ASAYİŞ - 27 Eylül 2020 Pazar 19:26

Vatandaşı 10 milyon TL dolandırdığı öne sürülen 2 kuyumcu tutuklandı

A
A
A
Vatandaşı 10 milyon TL dolandırdığı öne sürülen 2 kuyumcu tutuklandı

Manisa'nın Şehzadeler ilçesinde, kısa vadede altın alım satımı yaparak vatandaşları yüksek kar sağlayacağı vaadiyle dolandırdığı iddia edilen 2 kuyumcu çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Piyasadan yaklaşık 10 milyon topladıkları öğrenilen kuyumcular hakkında yaklaşık 200 kişinin emniyete giderek suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi.

Manisa'nın Şehzadeler ilçesi Kuyumcular Çarşısı olarak bilinen Dr. Sadık Ahmet Caddesinde kuyumculuk yapan A.T. ile M.Ö.’nin iş yerinin kapalı olduğunu öğrenen ve bu kişilere ulaşamayan bir grup vatandaş, geçtiğimiz Cuma akşamı dükkan önünde toplanarak dolandırıldıklarını ve kuyumculara ulaşamadıklarını belirtti.

Olay yerine sevk edilen çok sayıda polis ekibi, kalabalık grubu sakinleştirmeye çalıştı. Kuyumcuların kısa vadede altın alım satımı yaparak yüksek kar elde etme vaadiyle vatandaştan para topladığı öne sürülürken emniyete yapılan şikayetler üzerine kuyumcular A.T. ile M.Ö. gözaltına alındı.

Yaklaşık 200 mağdur da emniyete giderek 2 kuyumcu hakkında şikayetçi oldu. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 2 kuyumcu bugün adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkan 2 kuyumcu da tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Vatandaşı 10 milyon TL dolandırdığı öne sürülen 2 kuyumcu tutuklandı

