SAĞLIK - 28 Mayıs 2020 Perşembe 11:51

Virüs sonrası ‘uyum bozukluğu’na dikkat

A
A
A
Virüs sonrası ‘uyum bozukluğu’na dikkat

Korona virüs normalleşme takvimi netleşirken, uzmanlar karantina döneminin ardından ortaya çıkabilecek psikolojik sorunlara işaret ediyor. Bu dönemde görülebilecek her belirtinin bir psikolojik soruna işaret etmediğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi, “Bu dönemde uyum bozukluğu gibi psikolojik sorunlar da görülebilir. Uyum bozukluğu, ilk 3 ay içinde yaşanan yoğun duygusal ve davranışsal sorunları içerebilir” dedi.

Uzmanlar, korona virüs salgını nedeniyle uzun bir süredir evlerde geçirilen sürenin ardından, iş ve sosyal yaşantıya geri dönüşle birlikte bir takım psikolojik sorunların da ortaya çıkabileceği uyarısında bulunuyor. Geçirdiğimiz sürecin etkilerinin herkes için farklı olabileceğinin altını çizen Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi, yaşanabilecek psikolojik sorunları işaret ederek sürecin nasıl daha sağlıklı bir şekilde atlatılacağı konusunda bilgiler verdi. Sevi, “Algı ve beklentilerimiz duygularımızı ve bu süreci nasıl yaşadığımızı etkileyecektir. Her şeyin birdenbire eskiye dönmesini beklemek hayal kırıklığı oluşturabilir. Eskiye dönüş kademeli olacaktır. Bu durum can sıkıcı gibi görünse de ortaya çıkabilecek daha büyük sorunları önleme amacı içerdiği hatırlanmalı ve sabırlı davranılmalıdır. Eski hayatımıza ilişkin rutinler mümkün olduğunca bu normalleşme sürecinin bir parçası olmalıdır” diyerek önemli uyarılarda bulundu.

“BU SÜRECİ HERKES FARKLI ŞEKİLDE YAŞAYACAK”

Bu süreçte duygularımızda değişimler fark edebileceğimizi söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi, şöyle devam etti; “Bu süreçte birbirimizden çok farklı duygular da yaşayabiliriz. Bu son derece doğal. İyi ki de duygusal tepkiler verebiliyoruz. Bu noktada bu duyguların yoğunluğu, şiddeti, süresi ve kişinin yaşamına etkisini dikkate almamız gerekir. Kişide belirgin sıkıntı oluşturan ve süreğen mutsuzluk, karamsarlık, huzursuzluk, uyku sorunları, iştah sorunları, kaygı nöbetleri, ağlama nöbetleri, sinirlilik, saldırganlık, konsantrasyon güçlükleri, içe kapanma, iş, okul ve/veya aile ortamında işlevselliğin belirgin şekilde bozulması ile kendine zarar verme düşünceleri ya da davranışları gibi belirtiler yardım almayı gerektirebilir. Akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, uyum bozukluğu, depresyon ve anksiyete bozuklukları gibi psikolojik sorunlar bu dönemin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Örneğin, bu dönemde daha yoğun yaşanabileceğini düşündüğüm uyum bozukluğu belirgin psikolojik ve sosyal stresörlerin ortaya çıkmasından sonra ilk 3 ay içinde yaşanan yoğun duygusal ve davranışsal sorunları içerebilir. Depresif duygudurum, kaygılı duygudurum ya da davranış problemleriyle seyredebilir. Psikolojik ya da psikiyatrik destek almayı gerektirebilir. Yakını hastalanan ya da yakınını kaybeden kişiler akut stres bozukluğu ya da travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilirler. Bu sözü geçen durumlar da tedavi edilmediğinde depresyon veya kaygı bozukluklarına neden olabilir. Tüm bunlara ek olarak hepimiz bu süreçte değişiklikler yaşıyoruz, kendimizi bir miktar mutsuz ya da endişeli hissediyor olabiliriz, yaşadığımız her belirti bir psikiyatrik rahatsızlık yaşadığımız anlamına gelmez. Yukarıda bahsettiğim sorunlar işlevselliğimizi bozuyorsa ve kendi başımıza çözmekte zorlanıyorsak mutlaka uzman desteği almalıyız”

“DURUMUN PSİKOSOSYAL ETKİLERİNİ DEVAM EDEBİLİR”

