SPOR - 15 Temmuz 2022 Cuma 17:03

Valerien Ismael'den 'Serdar Saatçi' açıklaması

A
A
A
Valerien Ismael'den 'Serdar Saatçi' açıklaması

Beşiktaş Teknik Direktörü Valérien Ismael, Avusturya'da gündeme dair açıklamalarda bulundu. Deneyimli çalıştırıcı, "Beşiktaş futbolcusu olmak çok özeldir. Her şeyinizi vermeniz gerekir. Her anlamda hazır olmanız gerekmektedir. Eğer bunların olmadığı bir noktada bulunuyorsanız da iletişimde bulunabiliriz bu konularla ilgili. Benim beklentim, özellikle taraftarın beklentisi bu konuda her futbolcunun yüzde yüzünü vermesi. Bu olmuyorsa ben de bir karar alırım en sonunda" dedi.

Yeni sezon hazırlıklarına Avusturya'nın Bad Haring bölgesinde devam eden Beşiktaş'ta Teknik Direktör Valérien Ismael, bu sabah yapılan idmanın ardından basın mensupları ile bir araya geldi. Gündeme dair açıklamalarda bulunan genç teknik adam, taktiksel olarak esneğiz diyerek, "5 büyük ligde de kullanılan bir sistem bu. Ama bu konuda esneğiz. 10 numaralı da oynuyoruz gerekirse önde 3 oyucuyla 3-4-3 gibi de oynarız" şeklinde konuştu.

"Hala daha transfer için zamanımız var"

Geçen sene takımın başına geldiği için yeni sezonda kadro kurma ve taktiksel hazırlık açısından şanslı olduklarını dile getiren Ismael, "Her şey şu anda iyi gidiyor. Doğru yolda olduğumuzu söyleyebilirim. Hava şartları da çok iyi. Ufak tefek detaylar da oluyor. Bunlar her kampta olur. Bunların olmaması beklenemez. Buraya kalabalık geldik, gençlerimizi görmek istedik. Gençlerimizden de faydalandık, onları da oynattık. Milli takımdan geç dönen oyuncularımız oldu. Yeni transferler de aramıza katıldıktan sonra hafta hafta, gün gün daha iyiye gittiğimizi söyleyebilirim. Şu an toplam kamp süremizin yarısına geldik. Burada 3 maç oynayacağız, bugünkü maç ile beraber. Şu anda yapmamız gereken maçları oynayıp saha içinde birbirimizin arasındaki ilişkiyi iyileştirmek. Ceyhun Bey ile transferler üzerinde çok fazla çalıştık. Geçen sezon erken gelmenin avantajını bu noktada kullandığımızı söyleyebilirim. Herkesi görüp eksiklerimizi tespit ettik. Transfer ettiğimiz futbolcuları erkenden ikna etmemizi sağladı bu durum. Bu konuda Ceyhun beyi ve yönetimimizi gerçekten tebrik etmek lazım. Hala daha transfer için zamanımız var. Savunmamızı daha da güçlü hale getirmemiz tabii ki gerekiyor. Oraya bir ihtiyaç olabilir. Bunun için çalışıyoruz çalışmalarımız devam ediyoruz. Umarım bu konuda da her şey yolunda gider. Ve oraya da gerekli desteği sağlayabiliriz" ifadelerini kullandı.

"Zor bir sezon bizi bekliyor"

