GÜNDEM - 05 Mayıs 2016 Perşembe 14:06

Vali’den HDP’li vekillere: Yüreğiniz yetiyorsa...

A
A
A
Vali’den HDP’li vekillere: Yüreğiniz yetiyorsa...

Ağrı Valisi Musa Işın, terörist cenazesine katılan HDP Milletvekili Dirayet Taşdemir’i doğup büyüdüğü köyde eleştirerek, “Kürt çocuklarını dağa götüreceksiniz yem yapacaksınız, sonra T.C. dediğiniz devletten maaş alacaksınız. Yüreğiniz yetiyorsa maaş almayın” dedi.

Vali Işın, devletin halkın yanında olduğunu belirterek "Kürt neye sahip ise Türk’te ona sahip. Kürt neye sahip ise Zaza da ona sahip. Kimsenin kimseden bir fazlalığı ya da azlığı yok” diye konuştu. Ağrı merkeze bağlı Yakınca köyünde 8 derslikli ortaokulun temel atma törenine Vali Musa Işın, Vali Yardımcısı Sedat İnci, İl Milli Eğitim Müdürü Hatem Dursun, Özel İdaresi Genel Sekreteri Erhan Tenekeci, kurum müdürleri, okul müdürleri, köy sakinleri ve öğrenciler katıldı.

PKK’lı teröristin cenaze törenine katılan HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir’in doğduğu ve büyüdüğü Yakınca köyünde 8 derslikli okulun temel atma töreninde konuşan Vali Musa Işın, şunları söyledi:

“Bugün hayırlı bir iş için buradayız. Sekiz derslikli bir okulun temel atma töreninde hep beraber bulunduk ve biraz önce temel atma töreninde birlikte temelimizi attık. Allah hayırlı uğurlu etsin. İnşallah 15 Eylül’de okullar açıldığında bu okulun açılışını da o gün yapacağız. Yüklenici firma gerekli özeni gösterecek. En güzel malzemeyi kullanacak. Denetimlerimizi çok güzel bir şekilde yapacağız."

Binanın kış şartlarına uygun, bölgenin şartlarına uygun olacağını anlatan Işın, şöyle konuştu: "Kaliteli malzeme kullanılacak. Çocuklarımız orada daha güzel bir eğitim alacak. Bizim 47 inşaatımız, milli eğitim alanında devam etmektedir. Bu sene okulların açılmasıyla beraber inşallah 35’ini ya da 36’sını hizmete açacağız. Eğitim alanında çok ciddi bir yatırımımız söz konusudur. Halihazırda 47 okulun inşaatı devam etmektedir. Bunlar lisedir, ortaokul ve ilkokuldur, imam hatiptir, mesleki liselerdir, kız meslek liseleridir, teknik liselerdir."

Ağrı’da çok muazzam bir eğitim seferberliği başladığını belirten Işın, sözlerine şöyle devam etti: "Şu an derslik başına 29 öğrenci düşüyor. Bu okullarımız bittiği takdirde bu 23’e, 24’e düşecektir. Dolayısıyla Ağrı’nın fiziki manada eğitim ihtiyacı karşılanacaktır. Bize düşen çocuklarımızı iyi bir şekilde eğitmektir. Anne ve babalar olarak, halk olarak, vatandaş olarak çocukların iyi bir eğitim alması için gayret göstermek mecburiyetindeyiz. Bu çocukları kendileri için, gelecekleri için, kendimiz için geleceğe hazırlayacağız. Dolayısıyla çocuklar bizim için çok değerlidir, çok mukaddestir. Çocukların insanca yetişmeleri ve eğitim almaları için en güzel şekilde devlet olarak, siz ebeveynler, anneler ve babalar olarak her türlü fedakârlığı yapacaksınız ve yapıyorsunuz ve yapmak zorundayız.”

“AMACIMIZ İNSANLARI YAŞATMAKTIR”

Çocukları başkalarına yem yapmayacaklarını dile getiren Vali Işın, şunları söyledi:

“Çocuklarımız size saygılı birer evlat olacak. Anne ve babalarının ellerinden öpecekler. Onların sözünden çıkmayacaklar. Saygılı birer insan olacaklar. Yakmayacak, yıkmayacak, öldürmeyecekler, ateşe vermeyecekler, mükerrem insan olacaklar. İyi insan olacaklar. Sevilen, sayılan insan olacaklar."

İnsanın yaradılış gayesinin bu olduğunu anlatan Işın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim amacımız, hedefimiz çocuklarımızın iyi yetişmesidir. Bu konuda gayret gösteriyoruz. Kötü, menfi manada hareket eden her şeyin karşısındayız. Bizim amacımız insanı yaşatmaktır. Bizim amacımız insanları huzur içerisinde yaşatmaktır. Bizim amacımız, köyümüzle beraber, ilçemizle beraber, ilimizle beraber en mükemmel manada kalkınmayı gerçekleştirmektir, insana iş bulmaktır. Akşam anne babalar sofraya oturduklarında çocuklarıyla sağ salim sofraya otursun. Anneler, babalar, akşam eve gittiklerinde bir parça ekmek götürsün. Şerefli, haysiyetli ve namusluca yaşasın. Bizim derdimiz budur. Sizden kötü bir şey mi istiyoruz? Hayır. Sizin için istiyoruz. Eğer bu kötüyse deyin ki Sayın Vali sen kötü şey söylüyorsun. Biz sizin için iyi olanı istiyoruz. Ama sizin için kötü olanı isteyenler vardır. Bunun farkında olun.”

