SAĞLIK - 13 Eylül 2019 Cuma 15:33

Uyku bozukluğu migren tetikçisi

A
A
A
Uyku bozukluğu migren tetikçisi

Uzm. Dr. Berkan Kaplan, "Migren kadınlarda erkeklere oranla üç kat daha fazla görülüyor. En sık migren atağını aşırı uyku ya da uykusuzluk, hava değişimleri, parfüm, stres ve bazı besinler tetikliyor" dedi.

Çamlıca Medipol Üniversite Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Berkan Kaplan, yaptığı açıklamada migrenin nedenleri ve tedavisi hakkında bilgiler verdi. Şiddetli baş ağrısı olarak bilinen migren, en sık yirmili ve otuzlu yaşlarda ortaya çıktığını belirten Dr. Kaplan, "Ülkemizde 18 ila 65 yaş arasındaki katılımcılarla yapılan Türkiye Baş Ağrısı ve Migren Epidemiyolojisi Çalışması verilerine göre kadınlarda migren sıklığı yüzde 24.6 iken erkeklerde yüzde 8.5 olarak saptanmıştır. Yani kadınlar erkeklere göre neredeyse üç kat daha fazla migrenden etkileniyor" dedi.

Rüzgarlı hava atağı çağırıyor
Kişilerin migren ile oluşan ağrı nedeniyle çoğu zaman gündelik aktivitelerini yapmakta güçlük çekebileceklerini aktaran Uzm. Dr. Berkan Kaplan, "En sık migren atağını ortaya çıkardığı bilinen nedenler arasında uyku bozuklukları (uykusuzluk veya aşırı uyku), stres, açlık, keskin kokulu parfüm veya kimyasallar vardır. Buna ek olarak parlak ışık, yüksek ses, kadınlarda adet dönemi, hava değişimleri ve aşırı rüzgarlı havalar, bazı ilaçlar (kalp hastalarının kullandığı dil altı ilaçlar gibi) sigara, alkol, mayalı yiyecek ve içecekler, basınç değişimleri, çay, kahve ve kola gibi içecekler dahil çikolata bile atak oluşturabilir” uyarısında bulundu.

Ağrı öncesi sinyallere dikkat
Migren ataklarından önce bazı kişilerde esneme, konsantrasyon bozuklukları, açlık, tatlı yeme isteği gibi öncül semptomlar görülebileceğine dikkat çeken Kaplan, "Ayrıca migrenli hastaların yüzde 10-15’ini oluşturan auralı migren hastalarında migren atağının 5 dakika ile 1 saat süre öncesinde ortaya çıkan ve baş ağrısından önce ortadan kaybolan gözlerde ışık çakması veya testere dişi benzeri kırık çizgiler görme, yüzde ve ellerde uyuşma veya güçsüzlük ve konuşma bozukluğu benzeri nörolojik fonksiyon bozuklukları da görülebilmektedir” bilgisini verdi.

Egzersiz ve yoga faydalı
Migren tedavisinde ilaç ve ilaç dışı tedaviler uygulandığından bahseden Kaplan, "İlaç dışı tedavinin en önemli basamağı kişinin yaşam şeklini düzenlemesi (uyku ve beslenmenin düzenli olması), egzersiz, daha önceden bahsi geçen migren ataklarını tetikleyen faktörlerden kişinin kendisini koruması, stresten olabildiğince uzak durulması ve buna yönelik gevşeme egzersizleri, yoga veya meditasyon yapabilirsiniz" diye konuştu.