Zor bir sezonun kendilerini beklediğini ve ona göre çalışmalarını titizlikle sürdürdüklerini dile getiren teknik adam, "Çok fazla detaya girmek istemiyorum. Ama her futbolcunun burada yüzde yüzünü vermesi, yüzde yüzü ile olması gerektiğini bilmesi lazım. Beşiktaş futbolcusu olmak çok özeldir. Her şeyinizi vermeniz gerekir. Her anlamda hazır olmanız gerekmektedir. Eğer bunların olmadığı bir noktada bulunuyorsanız da iletişimde bulunabiliriz bu konularla ilgili. Benim beklentim, özellikle taraftarın beklentisi bu konuda her futbolcunun yüzde yüzünü vermesi. Bu olmuyorsa ben de bir karar alırım en sonunda. Her futbolcu elinden gelenin en iyisini yapıyor. Şu anda burada olanlar aslında bu sezon da burada olmayı hak eden futbolcu arkadaşlarım ki onlar da bizimle olmak istiyorlar, kulübe bir şeyler vermek istiyorlar ve başarının bir parçası olmak istiyorlar. Mantalitemiz bu konuda çok iyi gidiyor. Sezon başı idmanlarında zaten amacımız burada bu işleri doğru yapmak ve çok çalışmaktı. Bu mantaliteyi tüm sezona yaymak. Zor bir sezon bizi bekliyor, çok fazla çalışmamız gerekecek çok zorlanacağız. Bu atmosferi burada oluşturmak çok güzel. Kadromuzu yeteri kadar derinleştirdik, genişletiyoruz da aynı zamanda. Aslında biraz bekleme lüksümüz var. Çok fazla acele etmeme lüksüne sahibiz. Yüzde yüz bizi ikna eden bir durum oluşursa onu değerlendirmeye alabiliriz" diye konuştu.

"Hafta hafta üzerine koyarak, yüzde yüze ulaşacağız"

Taktik anlamda oynanacak maçların seyrine göre değişkenlik gösterebileceklerini vurgulayan Valérien Ismael, "Geçen sezon aslında bu görüntüyü verdik. Bu üçlü oynama görüntüsünü. Hatırlarsanız, 5 büyük ligde de kullanılan bir sistem bu. Ama bu konuda esneğiz. 10 numaralı da oynuyoruz gerekirse önde 3 oyucuyla 3-4-3 gibi de. Biz bunu değiştirebiliriz, maç içerisindeki duruma göre daha ofansif olmamız gerekirse o duruma da hazır oluruz. Netice itibariyle maç kazanmanız gerekiyor. Biz de bu esnekliğe sahip olacağız. Futbolcularımız bu kampta gerçekten çok iyi çalıştılar, sisteme karşı da istediklerimizi verdiler. İyi hissettiklerini ben fark ediyorum. Henüz daha yüzde yüzüne tabii ki ulaşmadık çünkü herkes farklı seviyelerden geldi. Yeni transferlerimiz oldu. Weghorst, Muleka onlar takıma sonradan katıldı. Nkoudou, Rachid Ghezzal, onlar da milli takımdan döndüler. Herkesin seviyeleri birbirinden farklıydı. Hafta hafta üzerine koyarak, yüzde yüze ulaşacağız. Herkesi de aynı seviyeye çekeceğiz" şeklinde konuştu.

"Elimizden geldiğince gençlerimizden faydalanmaya çalışacağız"

Kampın amaçlarından birinin de altyapıya yönelmek ve öz kaynakları değerlendirmek olduğunu söyleyen Ismael, "Bazı futbolcularımız takıma geç katılacaktı. O noktada burada geniş kadroya ihtiyacımız vardı. Diğer bir taraftan, yeni transferlerin takıma tam olarak ne zaman katılacakları belli değilken, burada yapacağımız idmanların daha iyi daha verimli geçmesi için, çift kalelerde eksiğimizin olmaması için de gençlerimizi buraya getirdik. Bir yandan alt yapı oyuncularımızın da özellikle son 2-3 yılda kulübün bu konuda gelişmelerini göz önüne alırsak, Ersin, Rıdvan, Emre ve Emirhan gibi örneklerin çoğalmasıyla alt yapımıza daha fazla eğilmek bakmak istedik. Şu anda gerçekten oradan iyi durumda gelen futbolcular var. İyi şekilde kendilerini geliştiren arkadaşlarımız mevcut. Bugün bu maçta da göreceğiz. İspanya’ya kampa giderken herkesi götürmek isteriz ama birazcık azaltacağız o kadroyu. Elimizden geldiğince gençlerimizden faydalanmaya çalışacağız. Duruma göre burada aksiyon alacağız. Bir kontenjanımız var aslında ama kurallar gereği Türk oyuncu da lazım bize. Türk oyuncu da oynatmamız lazım. Şu anda yüzde yüz emin olursak eğer Beşiktaş’a faydalı olabileceğini düşündüğümüz, bize mental açıdan istediğimizi yapabilecek kalitede uyumlu olduğunu düşündüğümüz, emin olduğumuz bir futbolcu olursa değerlendirebiliriz. Daha önce de söyledim ama bu konuda acele etmeyeceğiz. Bazen var olan futbolcularınıza ya da gençlerinize şans vermeniz gerekiyor. Hazırlık maçlarını da bu yüzden yapıyoruz tabii. Kararı verirken kesinlikle yüzde yüz emin olmamız lazım. Şu ana kadar kilit noktalarda yaptığımız transferlerde iyi iş yaptık. Çok fazla acele etmeden önümüzde o kararı alacak zamanımız var" dedi.

