KÜLTÜR SANAT - 13 Haziran 2019 Perşembe 11:11

‘Unutturulan Balkan Bozgunu’ raflarda

A
A
A
‘Unutturulan Balkan Bozgunu’ raflarda

Emekli Kurmay Albay Ziya Burcuoğlu’nun ‘Unutturulan Balkan Bozgunu’ adlı kitabı raflardaki yerini aldı.

Emekli Kurmay Albay Ziya Burcuoğlu’nun, beş asırlık Rumeli topraklarının 2-3 hafta içerisinde elden çıktığı, hükumet krizlerinin, hükumet darbelerinin, siyasi suikastlar, sürgün ve birçok sosyal ve ekonomik krizlerin yaşandığı bir dönemi anlatan ‘Unutturulan Balkan Bozgunu’ adlı kitap, İhlas Vakfı Yayınları etiketiyle yayımlandı. Türkiye'nin yakın tarihinde yaşadığı üç büyük felakete değinen kitap; bunlardan ilki olan ve "93 Harbi" diye hatırlanan 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının anlatımıyla başlıyor. Kitapta Burcuoğlu bu dönemi, "Tuna vilayetlerinin elden çıktığı, Müslüman Türklerin katliam ve büyük bir göçe maruz kaldığı harp. Ruslar Yeşilköy’e kadar gelmişlerdi. İkincisi; Balkan Harbi veya faciası veya bozgunu diyebileceğimiz felaket. Düşman, İstanbul'a 30 km kadar mesafede bulunan Çatalca mevzilerine kadar gelmişti. Bütün Rumeli elden çıkmış, bugünkü sınırlar oluşmuş ve yüz binlerce insan aç, susuz ve perişan halde muhacir olmuştu. Üçüncü felaket, I. Dünya Harbi ve Osmanlı Devletinin yıkılmasıdır. Balkan Harbi; resmi tarih tezinin pek üzerinde durmadığı, soğuk baktığı, pek sevilmeyen ve ders kitaplarında çok kısa geçilen bir harptir. Bu dönem, hürriyet naralarının atıldığı ve genç subayların birlikleri ile dağa çıkarak, Balkan komitacıları ile işbirliği yaptığı bir devirdir. Beş asırlık Rumeli topraklarının elden çıktığı, hükumet krizlerinin, hükumet darbelerinin, siyasi suikastlar, sürgün ve birçok sosyal ve ekonomik krizlerin yaşandığı milletimiz için pek acı bir dönemdir. Bu savaşın sonunda beş asır elde tuttuğumuz Rumeli’yi kaybettik. Etnik ırkçılık, diğer bir ifadeyle kavmiyetçilik (ulusalcılık) ön plana çıktı. Bu yüzden dünyanın en büyük soykırımı ve tehciri; bu bölgede Türklere karşı yapıldı. Balkanlar'da demografik yapıda büyük değişiklikler oldu. Bu savaşın sonunda beş asır elde tuttuğumuz Rumeli’yi kaybettik. Etnik ırkçılık, diğer bir ifadeyle kavmiyetçilik (ulusalcılık) ön plana çıktı. Bu yüzden dünyanın en büyük soykırımı ve tehciri; bu bölgede Türklere karşı yapıldı. Balkanlarda demografik yapıda büyük değişiklikler oldu. Bütün bu hadiselerin çıkış sebeplerini iyice tahlil edip gençlerimize doğru olarak anlatmak elzemdir. Zira yeni nesil geleceğe hazırlıklı olmalı ve yakın geçmişimizden, mâzimizden ders almalıdır ki, içinde yaşadığımız iç ve dış problemlerin çözümüne ışık tutabilsin. Herkesin bu harpten siyasi, askeri, stratejik, sosyolojik ve ekonomi bakımından çıkaracağı pek mühim dersler vardır" sözleriyle anlatıyor.