Karantina döneminde yaşanan psikolojik sorunların normal yaşantıya dönüşte psikolojik sorunlar getirip getirmeyeceği hakkında bilgi veren Oya Mortan Sevi, “Üzerinde pek fazla kontrol gücümüzün olmadığı bir sürece tanıklık ediyoruz. Tüm dünyada milyonlarca insan ölüyor, kendi hayatlarımız ve yakınlarımızın hayatları ile ilgili endişeliyiz ve her şey bitse de bu durumun olası psikososyal etkilerinin süreceğini tahmin ediyoruz. Sürdürülen sorumluluklar nedeniyle çoğu insan duygularını baskılıyor ve sorunları düşünmeyi erteliyor olabilir, yaşam şartları da baş etme gücümüzü zorluyor olabilir, bunun sonucunda psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir ya da zaten var olan psikolojik sorunlar tetiklenebilir. Dahası normal yaşantıya dönüş ile birlikte bazı stresörler ortadan kalkarken yeni stresörler eklenebilir yaşamımıza. Fiziksel, ekonomik ve sosyal değişimler yaşanabilir ve bu değişimler de psikolojik olarak bizleri etkileyebilir. Ancak bu sürecin etkilerinin de herkes üzerinde birebir aynı olmasını bekleyemeyiz. Bununla birlikte, olayları yorumlama biçimimizin, yük kaldırabilme gücümüzün, ne kadar yükle başa çıkmaya çalışıyor olduğumuzun ve bu süreçteki sosyal desteğimizin bu dönemi nasıl atlatacağımız üzerinde bir etkiye sahip olacağını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

“1 AYDAN UZUN SÜRÜYORSA DESTEK ALMAK ŞART”

Karantina öncesi iş yaşamına geri dönmenin konsantrasyon güçlükleri doğurabileceğini söyleyen Sevi, “Ancak bunun doğal olduğunu hatırlamalılar, insan mekanik bir varlık değil; zihnimizdeki düşünceler, duygularımız, bedenimiz birbirini ve iş ortamındaki performansımızı etkileyebiliyor. Kendilerini yargılamadan bu durumun zamanla düzeleceğini kendilerine söylemeliler. Önlem ve kısıtlamaların bir süre daha devam edebileceğini düşünürsek iş ortamındaki alışkanlıklarını eskisi gibi sürdürmeleri de zaman alabilir. Ancak yoğun şekilde devam eden, kişide belirgin sıkıntı oluşturan ve günlük işlevselliği bozan belirtiler belki de yardım almayı gerektiren bir psikolojik sorunun işareti olabilir”

“ESKİ RUTİNLERDE ÇOK FAZLA DEĞİŞİKLİK YAPMAMAKTA FAYDA VAR”

Normalleşme döneminde yapılması gerekenler hakkında tavsiyeler veren Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi son olarak şunları söyledi; “Aslında insanların evde kaldıkları ya da kısıtlı dışarı çıkma ile sürdürdükleri yaşamlarında günlük rutinlerinde çok fazla değişiklik yapmamış olmaları bundan sonra da işlerine yarayacaktır. Örneğin uyku ve beslenme alışkanlıklarını çok fazla değiştirmemiş olmak, önceden de uğraştıkları boş zaman aktivitelerine zaman ayırmış olmak, az da olsa kendine zaman ayırmış olmaktan bahsediyorum. Şimdiye dek yapılmadıysa bile mümkün olduğunca bunlara dikkat etmeye başlamalılar. Yeni iyi alışkanlıklar kazanmak için de iyi bir dönem. Fiziksel aktiviteler arttırılabilir, evde de uygulanabilecek olan yoga ve meditasyon gibi gevşeme yöntemlerine başvurulabilir. Sosyalleşme açısından kısıtlılık devam etse de sosyal medya aracılığıyla aile ve arkadaşlarla ilişkiler devam ettirilmelidir. Sorumlulukların paylaşımı için de yakın çevreden sosyal destek alınabilir. Tüm bunlara ek olarak kişinin kendi başa çıkma yöntemleri ve sosyal destek ağları sorunları çözmede yeterli olmuyor ise psikolojik destek arayışına girebilir.”