"Saiss için Beşiktaş’a sisteme, bize çok uyacak bir futbolcu diye düşündüm"

Faslı defans oyuncu Romain Saiss hakkında açıklamalarda bulunan başarılı teknik adam, "İyi bir transfer oldu bizim için. Nisan ayında görüşmeye başladık kendisiyle. Ceyhun beyin önerisiyle görüşmelere başlamıştık. Futbolcuyu izleyince, görünce tam ihtiyacımız olan böyle bir futbolcu, Beşiktaş’a sisteme, bize çok uyacak bir futbolcu diye düşündüm. Liderlik anlamında bize faydalı olacağını düşündüm. Transferi çok çabuk bitirebildik. Çünkü kendisine teklifler vardı. Ben bu noktada kendisine de teşekkür etmek istiyorum. Çabuk karar verdi Beşiktaş’a gelmek konusunda. Ama kendisiyle ilgili birazcık sabır göstermemiz gerekiyor. İspanya kampında aramıza katılacağını ben düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

"Önce lige iyi başlayıp Dünya Kupası’na kadar en iyi şekilde en iyi puanları almayı hedefliyoruz"

Sezona iyi bir başlangıç yapıp, planlı bir şekilde hedeflerine ulaşmak istediklerini dile getiren Valerien Ismael, "Bizim için güçlü başlamak en önemli şey olacak. Doğru yolda olduğumuzdan emin olmamız gerekiyor. İyi başlangıcı ve ivmelenmeyi yakalamak en azından o sürece kadar bizim ilk hedefimiz. Şu andan itibaren Dünya Kupası’nın başlayacağı ana kadar o ilk etabı iyi geçirirsek bizim için o ilk adım olacaktır. Çünkü lig bir yarış, uzun bir maraton, o araya kadar elimizden geleni yapmamız şu an için ilk hedefimiz. Yüzde yüzümüzle tüm futbolcularımızı yüzde yüze ulaştırmak da benim ve ekibimin görevi. Daha sonrasında Dünya Kupası’ndan sonraki süreç ondan sonra gelecek. Önce lige iyi başlayıp Dünya Kupası’na kadar en iyi şekilde en iyi puanları almamızı hedefliyoruz. Kurallar hep olacak tabii, ama dediğiniz gibi 2 Türk futbolcunun yeri birazcık net gibi gözüküyor. En azından kale ve sol kanat bek pozisyonunda Türk futbolcu oynatacağız gibi gözüküyor. 3. Türk’ü oynatacağımız yerde her bölgede Türk oyuncumuzun olması bizim için büyük bir artı. Hücumda, orta sahada savunmada Türk oyuncularımız var. Bu noktada seçim aslında bizim için daha kolay olacak. Serbestliğimiz var tek bir yere odaklanmamış olacağız. Orda esnek olacağız. Yine kadro içerisinde bu esnekliği bize veren oyuncularımız var. Mesela Emirhan İlkhan, 6, 8 ve 10 numara oynayabiliyor. Cenk yine ön taraftaki 3’ünün her yerinde oynayabiliyor. Kenan’ı hem hücumda hem kanat bekte kullanabiliyoruz. Burada kendilerinden farklı pozisyonlarda faydalanabildiğimiz Türk oyuncular var. Çok iyi yabancı oyuncularımız var. Bir iki tane daha Türk oyuncu kadromuza kattıktan sonra daha da dengeli seçimler yapabileceğiz. Bu arada kadromuzda çok da genç kaliteli futbolcularımız da var. Kural gereği belki en az 3 Türk oynatmamız gerekiyor ama yeri geldiğinde bu sayı 4 ya da 5’e de gençlerimizin katkılarıyla çıkabiliriz sezon içerisinde. Bu kural aslında Türk kulüplerinin işini zorlaştırıyor diyebilirim. Çünkü