Bir çavuşun subayına mektubu
Kitapta 1913 senesinde bir çavuşun subayına yazdığı mektup da yer alıyor. Mektup şöyle:
"Zabit Efendi! Kuvvetli düşman müfrezelerinin Gümülcine’ye indiğini, askerimizden bir kısmının çekildiğini ve bazısının esir edildiğini işittim! Geçen gün dört erle bana teslim ettiğiniz Kuru Orman sırtındaki mühimmat deposunu hâlâ muhafaza ediyoruz. Tabii Gümülcine’yi işgal eden düşman buraya da gelecek! Doğrusu devletimin ve milletimin nice fedakarlıklarla burada yığdığı bu cephaneyi, sapa sağlam düşmana teslim edecek değilim! Buna ne askerlik vazifem, ne de vatan sevgim müsaade eder. Elbette burayı havaya uçuracağım! Fakat o binlerce liranın heba olmasına üzülüyorum. Haydi, havaya uçurdum. Sonra ne olacağım? Düşmana esir değil mi? Nihayet tek bir asker diye düşmanın beni öldürmediğini farz edelim. Fakat acı esaret hayatına nasıl tahammül edeceğim? Biz buraya esir olmak için mi geldik? Milletin paralarını, devletin namusunu esaretle ödemek için mi asker olduk? Hayır, hayır! Ben bu zilleti kabul edemem. Dün bizim idaremiz altında rahat yaşayan bu vahşi çobanların eline esir düşmek! Aman yâ Rab bu ne müthiş zillet! Bu vahşi insanların hakaretleri ve süngüleri altında esir yaşanır mı? Bu, Türklük için ne büyük felakettir! Ben bu esirlik zilletine düşmektense bin defa ölmeyi tercih ederim. O hâlde ne yapmalıyım? Düşmana hiçbir zarar vermeden cephane deposunu ateşe mi vereyim? Hayır! Ben bu cephane deposunun içine saklanacağım. Burayı teslim almaya gelen Bulgarlar iyice toplanıncaya kadar saklanacağım. Ben de içinde dâhil olmak üzere bütün cephaneyi havaya uçuracağım. Zabit Efendi, şu cür'etimi mazur görünüz. Bir asker ya askerlik vazifesini yerine getirmeli, ya da kahrolup gitmelidir. Ben ecdadımın kanını taşıyorum. Hiç bir Türk neferi harpte beş düşmanı öldürmeden kendini feda etmezdi. Memleketimde bulunan ana ve babama, hanımıma ve çocuklarıma selamımı yazınız. Onlar seferberlik ilan edildiği sırada beni subaşında, değirmen kenarında uğurladılar. Bana; “Ya Yaralı arkadaşına yardım eden askerimiz. Gâzî Ol, Ya Şehîd Ol!” demişlerdi. Cenâb-ı Hak bana şehîd olmayı nasib ediyor! Yazacağınız mektuba; yaz mevsiminde, altında oturup dinlendiğim ağacın gövdesine şehîd olduğum tarihin yazılmasını ve yetişecek evlatlarımın hain düşmandan öç almasını vasiyet ettiğimi de yazınız. Seneler sonra muzaffer ordularımız Gümülcine ovalarına ayak basarsa benim ruhum da bu zafer sevinçlerine katılacaktır. Piyade dördüncü bölüğünden çavuş Ali."  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Ayvalık’ta can dostlara yeni barınak Ayvalık Belediyesi Mayıs ayı olağan meclis toplantısı Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi’nde gerçekleştirildi. Meclis toplantısında sokaktaki can dostlara müjdeli bir gündem maddesi, oy çokluğuyla onaylandı. Projesi biten ve ruhsatı verilen, ayrıca; tüm yapım, imal, inşa ile faal hale getirilip tamamlanması maliyet ve tefrişi giderleri hayırsever Ayvalıklı vatandaş Ahmet Armağan Yavuz tarafından karşılanan Ayvalık Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin yapımı için önemli bir adım atıldı. Bulutçeşme Mahallesi’nde yaşam bulacak olan Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi hakkında bilgi veren Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, sokaktaki dostlarla bir değil her gün ilgilendiklerini, kedi ve köpeklerin kısırlaştırılmasına, onların yiyecek, içecek sorunlarına, aşılarına ve bakımlarına kadar her türlü detayı titizlikle önemsediklerini söyledi. 600 can dostun yararlanacağı, 40 dönümlük bir alanı kaplayan merkezin 21 bin metrekaresinin çalışma alanı olarak belirlendiğini, padoklar dahil kapalı alanların 2 bin 843 metre kare olduğunu ifade eden Başkan Ergin, “Yarı açık alanlar 2 bin 840 metre kare, açık alanlar ise 15 bin 326 metrekare olarak projelendirildi. Can dostlarımıza olan sevgimizin bir gün değil her gün. Onların konforlu bir yaşam sürmeleri için yeni bir Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi belirledik. Bir hastane kalitesinde can dostlarımızın bakımları, tedavileri gerçekleştirilecek. Ayrıca, vatandaşlarımız ve personel için otopark, çocuk parkı, köpek eğitim alanı ve kafeterya gibi sosyal donatı alanları bulunacak. Eski geçici hayvan barınağı da işlevini yine sürdürmeye devam edecek” dedi.