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya 230 bin ilmek atarak dokudu, halısına 100 bin lira değer biçti Amasya’da ebatları 40 ile 45 santim olmasına rağmen dokunması 9 ayı aşan yüzde yüz el yapımı 2 Hereke ipek halı toplam 230 bin ilmek atılarak oluşturuldu. Halk Eğitimi Merkezi, emekli kursiyer Müzeyyen Ulavur’un dokuduğu halıların tezgahtan kesimi için tören düzenledi. İpek halı sanatının değerine işaret eden 61 yaşındaki kursiyerin, el emeği ve göz nuru eserlerinin tanesini değer biçtiği 100 bin liradan satabileceğini açıkladı. Yüzde yüz el yapımı halı Amasya Şehit Mehmet Gök Halk Eğitimi Merkezi’nin geleneksel el sanatlarının yaşatılması için düzenlediği kurslardan Hereke ipek halı kursu özellikle de emeklilerin ilgisini çekiyor. Hereke halısını diğer halılardan ayıran özellikler arasında çift düğüm tekniği kullanılması, ince ve kalın çift atkı tekniğiyle örülmesi ile kesiminin el makasıyla yapılıyor olması yer alıyor. Ayrıca Hereke halıların en önemli özelliği yüzde yüz el yapımı olması. Dokunması yıllar alabilen Hereke halı, dünyanın en ince ve en sağlam halısı olarak biliniyor. Yapımında, çözgüsünde birinci sınıf ipek ip kullanılıyor. “İpek halının değeri maalesef bilinmiyor” Çiçek ve canlı motiflerinden esinlenerek halılarını dokuyan memur emeklisi Müzeyyen Ulavur, “İpek halının değeri maalesef bilinmiyor. Tanesini 100 bin liradan aşağı satmam. Biri beş aylık emek. Asgari ücretten hesaplandığında 100 bin lira tutuyor” dedi. “Terapi gibi geliyor” Merkezdeki farklı kurslarda eğitim almasının ardından usta öğretici Fehmiye Bozkurt’un düzenlediği Hereke ipek halı kursuna katılıp bu sanatın inceliklerini öğrenen Ulavur, “4 ayda yaptığım pano halıya 100 bin ilmek, 5 aydan fazla sürene ise 130 bin ilmek atarak dokudum. Çok sabır ve emek istiyor ama çok keyifli. Motifin ilmeğini, rengini düşünüyorsun. Stres kalmıyor. Bedava terapi gibi geliyor” diye konuştu. Şehit Mehmet Gök Halk Eğitimi Merkezi yöneticileri, emektar kursiyerlerinin eserinin tezgahtan kesimi için özel tören düzenledi. Törene, Amasya Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Şube Müdürü Hayriye Tüfekçi ve Şehit Mehmet Gök Halk Eğitimi Merkezi Müdürü İbrahim Özarslan da katıldı.
Antalya Hayali araca 90 bin TL yatırdı, ruhsattaki plakaya bakınca şoke oldu Antalya’da internetten gördüğü kazalı ve trafikten men aracı 90 bin TL’ye almak isteyen araç boyacısı Cumali Orhan, adına düzenlenen ruhsata güvenip ücreti peşin yatırınca 1,5 yıllık birikiminden oldu. Satın aldığını zannettiği aracın satılık olmadığını, hatta başkasına ait olduğunu öğrenen Orhan, düzenlenen ruhsattaki plakanın tek harfinin farklı olduğunu görünce dolandırıldığını anladı. Orhan, “Hayali bir aracı satın almışım. 1,5 senelik birikimimi adam 15 dakikada aldı” dedi. Antalya’da sanayide araç boyamacılığı ile uğraşan 2 çocuk babası Cumali Orhan (40), internetten 105 bin TL’den satışa konulan kazalı bir aracı satın almak için A.S. ile iletişime geçti. Taraflar 90 bin TL’ye anlaşırken, Orhan Kırşehir’deki araca bakmaları için kuzenlerini belirtilen adrese yönlendirdi. Kuzenlerinin araçları görmesi üzerine satış işlemlerine başlanırken, A.S.’nin bulduğu şahsa vekalet veren Orhan, kendi adına düzenlenen ruhsata güvenip 90 bin TL’yi karşı tarafa gönderdi. Ruhsattaki harfi görünce şoke oldu Ardından aracı almak için oto servisi arayan Orhan, aracın satılık olmadığını ve ruhsat sahibinin başka kişiye ait olduğunu öğrenince şoke oldu. Ruhsatı kontrol