kalite konusunu direk ilgilendiren bir konu bu yabancı konusu. En iyi Türk oyuncular yurt dışında oynuyor şu anda. Kaliteli Türk oyuncuları oynatmanız gerekiyor ki bu kulüplerin üzerinde bir baskı oluşturuyor. Bu futbolcuları tekrardan Türkiye’ye transfer etmeleri gerekiyor. Uluslararası seri için sıkıntı oluşturabilen bir konu ama bizim için henüz daha sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Beşiktaş bu konuda sıkıntı yaşamamıştır. Çünkü yeterli kalitede oyuncularımız var. Özellikle alt yapıdan da bu desteği çok fazla aldığımızı düşünüyorum. Herkes hakkında fikrimizin olması için herkesi değerlendirmek için bu kampa böyle geldik. Bazı arkadaşlarımızdan ben çok memnunum. Daha önce söylediğim gibi 3 haftadır kamptayız, daha önümüzde 2 hafta var. Değerlendirmelere devam edeceğiz. İspanya kampında da görme fırsatımız olacak. Orda da ciddi rakiplerle hazırlık maçı oynayacağımız zaman daha net fikirlerimiz olacaktır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Lise öğrencilerin deneyi ortaya koydu: Naylon rengi serada verimi arttırıyor Kastamonu’da lise öğrencileri tarafından yürütülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen proje ile seralarda beyaz renk yerine kullanılan mor, kırmızı ve mavi renkli naylon brandalarının verimi arttırdığı keşfedildi. Kastamonu’da bulunan Abdurrahmanpaşa Lisesi öğrencileri tarafından, TÜBİTAK 4006 projesi çerçevesinde geliştirilen proje ile seralardaki verimin naylon rengine göre değiştiği tespit edildi. Öğretmenleri Cahide Yöntem danışmanlığında, öğrenciler tarafından geliştirilen “Işığın Tayfından Naylon Brandaya Kimyasaldan Doğala” proje çerçevesinde beyaz ışığın bitkilerin gelişimindeki rolü incelendi. Bu çerçevede öğrenciler tarafından 14 adet saksıya domates fidesi dikildi. Saksılara dikilen fidelerin gelişimi farklı renklerdeki sera brandaları kullanılarak incelendi.1 aydan fazla süren deney neticesinde öğrenciler, deneyin ilk haftasında hayvansal gübrede yetiştirilen bitkilerin daha hızlı büyüdüğünü tespit etti. Deneyin ikinci haftasında kompost ve hayvansal gübre toprağında bitki yapraklarının daha fazla oranda arttığı görülürken, seralarda kullanılan mor renkte naylon brandanın da hem verime hem de fidenin daha hızlı gelişmesine katkı sağladığı belirlendi. “Seralarımızda mor, kırmızı ve yeşil ışıktı özellikle fotosentez gelişiminin üzerindeki etkisini incelemeye çalıştık” Proje ile ilgili bilgi veren Abdurrahmanpaşa Lisesi Biyoloji Öğretmeni Cahide Yöntem, “11. sınıf öğrencilerimizle birlikte ışığın tayfını inceleyerek naylon branda ve çeşitli toprakları kullanarak fotosentezin etkisini incelemeye çalıştık. Burada Engelmann’ın yapmış olduğu alg ve bakteriler üzerindeki yaptığı çalışmayı bizler kendimiz seralar üzerinde yaparak değerlendirmelerde bulunduk. Çalışmamızda Engelmann isimli bilim adamının deneylerinden yararlandık. Yapılan çalışmada ipliksi algler kullanılmıştı