Niğde Niğde’de işaret dili eğitimi alan 28 öğrenci sertifika aldı Niğde’de Bor Şehit Ömer Halisdemir Gençlik Merkezi’nde işaret dili eğitimi alan 28 öğrenciye düzenlenen törenle sertifikaları verildi. Niğde Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen sertifika programına Niğde Valisi Cahit Çelik ve eşi Nermin Çelik ile Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Çifcibaşı, Niğde Gençlik Hizmetleri Müdürü Turan Sayın, Bor Ömer Halisdemir Gençlik Merkezi müdürü Yılmaz Kurt, Niğde Sağırlar Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı Mücayyip Yıldırım ve engelli vatandaşlar katıldı. Programda konuşan Vali Cahit Çelik; "Ülkemizde üç milyonun üzerinde işitme ve konuşma engelli vatandaşımızın olduğunu biliyoruz. Bu vatandaşlarımızın birçok okul, sektör, kurum ve kuruluşlarında çalıştığı da bilinmektedir. Hayatın her alanında karşılaştığımız bu bireylerin ihtiyaçlarını anlayıp çözüm bulmada hem devletimizin hem de vatandaşlarımızın sorumlu olduğunun farkındayız. Devletimiz, işitme engelli vatandaşlarımızın yaşam kalitelerini artırmak için destekleyici çevre, eğitim ve bilinçlendirme, istihdam - iş dünyası ve erişilebilirlik alanlarında önemli çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalarla toplum nezdinde farkındalığın artması ve işitme engellilerin yaşamına daha fazla katkı sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarının bu alandaki çabaları, işitme engelli vatandaşların haklarına ve yaşamlarına daha fazla saygı gösterilmesine katkıda bulunmaktadır. Eğitim, kültür ve spor alanlarında faaliyet gösteren 1994 yılında kurulan Niğde Sağırlar Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’ni çalışmalarından ötürü tebrik ediyorum. Derneğin, işitme engelli bireylerin topluma kazandırılması ve sosyal hayata katılımlarının desteklenmesi adına önemli çalışmalarının ve başarılarının olduğu kamuoyu nezdinde bilinmektedir. Eğitim faaliyetlerinde özveriyle çalışan Bor Ömer Halisdemir Gençlik Merkezi öğretmeni İnayet Sinem Dabak’ı ve bu anlamlı sertifikayı almaya hak kazanan 1 okul öncesi, 3 ilkokul, 22 ortaokul ve 2 lise olmak üzere toplamda 28 öğrencimizi yürekten kutluyor, ailelerine de teşekkürlerimi sunuyorum" ifadelerini kullandı. Yapılan konuşmaların ardından öğrencilere işaret dili eğitimi veren İnayet Sinem Dabak tarafından seminer verildi, öğrenciler işaret dili ile şiirler okudu, karşılıklı konuşmalar gerçekleştirdi. Program 28 öğrenciye sertifikalarının verilmesi ile sona erdi.
Adana Adana’da 2024 yılı sulama sezonu başladı DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, Adana‘da 2 Mayıs tarihinde başlayan 2024 yılı sulama sezonunda toplam 2 milyon 207 bin dekar tarım arazisinin sulanacağını söyledi Tarım, enerji, hizmet ve çevre sektörlerinde faaliyetlerini yürütmekte olan Tarım ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü; inşa ettiği dev barajlarda depoladığı suyu başta içme, kullanma ve sanayi suyu üretimine yönelik tesisler olmak üzere; hidroelektrik enerji üretimi, tarımsal sulama, atıksu arıtımı, taşkın kontrolü gibi çok geniş bir yelpazede mühendislik yapıları vasıtasıyla milletin hizmetine sunuyor. Toprak ve su kaynaklarını geliştirmekle mesul olan DSİ, aralarında dünyada ilk kez uygulanan projelerin, en yüksek ve büyük barajların, en uzun sulama kanallarının ve içme suyu maksatlı tünellerin bulunduğu sayısız tesisi tamamlayarak milletin istifadesine sunmuş ve sunmaya da devam etmekte. Bu çerçevede Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün, ülkemizin su kaynaklarının korunması, yönetilmesi, geliştirilmesi ve gelecek nesillere eksiksiz olarak aktarılması maksadıyla projeler üreten Türkiye’nin en büyük yatırımcı kuruluşlarından birisi olduğunu ifade eden DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, özellikle sulama yatırımlarımız hızlandırarak verimli topraklarımızın bereketine bereket katmak için çalışmaktayız. DSİ olarak modern sulama projelerini geliştirerek uygulamaya koymaktayız. Modern sulama ile tarımda sağlanan verim artışları, üretim deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı artışa neden oluyor. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması amacına hizmet ediyor bir taraftan da yaşam standardını yükseltmekte olduğunu söyledi. Adana ilimizde 2024 yılı sulama sezonu 2 Mayıs tarihinde başladı Bu çerçevede Adana‘da 2 Mayıs tarihinde başlayan 2024 yılı sulama sezonunda toplam 2 milyon 207 bin dekar tarım arazisinin sulanacağını açıklayan DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, Adana’da toplam 2 milyon 207 bin dekar tarım arazisinde yapılacak sulu tarım ile birlikte 2024 yılı birim fiyatları ile ülkemiz ekonomisine 18 milyar 386 milyon TL katkı sağlanmasının hedeflendiğini ifade etti. Genel Müdür Mehmet Akif Balta, “Çiftçilerimize bol ve bereketli bir sulama sezon dileyerek, bizler DSİ olarak ülke tarımı ve ülke insanı için özveri ile çalışmaya devam etmekteyiz. Tarım arazilerinin suya kavuşmasını, modern sulama sistemlerinin yaygınlaşmasını ve özellikle de su tasarrufu sağlanmasını önemsiyoruz. Çalışmalarımızı da bu yönde kararlılıkla sürdürüyoruz” dedi.