eden Orhan, ilandaki aracın plakasıyla adına düzenlenen ruhsattaki plakada tek bir harfin farklı olduğunu görünce dolandırıldığının farkına vardı. Bir yandan karşı tarafa ulaşamayan Orhan, sahte ruhsattaki plakayı sorgulattı ve belirtilen plakada trafiğe kayıtlı bir araç olmadığını öğrenince soluğu polis merkezinde aldı. "Plakadaki tek farkı kaçırdım" Yaşadıklarını anlatan Cumali Orhan, "Benim adıma hazırlanan sahte bir sahte ruhsat, noter huzurunda imza atıyormuş gibi sahte bir sözleşme. Biz de adama güvendik. Aracın plakası ile bizim almak istediğimiz aracın plakası arasında tek bir fark var. Biz bunu kaçırdık. Gördüğüm aracın plakasında EH, bizimkinde EM yazmışlar. Tek harfi değiştirmiş, bunu ben fark etmedim” dedi. "1,5 senelik birikimimi adam 15 dakikada aldı" Parayı yatırdıktan sonra servisi aradığını ancak aldığı yanıtla şok geçirdiğini ifade eden Orhan, “Aracı satın aldığımı söyledim, sahibinin aranmasını istedim. Sahibi ne vekalet vermiş ne satış vermiş. Yani sahibi başkası çıkıyor. Yani ben hayali bir aracı satın almışım. Vekalet ücretleri, doları bozdurmamdaki zararla birlikte 100 bin TL param gitti. Bizim yatırdığımız hesaptan parayı çekmiş, hemen bankadan o hesabı kapattırmış. Sonra hiç onlara ulaşamadım. Çok mağdurum. 1,5 senelik birikimimi adam 15 dakikada aldı” diye konuştu. "İnsan değildir, hayvandan da sayılmaz" Orhan, kendisini dolandıran kişiye de seslenip, "Bu işi yaptığına göre onun çoluğu çocuğu yok, vicdanı da yoktur. Benim iyi niyetimi kullanıp bana zarar veriyorsa insan değildir, hayvandan da sayılmaz. Vidanı varsa benim paramı ödesin. Hakkımı helal etmiyorum. Bu dünyada olmazsa bile öbür dünyada illaki karşılaşacağız" ifadelerini kullandı.
Antalya Antalyasporlu milli yüzücülerden Bulgaristan’da 4 madalya Bulgaristan’ın Karadeniz kıyı şeridinde yer alan Burgaz kentinde gerçekleştirilen 11. Swimming Talent Cup’a katılan Antalyasporlu sporculardan Mevlüt Efe Güler ve Muhammed Eyüp Oya, Bulgaristan’dan 4 madalya ile ayrıldı. Bulgaristan Yüzme Federasyonu öncülüğünde çeşitli ülkelerin katılımı ile düzenlenen 11. Swimming Talent Cup, 26-28 Nisan 2024 tarihleri arasında Bulgaristan’ın Karadeniz kıyı şeridinde yer alan Burgaz kentinde gerçekleşti. Kupaya katılan milli takımda yer alan Antalyasporlu sporculardan Mevlüt Efe Güler ve Muhammed Eyüp Oya, Bulgaristan’dan 4 madalya ile ayrıldı. Ev sahibi Bulgaristan’ın yanı sıra Romanya, Litvanya, Sırbistan gibi çeşitli ülkelerin sporcularının da süre mücadelesi ettiği organizasyona katılan milli takımda Antalyaspor’un takım antrenörü Özkan Cantürk ile birlikte akreplerin milli yüzücüleri Boran Atasoy, Mevlüt Efe Güler, Abdülaziz Oruç, Muhammed Eyüp Oya, Deniz Keskin ve Bengisu Gürbüz yer aldı. Doğum yılı 2008 olan ve 15-16 yaş grubunda yarışan kırmızı beyazlıların başarılı milli yüzücüsü Mevlüt Efe Güler, 800 metre serbest yarışını 8:26:55 ile tamamlayarak birinci oldu. Aynı yarışı 8:33:27’lik derece ile Mevlüt Efe’nin hemen ardından tamamlayan bir diğer Antalyaspor’lu yüzücü Muhammed Eyüp Oya ise ikinci olarak gümüş madalyayı kazandı ve böylelikle ilk iki sırayı rakiplerine kapattı. Öte yandan 800 metrenin birincisi olan Mevlüt Efe, 400 metre serbest yarışını da 4:05:29 ile tamamlayarak ikinci oldu ve bir de gümüş madalya kazandı. Yine 400 metre mesafeye sahip olan ancak karışık stilde yüzülen yarışı 4:43:30 ile tamamlayan Muhammed Eyüp ise üçüncü sırayı elde ederek takım arkadaşı Mevlüt Efe gibi madalya sayısını 2’ye yükseltti.