ve bakterilerin özellikle sıcak alanlarda toplandıkları için bizler seralarımızda mor, kırmızı ve yeşil ışığın fotosentez gelişiminin üzerindeki etkisini incelemeye çalıştık. Yapılan çalışmada bitkilere uyarlandığında hem naylon branda kullanımında nelere dikkat edilmesini gerektiğini hem de çiftçilerimize yardımcı olmak ve burada değişik toprak türlerini de kullanarak kompost toprak, gübreli toprak ve normal toprakları kullanarak bitki üzerindeki gelişimini incelemeye çalıştık. Bu çalışmamızda bilim adamı Engelmann’dan esinlendiğimiz için çalışmamızda özellikle mor renk ile kırmızı ve mavi ışıktaki fotosentez kalitesinin yüksek olduğunu, yeşil ışıkta ise daha düşük kalitede olduğunu gördük” dedi. “Mor renkteki brandanın kullanılmasını daha uygun” Abdurrahmanpaşa Lisesi 11. sınıf öğrencisi Defne Söyler ise, “Arkadaşım Didem ile birlikte renklerin fotosentez gelişimine etkilerini inceledik. Deneyimizde de eski bir deney türü olan Engelmann deneyini kullandık. Engelmann kendi deneyinde fotosenteze etki eden farklı renklerin ve boyutların olduğunu incelemiştir. Bizler de 7 farklı renkli gökkuşağı rengini kullandık. Engelmann, ışığın farklı dalga boylarının fotosentez üzerindeki etkisini araştırmak için farklı algler ve bakteriler kullanmıştır ve ışığı prizmanın üzerinden geçirerek alglerin üzerine yansıtmıştır. Deneyin sonucunda ise oksijenli yerlerde yaşayan bakterilerin mor, mavi ve kırmızı renkteki yerlerde alglerin daha fazla toplandığını ve daha fazla fotosentezin bulunduğunu tespit etmiştir. Deneyimizin sonucuna göre aslında sera kurulurken sarı ya da beyaz renk branda yerine mor, kırmızı ya da mavi renkteki özellikle de mor renkteki brandanın kullanılmasını daha uygun ve daha verimli olacağını, daha kısa sürede daha fazla ürün elde edebileceklerini ortaya koyduk deneyimizle” diye konuştu. “Beyaz renkte branda örttüğümüzde seradaki bitkilerin daha küçük ve az geliştiklerini gördük” Deneye katkı sağlayan 11. sınıf öğrencisi Didem Çavaç ise, “Burada farklı renkli brandaların bitkinin gelişimine ve fotosenteze nasıl sonuçlar vereceğini araştırmaya çalıştık. Sonuç olarak yaptığımız deneylerde mor, mavi ve kırmızı renklerde bitkilerin daha fazla geliştiklerini ve daha da hızlı uzadıklarını, daha verimli bir bitki oluşturduklarını gözlemledik. Ayrıca toprak çeşitlerini de inceledik. Gübreli toprak ile normal toprak arasındaki farkları inceledik. Gübreli toprakta bitkinin daha da büyüdüğünü ve geliştiğini gözlemledik, normal toprakta ise bitkimiz daha küçük ve cılız kaldı. Biz bu deneyleri yaparken iki farklı saksıya aynı bitkiden diktik. Saksının birisinde normal toprak diğerinde de gübreli toprağı kullandık. Farklı renklerdeki brandalarla da saksılarımızı kapatarak bir sera etkisi oluşturarak saksıya diktiğimiz fidelerin gelişimini incelemeye çalıştık. 