“BİZİM ÇOCUKLARIMIZI ÖLDÜRENLER BİZE BAŞSAĞLIĞINA GELİYOR”

Ağrı’nın başka bir yere gitmesine izin vermeyeceğini dile getiren Vali Işın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar siz izin vermediniz, biz de vermeyeceğiz. Bu bizden birisi de olabilir. Bu bizim kötülüğümüzü isteyen, Ağrı’yı başka yere götürmek isteyen, bu köylü de olabilir, ilçeden de olabilir, ilden de olabilir. Ama sizi ve çocuklarınızı yanlış yöne sevk edenlere fırsat vermeyin. Onlara itibar etmeyin. Çocuklarınızı ölüm makinesi haline getirenler, sonra çocuklar öldürüldüğünde, onların cenazelerini getirip ‘başın sağ olsun’ dediklerinde, siz de ‘bunun katili aynı zamanda sizsiniz’ diyeceksiniz. ‘Çünkü bu çocukları dağa götürenler sizlersiniz’ diyeceksiniz. ‘Siz buna sebep oldunuz’ diyeceksiniz. ‘Siz bizim huzurumuzu kaçırıyorsunuz’ diyeceksiniz. Buna fırsat vermeyeceksiniz. Hem Kürt çocuklarını kandırıp dağa götürecekler, onları ölüm makinesi haline getirecekler, hem de onlar öldürüldüğünde anne babalarına gelip ‘başın sağ olsun’ diyecekler. Bunun farkında olmamız lazım. Bizim çocuklarımızı öldürenler sonra bize başsağlığına geliyor. Biz bunları bileceğiz tanıyacağız.”

“DEVLETİMİZ ZENGİNDİR, GÜÇLÜDÜR”

“Devlet yapıyor, iş veriyor, imkan veriyor, fakir fukarasına bakıyor” diyen Vali Işın, aç kalanların ihtiyacı olanların valiliğe gelmesini isteyerek "Gelsin beni görsün. ‘Sağlık hizmetini alamıyorum’ diyen varsa, ‘ilacımı alamıyorum’ diyen varsa gelsin beni görsün, sorumlusu benim. ‘Çocuğum okula gidemiyor, üniversiteyi kazandı, okula gönderemiyorum’ diyen varsa gelsin sorumlusu benim. Kötü bir şey mi yapıyoruz? Bunlar yanlış şeyler mi? Hayır. Bunlar sizin için değil midir? Hepsi sizin için. Fakir fukaraya bakıyor muyuz, bakıyoruz. Dul kadınlarımıza maaş veriyoruz. Engelli kardeşlerimize bakım ücreti veriyoruz. Kendisine ayrıca ücret veriyoruz. Devlet bütün bunları yapıyor. Değerli kardeşlerim, bakın bizim sizlerden sadece bir isteğimiz var. Huzurumuz. Huzurumuzu bozana fırsat vermeyeceğiz. Ağrı’da, Ağrı için söylüyorum, ben buranın valisiyim. Eğer burası huzursuz edilmezse Ağrı olarak, burası çok kısa bir sürede uçar uçar. Devletimiz zengindir, güçlüdür Allah’a şükür. Her türlü yatırımı yaptık yapıyoruz. Şu anda burada devam eden yatırımların toplam miktarı 2 katrilyon 300 milyar TL’dir. Buna sosyal yardım dahil değil. Ama sizde lütfen aranıza sokulacak fitneye fırsat vermeyeceksiniz, vermeyeceğiz.”

“DÜRÜST OLACAKSINIZ DÜRÜST”

HDP milletvekillerini sert bir dille eleştiren Vali Işın, “Hem ‘TC’ diyeceksiniz, hem onun milletvekili olacaksınız, hem maaş alacaksınız, hem terörist cenazesine katılacaksınız. Kürt çocuklarını götürecek dağda yem yapacaksınız. Ondan sonra cenazesine katılacaksınız. ‘TC’ dediğiniz devletten de maaş alacaksınız. Yüreğiniz yetiyorsa devletten maaş almayın. Madem TC’ye karşı çıkıyorsunuz. Niye maaş alıyorsun? Bu fakir fukara devletten maaş mı alıyor? Sen de alma. Ondan sonra Donkişot’luk yapacaksınız, kahramanlık yapacaksınız ortalıkta dolaşacaksınız. Yok öyle yağma. Dürüst olacaksınız dürüst. Fakir fukaranın ekmeğine, çocuğunun canına, malına göz dikmeyeceksin. Bizim isteğimiz budur” dedi.

