SAĞLIK - 17 Nisan 2019 Çarşamba 12:01

Uzun süren kanamalarda ‘Hemofili’ riski

A
A
A
Uzun süren kanamalarda ‘Hemofili’ riski

Dünya Hemofili Günü’nün her yıl 17 Nisanda kutlandığını söyleyen Dr. Züleyha Özer Yazgan , her yıl ,hemofili ve diğer kalıtsal kanama bozuklukları hakkındaki farkındalığı artırmak için dünya çapında kutlanmakta olduğu belirtti.

Dünya Hemofili Günü 1989 yılında, Dünya Hemofili Federasyonu (WFH) tarafından kurucusu Frank Schnabel'in doğum günü onuruna 17 Nisan'da kutlanmaya başlandı.
Dr. Suat Günsel Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Züleyha Özer Yazgan, hemofili hastalığının, kandaki pıhtılaşmayı sağlayan faktörlerin eksikliği nedeniyle ortaya çıkan, anormal kanamalara ve bu nedenle ölüme ve sakatlıklara yol açabilen kalıtsal bir hastalık olduğunu ifade etti. 

Hemofili erkek çocukların hasta, kız çocukların taşıyıcı olduğu bir hastalık grubudur

Dr. Züleyha Özer Yazgan, “Hemofilinin başlıca 2 tipi vardır; Hemofili A'da faktör 8 (faktör VIII), Hemofili B'de ise faktör 9 (faktör IX) eksik veya çok düşüktür. Nadir bir kanama bozukluğu olan hemofili, genetik geçiş gösterir, çoğunlukla erkek çocukların hasta, kız çocukların taşıyıcı olduğu bir hastalık grubudur. Çok nadiren hasta bir erkek ile taşıyıcı bir kadının evliliğinden doğan kız çocuklarında da hastalık görülebilir” dedi.

Kanamanın uzun sürmesi, hemofiliyi akla getirmektedir

Erken çocukluk döneminde vücutta kolay morarmalar, özellikle eklem içi ve kas içi kendiliğinden olan kanamaların varlığından bahseden Dr. Züleyha Özer Yazgan: “Girişimler ya da travma sonrası kanamanın beklenenden uzun sürmesi, hemofiliyi akla getirmelidir. Doğumdan itibaren, faktör düzeylerindeki eksikliğin ciddiyetine göre hastalık klinik bulgu verir. Faktör eksikliği ileri düzeyde olanlarda klinik bulgular bebeklikten itibaren görülmeye başlar. Doğum esnasında karşılaşılan travmanın cinsine ve şiddetine bağlı olarak, kafa içi kanamalar olabilir. Hafif düzeyde faktör eksikliği olan hemofili hastalarında klinik bulgular daha ciddi travmalar veya cerrahi girişimler sonucu ortaya çıktığı için, tanı daha ileri yaşlarda konabilmektedir. Orta ve hafif faktör eksikliği olanlarda emekleme-yürüme dönemiyle birlikte eklem içinde kanamalar, ağız içinde kendiliğinden oluşan kanamalar, kas içi kanamalar olmaya başlar” dedi.

Ömür boyu süren bir hastalık

Dr. Züleyha Özer Yazgan, “Ömür boyu süren bir hastalık olması, tedavi maliyetinin yüksekliği ve ciddi komplikasyonlara yol açması nedeniyle hemofili nadir ama oldukça önemli bir hastalıktır. Tedavisi, insan kanından elde edilen eksik pıhtılaşma faktörlerinin yerine konulması şeklindedir. Uzun dönemde özellikle tekrarlayan eklem içi kanamalar, eklemde sertleşmeye (ankiloz) ve kalıcı komplikasyonlara, bu nedenle yaşam standardının düşmesine ve ciddi iş gücü kaybına neden olabilmektedir” ifadelerine yer verdi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.