1 aydan fazladır bu deney için çalışıyoruz. Deneyimizin sonucunda seracılarımız, kendilerine sera oluştururken mor, mavi ve kırmızı renkteki brandaları kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü beyaz renkli branda örttüğümüzde seradaki bitkilerin daha küçük ve az geliştiklerini gördük. Fakat mor, kırmızı ya da mavide renkteki branda da bu bitkilerin daha fazla geliştiklerini ve büyüdüklerini gördük. Bu sayede de fidemiz ne kadar fazla büyürse bize de o kadar fazla domates verecektik ve verim daha fazla olacaktır” şeklinde konuştu. Öğrencilerin yaptığı deney, açılan sergide katılımcılara sunuldu. Katılımcılar öğrencilerin yaptığı deneyle ilgili bilgi aldı.
Bursa (Özel) Hayat kurtaran 112 ambulanslarına EDS’den radar cezası şoku... Bursa’da, İnegöl-Bursa arasındaki karayolunda uygulamaya alınan ortalama Elektronik Denetim Sistemi ortalama 70 kilometre hızı geçen 112 ambulanslarının sürücülerine cezai işlem uyguluyor. Vatandaşlar, hız sınırlarına uymak zorunda kalan 112 ekiplerine geç kaldıklarını iddia ederek tepki gösteriyor. Genel Sağlık İş Sendikası Mali Sekreteri Erman Açıkgöz, bu duruma tepki gösterip cezaların iptalini istedi. İnegöl Huzur Mahallesi ile Kestel arasındaki 17 kilometrelik karayolunda Ortalama hız tespit koridoru Elektronik Denetleme Sistemi(EDS) ile sağlanıyor. İnegöl Bölge Trafik Büro Amirliği sorumluluğundaki EDS sistemi ortalama hız sınırını aşan sürücülere cezai işlem uyguluyor. Devlet araçlarına da ceza yazıyorlar Sistem kapsamında sınırı aşan özel araçların yanı sıra devlet kurumlarına ait araçlara da cezai işlem uygulanıyor. Bu çerçevede olaylara yetişmeye çalışan 112 ambulanslarına da cezai işlem uygulanıyor. Ceza makbuzlarını gören sağlık ekipleri hız sınırına uymak zorunda kalınca vakalara da ulaşma süresi uzamış oluyor. Tepki alıyorlar Hız sınırı ortalaması 70 kilometre kuralına uymak zorunda kalan sağlık ekipleri, vakalara da geç kalınca hasta yakınlarının tepkisine maruz kalıyorlar. İnegöl Devlet Hastanesi’nden Bursa’daki hastanelere sağlık durumu kritik olan hastaların sevki sırasında da hız sınırına uyulmak zorunda kalınca, bu uygulama adeta hastaların canını hiçe sayıyor. Son bir hafta içerisinde ambulans sürücülerine onlarca hız sınırı cezası kesildi. Uygulama insanların canını hiçe sayıyor EDS uygulamasından zamanla yarışmak durumunda olan 112 ekiplerinin muaf olması isteniyor. Hız sınırını aşanların ödeyeceği cezalar, hız sınırını yüzde 30 oranlarına kadar aştığı için bin 506 lira, yüzde 30 ila yüzde 50’ye kadar aşma ile 3 bin 135 lira, yüzde 50 oranından fazla aşma ile 6 bin 439 liraya kadar ulaşıyor İHA’ya konuyla alakalı tepkisini dile getiren Genel Sağlık-İş Sendikası Genel Mali Sekreteri Erman Açıkgöz, "Acil Sağlık Hizmetleri dediğimiz şey vatandaşın sağlığını kurtarmak için ülkemizde kurulmuş bir sistemdir. Vakaya giderken saniyeler ile yarışıldığı bir ortamda "hızlı gittin" diye acil ambulans sürücülerine ceza kesilmesi kabul edilemez. Çünkü sürücülerimiz