“BU ÖRGÜT KÜRTLERE DÜŞMANDIR”

Halkın arasına fitne sokanların ensesinde ellerinin olacağını ve bunu herkesin bilmesini isteyen Vali Işın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hiçbir şekilde Ağrı’nın huzursuz edilmesine izin vermeyeceğiz. Sizlerde onların gerçek yüzünü görüyorsunuz. Gün geçtikçe görüyorsunuz. Değerli kardeşlerim, bakın bu örgütün Kürtlerden başka bir düşmanı yok. Bu örgüt Kürtlere düşman. Bunu bilin. Canınıza düşmandır, namusunuza düşmandır, malınıza düşmandır, esnafın parasına düşmandır, camisine düşmandır, Kur’ana düşmandır, Peygamberine düşmandır. Değilse deyin değil. Bunları girin şu an internette görüyorsunuz, en yakın zamanda bunları yaşadık. Onun için değerli kardeşlerim bakın iki şey denenmez. Birisi ölümdür. Öldükten sonra bir daha gelmek yok. Allah’a hesap vereceksiniz. Bunu yapanlar Allah’a hesabını verecek. Bunu yapanlar sadece bu dünyada çekmeyecekler, bunu yapanlar Allah’a da hesabını vereceklerdir. Öyle yağma yok. Burada fakir fukaranın çocuğunu öldüreceksiniz, üstünden siyasi istikbal temin edeceksiniz. Ondan sonrada kurtulacaksınız, öyle yağma yok. İkincisi de devlet tecrübe edilmez. Yani, bu devlet yıkılsın, Allah kerimdir. Yok, böyle bir şey kardeşlerim.”

“PKK TAŞERON BİR ÖRGÜTTÜR”

Suriye ve Irak’ta yaşananlardan örnek veren Vali Işın, “Suriye’yi görüyorsunuz. Irak’ı görüyorsunuz. Irak’ta 15 senedir neredeyse devlet yok. Suriye’de devlet yok. İnsanlar perişan. Irak’ta yok, Suriye’de yok, Afganistan’da yok, Filistin’de yok, Yemen’de doğru dürüst yok, Lübnan’da doğru dürüst yok, Libya’da yok. İstiyorlar ki Türkiye’de böyle olsun" dedi.

Türkiye’nin böyle olmasına 78 milyon insanımızın izin vermeyeceğini anlatan Vali Işın, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz devletimizi kaybedersek, canımızı kaybederiz, namusumuzu kaybederiz, malımızı kaybederiz. Geriye ne kalıyor? Bir şey kalmıyor. Dikkatli olalım, aklımızı kullanalım başkasına yem olmayalım. PKK taşeron bir örgüttür. Bunu kim söylüyor? Bunu herkes söylüyor. Bunu kim söylüyor? Buranın bir milletvekili bana söyledi. Dedim ki gidin söyleyin gelip Kürt çocuklarını kaldırıp götürmesinler. Gelip polisimizi, askerimizi, Kürtleri öldürmesinler. Dedi ki ‘Sayın vali, 20 devletin PKK’nın içinde eli vardır.’ Daha ne söyleyeyim ben. Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, Kur’an bir, vatanımız bir, bayrağımız bir, kıblemiz bir. Bin yıldır beraber yaşıyoruz. Bu kardeşlik bize yeter. Kürde ‘sen bir şey olamazsın’ diyen var mı. Yok. Kürt neye sahipse Türk’te ona sahip. Kürt neye sahipse Zaza da ona sahip. Arap’ta ona sahip. Kimsenin kimseden bir fazlalığı ya da azlığı yok.”

Vali Işın, dış odakların Türkiye’yi zayıflatmak için PKK projesini uyguladığını belirterek şunları söyledi:

“Aklımızı başımıza alacağız, bu oyuna gelmeyeceğiz, çocuklarımızı bunlara yem yapmayacağız, çocuklarımızı koruyacağız, muhafaza edeceğiz. Mukaddesatımıza sahip çıkacağız. Başta canımız, başta namusumuz, başta imanımız, İslam bunlar bize yeter. Bakın Allah’a şükür köy ne kadar güzel bir köy. Burada her türlü tarımsal faaliyet yapılabilir. Devlet her türlü imkanı veriyor, vatandaşımızın tarımsal faaliyetlerde bulunması için. Ziraat Bankası veriyor, TKDK veriyor, SERKA veriyor, Tarım Bakanlığı veriyor, her şeyi veriyor Allah’a şükür. Bizim devlet olarak sadece vatandaşımızdan istediğimiz şey bu kadar devlet hizmet yapıyor, bu kadar hizmeti ayağınıza getiriyor, tek istediğimiz şey vatandaşın huzurunu bozanlara fırsat verilmemesi ve huzurunu koruması. Bunu kimin için istiyoruz? Sizin için istiyoruz. Kötü bir şey mi istiyoruz. Hepiniz Allah’a emanet olun, teşekkür ederim.”

Yapılan konuşmanın ardından okulun temeli atıldı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.