Sadık Cangel
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde “I. Erzurum Fen Liseleri Sempozyumu” gerçekleştirildi Erzurum Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “I. Erzurum Fen Liseleri Sempozyumu”, büyük bir katılımla ve coşkuyla başladı. Sempozyumda, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, Erzurum Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit İncekara, Yakutiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdurrahman Gazioğlu ve Oltu İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin Kara protokolde yer aldılar. Sempozyumun Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ümit İnce Kara açılış konuşmasında; “Bu sempozyumun amacı, liseler ile üniversiteler arasında köprü oluşturmak ve karşılıklı etkileşimi teşvik etmek için platform sağlamaktır. Öğrencilerin aktif katılımıyla gerçekleşen bu programda temel hedef, öğrencilerin üniversite hayatıyla tanışmalarını ve üniversiteler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Bu yıl elde edilen sonuçlardan sonra, gelecek yıllarda bölgesel düzeyde daha kapsamlı çalışmalar yapılması ve ulusal çapta kurumsal bir platform oluşturulması hedeflenmektedir” dedi. Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız motivasyon dolu konuşmasında öğrencilere; “Hayal kurmaktan asla vazgeçmeyin. Bu ülkeyi hayalinizle geliştirip inşa edeceksiniz.” diyerek geleceğe dair umut dolu perspektif sundu. Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı ise, sempozyuma desteklerini esirgemeyen il ve ilçe milli eğitim müdürlerine ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerini ileterek, en büyük teşekkürün öğrencilere olduğunu belirtti. 400’ün üzerinde kayıtlı öğrenci, öğretmen ve müdürün katılımıyla 2 gün sürecek olan sempozyuma büyük ilgi gösteriliyor. 100’ün üzerinde sözlü sunumun gerçekleşeceği etkinlik, öğrencilerin deneyim kazanmaları ve bilgi alışverişinde bulunmalarına önemli bir fırsat sunuyor.
Malatya 45 yıldır zamana ayar veriyor Deprem bölgesi Malatya’da, yaşayan 57 yaşındaki saat ustası Mehmet Üzmez ilerleyen yaşına rağmen mesleğini sürdürüyor. Yaklaşık yarım asırdır zamana ayar veren Üzmez, deprem sonrası kenti terk etmeyerek ekmek mücadelelerine devam ettiklerini söyledi. Kahramanmaraş merkezli depremlerde kent merkezinde bulunan iş yerlerinin yıkılmasının ardından Valilik tarafından tahsis edilen konteynerde ekmek mücadelesine devam eden 57 yaşındaki saat ustası Mehmet Üzmez ilerleyen yaşına rağmen mesleğini sürdürüyor. Yaklaşık yarım asırdır zamana ayar veren Üzmez deprem sonrası çeşitli meslekte bir çok ustanın şehir dışına çıktığını ifade ederek, kendilerinin ise kenti terk etmeden ayakta durmaya çalıştıklarını kaydetti. “Mesleğe 1976 yılında başladım” Mesleğe küçük yaşlarda başladığını belirten kentteki zanaat ustalarının son temsilcilerinden biri olan Mehmet Üzmez, “Deprem sonrası memleketimizi terk etmedik. 20 yıldır Söğütlü caminin alt kısmında esnaflık yapıyordum, daha sonra cami yıkılınca valilik bizlere konteyner tahsis etti altı-yedi aydır buradan evimize ekmek götürüyoruz. Saatçilik mesleğini 1976 yılından beri yapıyorum. Saat ustası olarak çok fazla zanaatkar bulunmuyor, eski ustalardan beş-altı kişi kaldı. Bizlerde şehrimizi terk etmedik. Konteynerde işlerimizi sürdürüyoruz. Bugünde bir süre yanında kalfalık yaptığım ustamız Ömer Mecit’de ziyaretimize geldi mutlu olduk. Büyük bir felaket atlattık Allah bugünümüzden beter etmesin” dedi. “Müşterilerimiz bizi görünce mutlu oluyor” Depremler sonrası mesleğini sürdürmesi için çeşitli illerden teklifler de aldığını belirten Üzmez, çok fazla saat tamiri talebinin de bulunmadığını ifade ederek,” Saat satışlarımızda idare eder düzeyde. Müşteri potansiyelimiz yüksek. Az miktarda bir kaybımız oldu. Bizleri yeni yerimizdeki konteynerde gören müşterilerimiz mutlu oluyor, geçtiğimiz günlerde ziyaretimize gelerek gözyaşları döken müşterilerimizde var” diye konuştu. Bir süre beraberinde kalfalık yaptığı 86 yaşındaki ustası Ömer Mecit’inde ziyaret ettiği Üzmez, Ustası Mecit’te çok şey öğrendiklerini söyledi.
Denizli 10 yıl sonra yargı yolu gözüken taciz sanığı ortadan kayboldu Denizli’de 2013 yılında oyun oynama bahanesiyle evine çağırdığı iki çocuğa istismarda bulunduğu iddia edilen sanığa verilen 22,5 yıl hapis cezası kararı, Yargıtay tarafından bozuldu. Sadece 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen ve yeniden yargılanmasına karar verilen sanığın, duruşmaya katılmayınca hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Denizli’de 27 Temmuz 2013 tarihinde bir sitede meydana gelen olayda; 32 yaşındaki M.O.’nun aynı sitede yaşayan komşularının 5 yaşındaki kız çocuğu E.M.D. ile erkek çocuğu İ.D.’yi oyun oynama bahanesiyle evine götürüp defalarca cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla soruşturma açıldı. Gözaltına alınan M.O., sevk edildiği adliyede ’çocuğun cinsel istismarı’ ve ’cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27 Ocak 2014 tarihinde görüşen 5’inci duruşmada, tutuklu kalınan süre, delillerin toplanmış olması, sanık ve mağdurlara ait raporların alınması sürecinin uzun sürecek olması ve sanığın sabit ikametgah sahibi olması dikkate alınarak tahliye kararı verildi. Temmuz 2017’de görülen karar duruşmasında ’cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan beraat eden M.O.’ya, iki çocuğa ’cinsel istismar’ suçundan ise 22,5 yıl hapis cezası verildi. Aile, 6 ay tutuklu kalan sanığın tutuklanmamasına, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nde itiraz etti. 2019 yılında dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, M.O.’nun beraat kararını bozarak, iki çocuğa ’cinsel istismar’ suçundan aldığı 22,5 yıl hapis cezasının üzerine ’cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da her bir çocuk için 5’er yıl daha hapis cezası verilmesi gerektiğini belirtip, dosyayı tekrar görüşülmek üzere Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi. Yeniden yargı yolu gözüken M.O.’nun, çocuğun babasının şikayeti üzerine kendi öz yeğenine de cinsel istismarda bulunduğu şüphesiyle soruşturma geçirdiği belirlendi. Yeniden yargı yolu gözüken taciz sanığı M.O.’nun yargılanmasına Antalya Bölge İdare Mahkemesi’nde başlandı. Denizli 1. Ağız Ceza Mahkemesi’nden Antalya’daki duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlanarak savunma yapmasına karar verilen sanık, yeniden açılan dosyanın ilk duruşmasına katılmadı. Mahkeme heyeti firari pozisyona düşen sanık hakkında yakalama kararı çıkartarak, duruşmayı Ekim ayına erteledi. "30 yıla yakın ceza alırdı" Duruşmanın ardından Denizli Adliyesi önünde bir açıklama yapan mağdur çocuk ailelerinin avukatı Fersu Ege Kandemir, "2 çocuğun nitelikli cinsel istismar suçunda 22 yıl 6 ay hapis cezası alan sanık hakkında bugünde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu nedeniyle yargılanması yapıldı. Yargılamanın birinci celsesinde beklediğimiz gibi sanığın ve müdafisinin olmadığını gördük. Sanık duruşmaya gelmedi. Şu anda yasal anlamda kaçak pozisyonundadır, firaridir. Mahkemede kendisinden ifade alabilmek ve daha sonraki aşamalarda tutuklama yapılabilmesi için yakalama kararı çıkarttı. Sanık şu an sabit ikametgah sahibi değil. Evinde bulunamadı, tebligatları ne elden ne muhtardan almamış, kendisine de ulaşılamıyor. Sanık net anlamda azılı bir suçlu olarak toplumun içerisinde saklanıyor. Yurt dışı çıkış yasağı olmadığı için yurt dışına firar etmişte olabilir. Geç gelen adaletin sonucu bu. 11 yıldır elini kolunu sallayarak sokaklarda, kamuya açık alanlarda, çocuk oyun alanlarında rahatlıkla gezen ve mağdurlarına bir yenisini daha ekleyen sanık adaletin karşısına çıkmadı. Belki de elini kolunu sallayarak gezebileceği daha uzun ömrü var. Sanık mahkemeye gelmiş olsaydı, karar çıkabilirdi. Karar çıkmasa dahi tutuklama kararı çıkartılır, bir sonraki celse karar çıkardı. Karar açıklanmış olsaydı da kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan her iki çocuğa da haksız eyleminden dolayı en üst hadden, çocuk başına 15 yıldan başlayarak, toplamda 30 yıla yakın ceza alırdı" dedi.