EKONOMİ - 22 Eylül 2017 Cuma 12:01

Vodafone faturalılara özel yeni tarifesini duyurdu

A
A
A
Vodafone faturalılara özel yeni tarifesini duyurdu

Vodafone, faturalı portföyü 'Akıl Küpü Tarifeler'in yerine yeni özellikler eklediği 'Vodafone Uyumlu Tarifeler'i geliştirdiğini açıkladı.

Vodafone, faturalı aboneleri için 2 yıl önce geliştirdiği 'Vodafone Akıl Küpü Tarifeler'i baştan sona yenilediğini duyurdu. Müşterilerin değişen ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlanan faturalı tarifeler 'Vodafone Uyumlu Tarifeler' adıyla kullanıma sunuldu. Yapılan açıklamada, Türkiye’de ilk kez sunulan 'Biriktirme' seçeneğiyle dikkat çeken yeni 'Vodafone Uyumlu Tarifeler'de, ay sonuna kadar kullanılmayan içerikler yanmayacak ve aboneler istedikleri zaman kullanabilsin diye 3 ay boyunca biriktirilebilecek. Böylece, aboneler tarifelere değil, tarifeler abonelere 'uyum' sağlayacak.

Yeni tarifede ayrıca, 'Devretme', 'Durma' ve 'Tarife Değişikliği' seçenekleri de devam edeceği belirtilirken, aboneler ay sonuna kadar kullanmadıkları içerikleri bir sonraki aya devredebilecek, fatura durma özelliğiyle tarife aşımını önleyebilecek ve istedikleri zaman hiçbir ceza ödemeden alt ya da üst tarifeye geçebilecek.

Faturalı abonelere mobil iletişim ihtiyaçlarını karşılayacak akıllı seçimler sunmaya devam ettiklerini belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, şunları söyledi: "Vodafone olarak, odağına müşteri memnuniyetini yerleştirdiğimiz tüm faaliyetlerimizde abonelerimizin beklenti ve ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamaya özen gösteriyoruz. Baştan sona yenilediğimiz faturalı portföyümüz ‘Vodafone Uyumlu Tarifeler’ kapsamında, abonelerimize ay sonuna kadar kullanmadıkları içerikleri istedikleri zaman kullanmak üzere 3 ay süreyle biriktirme seçeneği sunuyoruz. Türkiye’de ilk kez sunulan bu özellik ve tüm diğer durma, devretme gibi seçeneklerimizle abonelerimiz tarifelere değil, tarifeler abonelerimize uyum sağlayacak. Vodafone Türkiye olarak, abonelerimizin iletişim ihtiyaçlarını uçtan uca karşılarken, onlara hayatı kolaylaştıran yenilikçi çözümler sunmayı sürdüreceğiz".
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.