ben inanamadım girince hatta başhekimimize bu kadar büyük yapmaya gerek var mıydı falan dedim. Buranın ülkemizin sınırlarından daha büyük bir proje olduğunu anladım. Bizim için çok önemli bir servet, bunu istediğin görüşe oy ver ama Sezar’ın hakkını Sezar’a diyorlar ya takdir etmek durumundayız. Ben eşimi de yatırınca bunu daha iyi anladım” şeklinde konuştu.

Hasibe Karadağ - Emre Baba
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uluslararası Turan Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirildi. Türkiye’nin yanı sıra 77 ülkeden bin 57 başvurunun yapıldığı ‘Kızılelma’ temalı festivalde; ülkemizden 158, Azerbaycan’dan 47, Kırgızistan’dan 31, Kazakistan’dan 21, Özbekistan’dan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film yarıştı. Ege Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen “Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Türk Dünyası sinemasının tüm paydaşlarını bir araya getirdi. Törene, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, EÜ üst yönetimi, yurt içinden ve dışından sanatçılar, yönetmenler, senaristler, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı. Fotoğraf ve resim sergileri törene renk kattı Ödül töreni öncesi Atatürk Kültür Merkezi Fuaye Alanında; Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığının “Sessiz Tanıklar Türk Boylarına Yolculuk” sergisi ile TÜRKSOY’un “Türk Dünyası Resim Sergisi” ve “Türk Dünyası Kültür Başkentleri Fotoğraf Sergisi” sanatseverle buluştu. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Sanatsal faaliyetler üretmek, sanatın gelişimine katkı sağlamak, sanatı ve sanatçıyı sanatseverlerle bir araya getirmek, tam akredite öğrenci odaklı araştırma üniversitemizin toplumsal görevleri arasındadır. Bu bilinçten hareketle Türk dünyasının ortak değerlerini ve kültürel bağlarını vurgulayarak, bu bağların güçlenmesine katkıda bulunmak, Türk devletleri ve topluluklarının kültürel çeşitliliğine ve zenginliğine katkıda bulunmak hedefiyle yola çıktığımız bu önemli organizasyonun henüz fikir aşamasında iş birliği talebinde bulunduğumuz bütün çevreler tarafından heyecanla karşılanarak sağlanan desteklerle bugünlere gelmesi sağlanmıştır” diye konuştu. “Festivalimizin geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” Bu tür bir festivale ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını dile getiren Prof. Dr. Budak, “Uluslararası Turan Film Festivali, uzun süren hazırlık aşamasının ardından iki gündür Üniversitemiz ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında uluslararası film yarışması, 3 Söyleşi, 2 Fotoğraf Sergisi, 7 Gösterim Seçkisi, 1 Resim Sergisi, 1 Konser, 1 Dans Gösterisi gerçekleştirildi. Festivale 77 ülkeden bin 55 başvuru yapıldı. Türkiye’den 158 Film, Azerbaycan 47 Film, Kırgızistan 31, Kazakistan 21, Özbekistan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film katılım gösterdi. Yapılan tüm başvurular alanlarında duayen jüri üyelerinden oluşan seçili kurullar tarafından incelendikten sonra dereceye girenleri belirlendi. Bugünkü ödül töreninde dereceye giren filmlere verilecek ödüllerin yanı sıra Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Sinema Sanatına Katkı Ödülü, İnsani Değerlere Katkı Ödülü gibi 13 ayrı kategoride özel ödüller de verilecek. Ödül alacak olan sanatçılarımızı şimdiden tebrik ediyorum. Ayrıca bu büyük organizasyonda bizlerle birlikte olan ve büyük desteklerini gördüğümüz Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğüne, TÜRKSOY’a, çok kıymetli sergilerini bizlere açan Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına ve festivalimize destek veren gerek ülkemizdeki gerekse Türk Dünyasındaki değerli kurumlarına şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Festivalimizin ileriki yıllarda da Türk Dünyasında genişleyerek geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” dedi. “Türk dünyasının zenginliğini arşivlerle ortaya koyuyoruz” Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, “Bu etkinliğin, kültürün birleştiriciliği adına çok önemli bir program olduğunu ifade etmek istiyorum. Türk kültürü ve sanatının paylaşımı ve gelişimi adına düzenlenen bu festival son derece anlamlıdır. Bu programın bir paydaşı olarak Türk dünyasının zenginliğini çeşitli arşiv belgeleriyle ortaya koymaktan son derece bahtiyarız. Türkiye olarak dünyanın en büyük arşivlerine sahip olduğumuzu bilmenizi isterim. Festivalimize ev sahipliği yapan Ege Üniversitesine ve Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’a, hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” dedi. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, “Sinema ortak kültür mirasımızı gelecek nesillere taşıma noktasında en önemli araçlardan biridir. Bu etkinlik, Türk sinemasının çeşitliliğini yansıtmasının yanı sıra birliğimizi ve kardeşliğimizi bir kez daha tüm dünyaya gösterme fırsatı verdi. Festivalin gerçekleşmesine katkı sunan kurumlarımıza teşekkür ediyor, yarışan tüm sanatçılarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ise, “Sinema, dertli insanın işidir. Sinema yapan insan derdini paylaşmak, yarasını göstermek ister. Filmini çektikten sonra da dertleşmek ister. Bu bakımdan festivaller de sinemacıların dertleştikleri yerlerdir. Özellikle uluslararası festivaller bizim için çok önemli. Turan Film Festivali de ilk yılından büyük bir başlangıç yaptı. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. Ödüller sahiplerini buldu Turan Film Festivali kapsamında ilk olarak prestij ödülleri verildi. İnsani Değerlere Katkı Ödülü Yönetmen Derviş Zaim ile Gönül Dağı dizi yapımcısı Ferhat Eşsiz’e, Kültürel Çeşitliliğe Katkı Ödülü TRT AVAZ kurumu adına TRT İzmir Bölge Müdürü Mevlüt Şahbaz’a, İnsan Haklarına Katkı Ödülü Karabağ-Azerbaycan Göç ve Mülteciler Bakanlığı Bakan Müşaviri Nesimi Nerimanov’a Toplumsal Duyarlılık Ödülü Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven’e verildi. Sinema Sanatına Katkı Ödülünü sırasıyla; Azerbaycan Sinema Ajansı, Kazakfilm, Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Bilgi, Spor ve Gençlik Politikaları Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü adına Talant Osmanov, Özbekistan Kültür Bakanlığı Sinematografi Ajans Uluslararası İlişkiler Daire Koordinatörü Gofurjon Musaev, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ve Oğuzhan Türkmen Film Stüdyosu adına Salisalih Bayramov aldı. Ege Üniversitesi 2024 Yılı Vefa Özel Ödülünü Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin ve TRT Belgesel Kanal Koordinatörlüğü adına Koordinatör Ahmet Canbaz alırken, Genç Yetenek Ödülü Ruslan İbrahimli’ye, Teknoloji ve Sinema İlişkisi Ödülü 1453 Filmi ile Hamit Keleş’e, Medya Özel Ödülü Anadolu Ajansı adına İzmir Bölge Müdürü Ahmet Caner Baysal’a, Kültürel Hafıza Ödülü Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Yasin Yıldız’a, Kültürel Miras Ödülü Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal’a, TÜRKSOY Özel Ödülü ise Rejisör Alovov’a verildi. Festivalde yarışan filmlerde ise; Azerbaycan birinciliğini “Voice” filmi ile Zamin Mammadov, Kazakistan birinciliğini “Lullaby” filmi ile Dilshat Rakhmatullin, Kırgızistan birinciliğini “Hope” filmi ile Saule Mukanbetova, Özbekistan birinciliğini “Taste of Grapes” filmi ile Dmitriy Lebedev, Türkiye birinciliğini “Tradition” filmi ile Ali Rıza Bayazıt, Türkmenistan birinciliğini “Ümit” filmi ile İskender Muhammet Annamuhammedov, Uluslararası kategori birinciliğini ise “Goli’s Greatest Adventure/Iran” filmi ile Elika Mehranpoor aldı. Yöresel danslar ve şarkılar katılımcıları coşturdu Ödüllerin verilmesinin ardından festivale destek veren kurum ve sponsorların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Ekin Dans Topluluğunun “Zeybek Gösterisi”, Azerbaycan Sema Halk Dansları Topluluğunun “Azerbaycan Halk Müziğinden Potpuri”, “Göçebeler Kırgız Halk Dansı”, Kazakistan “Süyünbay Sazı” Folklor Topluluğu Dansçıları, Özbekistan Namangan Filartmonisi Müzik ve Dans Sanatçıları sahne aldı. Daha sonra tüm ülkelerin sanatçıları sahneye çıkarak Rektör Prof. Dr. Necdet Budak eşliğinde “Anayurdum” parçasını seslendirdiler. Festival tanıtım filminin de gösterildiği törenin sonunda, ödül alanlar, jüri ve katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.