KÜLTÜR SANAT - 24 Kasım 2016 Perşembe 18:47

Vizyonda bu hafta

A
A
A
Vizyonda bu hafta

Bu hafta vizyona giren filmleri sizler için derledik. İşte o filmler:

Bana Git De

Ali, var olma bunalımını aşmak için İstanbul’dan Doğu’ya doğru yolculuk yapmak isteyen çok başarılı bir gitaristtir, Leyal ise ünlü olmak için Doğu’dan kaçıp İstanbul’a gelmeyi hedefleyen genç ve güzel bir şarkıcıdır. Ali, kaçış ve arayışın iç içe olduğu bu yolculuğun bir durağında Leyal ile karşılaşır. Leyal, Ali’nin tersine İstanbul’a kaçmayı hedefleyen taşralı bir kızdır. Olağanüstü müzik yeteneğine sahiptir ve bu taşranın gölgesinde kaybolmaktan korkmaktadır. Ali’yi büyüledikten sonra Leyal ortadan kaybolur. Ali’nin arayışlarına Leyal de eklenmiştir. Ali, Leyal’nın trajik hikayesini öğrendiğinde ise bu arayışları iyiden iyiye sarpa sarmaya başlayacaktır.

Yönetmenliğini ve sanaristliğini Handan Öztürk’ün yaptığı dram yapımının yapımcılığını da Öztürk üstleniyor. Filmin başrollerini ise Atiye, Tayanç Ayaydın, Seyyal Taner, Birsen Dürülü, Umut Oğuz, Rıza Sönmez, Kaan Yılmaz ve Kahtalı Hamido paylaşıyor.

Çakallarla Dans 4

Serinin sevilen karakterleri Muhasebeci Servet, Kayınço Gökhan, Köfte Necmi ve Del Piero Hikmet hayat mücadelesi içinde ekonomik yetersizlikler sebebiyle aynı evde yaşamaya başlamıştır. Ev arkadaşlığı onlar için uyum sağlanması zor bir şeydir. Günün birinde Berber Hüseyin abi kahramanlarımızın karşısına çılgın ancak cazip bir planla çıkar. Almanya’daki dayıoğlu vefat ettiğinde vasiyet olarak da neyi işaret ettiği belirsiz bir harita bırakmıştır. Bunun bir hazine haritası olduğuna kanaat getiren kahramanlarımız tutundukları bu umut ışığının peşinden Edirne’ye yola koyulurlar...

Sevilen serinin baş kahramanları Şevket Çoruh, İlker Ayrık,Timur Acar ve Murat Akkoyunlu’yu yeniden bir araya getiren filmin kadrosunda Didem Balçın, Hakan Bilgin, Derya Şensoy ve kadroya yeni katılan Hande Katipoğlu ve Tim Seyfi de yer alıyor. Yapımcılığını Sugarworkz & TAFF’ın yaptığı, senaryosunu Ali Tanrıverdi ve Murat Şeker’in yazdığı filmin yönetmen koltuğunda da Deliormanlı filmine imza atan Murat Şeker oturuyor.

Frantz

Adrien adındaki genç bir adam, II. Dünya Savaşı’nda şehit düşen Frantz’ın mezarını günde iki kez ziyaret edip çiçek bırakmaktadır. Bu durum Frantz’ın nişanlısı Anna ve ailesinin dikkatini çeker. Genç adamı evde ağırlayan ve Frantz ile yakın arkadaşlığını öğrenen Anna, Adrien ile ortak duygular paylaştığını fark eder. İki yaralı insan birbirinin acısını paylaşarak hafifletirken, Frantz’a dair bilinmeyen sırlar da gün yüzüne çıkacaktır. François Ozon’un yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği filmin başrolleri Paula Beer ve Pierre Niney.

Lanetli Ev

7 aylık hamile olan Jennifer Branagan yıllar sonra Kansas’a geri döner. Doğduğu yere dönmesinin sebebi ise yaşadığı beklenmeyen bir psikolojik çöküştür. Anne olmanın getirdiği korku, annesi Meredith’in baskıcı tavrı, kocası Luke’la yaşadığı gergin ilişki ve taşınma stresi Jennifer’ı bir hayli zorlamaktadır. Jennifer hayatının kontrolünü kazanmaya çalışırken bu kez daha büyük bir sorun karşısına çıkar. Kiraladıkları evde garip olaylar olmaktadır. Jennifer evin hayaletli olduğundan korkmaya başlar. Fikirlerine destek bulamayan Jennifer kendi akıl sağlığını korumaya çalışırken, bir yandan da eve musallat olan bir varlık varsa bunun ne olduğunu çözmek zorunda kalacaktır...

Psikolojik gerilim-korku filminin yönetmenliğini Aaron Keeling ve Austin Keeling üstleniyor. Filmin başrollerini ise Emily Goss, Taylor Bottles, Cathy Barnett ve Jim Korinke üstleniyor. Filmin senaryosunda da yönetmenlerinkiyle birlikte Natalie Jones imzası var.

Pastoral Amerika

Dışarıdan mükemmel görünen bir aileye odaklanan yapım eskiden okulun yıldız atleti, şimdi ise başarılı bir işadamı olan Seymour “Swede” Levov ve ailesini yavaş yavaş keşfetmemizi sağlıyor. Eski güzellik kraliçesi olan karısı ve ergenlik çağındaki kızıyla mutlu bir hayat süren Levov’un mutluluğu bir gün kızının ortadan kaybolmasıyla bozuluyor. Kızının vahşi bir siyasi terör eylemi gerçekleştirmekle suçlandığını öğrenen baba ne olursa olsun kızını bulmaya karar veriyor. Ancak bu arayış sürecinde keşfettikleri hayatını derinden sarsıyor...

Ünlü oyuncu Ewan McGregor’ın ilk yönetmenlik denemesi olan Pastoral Amerika filmi Phillip Roth’un Pulitzer ödüllü romanını temel alıyor. Senaryosu John Romano tarafından yazılan filmin oyuncu kadrosunda ise McGregor’un yanı sıra Jennifer Connelly, Dakota Fanning, David Strathairn, Peter Riegert, Uzo Aduba ve Valorie Curry yer alıyor.

Savaş Vadisi

İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan Ordusu’ndan Medic Desmond T. Doss, Okinawa Savaşı’nda görev yaparken insanları öldürmeyi reddeder ve Amerikan tarihinin ilk Onur Madalyası’na layık görülen vicdani retçisi olur. Film, bu tek bir kurşun sıkmadan 75’e yakın kişiyi kurtaran kahramanın hikayesini ele alıyor.

Usta oyuncu ve yönetmen Mel Gibson’ın on yıl aradan sonra çektiği savaş filminin oyuncu kadrosunda Andrew Garfield, Vince Vaughn, Sam Worthington, Hugo Weaving, Luke Bracey, Teresa Palmer ve Rachel Griffiths gibi isimler yer alıyor. Filmin senaryosun ise Andrew Knight ve Robert Schenkkan’a ait.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.