bir an önce vakasını teslim ederek sırada bekleyen hastalarına, o anda gerçekleşebilecek kalp krizine, trafik kazasına gidebilmek için zamanla yarışmaktadır. İçişleri Bakanlığı’nın uyguladığı bu sistemle tahta yüklü kamyonetle, can taşıyan ambulans aynı kategoride değerlendirilmektedir. Şu anda yapılan uygulamalardan dolayı 112 Acil Sağlık Hizmetleri Başhekimliği’nin gönderdiği yazıda belirtildiği gibi 70’i geçen ambulanslarının sürücülerinin cezalandırılması kabul edilemez. Oradaki arkadaşlar kamu hizmeti yürütmektedir ve zamanla yarışmaktadır. "Can kurtarmaya çalışırken belirli hızları geçemezsin" demek kabul edilebilir değildir. Hız sınırlarımız acemi sürücülerimiz için belirlenmektedir. 112 ambulans ekipleri ileri sürüş tekniği almış insanlardır. Aynı hız sınırlarının uygulanması kabul edilemez. Eğer bir denetim yapılacaksa denetim yapılmalı ama Sağlık Bakanlığı’nın şu anda uyguladığı sistemde belirli sınırları aşan sürücülere idari soruşturma açılıp maddi para cezası vermek çalışana "sen bu işi yapma" demektir. Biz şu anda 112 sağlık hizmetlerinin hastalarımıza ulaşabilmesi için mücadele ediyoruz. Eğer bu mücadeleyi sınırlandıracak uygulamalardan vazgeçilmezse; 112 vatandaşa sağlık hizmeti sunamayacak. Bu durum da daha büyük sorunlara ve sağlıkta şiddete neden olacaktır. Çünkü hastası için ambulans bekleyen vatandaşımız oradaki hız sınırının 70 olduğunu kabul etmez, bunu kimseye anlatamayız. Sağlıkta şiddetin sebebi, İçişleri Bakanlığı olmasın. Bu uygulama son bulsun" dedi.
Erzurum Oltu’da sağanak yağış heyelana neden oldu Erzurum’un Oltu ilçesinde sağanak yağmur sonrası Sitare Dağı’nda heyelan oluştu. Oltu’da etkili olan sağanak yağmur sonrası Sitare Dağı’nda sabah saatlerinde büyük bir gürültü ile dağın bir kısmında heyelan meydana geldi. Dağdan kopan devasa kayalar Kısık Dere Boğazı’nda meraya giden yolu kapattı. Oltu’nun Halit Paşa Mahallesi’nde evlere 50 metre uzaklıktaki heyelan mahalle sakinlerini korkuttu. Dağdan kopan kayaların evlere zarar vermemesi mahalle sakinlerini sevindirdi. Halitpaşa Mahallesi Muhtarı Orhan Kul, "Sabaha doğru adeta bir afet oldu. Sitare Dağı sanki aşağı doğru geldi. 50 metre ileride evlerimiz var. Bu kayaların bir an önce kaldırılıp meraya giden yolumuz açılmasını istiyoruz. Bu yol hayvanlarımızın meraya giden yolu. Mağduriyetimizin bir an önce giderilmesini yetkililerden talep ediyoruz" dedi. Mahalle sakinlerinden Emrah Akyol ise, "Dün akşam sabaha karşı aşırı bir gürültü duyduk. Gece olduğu için çok fark edemedik. Sabah geldiğimizde dün yağan yağmurlardan dolayı büyük bir heyelan olduğunu gördük. Dağın bu bölgesi komple aşağı inmiş durumda ve yolu tamamen kapatmış" şeklinde konuştu. Mahalle sakinlerinden Vehbi Çakmak, "Sabah namazından sonra benim evimle buranın arası 50 metre var. Gürültüye kalkıp manzarayı gördüm ve sonra da muhtara haber verdim" şeklinde konuştu. Cemil Cengiz Sabah ise, "Büyük bir gürültü duyduk ve çok korktuk. Evimiz uçuyor sandık" ifadelerine yer verdi. Her gün Sitare Dağı’na sabah akşam tırmanan Nizam Kul, "Bu sabah dağa çıkmak için geldiğimde büyü bir gürültü ile dağ uçmaya başladı. Ben de korkup geri kaçtım, sonra da baktığımda dağın yarısının uçtuğunu gördüm" dedi.
