SAĞLIK - 13 Temmuz 2018 Cuma 09:53

Uzmanlardan diyabet uyarısı

A
A
A
Uzmanlardan diyabet uyarısı

Uzmanlar, halk arasında ‘şeker hastalığı’ diye tabir edilen diyabetin ağır bir hastalık olduğunu, kimlerin risk grubunda yer aldığını ve diyabetin nelere neden olabileceğini anlattı.

Halk arasında ‘şeker hastalığı’ diye tabir edilen diyabet hakkında bilgi veren Ege Sante Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Uzman Dr. Hakan Demirel, gizli diyabet döneminin uzun yıllar sürebileceğini belirterek, “Diyabet, toplumda çok sık görülen ve uzun bir süre semptom göstermeyen daha sonrasında insülin eksikliğiyle karakterize olmakla beraber insülin direnciyle karşımıza çıkan, protein ve yağ mekanizmasını etkileyen bir metabolizma hastalığıdır. Diyabetin tedavi maliyetlerinin hem hasta açısından hem de devlet açısından büyük bir yük oluşturması diyabeti önemli sağlık sorunlarından bir tanesi olmasına yol açıyor" dedi.

Hastaların gizli diyabet olarak bahsettikleri dönemin uzun sürebileceğini kaydeden Uzman Dr. Demirel, "Hasta 10-15 yıl bu semptomlardan şikayet etmesine rağmen hekime görünmeyebilir. Biz bu tür hastalarımızda gerek açlık kan şekerleri gerekse tokluk kan şekerleri ve yükleme testleriyle tanıyı kolaylaştıracak bazı tanı aşamalarından hastamızı geçirmemiz gerekiyor. Daha basit şekilde açıklayacak olursak; bozulmuş açlık glukozu olarak adlandırdığımız durumları artık diyabet öncesi durum olarak adlandırıyoruz. Hastalarımızın açlık kan şekerlerinde 100 ile 125 miligram arası değerler görüldüğü zaman bozulmuş açlık glukozundan bahsedebiliyoruz. Diğer aşamada ise hastanın mutlak 8 saatlik açlığı takiben alınan açlık kan şekerinde 125 miligram ve üstü değer çıkıyorsa, oral glukoz tolerans testinde ise 200 miligram üzerindeki değerlere aşikar diyabet tanısı koyabiliyoruz" diye konuştu.

"Tedavide olmazsa olmaz; yaşam tarzı değişikliği”

Tedavi sürecinde yaşam tarzı değişikliğinin önemli bir etken olduğunu belirten Uzman Dr. Hakan Demirel, “Hastalarımıza diyabet tanısı konduktan sonra tedavi aşamasında hastanın en çok dikkat etmesi gereken nokta yaşam tarzı değişikliğidir. Özellikle değinecek olursak bunlar; düzenli egzersiz programları, protein, yağ ve kalori alımının azaltılmasıdır. Hastalarımızın hala kan şekeri değerleri yüksek görünüyorsa ağızla alınan ilaçlara başlanılması gerekiyor" şeklinde konuştu.

"Risk grubunda olan kişileri daha sık izlemekte fayda var”

Diyabetin kimler için risk unsuru oluşturduğunun üzerinde duran Demirel, "Özellikle insülin direnci görülen hastalarımızı, obez hastalarımızı, gebelik diyabeti tanısı konulan hastalarımızı, 4 kilo üstü doğum ve ailede diyabet geçmişleri olan kişileri biz potansiyel diyabetik olarak görüyoruz bu yüzden bu kişileri daha sık izlemekte fayda var” ifadelerini kullandı.
Diyabetin ilerleyen süreçlerde yol açabileceği sonuçlara da dikkat çeken Uzman Dr. Hakan Demirel, "Diyabet gerek maddi açıdan gerekse hasta açısından çok büyük yük getiren bir hastalıktır. İlerleyen dönemlerde böbrek yetmezliği sonucu bu hastalarımızın büyük bir çoğunluğunun hemodiyalize bağlanması gündeme gelebiliyor ancak bununda çok maliyetli bir tedavi olduğunu söylemekte yanlış olmaz. Risk grubunda bulunan hastalarımızın mutlaka bir iç hastalıkları uzmanına gitmelerinde son derece yarar var” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.