Karanlık odaya geçin
Atak sırasında kişilerin ortam uygun ise sessiz ve karanlık bir odaya geçmeleri tavsiyesinde bulunan Kaplan, sözlerini şöyle tamamladı: "Karanlık ve sessiz odaya geçerek dinlenin ve eğer mümkünse biraz uyumaya çalışın. Uyuma sıklıkla semptomlarda rahatlama sağlayacaktır. Bununla birlikte atak için kullanılan ilaçların atak başlangıcından itibaren erken dönemde (özellikle ilk 1 saat içinde) alınması, atak sonlandırılması açısından önemlidir".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce 48 saat uykusuz maraton Düzce Üniversitesi ve Düzce Teknopark iş birliğiyle düzenlenen ve 3 gün süresince zorlu bir iş fikri yarışmasına sahne olan Girişimcilik Maratonu 2024, gerçekleştirilen ödül töreni ile sona erdi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa; Düzce Üniversitesi Rektörü ve Düzce Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nedim Sözbir, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, Düzce Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Resul Kara, sanayiciler, davetli konuklar ile Düzce Üniversitesi öğretim üyeleri, mentörler ve öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Resul Kara, bilim ve teknolojinin geldiği son noktada, eski düşünce tarzlarının değiştiğini ve evrildiğini, gençlerin günümüz teknolojisinin ihtiyaçları ve düşüncelerine yön verir hale geldiğini ifade etti. Disiplinler arası çalışmanın önemi üzerinde duran, farklı bilim alanlarından kişilerin bir araya gelerek, farklı disiplinlerdeki bilgileri bir araya getirerek sistemler kurduğunda, katma değeri yüksek ürünlerin ortaya konulabildiğini dile getiren Prof. Dr. Kara, Girişimcilik Maratonu ile genç girişimcileri bir takım halinde birlikte üretmelerine aracılık ettiklerini sözlerine ekledi. Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir, Girişimcilik Maratonu’ndaki deneyim ve atmosfer sayesinde tüm adayların kazandığına ve geleceğe hazırlanma noktasında donanımlı hale geldiğine dikkat çekti. Girişimci gençlerin; iş fikirlerinin geliştirilmesi, projeye ve ürüne dönüştürülmesi aşamalarını yakından görmelerinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Rektör Sözbir, Türkiye Yüzyılı’nda ve teknoloji üretiminde bu tür organizasyonların değerli olduğunu belirterek sponsorlara ve destek sunanlara teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir tarafından etkinliğe sponsor ve destek olan kurumlara, eğitmenlere ve kişilere plaket ve teşekkür belgeleri takdim edildi. Plaket takdimi sonrasında finale kalan 15 takımın sunumlarına geçildi. 48 saatlik uykusuz maraton sürecinde, eğitmenlerce verilen eğitimler ve mentorlerin destekleriyle yenilikçi iş fikirlerini bir iş modeline çeviren ve olgunlaştıran öğrenciler, jüri önünde ödülleri kazanabilmek için birbirleriyle rekabete girdi. Jüri değerlendirmesi sonucunda; Mülaim fikri birinci olarak 75.000 TL ödülün sahibi oldu. Jamrone fikri 50.000 TL ile ikincilik ödülü kazanırken, Ayas fikri ise 3. lük derecesiyle 25.000 TL ödüle layık görüldü. Ödül kazanan takımlar, geleceğin başarılı girişimcileri olarak; iş fikirlerini hayalden öteye taşıyarak hayata geçirme, fikirden şirkete uzanan bir deneyim yaşama olanağı elde etti.
Bursa 671 yıldırdır bu kazanlar kaynıyor Bursa’da köylüler tarafından yılda bir kez pişirilen yemek için binlerce kişi köye akın etti. 671 yıldır devam eden gelenek bu yıl da bozulmadı. Bursa’nın Keles ilçesi Sorgun köyü sakinleri atalarından kalma yüzlerce yıllık geleneği ilk günkü gibi yaşatıyor. Her hıdırellezde "bolluk ve bereket getirsin" diye köylüler tarafından sadece bu köye özel 13 çeşit bakliyat kullanılarak ’Dede aşı’ isimli yemek pişiriliyor. Tüm köy sakinleri imece usulü kazanlarda tonlarca ’Dede aşı’ herkes tarafından çok seviliyor. Kazanlarda pişen bu yemek için herkes köye davet ediliyor. Bu yıl 671 defa pişen bu asırlık lezzetler için şehir içi ve dışından binlerce kişi köye ziyarette bulundu. Köye gelen misafirlere köyün gençleri tarafından ’Dede aşı’ yemeği servis edildi. Yemeğin ardından bolluk ve bereket için dua edildi. Yemeği yiyen misafirler Sorgun köyü sakinlerine misafirperverlikleri için dua etti. Atalarından miras kalan bu geleneği bu yıl 671’incisini gerçekleştirdiklerini ifade eden Sorgun Köyü Dernek Başkanı Muharrem Ulutaş, "Bu gelenek bize atalarımızdan miras, köyümüzde yetişen 13 çeşit bakliyattan dede aşı dediğimiz yemeği yaparak köyümüze gelen misafirlere ikram ediyoruz. Sadece köyümüzde pişen bu yemeğin ünü il sınırlarını aştı. Köyümüze şehir içi ve dışından binlerce misafir geldi. Gelen misafirlerimizi en güzel şekilde ağırladık. Misafirler yaptığımız etkinlikten çok memnun kalarak ayrıldı. Seneye de 672’incisini yapacağımız hayrımıza herkesi bekleriz" dedi.