GÜNDEM - 18 Kasım 2020 Çarşamba 12:00

Uzungöl’ün eski haline dönüştürülmesi için çalışmalar başlıyor

A
A
A
Uzungöl’ün eski haline dönüştürülmesi için çalışmalar başlıyor

Dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl’ün eski haline dönüştürülmesi için göl etrafında rehabilatasyon ve iyileştirme çalışmaları başlıyor.

Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı doğal güzellikleri ile dünyaca ünlü Uzungöl’ün eski görünümüne kavuşması için hazırlanan çalışma başlıyor. Çam ağaçları ve yeşilin binbir tonunu barındıran örtüsüyle dünyaca ünlü turizm merkezi haline gelen Uzungöl son yıllarda kaçak yapılaşması nedeniyle tepki çekmesiyle ardından yetkililer harekete geçti. Yoğun yapılaşma nedeniyle eski görünümünden uzaklaşan Uzungöl için göl etrafında rehabilatasyon ve iyileştirme çalışması yapılacak. 2 etaptan oluşacak projeyle gölün etrafındaki yürüyüş alanları ve kaldırımlar yenilenecek. Binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği turizm merkezinde ziyaretçiler bu projeyle rahatça dolaşabilecek. Gölü n etrafının bütünüyle açılmasını kapsayan projenin 2. etabında gölün çevresindeki yapılar yıkılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen projeyle Uzungöl’ün 2021 sezonuna yetiştirilmesi planlanıyor.

Mısır tarlasından turizm merkezine

40 yıl önce bir mısır tarlasını andıran, bugün ise dünyaca bir ünlü turizm merkezi haline gelen Uzungöl için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan proje hayata geçirilecek. Özellikle Körfez ülkelerinden gelen turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Uzungöl’de bakanlığın destekleriyle toplam 12 milyon TL’lik üstyapı çalışması gerçekleştirilecek. Eskiyen yol, kaldırım, tretuvar, peyzaj, ışıklandırma gibi alanların onarılacağı çalışmalarda otopark projesi de hazırlanıyor. Özellikle yaz aylarında binlerce kişinin ziyaret etmesiyle yoğun trafiğin yaşandığı Uzungöl’de giriş ve çıkışlarda yapılacak otopark ile trafik sorununun da ortadan kaldırılması hedefleniyor. Dik yamaçları, muhteşem orman örtüsü, vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düşen kayaların Haldizen Deresi'nin önünü kapatmasıyla oluşmuş doğal göl görüntüsünü eski haline getirmek için başlayacak proje ile turizm potansiyeli attırılacak.

Cumhurbaşkanı uyardı, kaçak yapılar yıkıldı

Yaklaşık bin 650 hektar alan üzerine kurulu, 1989 yılında milli park ilan edilen ve 2003 yılında da yaklaşık 30 bin hektara varan özel çevre koruma bölgesi ilan edilen Uzungöl, son yıllarda çarpık yapılaşmasıyla ön plana çıkıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uzungöl'ü tıpkı Rize'nin Ayder Yaylası gibi çarpık ve çirkin yapılaşmasından kötü bir örneği olarak göstermiş, gereken tedbirlerin alınmasını istemişti. Bunun üzerine harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Uzungöl’de de gerekli incelemelerini tamamlayarak kaçak yapıların yıkımı için karar vermişti. İmara aykırı olduğu tespit edilen kaçak yapılardan bazıları tamamen yıkılmış bazılarında ise kat eksiltilmesine gidilmişti. 23 Aralık 2019 tarihinde gerçekleşen yıkımlarda vatandaşlar ve güvenlik güçleri arasında gerginlik yaşanmıştı.

Uzungöl’de iki ayrı çalışma yapılacak

Özellikle Körfez ülkelerinden gelen turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Uzungöl’de iki ayrı çalışma yapılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tahsis edilen bir alan belediye tarafından yönetilecek. ‘Park Uzungöl’ ismi verilen alanda kafeterya ve park genelinin onarım tadilatını gerçekleştirilecek. Yemyeşil bir alanda insanların rahatça vakit geçirebilmeleri için bir alan oluşturulurken, projenin ikinci etabında ise göl etrafında rehabilitasyon ve iyileştirme çalışmaları yapılacak. Gölün etrafındaki yürüyüş alanları ve kaldırımların bütünüyle yenileneceği projede vatandaşların rahatlıkla dolaşmaları sağlanacak. Göl çevresindeki bazı yapılarında yıkılacağı proje ile gölün etrafı açılarak eski görünümüne getirilmesi amaçlanıyor.

Bakan Kurum: “Uzungöl dünya markası haline getirilecek”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz aylarda Trabzon’u ziyaret ederek Uzungöl’ün dünya markası haline getirileceğini belirtmişti. Uzungöl’deki kaçak yapıların yıkımının gerçekleştirildiğini belirten Bakan Kurum, “Ülkemize gelen herkesin gelip görmek istediği bir Uzungöl’ümüz var. Bu çerçevede hem kaçak yapılaşmayla mücadele hem de Uzungöl’deki, Ayder’imizdeki, Türkiye’mizdeki doğal olan güzel olan korunması gereken tüm alanları korumaya gayret gösteriyoruz. Bu çerçevede valiliğimizle birlikte kaçak yapılarla mücadele kapsamında yapıların yıkımını gerçekleştirdik. Uzungöl’ün merkezinde bir dönüşüm projesine başladık. Diğer taraftan Uzungöl’deki kaldırımların, sokakların aydınlatmalarının iyileştirilmesi kapsamında tıpkı Ayder’de olduğu gibi Uzungölümüzde de bir proje yürütüyoruz. İnşallah orada giden vatandaşlarımız orada huzurlu bir şekilde vakit geçireceği sosyal alanların, yürüyüş alanlarının içinde olduğu projeyi Büyükşehir Belediyemizle İller Bankanı Genel Müdürlüğümüz yürütüyorlar. Bu çerçevede ilk etapta yaklaşık 3 milyon lira bedelli bir projeyi başlatıyoruz. Haziran ayı içerisinde ihalesi gerçekleşecek Temmuz ayı içerisinde de hızlı bir şekilde imalatlara başlayacağız. İkinci etabını da inşallah yıl bitmeden yine Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğümüzün hazırladığı bakanlığımızın bünyesindeki projeyi de ihalesini gerçekleştireceğiz. Oraya hem maddi anlamda hem de teknik anlamda her türlü desteği verip Uzungölümüzü dünya markası haline getirecek projeleri adımları da inşallah yapıyor olacağız" ifadelerini kullanmıştı.

Ozan Köse
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.