İstanbul Karadeniz alası somon balığının fiyatı düştü, halk ozanları balıklar için mani okudu Beylikdüzü’nde bulunan Türkiye Deniz Canlıları Müzesi tesislerinde Karadeniz Alası Somon Balığı’nın kilosunun 300 liradan 120 lira düşmesini 2 halk ozanı sazlarıyla mani okuyarak kutladı. Son yıllarda yaşanan aşırı pahalı fiyatlara tepki amacıyla Beylikdüzü’nde bulunan Balıkçı Kenan tesislerinde Karadeniz Alası Somon Balığı’nın kilosu 300 liradan 120 liraya kadar düşürüldü. Vatandaşlar tarafından durum memnuniyetle karşılanırken, tezgah başına gelen iki halk ozanı durumu saz çalıp mani söyleyerek kutladı. Ortalama kilosu 2-4 ile arası gelen yerli somonlar için okunan maniler renkli görüntülere sahne oldu. Vatandaşların balığa daha çok önem vermesi için çeşitli kampanyalar yaptığını ifade eden Türkiye Deniz Canlıları Müzesi’nin sahibi Kenan Balcı, “ Efendim denizlerimiz o kadar güzel balıklarımız o kadar lezzetli ki her evde balık pişsin istiyorum. Balığı çok sevelim istiyorum. Bakın hastalıklar kol geziyor. Bakın balık anne sütü ile eş değer denizlerimizden balık fışkırıyor. Herkes enflasyondan pahalılıktan bahsediyor. Efendim uygun ucuz olan balıklarımız var. Haftada bir değil haftada üç gün balık öneriyorum. Halkımızın bunu daha güzel çözsün istiyorum. Bakın efendim bir kilo balık çok değerli 120 lira. Karadeniz alası, Türk somonu Karadeniz somonu çok lezzetli. Hem de kılçığı yok. Herkes çok yesin istiyorum. Karadeniz alası 300 liradan 120 liraya düştü. Karadeniz somonu kılçığı yok 300 liradan 120 liraya düştü. Efendim çok sevinçliyiz. 100 kilo yerine ton satıyoruz. Halkımız balığa daha çok önem göstersin diye yapıyoruz. Yoksa biz bu yaştan sonra Kenan yese ne olur yemese ne olur. Gelecekte torunlarımız var. Bakın Karadeniz, Marmara Türk halkına bir armağandır. Karadeniz’den balık fışkırıyor. Şimdi de Karadeniz alası, Karadeniz somonunun mevsimi. Neredeyiz, Beylikdüzü merkezde Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Balıkçı Kenan tesislerinde. Değerli abilerim ablalarım, balık yiyelim sağlık için neşemizi bulalım keyiflenelim. Balık ekmek yemek gerek, balık ekmek keyif demek. O incelikleri hiç unutmayalım” dedi. “ 45 yıllık halk sanatımda ilk defa balıklara mani söyledim” Balıkçı Kenan tesislerinde tezgaha gelerek 45 yıllık meslek hayatında ilk defa balıklara maniler söylediğini ifade eden halk ozanı, “ Ben 45 yıllık halk sanatımda her şeye türkü yazdım ama Balıkçı Kenan sağolsun balıklara da türkü söyletti. Balıklara da türkü söyleniyormuş. Bu ilki Balıkçı Kenan’da yaşadık. Daha önce yine Balıkçı Kenan’da yaptık bunu” diye konuştu.