ÇEVRE - 18 Ekim 2021 Pazartesi 10:28

Van Gölü'nde kuraklık etkisi: Balıkçı tekneleri limana yanaşamadı

A
A
A
Van Gölü'nde kuraklık etkisi: Balıkçı tekneleri limana yanaşamadı

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü'nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle suların çekilmesinden dolayı balıkçı tekneleri limana yanaşamadı.

Küresel iklim değişikliği ve yağışların azalması nedeniyle oluşan kuraklık, Van Gölü’nde balıkçılık yaparak geçimini sağlayan vatandaşları olumsuz etkiledi. Sıcaklıkların artmasıyla beraber yağışların azalması Van Gölü'ndeki su kaybını artırdı.

Gölde suların çekilmesiyle birlikte balıkçı limanlarındaki sularda sığ kaldı. Van’ın Çitören Mahallesi’ndeki balıkçı limanında suların sığ kalmasından dolayı tekneler limana giremedi.

Van Gölü’nde yaşayan inci kefalini avlayarak geçimini sağlayan balıkçılar, avdan döndükten sonra teknelerini limana yanaştıramadı. Limanın içerisindeki tekneler kullanılamazken, 8 balıkçı teknesi ise limanın dışında kaldı. Balıkçıların yaşadığı olumsuz durum, göldeki su kaybını bir kez daha gözler önüne serdi.

Van Gölü'nde kuraklık etkisi: Balıkçı tekneleri limana yanaşamadı

“Çıkacak bir fırtınada bu teknelerin hepsi hasar görecek”

İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Çitören Mahallesi’nde yüzlerce insanın geçimini Van Gölü’ndeki inci kefali balıkçılığından sağladığını hatırlattı. Van Gölü’nün çekilmesiyle birlikte limanlarda suyun sığlaştığını ifade eden Akkuş, “Limanda suların sığlaşmasından dolayı onlarca balıkçı teknesi limana giremiyor. Van Gölü’nün çekilmesinin ortaya çıkardığı sorunlardan biri de budur. Göl kenarında bulunan balıkçı limanları artık işlevsiz hale geliyor. Buraların derinleştirilmesi ya da ileri plana alınması lazım. Limana giremeyen balıkçılar tekneleri limanın girişine bırakıyor. Çıkacak bir fırtınada bu teknelerin hepsi hasar görecek veya batacaktır. Dolayısıyla ilgili kurumların buna bir çözüm bulması gerekmektedir” dedi.

Van Gölü'nde kuraklık etkisi: Balıkçı tekneleri limana yanaşamadı

“Tekneler artık yanaşamıyor”

Geçimini inci kefalini avlayarak sağlayan balıkçı Nurettin Yıldırım ise Van Gölü’nün kuraklıktan dolayı çekildiğini belirterek, “Suların çekilmesiyle barınağımız bozuldu ve tekneler artık yanaşamıyor. 12 teknemizden 4’ü hasar gördü. Şanzımanı kırılan bir tekneyi ise karaya çektik. Diğer tekneler ise limanda kaldı. Limanın temizlenmesi için özel olarak 10 bin liraya kepçe kiraladık. Limanı temizlettik ama bu sadece 10 gün sürdü. Suların tekrar çekilmesiyle barınaktaki sular yine sığ kaldı” diye konuştu.

Yılmaz Sönmez - Yunus Tuğrul
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.